sonradan örülmüş duvarlara sahip biriyim. iki kelamım varsa da söyleyecek; perdeler arkasından hayatın kendisine söylerim. kuş bakışı insanları izler, yere konmamaya özen gösteririm. çok büyük bir adaletsizlik karşısında istemsizce yaptığım 90 derecelik karabatak dalışı hariç.
yalnızlığı ve özgürlüğü seven bir yabani olarak nitelendirilebilirim. bu yola girmemdeki tek sebep ise
insan olarak gösterilebilir. herkes için bir kaçış, benim içinse bir başkaldırış.
sosyal medyada insanlarla iletişim kurduğum yegane mekan da burasıdır. vantrolog gibi içime içime yazar, temasın fazla olduğunu hissettiğim girdilerimi silerim.
en çok tek başıma boğaza açılıp zoka ile lüfer tutarken mutluyum. geceden merama çapa atıp, sabahın ilk ışıklarıyla içtiğim çay, dinlediğim müzik ve tuttuğum balık ...
benim için huzur bu.