383
gedson maçın başından bu yana ilk kez doğru top yaptı. onu da linnes mundar etti.
146
acilen gol atıp, ankaragücü takımını açmamız gereken maç. aksi takdirde maç sıkıntılı bir yere doğru gider. ankaragücü, geride çok adamla bekliyor, her pozisyonda kendini yere atıyor, tribünde bağırıp çağıranlarla da hakemi baskı altına almaya çalışıyor. bir an önce golü bulmamız gerekiyor.
hakem aslında en beğendiğim hakemdir ama o da maalesef sıkıntılı kararlar veriyor.
285
sahaya belhanda atarak başlamalıyız, hatta kerem aktürkoğlu'da atılabilir, sahaya biraz yetenek atmamız lazım. onyekuru 3 haftadır formsuz top kontrol etmekte çok ciddi sıkıntılar yaşıyor, hatta falcao ile forveti çiftleyip gol için bütün yolları deneyebiliriz. her ligin bir şampiyonluk maçı var bizim maçımız bu gibi duruyor. kağıt üstünde kolay görünen bir maçın ilk yarısında 1-0 gerideyiz comeback'siz şampiyonluk olmaz bunu hepimiz biliyoruz şimdi bir şekilde üst düzey bir ikinci yarı oynayıp bu maçı almak zorundayız, başka şansımız yok allah yardımcımız olsun.
476
macin ilk 10 dakikasindaki oyunumuz itibariyla golu erken bulacagimizi dusunmustum ama dakikalar ilerledikce ankaragucu'nun direnisi de artti ve ilk yarim saat sonunda "zor mac olacak" kokusu alinmaya baslandi. buna ragmen devreye 0-0 ile girseydik hoca klasik olarak muhtemelen sistem ve oyuncu degisikligi yapmazdi, 70'e kadar beklerdik. ikinci yari basladiginda devredeki emre kilinc-falcao degisikliginin gereksiz oldugunu ve "en son ne zaman 4-4-2'ye donup mac cevirdik ki" diye dusundum. nitekim hocanin bir diger klasigi olan "maglupsan 4-4-2'ye don" yine ters tepti ve bir gol daha yedik. iki dakika sonra gelen kirmizi karttan sonra ise mac zaten koptu, o yuzden son yarim saatin analizini yapmiyorum.
ankaragucu'nu tebrik etmek lazim, oyle veya boyle 3 puani aldilar. biz de enseyi karartmayacagiz, bazen futbolda boyle enteresan maclar oluyor, zaten bu sporu bu kadar sevmemizin nedenlerinden biri de surprizlerinin bol olmasi.
289
bireysel performans olarak çok aşağıda oyuncularımız var.
gedson hiçbir şey yapmıyor. ne baskısı baskı, ne pası pas, tek kelimeyle sıfır.
rakip sahaya yerleşemediğimiz için arda'nın da etkisi sıfır.
e bunlar bu kadar kötüyken, rakibin önlem alacağı oyuncular belli, onyekuru'nun mostafa'nın başında 2şer 3er adam. ben hoca olsam arda ve gedson'u çıkartıp feghouli ve muhammed'i oyuna alırdım. hatta muhammed yerine falcao da olabilir, klasik bir 4 4 2 oynayabiliriz. müdahele lazım oyuna.
291
en sevmediğim maç tipi. hiç-bir-şey üretmeden dakikalar geçiyor ve berbat oynuyoruz ama rakip o kadar kötü ki sadece ileride daha agresif baskı yapsak biz bu maçı kazanırız tabi sahada 11 kişi kalabilirsek. (yedlin kırmızı sınırlarında dolanıyor)
160
çatıya adam mı diktik birader herkes yatıyor ya. 25 dakikada 3 kez vuruldular.
161
onyekuru’nun pozisyonuna faul verildi. şu pozisyon neyse diagne’nin pozisyonu da odur, ikisi de sadece faul.
eğer bu pozisyonlara kırmızı verilecekse röveşeta yasaklanmalı, kafa poziyonuna ayak kalkıyor çünkü.
163
duran topları ömer bayram'a kullandırmak suretiyle boşa harcadığımız maç.
165
neden yani neden? kale sahasını topu göndermen varken neden kaleye vurursun be ömer? az önce de kullandığı serbest vuruşta top ceza sahasına bile inmedi. en iyi duran top oyuncumuz bir de kendisi.
386
kazanan takımı bozmama hastalığı yüzünden en garanti maçı kaybettik, aynen böyle devam. hakemler haftalardır doğruyor tamam ama oynadığımız oyunun açıklaması ne? bu maç oynanan rezil futbolun bahanesi ne? gedson neden sahada? kanatta kaybolan arda neden ısrarla kanat oynuyor?
294
falcao linnes ve kerem aktürkoğlu değişiklikleri ile maçı kazanacağımıza inancım tam.
172
sahada guzel bugun oysa! oyun degismiyor maalesef.
299
yedlin - linnes
emre kılınç - falcao
arda - kerem
değişiklikleri ile devam ediyoruz.
173
duran top kullanacağımız zamanlar takım olarak iq kaybı yaşıyoruz. büyük bir takımın yıllar boyu süre gelen duran top basiretsizliğinin başka bir açıklaması olamaz. biz penaltı harici duran top kullanmayalım bence. en azından kontra atak yemeyiz rakipten.
308
çıldıracağım bu nasıl kaçar???
433
arda’nın ayağı rakibinin ayağına geliyor, bir de sezon başından beri herkesin bildiği üzere fırsat bekleyen hakemler için top ele de geliyor ve sonuç öyle ya da böyle penaltı. ama mustafa muhammed’in pozisyonu asla ve asla kırmızı kart değil. rakip koşarak mustafa’nın koluna çarpıyor. tekrarına bakın çarpmanın etkisiyle mustafa’nın kolu kapanıyor dirsek atan adamın kolu öyle kapanmaz. amma velakin hakemlerin fırsat kolladığını bile bile böyle nasıl olsa yenerim havasıyla çıkarsan sonuç bu olur. 11-10 oynarkenki gibi hızlı baskılı niye oynamaz bir takım koskoca ilk yarı boyunca hele de 11-11 oynarken. neyse inşallah artık iyi bir ders olur bu maç hem oyunculara hem teknik ekibe hem de bizlere.
ekleme: galatasaray’ımızın artık yediğinden fazla atar mentalitesiyle oynaması gerek tıpkı 1996-2000 yıllarında olduğu gibi. o dönemde rakiplere baya bir gol pozisyonu verirdik ama yediğimizden kat be kat fazlasını atacak pozisyonları bulur ve bir şekilde atardık. artık o futbolu istiyorum takımımızdan.
310
gelişine vur ya vurrr allah için vur! niye muhammet yoktu ki orada niyeeee!
313
bir faul 3 dkya mal oluyor.
314
65-70'e kadar beraberlik golünü bulursak kazanırız.
hadi inşallah.
319
orta sahamız zaten bozukken bir de emre kılınç'ı çıkarıp hiç top yapamamak. şaka gibi gerçekten.
193
takım gerçekten kötü, oyunu yıkamadık bir türlü.
ankaragücü gerçekten güçsüz, ilk yarıdan bitirmeliydik maçı, doğru düzgün organize pozisyonumuz bile yok.