• 2551
    euro 2008'den beri beni hiç heyecanlandırmamış milli takım. bir tek fatih terim 2013'te aynı anda milli takım ve galatasaray'ı çalıştırmıştı eylül ayında. o zaman romanya ve andorra maçlarında gururlanmıştım hoca her yere yetiyor baksana be diye. onun dışında euro 2016 ve euro 2020 fecaatti. ee geriye bir şey kalmadı zannımca başarı anlamında.
  • 2552
    futbolcu avrupa'da oynuyor diye abartmamak gerektiğini gösteren takımdır.

    topçuların çoğu avrupa'da oynuyor fakat gel gör ki yurt dışında zor şartlar altında yaşayıp buraya gelince bozdurduğu dövizle millete üstten bakan gurbetçi edasıyla gezmekten başka bir şey yaptıkları yok. bunlar avrupa'da da işçi gibi bi şey zaten, sociedad - nihat ve ya atletico - arda ve ya dortmund - nuri gibi yıldız yok.
  • 2553
    4 stoperi vardı kadroda.
    çağlar soyuncu, geçen sezonu boş geçirdi, transfer yaptı henüz oynamıyor.
    merih demiral, 25 yaşında umreye gitti. futbolu bıraktı bile.
    ozan kabak, takımının en iyi oyuncusu, as stoperi, bundesligada oynuyor.
    abdülkerim bardakçı, şampiyon takimin as stoperi, 80 milyonluk ülkenin ayağı en teknik, en formda stoperi.

    bu 4 stoper içinden, ilk 11de hangisinin oynamasını beklersiniz?

    hangi mevkisinde garanti futbolcu var, hakan calhanoglu hariç? kalecisi bile net değil. uğurcan, mert, altay... hangisi kötüyse diğeri oynuyor. eskiden volkan'dı, rüştüydü.

    yabancı sınırı olan bir ülkenin milli takım hocası üçüncü sınıf bir alman...
    güvenç kurtar'ın fransa milli takımı hocası olması gibi bir şey.

    boyle bir milli takımdır.
    uğruna canımı verecegim ayının da yıldızının da gözümde bir hükmü yok.
  • 2554
    artik milli takim icin hicbir sey hissedemiyorum, yenildiginde uzulmuyor kazandiginda ciddi anlamda sevinemiyorum. ne zaman oldu tam bilmiyorum, muhtemelen "milli" takimin siyasi arac olarak kullanilmaya baslanmasi, futbolcularin da bu oyuna ortak olmasi, takimin liyakatsiz kisilerce yonetilmesi ve oyunculara birilerinin emriyle pr yaptirilmak amaciyla kullanilmasi gibi nedenlerle yillar icinde yavas yavas bu noktaya geldi hislerim. yenmis, yenilmis, takimda kimler oynamis kimler oynamamis umrumda degil, hatta cogu macini izlemiyorum bile artik. boyle dusunen bir tek ben olmadigimi da biliyorum, yazik bundan bile soguttular insanlari. liyakatin olmadigi yerde adalet de yoktur o nedenle kimin oynadigina oynamadigina cok takilmayin renkdaslar, bu devir bitene kadar boyle gidecek.
  • 2555
    hak edilme kriteri başarı olmadıkça giderek dibe batacak olan takım. o formayı 1 yıldır top oynamayan çaĝlar abdülkerim'in yerine giyiyorsa, 1.5 aydır resital yapan yusuf sarı yerine 3 aydır toplam 30dk top oynayan cengiz oynuyorsa o takım başarılı olamaz. bizi milli takımdan soğutanlara hakkımı hrlal etmiyorum. bu duyguyu bizden çalmaya kimsenin hakkı yoktu.
  • 2556
    2011'deki şike olaylarından itibaren federasyonun ve milli takımın, siyasiler eliyle birilerinin aklanma alanı olmasıyla beraber benim milli takımım galatasaray olmuştur. bunu herhangi bir ortamda söylediğimde yargılayan bakışlara maruz kalmama rağmen bu düşümcemden 12 yıldır hiç taviz vermedim. genelde milli maçları izlemiyorum, izlediğim zamanlarda da hiçbir zevk almıyorum ve hiç bir his de uyandırmıyor bende. yani milli takımı desteklememek herhangi bir şey de kaybettirmiyor. açıkçası ne başarısı ne başarısızlığı hiç umrumda değil.

    futbolda ülkenin en büyük başarılarını kazanan galatasaray'a karşı yıllardır süregelen sistemli düşmanlık, olayın aslında söylenen gibi milli mesele olmadığını kanıtlıyor. milliyetçilik günümüzde, arka planda pisliklerle oynayanların yaptıkları gözükmesin diye kullandıkları bir perde vaziyeti görüyor. onun için de battıkları kadar batsınlar. galatasaray başarılı olduğunda sahte milliyetçilikleriyle bir-iki övgü dolu sözün arkasından, amalarla başlayan cümleleri sıralayarak, kendi vasatlıkları arasında boğulmamızı arzu eden sürece başlarlar.
  • 2557
    kadro istikrari olmayan dolayisiyla oyun ezberi olusmayan takim. beki kanadi belli degil orta saha uclusu yapboz gibi degisiyor, sanki oyun ezberi oturtulmus gibi hazirlik ve dandik miletler ligi grubunda genc oyuncu denemesi yapiliyor. bunlari milli takim hocasi olarak yapiyorsan ya cok kotu hocasin ya da kotu niyetlisin. milli takima secilim kriteri oyuncularin transfer yapmasina bonservislerinin artmasina neden olan onemli bir unsur. brezilyada bu isin ticareti alt yas gruplarinda belki ana takimda bile donuyor. ıngiltere'de bu isler gecmis senelerde ayyuka cikti. umarim bizde de olmuyordur sadece kuntz kotu hocadir.
  • 2560
    bizim çocuklar mottosunun değişeceği ve isim arandığı haberlere düşen takım.

    pardon da bu takımın yüz yıldır mottosu belli zaten. “ay yıldızlılar”. bu da bayrağımız kadar beyaz klasik formamızdaki büyük bayraktan gelen bir motto. “bizim çocuklar” diye arabesk ve samimiyetsiz bir şey çıktı ortaya şimdi sıkıldılar başka isim arıyorlar.

    ay yıldızlılar. o kadar.
  • 2561
    sorunu asla kuntz'un gitmesi, başkasının gelmesi de değildir.

    fatih terim varken prim muhabbeti döndü bu takımda. hoca bile takıma mukayyet olamadı, ne çabuk unutuyoruz. euro 2016 ona yazdı. daha sonra arada gelen giden oldu ama şenol güneş geldi mesela, benim gördüğüm en rezalet milli takımı euro 2020'de gösterdi, açık ara turnuva sonuncusuyduk. şenol güneş ve fatih terim bu ülkede kendini ispatlamış isimler. onlar bile bu milli takımdaki garipliği çözemiyor. ve biz hala olaya teknik direktör özelinde yaklaşıyoruz. hala da bakış açısını genişletemedik. iddia ediyorum; bizim kadar hatalarından ders çıkarmayan, bir şeyler öğrenmemekte ısrar eden başka bir millet yoktur.

    kuntz bence de gitmelidir. ama federasyon denilen para cukkalama makinesi önce kendi ligindeki zeminlere bir çare bulsun da bu ülkede futbol artık dan dun oynanmasın. taraftar bile artık güzel futbol talep etmiyor bu ülkede. bilmiyorlar ki talep etsinler. futbolla 80'li yıllardan tanışan japonya bile bize fundemental, taktik dersi veriyor. neden? çünkü onlar gelişirken biz gelişmiyoruz. işin psikolojik taraftarı da var. yahu teknik direktörün kralı gelse bu takım yine başarısız olur. çünkü öyle hissettiriyor. çok genç kuşak bilmez ama bir zamanlar bu ülkede türk milli takımı tuttuğun takımdan bile önemliydi. şimdi kim böyle hissediyor? çok büyük sorunlar var çok... sorun asla kuntz ya da onun gibi birkaç zavallı olmadı.
  • 2562
    yıllarca futbolculara en çok prim dağıtan ülke konumundaydık. şuan neyiz bilmiyorum. çoğu ülke milli değerleri ile mücadele verirken bizim sporcularımız maddi manevî destek bekledi. bu takım 2020 yılında aileleri ile birlikte otelde kamp yapıp, cem yılmaz gösterisi haluk levent konserleri ile turnuvaya hazırlandı. biraz zihniyeti degiştirmemiz lazım. yani şu milli takımda hoca problemi belki en son problem olabilir. milli disiplinsizlik var. hepi topu futbolcu olan adama "ağa, reis, dayı, aslan, koç,......" bilimum gazalama modu ile yaklaşırsanız herkes kendini bu dünyanın hükümdarı zanneder. sonra gelir milliyetçilik goygoyu yapar. milliyetçi adam prim mevzusunu açmaz o forma için. hepsi boş. adam bu milli duygu ile maça çıkacak olsa "yahu ne primi kardeşim ayıp değil mi? para için mi 80 milyon insanı temsil edeceğiz" der. ama yok. sanki asgari ücret kazanıyorlarmış gibi maddi destek bekleyenleri var abicim o forma için. böyle bir şey olur mu?

    birilerinin bu adamları çekip bir yere arkadaşlar siz 80 milyon insanı 100 yıllık cumhuriyet'i 2000 yıllık geçmişi temsil ediyorsunuz demesi gerekiyor. baya baya ciddiye alınması gerekiyor. putin'in iş adamlarını çektiği gibi. o formanın şuanki futbolcular ve tff tarafından ciddiye alındığını düşünmüyorum. bu kadar mücadelesizlik olamaz. kimse yaptığı işi ciddiye almıyor milli takımda. abi ronaldo ağlıyor maçtan çıkarken ya forması için. adam 37 yaşında kazanmadığı para, başarı kalmamış. messi milli forma için savaştı resmen. milletin futbolcusunun yüzü asılıyor. biz de goygoy kampı yapıyoruz. ama hiçbir basın bunu eleştiremiyor. oyun eleştiriliyor, teknik adam eleştiriliyor. geç abi. mücadelesizliğin oyunla moyunla ilgisi yok. milli formayı giyecek olan adam seni beni temsil ettiğini bilecek.
  • 2563
    kuntz 'u hiç sevmem hatta bir an önce gitsin diyenlerdenim fakat adam basın toplantısında(bkz: 12 eylül 2023 japonya türkiye maçı) ilk defa doğru bir şey söyledi. oyuncular %100 ünü vermiyor dedi en kibar tabirle. sadece kuntz değil toptan tff gitmeli ama bunun olmayacağını hepimiz biliyoruz. biz c ligine de düşsek, turnuvalara da gidemesek, ermenistan, yunanistan gibi takımlara mücadele etmeden maçve puanlar da versek, ligdeki takımlar avrupada sıfır da çekse bu adamları o koltuktan kimse kaldıramaz maalesef.
  • 2565
    menajerlerin, 3-5 futbolcu görünümlü çakalın ve hamit'in oyuncağı olmuş olan milli takım.

    misal barbaros süer'in menajer ayağıyla alınıp süre verilmedigini, hak ederek süre aldigini kimse bana anlatamaz. yahut kuntz'un kadro tercihlerini bağımsız yaptığını, kadroya hamit ve bazı futbolcuların karismadigini da anlatamaz.

    stoper tandemi leş atarken en formda türk stoper abdülkerim'in neden oynatilmadigini, ozan'in nasıl güç bela süre alabildigini, sol beksizlikten kırılırken kazimcan'a neden tek dakika süre verilmedigini kim nasıl izah edecek?

    tamam kuntz hoca falan değil kullanışlı bir kukla ama sahadakilerin kaç tanesi a milli formayı giymeye layık? kalite olarak hak edenlerin de kaç tanesi mücadele, azim ve ruh olarak milli takıma layık?

    benim nazarımda formayı hak eden 5 oyuncu var: abdülkerim bardakçı, ferdi kadıoğlu, arda güler, bertug yıldırım, salih özcan. bu oyuncular hariç kimsenin değişmez oldugunu düşünmüyorum. en başta da oyuncular içi hiziplesmenin başı olan hakan ve yancısı merih.
    bunlar haricinde bir süre milli takıma cagirilmamasi gerekenler ise; orkun kökçü, cengiz ünder, zeki celik.

    sözün özü; bu federasyon-oyuncu-menajer ucgenindeki ruhsuz ve yeteneksiz oyunculardan kurulu milli takımın başında klopp olsa başarı gelmez. insanlar milli takimdan soğuyalı çok oldu zaten. iş artık tiksinme ve igrenme boyutuna geldi. emeği geçen herkese teşekkürler.
  • 2567
    euro 2020 önesi kopan bağları, bu turnuvaya hem bu turnuvaya katılma elemelerinde oynadığı futbol hem de yarattığı sinerji ile tam tamir etmeye başlamışken hem turnuvadaki rezalet futbol (turnuvanın en kötü futbol oynayan takımı olmamız), 2022 dünya kupasina katılamayıp hem de eski rahatsızlıkların daha da yüksek belirtilerle nüksetmesi ile (adam tayfacılık, menejerlerin aday kadro ve ilk 11 leri belirlemesi, takım içi gruplaşmalar, futbolcuların bir önceki ekipten daha da fazla ben oldum tribine girmesi) bir daha çok zor düzelecek şekilde kopartan takımdır.
    maalesef problem sahada oynanan futboldan daha derin. bu takım bizim milli takımımız değil. bizi temsil etmiyorlar ki sadece kendilerini temsil ediyorlar. prim için para için kendi cv lerini doldurmak için geliyorlar kampa giriyorlar maç yapıp istatistik kasıp kendi takımlarına geri dönüyorlar. belki birkaç futbolcu milli takım bayrağının altında toplandığını düşünüyordur, o kadar.
    bugün kuntz'u gönderdik diyelim... abdullah hunter belası tüm lobisiyle pusuda. nispeten daha çok bu görevi hakeden sergen yalçın'a bu görev verilir mi? bu federasyon yonetimdeyken fatih terim'e gidilir mi? gidildi diyelim fatih hocanin da eski hastalıklari nükseder mi? bunların hepsi muamma... yurtdışından bu sefer kariyerli bir antrenörü getirsek örneğin löw gibi, adama nasil bir çalışma ortamı hazirlanacak? bizim oyuncular halıya sarma operasyonu yapacaklar mı? sorular sorular...
    açıkçası bu milli takım beni artık temsil etmiyor. benim ilgi alanımda da değil. ne halleri varsa görsünler istediklerini de yapabilirler. futbolcuların eline oyuncak olmuş takıma mı üzüleceğim? olay başarı veya başarısızlık değil... ne zaman bu ülkeyi gerçekten temsil etmek için oynarlar o zaman bir şansı hak ederler. yoksa artık benden bu kadar...
  • 2571
    sonda söyleyeceğimi başta söylerek başlayayım, neden yıllardır senede 5-6 maç yapan milli takımımıza sadece milli takımı yönetmesi beklenen hoca arıyoruz anlamış değilim. aynı anda kulüp takımı da yöneten, sene içerisinde kulüp takımıyla başarısını da ispatlamış hocalarla basketbolda olduğu gibi kısa vadede çalışmamız daha mantıklı olmaz mı? (bkz: ergin ataman)

    argümanlarımı açmam gerekirse, sonuçta bizim ülkemiz ispanya gibi kendi ekolünü ve oyun sistemini yaratan bir ülke değil. bu sebeple genelde milli takım başarılarımız oyuncu kalitesine ve onların değişken performanslarına bağlı. bunu göz önüne alarak hiçbir zaman bir hoca takımı olmadık ve bence mevcut alt yapılarımızla da olacağımızı hiç düşünmüyorum. zaten düzenli olarak hocası ile antreman yapmayan bir takım da kolay kolay hoca takımı olamaz. bundan dolayı milli takıma özel bir hocanın olmasını senelerdir anlamadım, anlayamayacağım da.

    diğer bir nokta da, evet sonuçta antrenörün maç eksikliği de oyuncular kadar olmasa da takım yönetimini etkileyen bir şey. ve genelde bizim milli takımımızın başına geçen hocalar maç eksikliğinden de kaynaklı oyuncu tercihlerinde sapıtmaya çok müsait oluyorlar (gereksiz rotasyonlar, hakeden ve formdaki oyuncuları oynatmama). bunun da önüne geçmek açısından, o dönemin en formda hocasının mili takımı yönetmesi üstteki sebeple de birleştirince en mantıklısı değil midir?

    son olarak da, senede sadece 5-6 maç yapıp ve belki 1-2 hafta da takımla beraber çalışacak birine neden tonla para verip senin tek görevin bu, ek olarak da sene boyunca maçları izleyip oyuncuları takip et diyoruz. zaten futbolun içinde olan herhangi birisi bile bunca para kazanmadan günde varsa eğer en az 2 maç izliyordur. sadece maç izlemesi için bir adama milli takım hocalığı verilmemelidir. bizim sözlüğümüzde bile milli takım oyuncu havuzundaki oyuncuları milli takım hocasından daha çok takip eden arkadaşlar olduğuna eminim.

    bu bahsettiğim konular ve görüşümle ilgili karşıt argümanlara özelden açığım. belki benim eksik düşündüğüm bir taraf olabilir ama saydığım sebeplerden dolayı şu an için tarafım çok net.
  • 2573
    şehir şehir gezdikleri için o şehir tarafından 'ya zaten bir kere geliyorlar' diye yeterince tepki verilmeyen takım. istanbul'da olsa tepkinin kralını görecekler ama olmuyor.
    biz futbol ülkesiysek bu adamların şımarıklıklarına yeterli tepki vermeliyiz.
    23 eylül 2023 japonya türkiye kadın voleybol maçını izlerken ve ne zaman voleybol maçı izlesem bu başlıkta buluyorum kendimi.
  • 2574
    kızları (türkiye kadın milli voleybol takımı) gördükçe a milli futbol takımında bulunan hocasından oyuncusuna herkese karşı içimde nefret doğuyor. bu kızlar bu kadar mücadele ederken, başlarındaki italyan diyip ötekileştireceğiniz hoca bu kadar emek verirken (adam italya'da koçluk yapıyor bir de, senede maksimum 3 ay türkiye'yle bağlantısı var, ona rağmen kuntz'dan fazla türkçe öğrenmiş 1 yıl bile olmadı göreve geleli.) sizin bu kadar laubali, egoist, ciddiyetsiz olmanızı ben kaldıramıyorum.

    30 dakikalık uçuşu özel uçakla yapmanızı, yapmasanız da çıkıp şikayet edecek kadar yüzsüz olmanızı, kendinizi ay yıldızlı formadan üstün görmenizi, almanya'dan gelip bozdurduğu eurolarla millete ekonomi anlatan toksik zihniyetle aynı kafada olup "biz bilmem nerde oynuyoruz milli takım bizim için seviye düşüklüğü yeaaa" şeklinde düşünmenizi, hocayı yemek için maç satmanızı falan kaldıramıyorum.

    benim sizin gibi milli takımım yok, kadın voleybol dışında bir şeyler düzelene kadar ne futbol ne de belki de en sevdiğim spor olan basketbol takımını desteklemiyorum.

    umarım siyasetten, kirli zihniyetten, fırsatçılardan, liyakatsiz işlerden, karaktersiz sporculardan arınır da uzun zaman sonra futbolda da gönülden bir şekilde milli takım destekleriz. şu an dediğim gibi, asla ve asla içimden gelmiyor hatta tiksiniyorum mevcut yapıdan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın