resim
Yasin Öztekin
Takım:Yalova FK 77 SK
Mevki:Santrfor
Yaş:38
Boy:1.79
Uyruk:Türkiye
  • 2476
    kadro dışı bırakılması kesinlikle doğrusur. hatta uzun zamandır gördüğüm tek doğru bu tip bi konuda. yok kulağı çekilseymiş, aralarında halledilseymiş, önemli maçlar öncesi adam yok bi geçicen o işleri aga.
    koca yaya toure'yi menajerinin açıklamalarından dolayı kadro dışı bıraktı guardiola. önce bir duruşun olacak başarı elbet gelir.
    selçuk'la kıyaslama olayı bu işlerin hafifi ağırı yok bana göre. bu tip şeyler affedilmemeli. başarı uğruna asırlık camia bir şeylerden vazgeçmemeli. zamanında arda formalar için gevşek gevşek orospu rengi dediğinde de gereken tepki olmadı. takımın kaptanı nerde ne konuşacağını bilecek. selçuk benim için o gün bitti kulüp için de bitmeliydi. yasin de affedilmesin olsa ne olur olmasa ne olur çakma ronaldo.
    insanların gözünde formanın bir değeri olmalı, bu değeri vermeyenler siktir edilmeli. galatasaray'ın en büyük problemi bu bence gerçekten. bunu sadece yasin, selçuk için demiyorum. sinan da bu formanın değerini bilmiyor, semih'te bilmiyor. emre de bilmiyordu, arda da bilmiyordu. galatasaray forması giyen arda hiç bir zaman fiziki olarak avrupa'daki en kötü halinden iyi olmadı. bu takımın kanayan yarasıdır. bor bok bir sürü adam geldi takıma yıllardır kim gelip galatasaray'da performansını yükseltti? benim bildiğim kimse. yiğit gökoğlan, tarık çamdal gibi adamlar gelip yan gelip yatıyor. ali babanın çiftliği oldu koca kulüp. ne altyapıdan, ne dışardan gelen kimse; ulan koca galatasaray'da oynuyorum, çalışayım, götümü yırtayım, değerini bileyim demiyor. demez de zaten niye desin. denmeyecek haldeyiz çünkü. galatasaray ismi, markası gerektiği halde değil maalesef. yıllardır gelen basiretsiz, istikrarsız, günü kurtarmaktan başka geleceğe yönelik planı olmayan yönetimlerin suçu bu da. en çokta her şey o liselilerin suçu. değerini bilmiyorlar, bilmiyoruz biz bu asırlık değerin. neyse konu çok dağılıyor, karıştı biraz, anlaşılmıştır sanırım derdim.
  • 2478
    ilk spor programında konuşulacak olan konuya ben şimdiden yorum yapayım;

    ''bu hareketi yasin değil de sneijder ya da podolski yapsa yine kadro dışı bırakabilecekler miydi''

    cevap vereyim; bırakmaycaktı muhtemelen ve doğru da olacaktı bu. elbette bir takımın genel disiplin talimatları, kuralları olur ve bu herkese eşit uygulanır. örneğin bir oyuncu antrenmana izinsiz katılmazsa bu konuda ayrım yapılmaz, prosedür uygulanır. ama her konuda herkese aynıd avranmak liderlik değildir. zaten böyle olsa herkes ldier olurdu. liderlik, her durum için en uygun davranışı sergileyebilmektir. şu an nickini hatırlamadığım bir arakdaşım yazmıştı, tekrar edeyim;

    yasin 2 maç iyi oynar; ben zam istiyorum
    yasin 1 maç iyi oynar; ben solda oynamak istiyorum
    yasin 4 maç iyi oynar; ben oyundan çıkmak istemiyorum...

    böyle gider bu. yasin sen kimsin? sen birkaç sezon öncesine kadar küme düşmemeye oynayan bir takımın oyuncusuyken galatasaray sayesinde kariyerine kupalar eklemiş vasat bir anadolu futbolcususun. başka hiçbir takımdan alamacağın paraları galatasaray' dan alıyorsun. ya bunların değerini bilir, buna uygun davranır ve çok çalışıp işini yaparsın ya da asıl ait olduğun yere gidersin.

    şimdi başka bir örnek vereyim. suat kaya anlatıyor; ''bir maçta hagi pas istedi, vermedim, baya fırçaladı. ben de artık dayanamadım uzaktan ''hadi git işine'' diye bağırdım. depar atıp yanıma geldi. ''ne dedin sen'' diye sordu. ''bir şey demedim haklısın dedim'' dedim. koskoca hagi ne diyebilirsin ki?'' şimdi ben hagi herkesi ezebilir, sneijder ezebilir, yasin ise herkese tamam abi demek zorundadır gibi aptalca bir şey demiyorum. demek istediğim saygı hak edilir, kazanılır. bu dünyanın her yerinde böyledir. başka bir hikaye anlatayım;

    hidayet türkoğlu anlatıyor; ''duncan hakemlerle çok konuşurdu, hakemler de dinlerdi. bir gün bana bir faul çalındı ben de duncan gibi gidip hakeme itiraz edip konuşmaya çalıştım. duncan çekti kolumdan ''ne yapıyorsun sen teknik faul alacaksın'' diye kızdı bana'' ha duncan' a hiç teknik faul çalınmamış mıdır? elbette çalınmıştır. dolayısıyla podolski de abartırsa podolski de ceza alır, sneijder de, bruma da. ama herkese aynı davranamazsın. sen 3-0 önde olduğun maçın 89. dakikasında genç bir oyuncuyu oyuna sokarsın ama o sırada yedekte bekleyen muslera' ya hadi ısın diyemezsin. yani elbette dersin ama muslera' nın ters ters bakabileceğini hatta ''hocam girmeyeyim ben diyebileceğini'' düşünürsün. bunu düşünemiyorsan, burada lider benim ben ne dersem o olur diyorsan sen lider falan değil, bir aptalsındır.

    üçüncü hikaye ki bayılıyorum buna; mourinho pedro leon' u oynatmıyor real' in başındayken. bu telmaşa da benim oynamam lazım mourinho ile diyalog kuramıyoruz falan diye konuşuyor basına. bir basın toplantısında mourinho' ya pedro leon ile aranızda bir sorun mu var diye soruyorlar. mourinho saksıya fesleğen gibi oturtuyor;
    ''siz kimden bahsediyorsunuz? di stefano' dan mı, puskas' tan mı yoksa zidane' dan mı? pedro leon kim ki onunla aramda bir sorun olsun?''

    konuya dönersek elbette sinirlenmiş olabilirsin, kızmış olabilirsin, öfkeni kontrol edemeyip yanlış şeyler de yapmış olabilirsin insansın ama sneijder' in, podolski' nin, muslera' nın yapmayacağı -aranızda aynısını podolski de yapardı diyecek bir kişi yoktur. podolski de tepki gösterebilrdi o ayrı ama bu kadarını yapmazdı- kadar abartı hareketler yaparsan sonuçlarına da katlanırsın. yarın öbür gün hoca sneijder' i çıkarmak ister, sneijder çıkarken kafasını sallar, hocanın yüzüne bakmaz, gider oturduğu yerden bir tane de kulübeye yumruk atar. sneijder diye tolere edersin ama onda bile en fazla bunları tolore edersin, yasin kadar abartırsa ona da gereğini yaparsın.

    yasin ile hoca ya da galatasaray arasında bir sorun mu var diye yazacaksa basın, şimdiden söyleyeyim; ''yasin kim ki hocanın ya da galatasaray' ın onunla sorunu olsun''
  • 2479
    en az 1 ay oynatılmaması gereken futbolcu, sonrada durumun vahametine göre erciyes'e mi yollanır, kiralanır mı bilemem. kendisi yerine oynayabilcek, çok daha yetenekli ve verimli olabilecek oyuncular var. podolski, sinan gümüş.. yaptığı büyük bir terbiyesizliktir, saygısızlıktır. zaten hep sinan gümüş'ün yerini gasp ettiğini düşünmüşümdür, isabet oldu. kendisinin bu durumu dilerim (bkz: yeni robben) sinan gümüş'ün kalıcı olarak takıma yerleşmesine vesile olur.
  • 2480
    genelde bu tarz olaylardan bir süre sonra futbolcu bir miktar para cezası artı kuru bir özüre affedilir ve a takıma çıkarılır. bu neredeyse hiç şaşmaz. her zaman aynıdır. kulüp değişim mi istiyor? bir karakter mi ortaya koymak istiyor o zaman herkesin önünde diyecek ki yasin formanı yere attın kendine yeni kulüp bul! formasını yere atan topçu gidecek kardeşim. yok sinirlenmişmiş teknik direktörüne de hırslıymış da. bilmem ne? buyur meydan. buyur saha. gösterin abi kendinizi. sahada yoksunuz oyundan alınınca zırlamayın. kulübede olunca zırlamayın. kadroda olmayınca da zırlamayın. iş bu kardeşim. işin iyi gitmesi önemli sizin keyfiniz değil. onun içinde yasinde oyundan çıkar ali'de veli'de.
  • 2481
    verilen ceza kesinlikle doğru fakat 1-2 hafta içerisinde affedileceğini düşünüyorum. yaşanan olay takımımız için bence çok iyi oldu hem hocanın otoritesi için hem de bence yasin için. bu olayın yasini daha azimlendireceğini düşünüyorum böylelikle elimizi güçlendirir. podolskinin bu formuyla kanatta ilk 11 başlayınca ancak etkisiz eleman olduğunu ve sinanın müthiş düşüşünü düşünürsek yasin bizim için şu an değerli bir oyuncu bence.
  • 2482
    eski feodal avrupa dönemi ve amerika'nın "kovboy" dönemlerinde katrana bulama ve tüyle kaplama cezası verilirmiş hırsızlık gibi kumarda hile yapma gibi suçlarda. toplum önünde aşağılamak ve bu türlü suç işleyenlere ömür boyu taşıyacakları bir yük olmasını sağlamak amaçlanırmış.
    https://en.wikipedia.org/...rring_and_feathering

    yasin de galatasaray formasını yere atmasıyla, gösterdiği tepkiyle kendini katrana bulamış ve tüyle kaplamıştır. bundan 30 sene sonra bile gördüğümüzde bu şekilde hatırlanacaktır. kendisine en büyük cezayı çoktan vermiştir. affedilir/satılır/gönderilir/futboldan uzaklaştırılır hiç fark etmez. bu yaptığıyla akılda kalacaktır. kimisi özrünü kabul eder, kimisi asla affetmez. fark etmez.
  • 2485
    4 kasım 2016 galatasaray istanbul başakşehir maçında puan kaybedersek sevineceğini düşündüğüm futbolcu. içten içe ''ben olmayınca nasıl da puan kaybediyorlar'' diye düşüneceğine ihtimal verebiliyor olmam, kendisinin suçudur. halbuki yaptığı ''sol kanatta daha iyi oynuyorum'' açıklamasında bile masum olduğunu düşünüp aksini düşünenlere burada muhalif olmuştum. onların ne kadar haklı olduğunu bir kaç gün sonra gösterdi.
  • 2486
    kendisinin fazla top ezdiğini, bu nedenle saç baş yoldurttuğunu düşünmekle beraber,
    yine kendisine duyulan öfkenin neden bu kadar fazla olduğunu anlamayanlardanım.

    tamam, gereksiz açıklamaları var fakat bir futbolcunun kendini ifade ederken iyi hissettiği bölgeyi dile getirmesi neden bu kadar kötü olsun?
    ya da oyundan alınınca hırsına yenik düşerek sağa sola yumruk atan tek oyuncu kendisi midir?

    hoca'ya atarlanması elbette ceza gerektirir, otorite açısından bu çok önemli,
    sonuçta kenarda aykut kocaman yok.

    ama biraz haksız dayak yediğini de söylemek istiyorum...

    ofsaytlar sonrası gelen edit: ooooh anasını satayım, arada biz de dayağı yemişiz...
  • 2493
    hocasına, yardımcılaırna, takım arkadaşlarına ve armaya dev saygısızlık yapmıştır o konuda herkes hemfikir.

    yasin açıklamasında solda daha iyiyim ama hocam beni sağda oynatıyor demiyor. hocam nerede görev verirse elimden geleni yapmaya çalışıyorum ama soldayken kendimi daha rahat hissediyorum, solda birebirde daha etkiliyim diyor. bunda abartıldığı kadar art niyetli bişey yok. benzer açıklamayı sneijder yada podolski yapsa bu sefer admaı yerinde oynatmıyor diye hocaya sallardı herkes. hatta hoca yerliyse futbolcuya mevkisinde oynatmayarak mobbing yaptığını iddia eden bile olurdu.
  • 2495
    yönetim yasin öztekin'e para cezası vermezse çok ama çok yanlış yapar. kadro dışı bırakma cezası belki üç-beş hafta ile sınırlandırılabilir ama yüklü bir para cezası mutlaka ve-ril-me-li.

    kulüp yönetmek çok akıl isteyen bir iştir. bizde de maslesef şu anda o akıl yok. şöyleki;

    -oyuncuya disiplinsizliği nedeniyle para cezasını verirsin, daha sonra da performans/fayda skalasına bakarak gerekirse cezanın tamamını affa kadar gidersin. böylece oyuncuyu motive edersin. (tabi ki af konusu sadece kulüple futbolcu arasında kalır)

    -vereceğin para cezası, diğer oyunculara ibret olur, her fırsatta formaya ve hocaya atarlanamazlar.

    -o futbolcu ve onun nezdinde bütün futbolculara ve de spor kamuoyuna "kulübün büyüklüğü" konusunda bir ders vermiş olursun. bunun faydasını da uzun vadede görürsün.

    aksi halde madara olur sıkıntılar yaşarsın.
  • 2496
    25 kişilik kadroda en az maaş olan 5. 6. oyuncu falandır yasin. şimdi doğruya doğru konuşalım; muslera, carole, tolga, bruma ve eren ile birlikte ilk 8 maçlık periyodun en yararlı oyuncularından bir tanesiydi.

    eğer yasin'e 1 maç ceza verip sonrasında kadroya alacaksak para cezası verilmemesini yada çok düşük bir tutarda verilmesini yerinde buluyorum. maç kadrosunda olmamak da bir nevi para cezası zaten. hani adamı süresiz kadro dışı bırakırsın göndermeye karar verirsin gerekirse yatırır maaşını veririm daha oynatmayacağım dersin o durumda verebileceğin en ağır maddi cezayı ver ama mevcut durumda yasin'e öyle büyük para cezaları vermek hiç doğru olmaz.

    bi takımdaki diğer oyuncuların maaşına bir de yasin'in maaşına bakın, adam zaten ister istemez sorun ediyordur. serdar, tolga, eren 2 alırken ben niye 1 alıyorum diyordur. podolski 3.5 sneijder 4.5 alırken selçuk 2.8 alırken ben niye 1 alıyorum diyordur. bir çoğundan fazla süre aldı az süre aldığı oyuncuların da birçoğundan daha etkili oldu çünkü bu sezon. para cezası kesmek çok adil olmaz o yüzden. hani yasin'in 2-2.5 milyon euro maaşı olsa derdim kesin para cezası.

    peki yasin'i af mı etmeliyiz? hayır. menajerine oyuncunu satılık listesine koyduk ocak ayında şu geçen sene bahsettiğin meşhur teklifleri masamıza getir yolları ayıralım denmeli.
  • 2499
    kendisinin yaptığı formayı yere atma hareketi medyada o kadar göz ardı ediliyor ki şaşırdım kaldım. "kadro dışı bırakılması yanlış karar, para cezasına gerek yok" seklinde onlarca yorum duydum spor kanallarindaki yorumculardan. aynı hareketi misal sneijder yapmış olsa şimdiye elli defa linç edilmişti "koskoca galatasaray'ın forması yeter atılır mı" vs diye.
  • 2500
    yasin öztekin'in ceza almasının, şampiyonluk yarışında bize zarar vereceğini düşünen j. olde riekerink'in yasin öztekin'in affedilmesini istediğini düşünüyorum.

    dikkat edilirse yönetim demiyorum riekerink diyorum. çünkü çarşamba günkü basın toplantısında söylediklerinden bu çok net anlaşılıyordu.

    riekerink'in bu kararının çok yanlış olduğunu düşünüyorum. çünkü;

    1-formayı yere çalmak ağır bir kusurdur ve siz yasin öztekin'i affederseniz, aynı hareketi yapan hiçbir futbolcuya da ceza veremezsiniz. çünkü emsal olur. yasin'i hangi sebeple olursa olsun affederken diğer bir x futbolcuya ceza vermek büyük adaletsizlik olur. dolayısıyla bu konudaki karar riekerink'e bırakılamaz. riekerink kendi kariyeri açısından böyle düşünebilir ve haklıdır da. şampiyonluk kaybedilirse fatura riekerink'e çıkarılacaktır. işte burada üç bilinmeyenli bir denklem sözlonusudur.

    birinci denklem, kendi kariyeri açısından yasin'i oynatmak isteyen riekerink, ikincisi, diğer futbolcuların da aynı disiplinsizliği yapmasını engellemek ve adaletli olmak, üçüncüsü kulübün 111 yıllık şerefi.

    bu denklemi çözmek için yüksek matematik mühendisinin kıvrak zekasına ihtiyaç var. peki yönetim bunu başarabilir mi? zor gözüküyor.

    o nedenle, ben yönetime yardımcı olmaya çalışacağım. şöyle;

    1-riekerink bazı takıntılarından vazgeçirilebilir. yasin öztekin bazı maçlarda faydalı oluyor ama devamlılığı yok. on maçın üçünde faydalı, yedisinde zararlı. çünkü fizik ve kondisyonu yetersiz olduğunda top kontrolü, çalım ve şutları amatör futbolcu seviyesine iniyor. hızı ve çabukluğu da işe yaramıyor. ortaları zaten sıfıra yakın. üstelik sağ kanattaki başarısı iyice dip yapıyor. sol kanatta nisbeten başarılı ama orada da yıldız adayımız bruma var.

    halbuki onun yerine sol ayaklı ve genç sinan gümüş'e şans verilirse ve sinan iyi motive edilirse yeni bir yıldız kazanma olasılığımız çok yüksek. sinan gümüş bunun işaretlerini geçtiğimiz sezon verdi. aynı başarıyı yine gösterebilir. (özellikle defansa yardıma gelme konusu çözülürse sinan gümüş kazanılabilir)

    yani yasin öztekin'den kaybımız, sinan gümüş ile piyangoya, kazanca dönüşebilir. buna riekerink ikna edilebilir.

    ikinci denklem ibret ve adalet konusu. yasin'e ceza verilmemesi halinde, benzeri hareketleri yapan hiçbir futbolcuya ceza veremezsin. çünkü emsal olur. verirsen de adaletsizlik olur.

    üçüncüsü kulübün şerefi. henüz yeni galatasaray'ı tanımaya başlayan riekerink, kulübün 111 yıllık tarihine hakaret eden yasin öztekin'in hareketini yeterince idrak edemez, algılayamaz. haklı olarak o kendi kariyerini önceler. bu duruma, uygun argümanlarla yönetim engel olmalıdır. bunu yaparken riekerink'in motivasyonun düşmemesine de dikkat edilmeli.

    sonuç olarak bu krizden kazanç elde etmek te var, yanlış karar verip bocalamak ta.

    bu konuda tam da bu duruma örnek olan yaşanmış bir olay var. hatırlayalım, ömer toprak, gökhan töre olayı. fatih terim'in yanlış kararı nedeniyle olay uzun süre başımızı ağrıttı. neydi olay, kız meselesi yüzünden gökhan töre'nin, ömer toprak'a silah çekmesi. olayın ayrıntılarında boğulmaya gerek olmadan olayı kuş bakışı görüp değerlendirdiğinde, kusur gökhan töre'dedir. çünkü milli takım oyuncusunun, bir başka milli takım oyuncusuna üstelik milli takım nedeniyle bulunulan bir otelde böyle bir harekette bulunması asli kusur teşkil eder. dolayısıyla cezalandırılması gereken kişi de gökhan töre'dir. peki fatih terim ne yaptı? ikisini de idare etmeye çalıştı. sonuçta ömer toprak'ı kaybetti, gökhan töre'den de hiç verim alamadı. çünkü ilahi adalet vardı ve buna izin vermedi. halbuki ilk etapta fatih terim adil ve cesur davranıp gökhan töre'ye gerekli cezayı verebilseydi, hem ömer toprak'ı hem de bir-iki yıl sonra gökhan töre'yi kazanacaktı. yanlış karar verdi, cesaretli davranamadı, adileti sağlayamadı ve hep zararını gördü.

    bu olay da aynı. yasin öztekin'e adaletli bir ceza verilmezse, hem yasin, hem riekerink hem de kulüp zararlı çıkacaktır. çünkü ilahi adalet var. milyonlarca taraftarın ahı var. halbuki ceza verilirse orta vadede her üçü de kazançlı çıkacaktır bundan.

    yani sonuç olarak şunu söylemek istiyorum; doğru ile yanlışı ayırabilmek, doğru kararı cesaretle verip tam zamanında neşteri vurabilmek, adil olup gönülleri yaralamamak çok incelik isteyen bir iştir. uygulaması kolay değildir. zaten bunu da ancak ve ancak ruhunda bu inceliği taşıyanlar başarabilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın