• 2
    maça çıkacağımız 11: https://i.galatasaray11.com/oymd98my.jpg

    maksimum değişiklik şener yerine omar oynayabilir. onun dışında bir yerin değişeceğini ben düşünmüyorum ve bu şekilde çıkarız maça da. işte arda ve feghouli daha önde vs.

    değişeceğini düşünmüyorum çünkü değiştirebileceğimiz oyuncumuz yok kadroda. hani demirel demiş ya zamanında "petrol vardı da biz mi içtik?" diye, ronaldo vardı da biz mi koymadık?

    ama gönlümden geçen de şöyle çıkmamızdır: https://i.galatasaray11.com/ovjzg8jn.jpg
  • 3
    1 gün kalan maç.

    https://gss.gs/4us.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    orta saha eksikmiş falan anlamam.

    geri dörtlüsü muazzam, kanatları ideale yakın, falcao ve diagnesi, forvetleri kamp yemiş galatasaray asist kralı ömer bayram, fas aslanı belhanda ve enerjik taylan antalyalı ile evinde gaziantepspor'u yenemiyorsa lige hiç başlamayalım.

    kazanacağız ve önce etobo'yu sonra da yeni transferleri ekleyerek yolumuza devam edeceğiz.

    (bkz: hedef 23)

    konsantrasyon!

    sen şampiyon olacaksın!
  • 7
    3-5-2- oynayan bir takımla karşı karşıya olacağımız maç.

    "hocamızın sezon öncesi neden bu takımla hazırlık maçı yapmak istediğini şimdi daha iyi anlayabiliriz."

    ligin ilk maçı form nedeniyle zorluklar olabilir. bunun yanında;
    rakibin sayıca en kalabalık olduğu yer; orta saha. bizim ise şu an en zayıf halkamız.
    bu nedenle hocanın bu maça biraz farklı kararlar alarak çıkacağını düşünüyorum.

    geçtiğimiz sezonlarda takım orta sahası sallanınca veya baskı yiyince hoca oyun kurulumunu sağ beke mariano'ya bırakıyordu. şimdi mariano da yok. orta sahada pas oyununu kontrol edecek bir seri de olmadığına göre yapacağı tek hamle defanstan çikarken topu marcao'ya bırakıp önünde sigorta olarak donk'u önde kullanmak olacaktır.

    çünkü orta sahada 2'li orta saha şeklinde oluşturabileceği bir ikili yok maalesef. ömer - taylan çok zayıf olur.rakip orta sahada kalabalık olduğu ve muhtemelen baskılı oynayacakları için arda veya emre kılınç'a sol iç - sağ iç görevi veremez.

    hazırlık maçında taylan'ı ön liberoda denedi. ama ben taylan'ın bu işi özellikle pas oyununda yapabileceğini düşünmüyorum.
    muhtemelen bu maçta 4'lü savunmanın önünde donk oynayacak. luyindama oynamayacak durumdaysa emin bayram sürprizi olabilir.

    emre k. - feghouli ikilisinden biri yedek kalabilir. (arda banko oynayacaktır)
    belhanda'nın satılma durumu varsa oynamayabilir. hatta belki kadroda da olmaz. buradan fikir çıkarabiliriz. ama belhanda'nın satılma durumu yoksa bu akşam 11'de yer alır.

    muslera'nın yokluğunda kalede okan kocuk'tan yanayım.

    şöyle bir 11 olabilir gibi geliyor bana;

    https://i.galatasaray11.com/7n9o9g6n.jpg

    not; geçen sezon antep maçında o malum 6 saniye kuralı rezaleti ile şampiyonluğu kaybetmiştik. unutlmasın
  • 17
    analiz:

    https://galatasaray11.com/e/8n788rmy

    29 yaş ortalaması ile sahaya çıktık. 4-1-4-1 görenler ilk başta eyvah yine mi derken, 4-1-4-1'i çılgınca oynayan bir takım bulduk.
    çünkü takım hücum ederken de savunurken de hakkını veren bir galatasaray vardı.

    fatih: transferine çok sıcak bakmamıştım ancak neden transfer edildiğini gösterdi. kalede güven verdi. karşı karşıya pozisyonda açıyı çok iyi kapatarak rakibi bozdu. güzel kurtarışlar yaptı. bana göre yenmeyecek bir gol yedi. keşke onu da çıkarsa büyük ihtimalle clean sheet olacaktı. yine de performansını ortalama üzeri değerlendiriyorum naçizane.

    omar: omar bey hoşgeldiniz, ne yapıyorsunuz? saygıyla ceketimi ilikliyorum. taş mısın, nesin? daha maçın hemen başında önce feghouli'nin arkasına attığı topu düzeltip ritmini kaybetmeden atağı sürükledi. hemen peşinden arda'nın şiddetini ayarlayamayıp taca göndermek üzere olduğu topu yakalayıp atağı devam ettirdi. ileride basıp "topa sert" oynadı ve arkaya kaçırmadı. çizgiye indi, orta kesti. içeriye çevirdi. maşallah diyelim. işte özlenen sağ bek.

    luyindama: henüz hazır değil. savruk oynadı ama toparladığı zaman di maria'yı manyak ettiği performansına dönecek inşallah.

    marcao: çok formda başladı. takımımızın rakibi hapsettiği anlarda, topu kapan rakibin tehlikeli çıkışlarında muazzam hamleler yaparak tehlikeleri bertaraf etti. bir sağa bir sola kademeye gitti. maşallah.

    saracchi: ortalama bir performans gösterdiğine inanıyorum. geçen sene oynadığı maksimum seviyede değil henüz. biraz savruk hareketleri mevcut ama iyi olacaktır.

    taylan: kardeşim benim. allah nazarlardan korusun. bu bölgeye bu kadar çabuk evrilmesi muhteşem. başlığına bakarsanız kendisine hep inandım. hakkını veriyor. tugay kerimoğlu mu izledik dün akşam, yoksa bir miktar gerrard mı? mübalağa edip beklentiyi yükseltmek istemem ama adamın hakkını vermeliyim. taş gibi oynadı taş. ikili mücadele kazanma, sahipsiz toplara çekinmeden girme, top çalma, oyunun yönünü değiştirme, basit tek paslar, şut... her şey vardı. aslanım benim. inşallah böyle devam eder.

    belhanda: yine başlığına bakarsanız entry'lerim genelde olumsuzdur ancak bağnaz bir adam değilimdir. yiğidi öldür, hakkını ver. tutuk başladıktan sonra ritmini bulunca gayet güzel oynadı. istikrarlı devam ettirebilir mi, bilemiyorum. bu maç özelinde yorumluyorum. ortalamanın üzerinde oynadı.

    emre kılınç: "hangisini alacağız, mert hakan mı iyi emre kılınç mı?" "emre kılınç sivasspor'daki performansını gösterebilir mi?" sorularına net yanıtlarımızı aldık galiba. kardeşim taş mısın, yılan mı? alev alıyor, alev. ayağına gelen her top aksiyon, her top tehlike. şimdi bu kardeşimize önlem alacaklar. işte o zaman diğer oyuncular dalacak içeriye :) hastasıyız. allah nazarlardan saklasın. bahsetmeden edemeyeceğim, o son vuruş neydi golden önceki?

    arda turan: başlığında belki de olumlu bir tane entrym yoktur. terim bizlere rağmen transfer etti kendisini. hem mücadele etti, hem çok kadife oynadı hem de kaptanlığının hakkını verdi. lincoln ile bordeaux'u dağıttıkları maç geldi aklıma ki henüz o tempoyu bulmadı. soldan takım arkadaşlarını kaçırmaları, yumuşak bilekleri gözümüzün pasını sildi. falcao ve emre ile uyum yakaladı. ancak en önemlisi somurtmaması, gülümsemesi, pozitif enerjisi, savunmaya yardımı ve mücadelesi idi. bir pozisyonda saracchi’ye top attı ve boşa kaçtı. gayet de müsaitti. saracchi yanlış bir tercih kullanıp topu içe kesti. ne yapacağını merak ettim ve kesinlikle dönüp saracchi’ye tepki göstermedi. işte en önemlisi bence buydu. kabadayılık değil, futbolculuk yaptığı sürece bu şekilde galatasaray’a hizmet edecektir. 66’ya konsantre olduğunu gördüm, inşallah aynen bu çizgide bozmadan devam eder. işte o zaman küllerinden doğar.

    feghouli: bitirici değildi ama çalıştı, üretti. fena oynamadı. alıştığımız sezon başı görüntüsünden uzaktı. erken form tutacak gibi görünüyor. falcao’ya asisti gayet güzeldi.

    falcao: allah sakatlık, hastalık vermediği sürece çatır çatır oynar. adam gerçek bir tilki. golleri basit gibi görünüyor çünkü doğru zamanda doğru yerde. az dayak yemedi rakipten ama yılmıyor da. kuduran kudursun şimdi. (bkz: we have el tigre, they don’t) 2 gol 1 asistle başladı. allah nazardan saklasın.

    diagne: oyuna biraz daha erken girmesini beklerdim. aslında golü yemesek, hatta 4 fark yapabilsek çift forvet bekliyordum 70’ten sonra. kısmet olmadı. kardeşimiz güçlü, efendi ve çalışkandı. kısa sürede fazlasıyla aksiyon üretti. güçlü ve tıpkı arda gibi konsantre görünüyor. çok can yakar. hoca falcao ve kendisinden optimum faydalanacaktır. maraton uzun, çok ihtiyacımız olacak. zaten beğeniyordum, bu maç özelinde de beğendim. galatasaray ilgin en iyi forvet hattına sahip ve diagne bizim için çok önemli. bunu tartışmam bile.

    babel ve ömer: çok uzun yazmayacağım. oyuna girdikleri an oyunun akışı, pas kalitemiz ve tempomuz yerle bir oldu. babel’den beklentim yok ancak ömer rotasyonda iş yapacaktır.

    jimmy: son dakikalarda gerekeni yapıp pas istasyonu oldu. çok fazla yorum yapma şansım yok. ancak kendisi yerine gençlerimizden birilerinin oynamasını beklerdim.

    donk: beklediğim gibiydi. ilerleyen günlerde tempo buldukça standardının altına düşmeyeceğine inanıyorum.

    genel olarak tatmin edici bir oyun oynadık. ne var ki ikinci yarı bir süre orta sahamız kolay geçildi. hoca bunu çözecektir. mesela stoper çıkarırken donk değil emin’i kullanıp, orta sahaya donk’u takviye edebilir. luyindama form tutunca tabi daha diri bir takım savunmamız olur. etebo da umarım pozitif ivme verir. elbette orta sahaya katılacak yeni isim(ler) çok önemli. doğru takviyeler yapılırsa inşallah çok daha iyi oluruz.

    maçın adamı taylan mı, emre kılınç mı, falcao mu bilemiyorum. bilmek de istemiyorum :) inşallah hep böyle mutlu haftasonlarına uyanırız.

    (bkz: hedef 23)

    (bkz: konsantrasyon)
  • 19
    maçı tekrar izledim ve gözüme çarpan bazı şeyleri naçizane paylaşmak istiyorum. bu sene bu tarz yazıları düzenli yazmayı planlıyorum umarım hoşunuza gider ve değerli geri dönüşlerinizi eksik etmezsiniz. e başlayalım o zaman.

    öncelikle maça başladığımız kadro ve diziliş şöyle:

    https://gss.gs/LZb.png

    bu bize gösteriyor ki hoca 4-1-4-1’den vazgeçmeyecek.
    bu orta saha yokluğunda dahi 4-2-3-1 oynamak yerine emre kılınç’a geçen sene ömer bayram’a verdiği sol iç görevini vermiş.
    buradaki soru şu, bu bir-iki maçlık geçici bir durum mu yoksa hoca cidden emre’yi bu pozisyonda mı düşünüyor? genel olarak iyi bir maç çıkarmış emre. bu pozisyona daha önceden bir yatkınlığın var mı bilmiyorum ama çok da alışık olmadığı bir pozisyon için oldukça iyi performans. ancak djilobodji’nin karşı karşıya kaldığı pozisyonda da olduğu gibi alışık olmadığı mevkide oynamanın bazı sorunlarını yaşamış.

    geri dörtlümüz luyindama’nın maç eksiğini de göz önüne alırsak gayet başarılı. ama çok bir tehditle karşılaştıklarını söylemek yanlış olur. iki bekimize nazar değmesin. tempo olarak gerçekten üst düzeyler ve topu kullanma seviyeleri de hiç fena değil. bu dörtlünün en büyük sorunu -bu maç özelinde- rakibe gereksiz fazla duran top şansı vermişiz. omar’ı bir kenara koyuyorum, diğer üçlü kaleye 40-50 metre olan mesafelerde hiç gereği yokken faul yapmış. kaleye gelmekte sorun yaşayan bir takıma karşı bu fırsatları vermemek lazım. saracchi’nin verdiği basit kornerler de var. topu kendi hakimiyeti altına aldıktan sonra rakiple gereksiz bir savaş içine giriyor kendisi. bu şekilde rakibe verdiği 1 korner, 1 faul var. umarım teknik ekibin dikkatini çekmiştir bu konu.

    taylan maçın en iyi oyuncularından. ikinci toplara verdiği tepki hem fiziksel hem teknik üst düzey. fakir jordan henderson’ı gibi oynamış desek yeridir. doğru zamanda basmış, rakibi çıkartmadan topun bizde kalmasını sağlamış ve topu da doğru kullanmış. tabi özellikle emre’nin bek-stoper arasına (half space’e) yaptığı bazı koşuları es geçmiş. o pasları da görüp atabilse, ki gerçekten kendini geliştireceğine inancım sonsuz, çok özel bir oyuncu kazanırız. dakika 36 gibi pozisyon icabı taylan ve belhanda yer değiştirmek zorunda kalmış. top çıkaramamışız ve sonu omar’ın araya girip keseceği bir atağa dönüşmüş pozisyon. iki ipucu veriyor bu durum bize:
    1- taylan şu an kağıt üzerinde 4-1-4-1’in 1’ini oynayabilecek tek oyuncu. donk için o dönem geçti, az önce bahsettiğim reaksiyon çabukluğunu göstermesi artık çok zor. orta sahaya yapılacak ilk transferin taylan’ın oynadığı pozisyona yapılması lazım. çünkü o mevkide nitelikten önce nicelik eksikliği var.
    2- taylan’ın 6 numara oynamasında ısrarcı olmak lazım. çünkü pozisyon icabı da olsa 8’e geçtiğinde verimi düşüyor. eğer tek pivot oynatılırsa, 6 ay oynadığı top ile dillerden düşmeyen dorukhan’dan çok daha özel bir oyuncu olur.

    gelelim orta sahamızın diğer parçası, sağ iç oyuncumuz belhanda’ya. şahsi fikrim en iyi beş maçından biri oynamış belhanda galatasaray formasıyla. fiziği sezon başlangıcı için çok iyi, rakibi bozma konusunda taylan’a epey yardımcı olmuş. (2.gol öncesi) eksik olduğu konu ise kilit pas. önüne ya da yanına verme konusunda çok sıkıntı yaşamamış. veyahut atağın yönünü değiştirip, sıkışan takımı rahatlattığı anlar da olmuş ancak 2-3 tane atsa tehlike yaratacağımız pozisyonda bazen omar’a bazen feghouli’ye topu geçirememiş. yeni transferimiz etobo bu pozisyon için transfer edilmiş gibi gözüküyor. kendisini daha önce izlemişliğim yok. ama o da sanki bu geçiş oyununu pasla değil dribling ile yapan bir oyuncuymuş izlenimi aldım. umarım pas konusunda belhanda’ya göre fark yaratır çünkü buna ihtiyacımız var.

    ileri üçlüyü beraber değerlendirmek istiyorum. bir kere oyun aklı çok yüksek bir üçlü. ama sahada bir tane olsa tolere edeceğimiz oyuncu türünden 3 tane oynatıyoruz. bu üçlü ile maç fazlasının böylesine çok olduğu bir sezonda sıkıntı yaşama ihitmalimiz çok yüksek. orta saha evet acil ama kanat transferi de bir o kadar önemli.

    arda fizik olarak hepimizin beklediğinden iyi muhtemelen. ama maç eksiği net.
    falcao’yu hoca zaman zaman firmino gibi orta sahaya yaklaştırıp, arda ve feghouli’yi de forvete yaklaştırıp rakip savunmanın düzenini bozmaya çalışmış. arda ve feghouli’nin açtığı alana da bekler koşu yapmış. beklerimiz yukarıda da belirttiğim gibi bir arnold bir robertson kadar koşar onlar kadar olmasa da topu iyi kullanır ama ne arda mane ne de feghouli salah. yarın bir gün tıkandı takım diye ağlarız maç izlerken söylemiş olayım.

    ikinci yarıda oyuna giren donk, ömer, jimmy, babel ve diagne’yi değerlendirmek istemiyorum. sadece diagne fiziksel ve zihinsel hazır geldi bana. diğerleriyle ilgili çok göze çarpan şeyler yok. tek belirtmek istediğim jimmy ve babel yerine kerem, yunus, oğulcan ve ali yavuz dörtlüsünden ikisini izlemeyi tercih ederdim. muhtemelen hoca da öyle tercih ederdi ama şu an piyasa yaptırıyor diye düşünüyorum özellikle de babel’e.
    sadece rotasyon olarak fikir vermesi için ikinci yarıdaki takımın sahaya dizilişini de ekliyorum:
    dakika 67’deki üç değişiklikten sonra:
    https://gss.gs/joI.png
    80’den sonra gelen jimmy ve diagne değişikliklerinden sonra:
    https://gss.gs/EoT.png
  • 20
    "ben basit bir, iyi futbol dilencisiyim. elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziyor ve stadyumlarda yalvarıyorum. tanrı rızası için güzel bir maç lütfen."

    türkiye futbolunun en tepe noktası olan süper ligin açılış haftasında galatasarayımız adına ilk maç yazısına üstat eduardo galeano'nun o en bilindik sözlerinin biriyle başlamak, duygu ve düşüncelerimizi aktarmak adına oldukça isabetli olacağı kanısındayım... evet, hayatlarımızn merkezine futbolu koymuş olan bizleri, "güzel bir maç" ve galatasaray galibiyetinden daha fazla ne mutlu edebilir ki? cumartesi gecesi sezonun "taraftarsız" prömiyerinde fatih terim'in öğrencileri, konuk ettiği gaziantep ekibini farklı geçerken, hem sahneledikleri mücadele hem de ortaya koydukları performans ile gelecek adına olumlu sinyaller verdiler.

    "santrayla üçlü" tabiri tribünlerde en azından bir kaç maç izleyen her futbolseverin bilebileceği bir taraftar jargonudur ve maçı seyretmek kadar hakemin ilk düdüğü ile o "masalımsı" ortamının içinde bulunmak için bilet alan nice taraftar biliyorum. lakin, dünyayı sarsan pandemi sonrası hayatlarımızda pek çok şeyin değiştiği gibi, maçların da sessizliğine alışacağımız bir sürece doğru gidiyoruz. maalesef galatasaray kendi "maabedinde" taraftarın rakibi sağır eden o "boğucu coşkusu"ndan mahrumdu ama yeşil çimlerdeki topçular hem fizik olarak hem de ruhsal yönden maça iyi hazırlanmışlardı, daha ilk dakikalarda oyunu yıktılar deplasmancıların yarı sahasına ki gaziantepli oyuncular topu taca ya da kornere atıp rahatlayayım derken, feghouli'nin şutunda meşin yuvarlak kubilay'ın eline çarpınca karşılaşmanın hakemi bahattin şimşek, var'ın da yardımıyla penaltı noktasını gösteriverdi. futbol oyun kuralları karmaşıklaştıkça, tartışması da bitmeyecektir, oyunun zevki de gün be gün elimizden alınmaktadır. gaziantepliler penaltıya isyan ederken, "topun ele çarpmasına" penaltı verilmesi benim de pek içime sinmiyor lakin kural böyle ve son bir kaç yıldır bir çok maçta da hakemler beyaz yuvarlağı tereddütsüz gösteriyor. oysa bizim gençliğimizde kural basit ve tatminkardı: top ele çarparsa, adı üstünde "çarpma" ve oyun devam ederken, el topa giderse, "kasıt" olduğu için penaltı çalınıyordu... keşke o günlere dönebilsek...

    kazanılan penaltıda günay her ne kadar köşeyi tahmin etse de, "el tigre" lakaplı falcao bir kaplan kurnazlığı ile rakibi avlayıp, galatasaray adına yeni sezonun ilk golünü filelere yolluyordu. pandemi sonrası futbolcuların oyuna adaptasyonları ve sağlıkları düşünülerek 5 oyuncu değişikliğine izin veren yetkililer, ortaya atılan "maçlarda mola da olsun" teklifini ellerinin tersiyle itmişti ama yedikleri golün ardından gaziantep ekibinin rumen hocası sumudica bir basketbol "coach"u edasıyla ufak bir mola almayı da ihmal etmedi. doğal olarak 0-0'a oynayacak takımın stratejisi ile 1-0 yenik oynayacak takımın farklı olacaktı... değinmeden geçmeyelim, kırmızı-siyah renklere sahip bir kulübe deplasman forması olarak turkuaz mavisi bir ekipman hazırlayan forma üreticisi nike'a da bir alkış gitsin, gaziantep fk'nın formaları oldukça şıktı...

    transfer sezonun açılmasıyla birlikte yazılı ve görsel medya ile sosyal medya mecralarında galatasaray ile bir çok futbolcunun ismi geçerken, bu seneki uzun lig yarışında en büyük transferin kondisyoner scot piri olacağını belirtmiştik karalama defteri podcastlerde. amerikalı antrenörün "ufak dokunuşları" daha ilk maçta kendilerini belli etmeye başladı, kaç yıldır top oynamamış arda fitleşmiş, falcao savunmadan top çıkarıyor, sarrachi-omar kendi bölgelerini baştan aşağıya otobana çeviriyor. teknik kapasite ve güç birleşirse de ortaya hem oynayanın hem de seyredenin zevk alacağı bir oyun çıkar. erken bulunan gole rağmen iştahı kapanmayan ev sahibi futbolcular, topun rakipte kalmasına tahammül edemiyor, pres yapıyor, top kapıyor ya da taç olsun, faul olsun oyunun durduğu anlarda maçı hemen başlatarak "oyun oynamak" istiyor. uzun zamandır göremediğimiz ve hasret kaldığımız bir futbol iştahı... o anların birinde arda'nın topu çabuk başlattığı bir pozisyonda, belhanda ikinci golü "yazamazken", bir kaç dakika sonra ise rakibe kaptırılan bir top belhanda ve taylan'ın baskısı ile saniyeler içinde tekrar kazanılıyor ve emre-falcao paslamşması sonrası falcao, galatasaray'ın çiçeği burnunda oyuncusu emre'ye ömrü boyunca hatırlayacağı bir jest yapıyor: emre kılınç sarı-kırmızı forma ile ilk golünü 28. dakikada kaydediyordu. futbolcular golden sonra sarmaş-dolaş olmuş, kutlama yaparken, empati yaptım ve kendimi emre'nin yerine koydum. ne tarifi mümkün olmayan bir duygudur, bir yandan sevinç, bir yandan falcao'ya müteşşekir olma, kendisinden beklentileri boşa çıkarmama... kısaca müthiş bir duygu yoğunluğu, o an düşünürken gözümden bir göz yaşı damlası düşüvermiş...

    galatasaray baskılıydı da rakip de fatih'in kalesine hiç gelmedi diyemeyiz, önce güray'ın kullandığı serbest atışta luyindama'dan seken topu fatih başarılı bir refleksle kornere çeldi de, galatasaraylı topçuların atağa kalkarken kaptırdıkları bir topla djilobodji rakip ceza sahasına kadar gidip, fatih'in de vuruş açısını bozmasıyla takıma adına kritik bir pozisyonda golü bulamadı. sonrasında diğer kaledeki file bekçisi günay'ın transfer görüşmelerinde tanıtım videosuna ekleyeceği anlara şahitlik ettik, önce belhanda'nın al da at pasında feghouli'nin tabelayı değiştirmesini engelledi,daha sonra kazanılan korner atışında da luyindama'nın kafasına izin vermeyip, feghouli'nin volesini harika çıkardı. galatasaray üçüncü golü arzuluyor, günay direnirken, yine emre ile kazanılan bir topla başlayan ani atakta, feghouli falcao'ya ikinci golünü attırıyordu.

    şüphesiz ki karşılaşmada gözler yeni transferlerin üzeindeydi, omar mariano'nun boşluğunu doldurabilecek mi? emre kılınç kendisinden bahsedildiği kadar verimli olacak mı? ikisi de hocalarının verdiği görevi başarı ile yaptılar ve kendilerini televizyon başında seyreden taraftara merhaba dediler ama maça golleri ve asiiti ile damga vuran falcao'dan sonra en büyük alkış belhanda ve taylan'a geldi. eldeki imkan(sız)lıklar doğrultusunda transfer için "ince eleyip, sık dokuyan" galatasaray yönetimi, seri ve lemina'nın ayrılıkları sonrası orta sahayı güçlendirmek için karo etebo'yu getirmiş, okay yokuşlu için de celta vigo ile dirsek temasına girmişken, fatih terim kendi transferini yapmıştı: taylan antalyalı... oyun zekası ve ayaklarına da hakimiyetiyle dikkatleri çeken genç oyuncu, iyi bir kamp dönemi geçirmiş ve hayranı olduğu gerrard'ın milli takımda giydiği 4 numaralı formasıyla gaziantep karşısında takımın en fazla çaba gösteren oyuncusuydu, bir yandan rakip atakları kesiyor, öte taraftan da oyun kurmada oldukça maharetliydi. bir de belhanda vardı tabii ki. hani canı istediğinde oynar, istemediğinde de dünyanın en umursamaz topçusu olabilen belhanda. cumartesi gecesi canı oynamak istedi ki, bir yaz boyunca "belhanda gitsin, pasta keseceğim" diyenlere "aslında, kalabilir, hiç de fena değil" dedirtti. ama dedik ya, belhanda bu, kendisine güvenerek yola çıkılır mı? çok zor soru...

    galatasaray ikinci devreye de aynı iştah ve azimle başladı, arda ve feghouli ile kanatlardan geldi, taylan ile uzaktan şutlarla farkı arttırmak isterken, luyindama ve fatih'in zincirleme hataları ile kalesinde golü görmekten geri kalmadı. gaziantepli andre, luyindama'yı kolayca geçerken, boss'un maç eksiği göze çarptı. öte yandan brezilyalı golcü her ne kadar sert vurduysa vursun, fatih o topu çıkarmalıydı, muslera öyle yapardı zira...

    attıkları golden sonra deplasmancılar ikinci gol için galatasaray kalesine gelmiş olsalar da, ev sahibi topçular o baskıyı kolay atlattılar ve özellikle 60-75 arası skorbordda yazan kadar gol kaçırdılar, başka bir deyişle günay farkın açılmasına izin vermedi. önce taylan'ın pasında falcao'nun vuruşunu çıkaran günay, iki dakika sonra omar'ın ortasında yine falcao'nun kafasında topun gol çizgisini geçmesine müsaade etmedi yukarıda yazdığım gibi, sadece bu maçta yaptığı kurtarışların cdsi ile günay ileride bol sıfırlı kontratlara imza atabilir.

    skorun farklı olması ve oyun hakimiyetini elinde tutan galatasaray'da fatih terim, perşembe gecesi oynanacak uefa avrupa ligi maçını da düşünerek arda, feghouli, luyindama'yı kenara alıp, ömer, donk ve babel'i sahaya sürdü. ileriki dakikalarda da emre jimmy ile falcao da diagne ile değişti. şampiyonluk yolunda yürürsen kulüben de zengin olmalı ve bu sene sakatlık ve cezalılar fazla olmazsa, fatih terim'in arkası da oldukça sağlam... nazar değmesin...

    bitirirken digane'nin çok hırslı olduğu, oyunda olduğu 5-10 dakikalık süre içinde kendini göstermek için çabaladığı ve belhanda'nın ara pasıyla yaptığı vuruşun da direkten döndüğü, babel'in ise hala "takımın el freni" olduğu tespitlerimizi de eklemeden bitirmeyelim...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...gaziantep-fk_15.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın