138
gerçekten bu kulübün kuruluş değerlerine, taraftarının yaşadığı gururlara ve bunu referans alarak oluşan beklentisine, vizyonuna yakışmayan bir hale geldi avrupa'da. açıkçası ligdeki dominasyon, rekorlar falan da o kadar mutlu etmiyor beni. çoğumuzun gözünde galatasaray'ın avrupada olması gereken yer, 4 baba ülkeyi geçelim, fransa-portekiz-hollanda takımları sonrasında bir yer. hatta zaman zaman bu ülke takımlarını da eleyen, zorlayan, ama geri kalan belçikaymış isviçreymiş avusturyaymış iskandinavlarmış farketmeden favori olan ve çoğunlukla galip çıkan bir takım olmak. hedef bu olmalıyken, lafa gelince de öyleyken (hatta finaller kupalar falan o kadar kolay ağza alınabiliyorken), giderek daha da uzaklaşıyoruz. hatta harcanan paralar, getirilen oyuncular ölçüsünde bakınca çok daha vahim hale geliyor. yazın yaptığın transferlerle ingiliz italyan medyasında haber olup övünüyorsun, sonra orta sınıf vasat takımlara takılıp elenince daha çok dalga konusu oluyorsun. gerçekten bizim gibi yatırım yapıp, deli gibi ilgi gösterip avrupa kupalarının bu aşamalarında hakkını hiç veremeden elenen başka takım yok, ezeli rakibimiz dahil, maalesef.
şöyle bir çırpıda son yıllarımızı düşünüyorum kimlere elenerek bitirdik avrupayı diye. bugünden geçmişe gidelim : az alkmaar, young boys, sparta prag, kopenhag, barcelona, rangers, psv, club brugge, benfica,östersunds, anderlecht. daha da geri gidersen tromso var, steau bükreş var, karpaty lviv var. başta dediğim ülke takımlarını hadi çıkalım, onlara favori çıkmadık belki ama kalan takımların tamamı hayal kırıklığı. son 15 yılda sadece 3 sezon sayabiliriz içimize sinen bir performansla gurur yaşadık diyebileceğimiz. şampiyonlar ligi çeyrek finali, ertesi sezon gruplardan juve'yi eleyerek çıkmak, ve fatih hocalı son avrupa ligi grubunda namağlup liderlik, peşine de barcelona'ya gayet de iyi performans göstererek elenmek. bu 3ünde de fatih hocanın olması tesadüf değil sanırım. kalkıp o hiç bizi bu hallere düşürmedi demeyeceğim elbette, saydığımız elenmelerin bazılarında da o vardı ama başarıların tamamında olması da bir gerçek. juveli sezonda mancini olsa da sezona başlayan ve o takımı kuran olarak fatih hocanın payını katıyorum. ayrıca uefa kupası ve öncesini de katmayalım kıyasa, zira ülke futbolu ve kulübümüzün çapı da o zamanlar bambaşkaydı, o bir milattı ve sonrası beklentiler, başarı çıtaları da değişti tamamen. o yüzden de misal şu an okan buruk'un durumunu makul görmek adına o kıyaslamalara hiç katılamıyorum. ilk 3 sene fatih hoca da gruptan çıkamadı deniyor ama o yıllar avrupaya hiç entegre durumda değildik, alınan beraberlikler bile başarı sayılıyordu, öyle bir ortamla şu anki ortam çok ama çok farklı.
bu kulübün tekrar kim olduğunu hatırlaması, hatırlayacak insanlarla çalışması gerekiyor. bu uğurda da gerekirse üstüste 3 şampiyonluk alan yönetim, hoca veya oyuncu farketmeksizin kim bu işi yapamıyorsa veda edilebilir benim gözümde. futbol ikliminin bataklığının farkındayız, ülke içi rekabetin ne kadar toksik ilerlediğinin, bizi aşağı çektiğinin farkındayız. ama buna teslim olunmayacak, biz her şeye rağmen doğru işler yapabilirdik, transferde, saha içinde, medya önünde. maalesef avrupadaki başarısızlığın bahanesi değil bunlar.