801
avrupa hikayemizi tamamladığımız maç. çok şükür daha fazla rezalet yaşamadık. başta günay'ın performansı bunda önemli oldu. çok ders çıkarmak lazım. 13 tane maç kaldı. düzgünce top oynayıp şampiyonlukla bir dönemi kapamalıyız. cuesta'yı alan ya da onaylayan, demirbay'ı hala oynatan, bir tane genç oyuncuyu cesaret edip çıkaramayan teknik heyet başarılarıyla uğurlanmalı ve geleceğin galatasaray'ı daha güçlü inşa edilmeli. bu sezonki avrupa serüvenini yok sayarsak not etmezsek, fenerbahçe gibi oluruz. bu bütçeleri bu seviye için harcamak intihardır.
802
takimda bazı oyuncularimizin futbolla alakası kalmamış. mertens, kerem demirbaş gibi. baris alper felaket oynuyor, cuesta rezil transfer.
okan buruk icin de konuşmak lazim. su oyuncularin ayakta duracak hali yoksa, fiziksel durumları hep geriye gittiyse, takim adam gibi 3 pas yapamıyorsa sorumlu da sensin. okan buruk ile avrupada basarili gelmeyeceği kesinlikle belli oldu. umarım en kısa surede arda turan gelir.
803
maça göre analiz yapmanın, rotasyonun, doğru transferin yüksek bedellerle alakalı olmadığının, benim oyunum bu diye tutturmamanin ve kibirlenmemenin ne kadar önemli olduğunu gösteren bir avrupa ligi macerasının; inşallah kulaklara küpe olan son maçı.
804
en az üç farklı galibiyetle kazanma hedefiyle çıktığımız karşılaşmada maçın adamı kalecimizse, hocadan başlamak üzere kalecimiz hariç herkesi sorguya çekmek gerekir.
pazartesi günü oynanacak fenerbahçe maçının da benzeri akıbeti olsun istenmiyorsa hocadan savunma isteyip, kendisine çeki düzen vermesi talep edilmelidir.
805
daha kötüsünü oynayamayız denmişti ama oynandığını görmüş olduk. bakalım bu maçtan sonraki hangi temennilerinin de tutmadığını göreceğiz.
806
sözlükte sık sık takımın kötü savunmasını vurgulamak için tudor döneminde deplasmanda oynadığımız beşiktaş maçı hatırlatılır, “neredeyse şu kadar gol yiyecektik” diye. işte o maçı gölgede bırakan bir maçtır. yazmak dahi istemediğim bir skorla bitebilirdi bu maç. belki skoru açısından değil ancak oyun anlamında galatasaray tarihinin en utanç verici maçlarından biridir.
807
bardağın dolu tarafından bakmak istiyorum bu maç hakkında.
mesela maçta net kafa vuruşu fırsatları yakaladık. kaleciye geri pas atar gibi kafa vuruşları yaptık. 4'te 1'ini atabilsek başka şeyler konuşuyorduk şimdi. yani olumlu tarafı aslında istediğimiz şeyi başardık ama sonuçlandıramadık.
diğer olumlu tarafı ise maçın berabere bitmesi. avrupa ligi'nde sahamızda hiç maç kaybetmemiş olduk. önümüzdeki sezon bu maçta neler olduğunu kimse umursamayacak. sonuca bakılacak ve galatasaray sahasında kaybetmiyor denilecek önümüzdeki sezon rakipler tarafından. olumlu bir istatistik bu.
son olarak sezon başı kadro planlamasının önemini bir kez daha öğrenmiş olduk. ama bunu anlayacak bir yönetim var mı emin değilim. şu ligde orijinal sağ ve sol bek oyuncularımız olsa başka şeyler konuşurduk. en azından ara transferde aldığımız franky'i uefa'ya ekleyebilseydik de cuesta'yı hiç almasaydık. veya lemina'yı ekleseydik.
bu arada bu maçın hakemi de sürekli durdurdu maçı sinir etti. daha maçın başında bastırdığımızda çok hızlı bir maç olmaya başlamıştı. kameralar hakemi gösterdi. yüz ifadesinden anladım ki saçma sapan şekilde maçı yavaşlatmaya çalışacak ki yorulmasın. çünkü daha maçın başında nefes nefese kalmıştı. yüz ifadesi her şeyi anlatıyordu.