• 435
    ligin dibindeki zayıf rakibimize, hiçbir işlerine yaramayacak bir üç puan hediye ettiğimiz maçtır. ankaragücü, düşmesi gereken başak, rize, paşa gibi o kadar takım varken denizli, gençler ve erzurum’la birlikte düşecek dört takımdan biri maalesef. bununla birlikte, kalan tüm maçlarımızı kazanmamız durumunda, hala rakiplerin durumuyla ilgilenmeksizin şampiyonluğumuzu ilan edecek konumda olduğumuzu hatırlatmak isterim.
  • 447
    mustafa muhammed'in kırmızı kart gördüğü pozisyonu yorumlayan yorumcular nedense ankaragüçlü futbolcunun geliş şeklini hiç yorumlamıyorlar. adamın en baştan itibaren gelişinde hiç bir şekilde topla alakası yok, topa hiç bir an bakmıyor. gelişi muhammed'e sarılmak, belki de faul yapmak amaçlı. bu arada muhammed, oyuncudan kendini sakınmak amaçlı kolu ile bir hamle yapıyor ama rakibe darbesi bu hamleyi yaptığında değil kolu geri gelirken rakibinin kendisine doğru hamlesi sonucu oluşuyor. pozisyonun arkadan görüntüsü ile önden görüntüsü arasında çok fark var. benim anlattığım kısmı önden izlendiğinde daha belli oluyor. tabii pozisyonun kırmızı kart olduğunu savunanlar ise tamamen arkadan çekilen görüntüye göre yorum yapmayı tercih ediyorlar sadece. ankaragüçlü futbolcunun hareketlerini hiç yorumlayan yok.
  • 336
    hahahahahaha ya hocam bu kaçıncı maç bu şekilde saçma sapan değişiklik yapıp daha da bağırdığın.

    ikinci yarı değişiklikleri gördüğüm an bu maç bitti dedim çünkü 4-2-4 bizim oynayabilidigimiz bir taktik değil. sorun zaten hücum oyuncularının eksikliği değil bizim oyunu hizlandiramama sorunumuz. sorun yaratıcılıktaydi.

    bravo hocam çok güzel verdin maçı.

    kırmızıyi da yedik geçmiş olsun.
  • 468
    dün bütün gün içimde kötü hisler vardı, akşam da maalesef böylesi bir maça ve skora şahit olduk. çok ama çok üzüldüğüm bir maç oldu. kaybettiğimiz için değil, bu kadar çaresiz bırakıldığımız için.

    öncelikle sadece biraz avantaj kaybettik ama hayırlı bir mağlubiyet olacağına inanıyorum. bu sezon ilk defa bu kadar kenetlendiğimize şahit oldum çünkü. dün gece yaşadıklarımız ligin geri kalanında bize artı motivasyon olarak dönecektir ve inanıyorum ki sezon sonunda yine biz zirvede olacağız.

    aslında maça çok da kötü başlamadık. rakibi hapsedip, boğup şiddetli bir baskı kuramasak da 2 net fırsatla çok rahat öne geçebilirdik ilk yarım saat. keza ligin dibinde ve can havliyle oynayan ankaragücü'nün ilk şutu 45. dakikada cılız bir şuttu. sonrasında ilk yarı böyle bitti derken uydurma bir penaltıyla devreye 1-0 geri girdik. böylesi bir penaltı da zaten yarışta olan takımlardan sadece bize çalınırdı. ben eminim ki ilk yarı 0-0 bitse bile hoca en az 2 değişiklik yapacaktı baskıyı kurmak adına, çünkü ankaragücü'nün üstümüze gelme gibi bir niyeti yoktu ilk yarı. yine de ikinci yarı değişikliklerle maçı çeviririz diyordum ki nitekim 3 değişiklikle başladık. o arada yine bir fırsat geldi falcao ile çok net, kaçırınca döndü top kontradan şok bir gol daha yedik. elbette ki bunlar hep futbolun içinde olan şeyler ama golün arkasından hemen sonra muhammed'i bu kadar ucuz oyundan atmak tek kelime ile eyyamdı, bir yerlerden talimat almanın açıklamasıydı. buradan sonra zaten maç koptu, çünkü kaybettiğimiz maçlarda sadece maç kaybetmiyoruz resmen maç içinde psikolojimizle de oynuyorlar. yani burada bir çok yazar arkadaşın övdüğü inandığı halil umut meler puan alabilmemizi şansa bile bırakmadı. galatasaray takımı 2-0'dan çok maç çevirdi 3-2, 4-2. bıraksaydı belki yine yıllar sonra canımız sıkıldığında açıp izleyeceğimiz bir galibiyet yaşardık yine ama dedim ya o ihtimali dahi kaldırdı eksik bırakarak. belki de yine kazanamazdık ama bırakın bunu yaşayıp görelim, izin verin yahu.

    kendi adıma asıl sinir harbi sonrasında başladı. hepimiz yaparız ya maç sırasında sağlam cimbomlu eş dost akraba mesajlaşırız uzakta da olsak, anlık pozisyonu, taktiği hakemi vs. konuşuruz. abim mesaj attı, gördün mü fatih hocanın çıkardığı 11'i, yaptığı değişiklikleri, bu maç hocaya yazar diye. arkasından yine bir arkadaşım benzeri şeyler yazınca ben de film koptu. abi hiç olmadığı kadar bu sene objektif ve eleştirel bir yapıya büründü taraftarlarımız, gerçekten bu durum artık can sıkmaya başladı. hakem bizi doğradı ama... penaltı basitti ama... kırmızı kart haksız ama biz de iyi oynamadık ki. allah aşkına şu ama'ları bırakın artık ya neyse direkt söyleyin sonra zaten eleştirelim hep birlikte, zaten eleştiri ve daha iyiyi istemek bu camianın genlerinde var. fakat biz yapılanları görmezden gelip sadece iyi oynamadık kısmına geçince samimi olmuyo. ülkede pazar çarşamba 3 gün arayla iki maç oynanıyor, şampiyonlukta yarışan iki rakibin maçı ve bu iki maçta da var hakemi aynı kişi. bir maçta bariz penaltıyı görmezden gelip bir takıma maçı kazandırırken diğer maçta ise penaltı ve kırmızı kart olmayanı bu sefer görmezden gelip maçı kaybettiriyorsa biz nasıl şampiyon olacağız? daha öncede yazdım buraya sahada cevap vereceğiz hakemi de yeneceğiz diyen taraftarımıza öyle şeyler yaparlar ki anlayamayız diye. aha işte bir takım nasıl potada tutulup kollanıyor, biz ise nasıl aşağıya çekiliyoruz buyurun.

    şimdi göreceğiz bakalım kimler maçtan sonraki reaksiyondan dolayı nasıl hangi maddelerden sevk edilecek, nasıl cezalar verilecek. hele ki muhammed için ne yapacaklar, çok merak ediyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın