ilk çeyrekte pota altında kötüydük çok fazla ribaund kaptırdık ve savunmada da iyi değildik çok boş atış bıraktık fakat yinede sayı olarak geriye düşmedik. 20-22 gibi bir skorla bitti.
ikinci çeyrekte pota altında savunmayı sertleştirince atış vermeyince ve ribaundlarda eşitliği hatta üstünlüğü sağlayınca serilerle skoru lehimize çevirdik. fakat sonra gerek
* yanlış tercihlerle gerekse çeyreğin başındaki disiplinden kopmamız ve aşırı pas hataları, top kayıpları nedeniyle geriye düştük yine ve 35-39 ile bitti.
üçüncü çeyrekte ikinci çeyreğin başındaki gibi yine iyi savunma ve iyi hücumla skor olarak olmasada oyun olarak çok büyük bir üstünlük sağladık. fakat bu sırada hakemler oyuna dahil oldu ve saçma sapan kararlarla skor üstünlüğü sağlamamızı ve fenerbahçe'nin oyundan düşmesini engelledi. buna rağmen mücadeleden vazgeçmedik çok güzel bir oyunla üçüncü çeyreği 61-54 önde bitirdik.
dördüncü çeyrekte yine gayet güzel başladık, ilk 3-4 dakika 8 sayıya kadar yükseldi fark fakat ondan sonra
zafer kalaycıoğlu'nun
* yanlış tercihlerinden dolayı fark azalmaya başladı. bunlardan en büyüğü fenerbahçe dış atışlarda iyi olduğu halde alan savunmasına geçmekti. zaten o andan sonra üst üste 3-4 tane 3lük buldu fenerbahçe ve fark kapandı, buna rağmen alan savunmasına devam ettik ve dış şutlardan sayı yemeye devam ettik ve 8 sayı öndeyken bir anda 7 sayı geriye düştük ve maç bu şekilde bitti.
yani bence gayet iyi oynayıp hakettiğimiz maçı 1 periyodda saçma sapan bir şekilde böyle yanlış taktiklerle kaybettik. tabii ki tek etken bu değil
jia perkins ve
ışıl alben olsaydı çok daha farklı olabilirdi bu maç ama eksiklerimize rağmen o kadar iyi oynadık mücadele ettik ve hakettik ama basit bir kaç hatayla kaybettik.
ayrıca maçın bir kısmını
fb tvden izlemek zorunda kaldım. spiker baya saçmalıyordu, fenerbahçeye değmesi gereken değneklerden falan bahsediyordu ben açtığımda ondan sonrada bir oyuncu için ''şapkayı tavşandan çıkarttı'' cümlesini kullandı. normalde tavşan şapkaya girer ama onlarda şapka tavşana giriyor demekki.