• 331
    ne olursa olsun karşındaki takım trabzonspor. ne alanya'ya benzer ne de ankaragücü'ne.

    daha ilk büyük maçımızda kevgire döndük. umarım gereken dersler alınır. şampiyonlar ligine bu şekilde çıkarsak vay halimize.

    tek tek oyuncular hakkında yazmayı düşünüyordum ama herkes berbattı kulübe dahil. ne yazalım böyle oyuna anasını satayım.
  • 332
    hiçbir saniyesinde, hatta salisesinde mücadeleye dair emare göstermediğimiz maç.

    iyi kötü demek için sahada bir oyun, bir mücadele görmek gerekiyor. bugün yürüdük resmen sahada. herkesin aklı başka yerde belli. kaybetsek bile uzun bir süre böyle umursamaz, vurdumduymaz, mücadele etmeyen bir takım göreceğimizi sanmıyorum. bu maçın teknik analizini yapmak bence o yüzden çok da doğru değil. ayakların havalardan yere basması adına da iyi oldu böyle bir şekilde kaybetmemiz. daha 4. hafta, yolumuz uzun...
  • 333
    ben hayatımda hiçbir maçta galatasaray futbol takımının kaleye isabetli bir şutu olmadığı, bu kadar rezil bu kadar yüz kızartıcı bir maçını 6-0'lık fb maçı dahil hatırlamıyorum.
    yönetim, teknik heyet, futbolcu bu maçta biz taraftarı böyle rezil rüsva eden her kim varsa hakkım haram olsun.
    hani bu maçı dışarıdan birine izlet "bu maç şikeli" der. vallahi billahi der.
    dakika 55, skor 3-0 trabzon oyuncuları kendi yarı sahasında al ver yapıyor, 5 metre yakınında tek bir galatasaray futbolcusu yok.
    hepinizin allah belasını versin.
  • 339
    trabzonspor bizim iç saha oyunumuzla, bizi deplasmanda yendi.

    maça çok iyi başladılar. ilk 10 dakikada muslera'nın oyunu geriden kurma çabaları sonuçsuz kaldı. maicon ve ahmet çalık'a verdiği bütün toplar birkaç saniye içerisinde kendisine geri döndü. fernando, belhanda ve emre akbaba kendilerini markajdan kurtarıp top alamadılar. ayrıca mariano'yu da çok güzel engellediler. sadece ahmet çalık'ı boş bırakarak oyunu onun kurmasına bizi zorladılar. gol geliyorum diyordu. nitekim ilk dakikalarda geldi ve yenik duruma düştük. muslera defans ve orta saha oyuncularımızın oyun kuramadığını fark edince topu sürekli eren derdiyok'a şişirmeye başladı. ama eren derdiyok hiçbir topu indiremedi. baskı yemeye devam ettik. ikinci golde maicon'u yalnız yakalayan yusuf yazıcı son derece basit ama doğru bir hareket yaptı. nedir o? topu geri çekti. maicon hooop diye başka maça uçtu. demiştik size bu takıma iyi bir tane stoper bulun diye. neyse, maç aynen devam etti ve ilk yarıyı 3-0 gibi bir tarihi skorla geride tamamladık. takım olarak çok kötüydük. iyi oynayan tek bir futbolcumuz bile yoktu. iyi bir 8 numaranın eksikliğini geçen yıl olduğu gibi aynı şiddetle hissettik.

    ikinci yarıya trabzon da biz de ''bu şekilde bitirirsek iyi.'' düşüncesiyle çıktık. onlar top çevirdiler, biz kapandık. kapabildiğimiz toplarla hücum etmeye çalışsak da başarılı olamadık. son dakikalarda yediğimiz golle maçı 4-0 kaybettik. keşke bu maçı transfer dönemi kapanmadan önce oynasaydık. eksiklerimizin çok ciddi olduğunu daha iyi anlardık. buna rağmen, şampiyonlar ligi başlamadan önce hem aklımızı başımıza devşirmemiz hem de ayaklarımızın yere sağlam basması için önemli bir maçtı. bu kadroda didier drogba, wesley sneijder, felipe melo, emmanuel eboue ev albert riera gibi uluslararası seviyede rağbet görmüş futbolcular yok arkadaşlar. deplasmanda kimle oynarlarsa oynasınlar ürkekler. baskı altında eziliyorlar. istediğimiz seviyede değiller. üstelik iyi bir santrfor ve stoperimiz de yok. sezon boyunca beklentilerimizi buna göre ayarlayıp her maça çok iyi şekilde hem taraftar olarak hem de futbolcu olarak hazırlanmamız lazım. sadece 3 puan kaybettik ama akıllı olursak faydasını bile görebiliriz bunun.

    ayrıca, bu maçta ryan donk ve serdar aziz niye oynamadı, sinan gümüş niye oynadı gibisinden yazılar okudum. abi sizin geçen yıl bizde ryan donk adında bir futbolcumuz olduğundan haberiniz bile yoktu ki? serdar aziz de sürekli sakatlanan bir oyuncu. belki fiziksel olarak hazır değildir. hiç gelmedi mi bu aklınıza? orta saha yumuşak kaldı diyorsunuz, kime karşı yumuşak kaldı allahınızı severseniz? onazi, sosa ve yusuf yazıcı üçlüsüne mi? güldürmeyin lütfen. :) adamlar çok iyi hazırlanıp bizi yendiler. yapacak bir şey yok. arada oynanır böyle maçlar. ama ders çıkarmamız şart.

    son olarak: bu takım bu sezon da her şeye rağmen şampiyon olacak. takımımın ve imparator'un hâlâ arkasındayım.
  • 342
    açıkcası maçın ilk on birini pek eleştiremiyorum. geçtiğimiz hafta 6 gol atan takımı bozmak istememiş. hoca genelde çok iyi oynamasa da bir önceki maç takıma skor olarak katkı sağlamış adamı sonraki maç da oynatıyor.

    mesela sinan, geçtiğimiz hafta bence bok gibi oynadı ama işte 1 gol 1 asist olunca kesmek zor. hocaya bir şey diyemiyorum.

    ben olsam, fernando - ndiaye - belhanda - emre - oynekuru - eren şeklinde çıkardım. bu sefer de ndiaye'den dolayı pas organizasyonu yapamasak şaşırmazdım.

    çıkan kadrodan öte, takım bence psikolojik olarak hazırlanmamış. böyle deplasman fobilerinin oluştuğu bir iki takım var.

    biri trabzonspor deplasmanı, diğeri sivasspor deplasmanı bir de ara sıra antalyaspor deplasmanı. ama özellikle son 3-4 yıldır, takım trabzon ve sivas deplasmanına giderken sanki ayağında prangalar bağlanmış, space jam etkisi içine girmiş gibi oynuyor. çok garip. topçular sahaya, "ulan en fazla 1 puan alırız biz buradan" gibi çıkıyor. anlayamıyorum. son 3-4 sezon bu deplasmanların topunu izleyin, düşük tempo, ruhsuz oyun. takım bu iki deplasmana hazırlanmıyor. gariptir, fatih hocam da bu sene hazırlayamamış.

    yoksa dediğim gibi, eren oynamış, belhanda pas hatası yapmışlık iş değil. belhanda atıldığında 2-0 devam ediyordu maç. takım kadıköy fobisini yendi, şimdi de başımıza trabzon ve sivas fobisi çıktı.

    bu maçtan sonra ben eren, belhanda ve sinan'ın uzunca bir süre forma yüzü göremeyeceğini düşünüyorum. ndiaye ve rodriguez girer takıma. bunun yanında feghouli'nin de artık hoca tarafından devreye sokulacaktır.

    yazık, şu deplasmanda 3-4 yıldır oynadığımız oyundan, aldığımızda skordan utandığımdan daha çok utanıyorum.
  • 345
    trabzonspor'u hiç izlememiş bizim teknik heyet. ankaragücü maçını esas almışlar. o maçta gerçekten zemin nedeniyle trabzonspor çok iyi değildi.

    ancak kendi sahalarındaki sivasspor maçında aynısının tıpkısı bir maç oynadılar. ilk 20 dakikada üç attılar sivas'a. trabzon kendi sahasındaki bütün maçları böyle oynayacak belli oldu. (bkz: #2499265) ve (bkz: #2499451) entrylerimde yazmıştım olacakları. aynısı oldu ama bizim teknik heyetin bunların hiçbirinden haberi olmaması üzücü.

    trabzonspor-sivas maçını izleyen bir futbol adamı, galatasarayı bu kadro ile çıkarmazdı sahaya. hele ahmet çalık ve eren derdiyok asla oynamazdı bu maçta.

    trabzonspor'u durdurmak için öncelikle orta sahada pas yapmalarını önlemeliydik. bunun için de 4-6-0 çıkmalıydık sahaya.

    şampiyonlar liginde de deplasman maçlarında 4-6-0 oynamalıyız. çünkü eren derdiyok baskılı olamadığımız maçlarda çok ama çok etkisiz kalıyor. (hatta muğdat eren'den çok daha verimli olur)

    sonuç olarak iç saha maçlarımızda eren ile dış saha maçlarımızda erensiz oynamalıyız. bu çok açık ortaya çıkmıştır.

    (bkz: 01 eylül 2018 galatasaray trabzonspor maçı)
  • 349
    çok fazla şımarmıştık zaten, ayağımızın yere bastığı maç diyebiliriz.

    illa hata arıyorsak hata makro ölçekte herkeste. dursun aydın özbek yönetiminin başımıza açtığı çoraplar yüzünden transferde elimiz kolumuz bağlandı. mustafa cengiz yönetiminin de suçu kiralık bile oyuncu bulamamak. iyi seviyede oyuncu satışı yapamamak. hatta taraftarın bir kısmında. yapılan sözleşmeler vs. için taa ünal aysal döneminden beri 'yahu bu sözleşmeler başımıza iş açacak' diyen bir kısım taraftara diğer kısım taraftarın 'bizim görevimiz ekonomi değil, bırakın şu ekonomi kasmayı' diye dalga geçen bir takım renktaşlar; bu suç sizin de. şimdi hiç bir yere kaçmayın. neyse, günümüze dönelim.

    ilk olarak kazanan kadro bozulmaz fatih terim'in %100 hatasıdır. geçen maçta da dedik daha önce de dedik 897764653213 kez dedik; hoca allah rızası için tekrar ediyorum, şu sinan gümüş'ten olmaz yahu. ilk 11 olmaz.
    elinde serdar aziz varken ahmet yılmaz çalık da oynamaz. eğer bir sakatlığı yoksa o da yanlış tercih.
    şunları görmek için futbol dehası olmaya gerek yok. 100 kişiye sorsanız 100'üde bunu der.
    orta alan da çok kırılgan emre akbaba ve younes behanda ile. hadi bunu denemek istemiş olabilirsiniz. zorluk derecesi yüksek maçlarda bu ikili nasıl gider diye. buna bir şey demiyorum.
    başka da hata yoktu ama bu hatalar zaten maçı verdi.

    daha önce de dediğimizi tekrarlayalım. maicon pereira roque oyun yapımıza pek uygun değil. çok ağır maalesef, bugün de sık sık beli kırıldı.
    eren derdiyok da açık konuşalım; as forvet için yetersiz.
    maalesef sorunlarımız bunlar. ileriyi 4-6-0 belki kurarız * ama stoperi ne yapacağız bilemem. trabzonspor'un hızlı çıkışları bile bizi mahvetti. şampiyonlar ligi'nde ne yaparız belirsiz.

    younes belhanda için yorum yapmak bile istemiyorum. burada da bol bol öven arkadaşlar vardı, buyurun övmeye devam edin arkadaşlar. sadece kırmızı kartı için vs. konuşmuyorum; rakipteki jose ernesto sosa'yı izleyin de oyun kurucu nasıl olurmuş görün sadece. başka bir şey diyemiyorum.

    öte yandan bu kadar eleştirdik ama biraz da gerçekçi olmak gerekirse bu deplasmanda sürekli sorun yaşıyoruz zaten. geçen sene * de yenilmiştik, hatta bayağı kötü de oynamıştık diye hatırlıyorum. sonuçta şampiyon olmuştuk. 34'de 34 yapacak halimiz yok, illa ki puan kayıpları olacak. trabzonspor kötü gözükürken * keşke puan kaybetmeseydik ama yapacak bir şey yok. önümüzdeki maçlara bakacağız.

    maçın artı yönlerine de bakmak gerek. ayağımız yere bastı ve takımın eksikliklerini gördük. gerçi zaten biliyorduk; stoper ve forvet. bunu geçersek artımız; belhanda en az iki maç yok. inşallah takım onsuz iyi oynar da bir daha ilk 11'e giremez. geçen sene onsuz iyi oynayamazdık, yerini dolduracak adam yoktu. artık var. onsuz oyunu da oturtabilirsek bu gereksizi bir daha ilk 11 görmeyiz. hoca sinan'dan da adam olmayacağını anlamıştır umarım. bu maçta 45'de çıkardı çok şükür. kazanan kadro bozulmazın da yanlış bir önerme olduğu anlaşılmıştır. rakibe göre kadro çıkarın.
  • 350
    gerçekten 30 dkda bir takımın başına gelebilecek herşeyin geldiği maç.

    3.dk musleranın kısa düşen topu döndü dolaştu adamın önüne düştü, gol. tam topla oynamaya başlamışken (25.dk %36-64 olmuştu) bir atak ve defansa çarpan top gol 2-0. nolduğunu anlamadan 5 dk sonra belhanda şerefsizinin kartı. ve bu kart üzerine teknip ekibin değişiklik yapmayarak izlemesi ve 3-0 maç bitti.

    bu maç özelinde bu maçın böyle olmasında gerçekten futbol şansı adına kötü bir günde olmamızın da etkisi var.

    ancak bu oyunu ve skoru sadece şansa bağlamak doğru olmaz.

    bir kere böyle bir deplasmana fernando belhanda ve emre ile başlayarak yumuşak kaldık. belhanda veya sinan yerine ndiaye, hazır değilse donk ile başlamalıydık.

    ikincisi stoperler ve forvet ne yazıkki. burda da fatura yönetimin.

    hepimize geçmiş olsun. çok kötü bir gündü. evet bazı eksiklikler çok düşündürücü. ancak bir arkadaş hala umutlu olan gslılar görüyorum falan demiş. tabi ki umutlu olucaz. şu an türkiye liginin en iyi kalecisi, en iyi bekleri, en iyi orta sahası *, en iyi hücum kanatları bizde. defans ve forvete hoca bir formül üretecektir. konsantrasyonu kaybetmeyelim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın