galatasaraylı futbolcularda sıkça rastlanan durum. ancak bazı taraftararımız olayı abartıp sanki sonsuza dek öyle oynayacakmış gibi tek maçta asıp kesiyor oyuncuları. olmaz işler bunlar.
normaldir. vücut kendine gelse bile korkaklık devam eder.. bu da form düşüklüğüne yorulur çünkü oyuncu ayağını uzatamayınca* eskisi gibi mücadele etmiyor denilir.. en kısa sürede atlatılması oyuncu için de taraftar için de gereklidir. zira sabır sabır da bir yere kadar.
galatasaraylı futbolcularda sıkça rastlanması gayet normal olan durumdur. aylarca yürümekte bile zorlanan bir kişinin sahaya çıkıp eskisi gibi mücadele etmesini beklemek anlamsızdır. acaba yeniden bir şey olur mu tedirginliği bile performansı düşürür...
tabii bizim zırt pırt sakatlanan futbolcular için şu tabir daha anlamlı olur...
tobias linderoth'un yaşamadığı sorunsal. zira kendisi daha sakatlık sonrası evresine ulaşamamıştır, ulaşsa bile karşılaştırabileceğimiz bir performansı yoktur... öf be tobi bunlar hep seni sevdiğimden lan, dön artık muaoyum.
aydın yılmaz'ın iyileştikten sonra her zamanki oyunu.
13
amatör, hatta hobi amaçlı spor yapan şahsımın da birkaç kereler tecrübe ettiği ve hatta etmekte olduğu üzere atlatılması hiç mi hiç kolay olmayan acı gerçek. sakatlık öncesi kondisyon ve güce ulaşmak bile başlı başına çok zorlu bir maraton iken buna ek olarak bir de sakatlanan bölgenin doğrudan doğruya yapılan sporda aktif olan bir bölge ya da uzuv olması bu performans düşüklüğünün yaşanmasını kaçınılmaz kılmaktadır. bu duruma yakalanmamak genelde profesyonellikle bağdaştırılıyor olsa da irade, azim ve çokça da fedakarlık da gerektirmektedir.
sakatlık iyileşme sürecindeyse normal olan durum, ancak kronik sakat futbolcularda kalıcı bir performans düşüklüğü gözlemlenebiliyor. sakat olmadıkları dönemlerde de aslında "sakat sakat" oynuyorlar. sanırım türkiye'ye gelen yıldız futbolcularda yaş faktörüne takıldığımız kadar buna da takılmaya başlayacağız. hatta aman yaşlı olsun ama sakat olmasın noktasına da gelebiliriz.
feghouli, jakobs, fred, sneijder gibi yıldızlar örnek verilebilir. davinson'da da var bir şeyler. yoksa düşmezdi bize.
o yüzden dönüp dolaşıp yine barış alper, apo, yunus gibi oyunuların ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. biri altyapıdan, biri alt ligden, biri anadolu'dan geldi. uzun vadeli planlarda bu çocuklara mecburuz.