• 1701
    kendisine faydası olacak olan insanları göç etmeye zorlayan ve yakın gelecekte geri dönüşü olmayan bir facia yoluna girecek olan ülke. sokakta top oynayan ve hiçbir şeyden habersiz bir şeyler yapmaya çalışan yeni nesil için çok üzülüyorum. bir ülke nasıl adım adım eliminize edilir ancak bu alanı, devletler bilimini hakkıyla icra edenler teferruatıyla anlayabilir. alanın içinden biri olarak yazıyorum bunu. birkaç sene sonra bu yazıya bakıp bakıp “maalesef yazmışım bunu” diyeceğimden adım gibi eminim.
  • 1702
    az önce en nezih semtlerinin birinde, askeri kökenli bir özel sitedeki halka açık park alanında mastürbasyon yapan yabancı uyruklu bir bireyi güvenliğe eskort ettiğim, bütün mekanizma ve kurumları iflas ettirilmiş devlet.

    suç işleyen üste çıkar, doping testi yapılmasın diye federasyondaki görevliyi işinden aldırır.
    basıını sahibinin sesidir, para ne derse onu yazar.
    muhalefeti paralize olmak üzere dizayn edilmiş, sivil örgütleri dağıtılmış ve sindirilmiş; dolayısıyla bütün kendini savunma ve bağışıklık sistemleri iflas noktasındadır.

    böyle bir ülkede futbol taraftarlığı üstünden birbirimizi yemek, titanik batarken çalan kemanları alkışlamaktan farklı değil. çok da şey etmeyin gençler. birkaç sene daha alkış tutup yolumuza bakacağız.
  • 1703
    siyasette bir kitle izliyoruz. ahlaki değerler sıfır, sadece kendi çıkarına hizmet edecek yönetime oy veren. hatta kendi çıkarına hizmet etme gibi bir tabir de durumun vehametini açıklamıyor çünkü siyasetin özü bu. diğer vatandaşlar arasında kendisini ayrıcalıklı hissettirecek, ayrıcalık vaadeden siyasetçinin peşinden giden bir kitle özetle. yani toplum olarak zenginleşelim, üstün refah seviyesine ulaşalım seçeneği adam için makul değil. o zenginleşecek diğerleri fakirleşecek. makul olan bu.

    futbolda tabi ki eğitim seviyesi, ekonomik seviye vs... gibi etmenler yok. aslında söz konusu 3 büyükler olunca yatay değil dikey bir taraftar kitlesi var. teröristinden, yobazına, zengininden, fakirine, cahilinden, fularlısına herkes her takımı tutuyor.

    sonuç?
    al işte fenerbahçe.
    al işte beşiktaş.
    onlar da ayrıcalık istiyorlar. herkesin hakları yensin, tüm sistem bunlara hizmet etsin. külliyen yükselmesin futbol.
    galatasaray taraftarı farklı mı? aslında sanmıyorum. sadece galatasaray lisesi ve kulüp yapısı farklı. yani aynı kitle ali koç'a, aziz yıldırım'a değil de iyisiyle kötüsüyle özhan canaydın'a, burak elmas'a, erden timur'a bakıyor. bir de yine kulüp dinamikleri nedeniyle gerektiğinde gerçekleşen değişimin başarı getirdiğini görüyor. ama insan aynı insan.

    özetle toplumun tepeden değil de tabandan gelişimi istemesi gerek. bizde malesef bu yok. ülkece bu yok. dolayısıyla hızla çürüyoruz.

    ama açıkçası hak ettiğimiz gibi yönetiliyoruz.
    hani laboratuvarlarda bakteri, mikrop kültürleri vardır ya.
    ülkece toplum zararlılarının çoğalıp gelişmelerini sağlayan bir kültür ortamıyız.
    çok da şeyetmemek lazım.
    gidiş yönümüz malesef çok keskin. muhtemelen modern tarihin en fakir ülkesi olma yolundayız.
  • 1704
    hayat pahalılığın tavan yaptığı coğrafyada en ucuz şeyin insan hayatı olduğu ülke. aydın'daki kız kyk yurdunda asansörün bozuk olduğu öğrenciler tarafından defalarca bildirilmesine rağmen önlem alınmamış ve maalesef bu akşam saatlerinde 1 kız öğrenci asansörün boşluğa düşmesiyle hayatını kaybetmiş. inanılmaz üzüldüm. o asansörde bizim kardeşimiz, arkadaşımız, akrabamız da olabilirdi. ne diyim ya valla üzülmekten başka bir şeyde gelmiyor elden. hayatını kaybeden kardeşimize allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. kim bilir ne hayalleri vardı gencecik kızın.
  • 1709
    "bana cumhuriyet nedir diye sorarsanız benim işte! islamköy'lü bir köylü çocuğunu cumhurbaşkanı yapan cumhuriyet´tir”

    süleyman demirel

    insanlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan bu yönetim biçimi iyi ki vardır ve emanetine sahip çıkan genç nesillerin sayesinde şüphesiz hep var olacaktır.

    güzel ülkemizin 100. yılı kutlu olsun.
    bilimin ışığında ve ulu önderimiz mustafa kemal atatürk'ün ilkeleri doğrultusunda nice 100 yıllara inşallah.
  • 1714
    kuruluşunun 100. yılında, kurucusunun cuma gününe denk gelen ölüm yıldönümünde cuma hutbesinden kurtarıcısının adını anmayacak aymazlıkta iktidar sahipleri tarafından yönetilen ülke, ülkemiz...

    paşa'nın zorunu başardığı yerde o çok inandığı bizler, gelecek nesiller kolayı tamamlayamamışız, devrimleri nihayete erdirememişiz, kurtuluş mücadelesinin asıl safhasını sonuca vardıramamışız. bu ortamda ne cumhuriyet'in 100. yılını kutlayası geliyor insanın ne de atatürk'ün matemini tutası.

    "türk'e bir hayır gelmez, arap felsefesinden
    gazi bize bir din ver, türk'ün öz nefesinden"
  • 1719
    (bkz: ankaragücü başkanının halil umut meler'e yumruk atması)

    hukuk sisteminde ciddi bir reform yapılması gereken ülkemiz.
    kimsenin can güvenliği yok artık.
    şiddet o kadar yaygın ki, kimseye caydırıcı cezalar verilmiyor.

    zaten zar zor ceza veriliyor bu insanlara, içeri giren de üçte birini yatıyor veya af çıktığı için yatmıyor bile.
    emniyette 40-50 tane soruşturma dosyası olan adam tutuksuz yargılanıyor, elini kolunu sallayarak geziyor.

    neymiş de hapishaneler tıka basa doluymuş.
    yapın o zaman yeni yerler kardeşim; hastane, yol, köprü kadar ihtiyaç hapishane de.

    valla canım fena sıkkın, öyle böyle değil.
  • 1720
    akıl sağlığı sınırlarını test etmede üzerine olmayan ülke.

    ülkede infial yaratan şiddet olaylarından sonra genelde şiddete uğrayan ile şiddet uygulayan kişiler kameraların karşısına geçirilir ve canlı yayında bir barışma töreni düzenlenir. şiddet uygulayan kişinin aslında nasıl da ponçik bir karakter olduğundan bahsedilip, şiddete uğrayan kişiyle arasında bir sorun olmasın tabiatın kurallarına aykırı olduğundan dem vurulur. malum olayların bir anlık öfke ile olduğu ve o öfkenin de buhar olup uçtuğu deklare edilir. suratlarda yapay gülümsemeler, şiddet yanlısı ponçik kişinin mağdurun yanağından makas almalar, şakalaşmalar vs. yazarken bile midem bulandı.
  • 1721
    meslekleri sebebiyle dayak yiyen o kadar çok insan var ki ülkede kararları en fazla tartışma konusu olan, göz önünde olan hakemlik müessesesi aleni bir dayak yiyince infial oldu. gerçi iyi de oldu, ancak konuyu futbol özünden çıkartıp ülkede özellikle doktor, öğretmen vb. meslekleri sebebiyle dayak yiyen insan sayısındaki artışa, sırf kadın olduğu ve katilini/herhangi bir erkeği sevmedi diye ölen, şiddet gören kadınlara kısaca ülkede son yıllarda artan şiddete bakmadıkça çözülmesi mümkün olmayan bir hadise içindeyiz. insanlar zaten gergin ve huzursuz birilerinin tahrik etmesi, hatta bırakın kibrit çakmayı iki kişiyi birbirine sürçmesi bile yangın çıkartmak için yetiyor...
  • 1722
    3. dünya ülkesi,
    her alanda deyip haksizlik etmek istemiyorum ama şike,kara para, hukuk ve gelir adaletsizligi. her yönüyle rezalet ve insan hakllarina aykiri tutum sergileyen ülke. turkiyeyi cok seviyorum ama vatandaşi olmaktan bazen nefret ediyorum. bende dahil insanlarimizin zihniyetinden kaynaklaniyor. bende türküm ama türk insani böyle. ben daha iyi olayim digeri ezilsin. kimse benden daha iyi olmasin baskasi umrumda degil. benim hakkim yanmasin baskasinin hakkindan banane. ben daha zengin olayim baskasi surunsun banane. liyakasizlik mi en krali. çalmak mi? en iyisi. bencillik mi? en bencili. bu ülke bu toplum bu kadar arkadaslar aramizdaki istisna 3-5 iyi insan kaideyi bozmuyor maalesef. 2gun ileriye gidersek 3. gun geri gelip 0liyoruz.

    normalde bir şirket, bir oluşum başarılı oluyorsa üzerine koyarak devam etmesini beklersiniz değil mi?

    çok uzaktan değil size galayasaray'dan örnek vereceğim.
    sezon yıllarını tam hatırlamıyorum fatih terim gelmişti; muslera, selçuk,melo. 2011-2012 yılları başlangıçları olabilir.
    iyi hatırlayın tam 4 yıl üst üste şampiyonlar ligine gitmiştik. 3 yıl şampiyon olduk. 4. yıl fenerbahçe cezalıydı onun yerine 2. olan takım yani biz gitmiştik.

    bu takım tam 4 yılda 3 kez şampiyon olup, 4 kez şampiyonlar ligine gitmişti. son 16 ve çeyrek final falan da oynamıştık yanlış hatırlamıyorsam.

    düşünün bu takımın o zamanlar için max başarabileceği her şeyi başarmıştı. yani gelir olarak max seviyede gelir kazanıyorsunuz. ligde şampiyonluk geliri şampiyonlar liginde katılma gelirli gruplardan çıkma vs gelirler. max gelirleri kazanıyorsunuz.

    sonuçta ne oluyor ? ertesi sene galatasaray 8. mi 12. mi ne bir yerlerde bitirdik. normalinde 4 sene üst üste max başarılı olmuş takımın devam etmesi lazım. sonrası hüsran ?
    niye ? bizim düşmanımız yine biziz. öyle dış güçler falan değil. benim düşmanım sensin. senin düşmanın benim.

    fenerbahçeye, beşiktaşa az kızmıyorum. adamların gerçekten avrupada başarıları yok. umurlarında da değil.

    çok uzadı ama şöyle söyleyeyim. fener gruplardan elense taraftarı 2 gün güler geçer. çünkü alışmışlar başarılı olmamaya. kafa yapıları yok adamların avrupa vs. diye bi eski anelka zamanları falan başarı görmüşler. doğuyor fenerli başlıyor galatasaray da galatasaray. ya sizin tek mutluluğunuz sevinciniz galatasaray'ı yenmek mi ? bu nasıl bi küçük beyin kafası futbol galatasaray'dan mı ibaret ?
    ya avrupanın en alt liginden beşiktaş elendi. böyle bi rezillik olabilir mi ? yer yerinden oynaması lazım sakatım sakatım sakatsın vs. böyle bir şey olabilir mi ? oluyor. spor vs deyip geçmeyin. seyirci olarak taraftar olarak bu rezilliğe katlanmaya devam ediyorlar. gitmeyin maça. kabullenmeyin bu rezilliği. bi aksiyon alın. vs vs. bu kadarız işte. bizden olcak şey bu kadar.

    kişiler kurumlardan büyük...
    böyle bir ülke işte.
  • 1723
    konya'da silahla öldürülen doktor gündeminin akabinde kendini güvende hissetmeyen sağlık personellerinin akın akın yurt dışına gitmesine, hem siyasi figürler hem de anadolu irfanı (!) tarafından "siktirip gitsinler" denilerek reaksiyon alınan, en temel insan haklarının bile gasp edildiği ar damarı çatlamış bir coğrafya burası.

    balık baştan kokar, bu ülke 6 ay önce neyi seçtiğinin farkındaydı, artık geriye dönüşü yok. sahada hakem de dayak yer, tribünde adam da dövülür, yarın bir gün birine silah çekilip de vurulur hiçbirine şaşırmıyorum artık. ekonomik olarak değil belki (henüz) ama insan hakları ve medeniyet açısından somali, iran ve burkina faso gibi ülkelerden bir tık yukarıdayız sadece.
  • 1724
    yıllar önce kurtlar vadisi belasıyla tanıştırılan ülke.

    senaryo, müzikler, oyunculuklar, karakterlerin realiteyi yansıtması vs. zerre itirazım yok. sorun dizideki yaşam tarzının yarısından çoğu cahil, söz konusu konsepte psikolojik olarak hazır olmayan, zihinsel açıdan yetersiz bir toplum tarafından "ideal" olarak benimsenmiş olmasında. haliyle insanlara etkisi de bir o kadar olumsuz oldu.

    nüfusun yarısından çoğu polat alemdar gibi takılıyor; arabasının torpido gözünde, belinde, götünde silah. silahı olmayan da kriminal eylemleri "adamlık" olarak benimsemiş durumda.

    ankaragücü başkanının halil umut meler'e yumruk atması bir sürecin son noktası.

    ahlaki deformasyon had safhada, düzelmeyiz.
  • 1725
    geçtiğimiz cuma akşamı rutin olarak eşimi işten aldım ve kızımı annemden almaya gidiyordum. her gün kullandığım yolda yine trafik vardı. o da trafik lambasından olan, beklersen 3-4 dakika sürecek bir trafik. tek gidiş tek geliş olan yerden sola dönerek tek yöne çıkacağımız bir yol. ışıkların olduğu yerde refüj var iki yönü ayıran. bazı kendini bilmezler lamba kuyruğu uzayınca soldan yardırıp diğer şeritten yola fırlıyorlar. benim önümde 3 araç varken yeşil yandı ve 30 arabanın arkasından çıkan beyaz audi diğer şeritten yola çıkmak isterken karşısından araba gelince beni sıkıştırdı. bu sefer ben de yeni kalkış yapmıştım ve bana doğru aracını kırdı. bu sefer ben gaza basmamla birlikta sağa doğru manevra yaptım. beyaz audi birden çıldırdı. sellektör, korna, önüme kırıp durdurma isteği gibi bütün barbarlıkları yapması sonucu beni durduramadı. ancak yan yana geldik ve camı açtığımda 2 adet vatandaş vardı araçta.
    şoför koltuğundaki "dua et yanında kız var" dedi. yolcu koltuğunda oturan da "saygı yap" dedi. ben özür dilerim dedim ve camı kapadım. adam 30 kişinin hakkına girmiş ve üstüne bana çarpacakken kaçmama rağmen hala daha önüme geçme isteği ile beni dövecek.
    şimdi bunu neden anlattım? bu memleket haklı insana özür dileten, haksızlığı hak bilip üste çıkanların memleketi. davanda haklı olsan bile biliyorsun ki haksız olan sana ne yaparsa yapsın yaptıkları yanına kar kalacak. ceza sistemi zayıf mafyalaşma çok üst düzeyde. yani o hakemleri tehdit etmiş, öteki yumruk atmış bunlar alışılagelmiş şeyler.
    yapan yine cezasız kalacak, yaptıranlar ah vah edip yaptıkları her şeye devam edecekler.

    bu arada hasar danışmanıyım. trafik kurallarını falan yalayıp yutmuş biriyim. bu bakımdan trafikte hep 1 adım ilerdeyim. trafikte hak hukuk iyi bilirim.

    edit: yazım hatası düzeltildi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın