• 331
    sadece kulüplerde değil her bir hanede paranın bu kadar olmadığı bir zaman, başta 4 büyükler olmak üzere bütün kulüpler borç içindeyken biz dahil tüm takımların yüksek profilli, yüksek maliyetli transfer kovalamasını ben biraz bu yıl gerçekleşen ve gerçeklerle yüzleştiğimiz yayın ihalesine bağlıyorum.

    ligimizin profili o kadar düştü ki bırakın başka ülkelere pazarlamayı kendi ülkesinde bile izlenmez vaziyete geldi. ki bunda ekonomik sebeplerden 4 büyüklerin kadrolarının gerçekten önceki yıllara göre hayli kalitesiz olmasının büyük payı var. 4 büyükler böyleyken diğer anadolu kulüplerini siz hesap edin..

    peki ekonomik şartlar değişmemiş, hatta daha da geriye gitmişken transfer profilleri bir anda nasıl yükseldi? nasıl maliyetli adamlar kovalar olduk bir fikriniz var mı?

    cüzdan sallayarak seçim kazanıp* bu maliyetleri cebinden karşılayacak birinin varolduğuna inanıyor musunuz gerçekten? kim neden cebinden milyon dolarlar, eurolar bağışlasın?

    ülkenin en büyük afyonu şu an etkisiz durumda arkadaşlar. mevcut şartlarda bu çarpıcı değişimin dışarıdan müdahale olmadan olması mümkün değil.
  • 211
    16 takımlı olması en doğru olan lig. hatta öyle bir sistem kurulmalı ki hiçbir takım hedefsiz kalmamalı. benim aklıma gelen şu.

    1. olan takım şampiyonlar ligi bileti alır.
    türkiye kupası'nı alan avrupa ligi biletini alır.

    2., 3., 4., 5., 6., 7., 8., ve 9. sıralardaki takımlar 2. şampiyonlar ligi ve 2. avrupa ligi bileti için play off oynar. finali kazanan şampiyonlar ligi'ne, kaybeden avrupa ligi'ne gider.

    16. takım düşer.
    12., 13., 14., ve 15. takım play out oynar. kaybeden düşer.

    10. ve 11. takımlarda 9. olmak veya 12. olmamak için mücadele eder.
  • 360
    son birkaç yıl içerisinde hızla çöküşe geçmekte olan ligimiz. hiçbir zaman üst düzey bir lig olmasa da en azından 3 büyükler avrupa'da iyi kötü tanınırdı, şimdi avrupa'daki futbol seyircisi bizim ligi arap ligi gibi görüyor. ekonomimizin düzelmeyeceği ortada, marka değerimizin de git gide azalıyor olması ileride çok büyük sorunlara yol açacak.
  • 172
    süper lig'in 20 takıma çıkma fikri güzel ama bu önümüzdeki sezon mu olmalı? zaten takvim sıkışık olacak pandemi ve avrupa kupası'ndan dolayı. üstelik takımlar mini bir sezondan sonra daha tam dinlenemeden yeni sezonu açacak. ayrıca liglere ara verilmesi sadece düşen takımları değil, şampiyonluğa oynayan takımları da etkiledi. bu yüzden şuan 20 takıma çıkma fikrini yanlış buluyorum. bir sonraki sezon için planlama yapılmalı ki o sezonda da kışın oynananacak dünya kupası var. bu planlama en güzel 22-23 sezonu için olur.
  • 252
    burada bir teknik direktör başarılı olmak istiyorsa yönettiği takımın en azından bir şeyi büyük takım kadar iyi yapması yeterli. misal hücum özelliği hariç geri kalan özellikleri vasattır, ama takım iyi hücum ediyordur, bu o hocayı başarılı kılar. ya da geri kalan özellikler yine vasattır ama takımın fizik kalitesi iyidir ve bu sayede iyi pres yapıp maç sonunda ayakta kalabiliyodrur bu da o hocayı başarılı kılar. ya da yine vasat bir takım vardır elde ama en azından çok iyi kapanıyordur bu da o hocayı başarılı kılar.

    tüm durumlar için bir sürü örnek verilebilir.
    ersun yanal'ın 2000-2002 arasındaki ankaragücü ve 2002-2004 gençlerbirliği takımları mesela, kamyonla gol atarlardı, geri kalan özellikler vasattı ama sadece bununla yani 3 büyükler kadar gol atarak(u: bjk'nin 85 puanla rekor kırdığı 100 yılında, gençlerbirliğir bjk'dan 13 gol daha fazla atmıştı) hem ankaragücü'nde hem de gençler'de başarılı sezonları oldu. bu sayede 2004'te milli takımın başına geçti.

    aykut kocaman mesela, hem konya'da hem ankaraspor'da iyi savunma yaptırırdı. ligin çetin ceviz takımlarından olurlardı. bu başarılı süreç onu fb teknik direktörlüğüne kadar götürdü.

    abdullah avcı yine, takımı çok iyi alan kapatır özellikle 3 büyüklerin başına bela olurdu. bu farklılık da onu önce milli takımın sonra da beşiktaş'ın başına geçirdi. şimdi de trabzon'da zaten.

    bir başka örnek; tudor. karabük takımı çok güçlüydü fiziksel olarak. muhtemelen ligin açık ara en çok koşan takımıydı. bu sayede içerideki maçlarda puanların % 90'ınını toplayarak karabük'ü ligin kalbur üstü takımlarından biri haline getirdi ve nihayetinde galatasaray'ın başına geçti.

    yakın tarihlerde de okan, sergen, erol bulut ve çağdaş'ın çıkışları var. bunlardan bilhassa okan, erol ve çağdaş'ın takımları tıpkı büyük takım edasıyla oyuna hükmetmeye çalışıp kaleden pasla çıkıyorlardı. özellikle topa sahip olma oranları 3 büyükler seviyesinde idi. bu okan'a şampiyonluk getirdi, erol fener'in başına geçerken sergen de bugün beşiktaş'ta. çağdaş da daha şimdiden sergen'den sonraki bjk teknik direktörü diyebiliriz. keza okan da terim sonrası galatasaray teknik direktörlüğünün en büyük adayı. bu durumun son örneği ise ömer erdoğan. takımı hücumda çok hareketli ve 3 büyükler kadar gol atmışlar neredeyse. dolayısıyla oynadıkları oyun göze hoş geliyor. o da gelecekte galatasaray için tartışılacak biri olacaktır.

    hasılı kelam, süper ligde teknik direktörseniz, en azından bir şeyi 3 büyükler seviyesinde iyi yapmalısınız. bu şeyleri ne kadar çoğaltırsanız o kadar başarılı olur ve o kadar çabuk seviye atlarsınız.

    ha, sonrası da önemli tabi. tek bir şeyi iyi yaparak geldiğiniz 3 büyük takım teknik direktörlüğünde o tek şeyle kalamazsınız. bunu çeşitlendirip çoğaltmazsanız o seviyedeki ömrünüz de kısa olur. misal erol bulut, misal abdullah avcı. bu gerekliliği yerine getirebilirseniz unutulmaz olma yolunda ilk adımı atmış olursunuz. misal okan buruk, misal sergen yalçın.

    ekstra bir şey yapmak bu işin sırrı. klasik 4-2-3-1 ile üstüne hiç bir şey ilave etmeden devam eden teknik direktörler, anadolu'yu karış karış gezmeye mahkumdur.
  • 643
    diagne'ye topu ona kadar getirirsen gol atıyor, osimhen yoktan var ediyor. en azından öyle olacağını umuyoruz.

    ileriye yerleşemeyişimizin bir sebebi de icardi'nin stoperlerle boğuşan top saklayabilen bir forvet olmayışı. osimhen ile bu açığı gideririz. bu ikili topu bir şekilde içeri soktuktan sonra arkasında 9 tane berkan kutlu ile de oynanabilir. futbolda golü attıktan sonra gerisi önemli değil. diğer istatistikler için puan ya da kupa verilmiyor.
  • 71
    yanlış hatırlamıyorsam bir hafta referandum var diye bir hafta da kupa maçları oynanacak diye maç yapılmadı. eğer o aralar verilmeseydi geçtiğimiz hafta sonu lig bitmiş olacaktı.

    ve bu aralar yüzünden lig epey geç biteceği için avrupa kupalarında ön eleme oynayacak takımlar(ligi üçüncü bitiremezsek biz de bu gruba dahil olacağız) neredeyse hiç tatil yapamayacak.
  • 662
    üç devreli 12 takımlı bir lig olsa ve bir iç saha, bir deplasman, bir de tarafsız saha maçı yapılsa çok tatlı olacak ligdir. lige katılım şartları da altyapı, saha ve tesis olarak yüksek tutulmalı. ligdeki takımların halleri rezalet, büyük takımlarla aradaki fark aşırı derecede arttı. böyle 14 takımı kaldıracak bir ligimiz yok bizim. playoff sistemini de puanların yarıya düşmesi ve normal zamandaki maçların öneminin azalması gibi nedenler yüzünden tutmuyorum açıkçası.
  • 277
    kucumsenen lig.

    cogu taraftar 20 milyon euro ve ustu yatirim yapan galatasaray, fenerbahce ve besiktas'in siradan topculara sahip tasra ve anadolu takimlarini supurmek icin yeterli hatta fazla bir miktar oldugunu soyluyor.

    fakat, unutulan nokta bu ligin futbol oynanmayan, yere yatan rakibin ayaga kalkmadigi ve kontra atak oynayan takimlarla dolu bir lig oldugudur.
  • 480
    valla baya kötü bir lig ya. 2 büyük 1 büyükten küçük takımın maçları hariç malesef izlenecek maç yok. galatasaray hariç diğer 1 büyük 1 küçük takımın maçlarını da puan kaybetsinler diye izliyoruz zaten. aynı saatlerde diğer büyük liglerin maçları varsa herkes direkt onlara bakıyor.

    bence bunun en büyük sebeplerinden biri kasımpaşa, karagümrük, pendik ve başakşehir gibi 1000 seyirciye oynarsa öpüp başına koyacağı istanbul’un semt takımları. adamların maçlarını açıyorsun, tribünler bomboş. niye devam edesin ki izlemeye? aynı esnada newcastle maçı açıyorsun, seyirci üzüm salkımı, zemin çiçek gibi. bizde seyircisizlik ayrı, zeminlerin rezaleti ayrı sorun. ve tff bı konularla ilgili hiçbir şey de yapmıyor. en azından şu semt takımlarının acilen düşürülüp yerlerine diyarbakır gibi, elazığı gibi, karşıyaka, göztepe ya da altay gibi, malatya gibi, bursaspor gibi ciddi seyirci potansiyeli olan şehir takımların geri gelmesi lazım. o zaman belki bazı maçlar daha izlenebilir olur.

    ikinci önerimse, süper ligdeki takım sayısının 10’a düşürülüp, senede 2 kere değil de 4 kere oynaması olabilir. iskoçya ligi gibi. yoksa bu haliyle, bu formatla asla çekilmez, izlenmez ve şampiyon olan takımın 2 milyon avro bile ödül parası alamadığı çok ama çok boktan bir lig olmaya devam eder.
  • 217
    yine ve her zamanki gibi sezon bitmeden bir sürü teknik direktör değiştiren takımların oynadığı lig.

    2020-2021 futbol sezonunun henüz yarısına gelinmişken mevcut 21 takımın 10 teknik direktörü değişmiş.

    son olarak sezonun flaş ekibi gaziantep futbol kulübü enterasan hocası sumidica’yla yolları ayırıp galatasaray efsane kaptanı bülent cesur korkmaz ile anlaştı.
  • 340
    senelerdir oyuncunun zaman geçirmek için sakatlandım ayağına kendisini yere bırakmasına bir çözüm bulamamıştır. ingiltere'de bu pek olmaz çünkü onlar ahlaklı. bizse ne yazık ki batı kadar ahlakı gelişmiş bir topluluk değiliz, çünkü kimse sisteme inanmıyor, başına bir şey gelirse sistem beni korur demiyor. o sebeple herkes bir an önce kendini kurtarma derdinde olduğundan benciliği, saygısızlığı, ahlaksızlığı kendine şiar edinip bir şekilde bunları meşrulaştırıyor da kafasında.

    bu yere atma olayı da böyle aslında. adına profesyonelce zaman çalmak deniyor. artık oyuncuların bireysel etik değerleri ile bu saçmalığa bir son vermeyecekleri çok açık ama federasyon müdahale etmeli ve bir oyuncu yerde yatarken de oyunun devam etmesi gerektiğini, gerekirse sağlık ekibinin 4. hakem tarafından sahaya sokulup hemen oyuncuyu kenara aldırma yetkisini vermeli 4. hakeme.
App Store'dan indirin Google Play'den alın