resim
Okan Buruk
Görev:Teknik Direktör
Takım:Galatasaray
Yaş:51
Uyruk:Türkiye
  • 16252
    birden cok oyun plani olmayan her hoca gibi kendisini tasiyan oyuncular top oynamayinca eli kolu baglaniyor.

    biz bu hikayeyi cok gorduk, once hoca sonra oyuncular gider. sonra kayip bir sezon. sonra yeni hoca yeni takim yarisan galatasaray.

    acikcasi 6 macta 1 gol atmis takimdan 3 gol yemenin, rfs diye bir takimla one gecip berabere kalmanin, 3-0’dan kasimpasa’ya puan vermenin bile aciklanabilir bir tarafi olabilirdi, fakat biz sahada ne yaptigini bilmeyen bir takim izliyoruz. bu hayal kirikligini kendisine yakistiramiyorum, bence okan hoca bu sene bitince avrupaya gidecek, sonuc ne olursa olsun.
  • 16253
    maçların yüzde doksanında son yarım saati izlerken acı çekiyoruz. takımın kondisyonunun bu kadar kötü olmasının açıklamasını nasıl yapabilir merak ediyorum. osimhen o kadar maç eksiği olmasına rağmen geldiğinde şuanki halinden çok daha iyi durumdaydı fiziken. buna jacobs’ da, sallai’ de, sanchez’ de hatta bats’ da dahil.

    hayır bunu görüyor olman gerekiyor mu? sen göremedin yanındakiler de analiz edemiyor mu? ayrıca, madem böyle bir sıkıntı var o zaman değişiklikleri zamanında yapman gerekmiyor mu hocam? sen değişiklik hazırlığı yaparken gol yiyorduk geçen sene de avrupa ‘ da, hatırla hocam. 1 sene geçti aynı şeyleri konuşuyoruz.
  • 16254
    60. dakika tribünde herkesin gördüğünü sahanın en yakınından görememiş ve inadına değişiklik yapmadığı için 90 dakikayı berabere tamamlamamıza sebep olmuş canımız hocamız. 3-1’de gol yiyeceğimiz 3-2’de ise maçın berabere biteceğinden tüm tribün emin olmuştu. canın sağolsun hocam ama bir silkelen rica editorum sende de bir formsuzluk söz konusu maalesef. iş günü saat 18:30’da çıkıp maça koşmuş taraftar daha iyisini bekliyor senden ve takımdan.

    (bkz: 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı)
  • 16255
    (bkz: 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı)

    maçla ilgili yazacaklarım var ama yüksek nabızla konuşmak istemedim. zaten memleketim bolu’dan gelen haberler nedeniyle de içim karanlık. kendimi toparlarsam kendimce iki kelam ederim.

    okan hocayla ilgili söylemeden geçemeyeceğim bir husus var ama. her transfer döneminde saha içinde dağılıyor hoca. maç öncesi basın toplantısında dahi belli oluyor kafasının dolu olduğu. sezon başında da transfer dönemi biter bitmez saha içinde etkisini göstermişti.

    bu dağılma kendisinin suçu değil. takımımızda bir transfer aklı yok çünkü. muhtemelen telefonu hiç susmuyor. önüne gelen veriler hiç bitmiyor. hocam şu oyuncuya ne dersin böyle de bir seçenekte var gibi konuşmalar sonlanmıyor muhtemelen. osimhen transferinde gardi’nin direkt kendisi aradığı bilgisi mevcut elimizde. yani popüler menajerler bile direkt kendisine ulaşıyor kulüpte.

    sözün özü, transfer döneminin sonlanacağı 10 şubat’a kadar her maç diken üstünde olacağım ben. çünkü o tarihe kadar hocamız ek iş olarak teknik direktörlük yapacak. bu tarihe kadar asıl işi sportif direktörlük.
  • 16256
    kendisi hakkında yazacaklarım olumsuz karşılanacak olsa da bunlari dile getirmek zorundayım. hocamizin asgari düzeyde balık hafızalı olduğunu düşünüyorum. zira hiçbir kritik mağlubiyet ya da beraberlikten ders cikaramamaktadir. kopenhag, sparta prag, young boys, rigas, elfsborg, az alkmaar son olarak da dinamo kiev. benzer durum tudor'da derbilerde vardı. kendisine inancımız ve güvenimiz tam olsa da kritik maçlarda şeytanın bacağını bir türlü kiramamaktadir. bunun altinda yatan nedeninse tek bir oyun plani uzerinden dominasyon yaratma ısrarı olduğunu düşünüyorum. misal neredeyse tüm takimlar bize geriden uzun toplarla çıkıyor. ama buna yönelik ne bir önlem aliniyor ne de bir transfer yapiliyor. çözüm basit ya uzun bir defansif orta saha alırsın ya da bekleri kafa hakimiyeti yüksek profillerden seçersin. o da yok. bal yapmayan ari oyuncularda israr da cabasi. örnek kerem demirbay. adam rahatlık olayini ziyech'in de ötesine taşıdı. muslera desen o da ayri bir konu. daha fazl tenkit edecek birşey yazmak istemiyorum ama umarim en yakin zamanda toparlanir...
  • 16257
    (bkz: 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı) sonrası açıklamaları maçtan daha çok koydu. biz onu her yerde, özellikle de kendi içimizdeki futboldan uzak adamlardan savunurken, çizgisinden çıkmış tamamen ters açıklamalar yapmış. umarım 1-2 güne salim kafayla son 5 maçı oturur seyrreder. kimse ona defans yapmasını söyleniyor aksine neden bu kadar yoğun ve geride defans yaptığımızı soruyor. takım 4 yavaş oyuncuyla maalesef hem akışkanlığı kaybetti hem de önde basamıyor. ya kendisi ayıksın ya da ekibinden biri ayıktırsın. bu gidişle işimiz cidden yaş olur.
  • 16258
    sezon başından beri 13-14 kişiyle oynayan ve önde pres taktiği doğal olarak patlayan teknik direktörümüz. dinamo kiev bile zorlanmadan yarı sahayı geçip oyunu dengeleyebiliyor. yarın konya da bunu yapacak.

    transfer dönemleri hocanın üstüne ek yük biniyor. kafayı sahaya tam anlamıyla veremiyor. sezon başları da bu yüzden savsaklıyoruz. yanınızda hatipoğlu vb. futbol yöneticileri olursa kaygılanmanız kadar normal bir şey yok. sportif direktöre karşı olsam da bu noktadan sonra hocanın mantalitesini bilen ve transfere bakan bir departmana ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. transfer işlerinize iş adamı, inşaatçı, simit dükkanı sahibi falan bakıyorsa tam olarak sahaya odaklanma ihtimaliniz olmaz.
  • 16259
    sevgili hocam futbol 360 derecedir, yerine göredir.

    bazen dominant oynarsın.
    bazen 10 kişi topun arkasına geçersin.
    bazen uzun top atarsın.
    bazen pas futboluna dönersin.
    bazen yerden kalkmazsın.
    bazen döve döve faul yaparsın.

    nerede yazıyor, kim diyor her zaman dominant olmamız gerektiği??

    değişik maçlar, değişik koşulları barındırabiliyor. hatta maç içinde bile an be an değişik koşullar oluşabiliyor. sen buna en uygun stratejiyi belirleyip asgari düzeyde uygulamalısın.

    (bkz: durumsallık teorisi)
    (bkz: papaz her zaman pilav yemez)
  • 16260
    21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçının üstünden yeterli vakit geçmişken bir ufak eleştirmek istediğim hocamız.

    6 ekim 2024 galatasaray alanyaspor maçı sonrası basın toplantısında "eleştiriler hiç umurumda değil" demişti, kiev maçı sonrasında ise takımına yapılan bir eleştiriyi umursayıp cevap vermiş. işin kötü yanı ben böyle bir eleştirinin yapıldığını hiç hatırlamıyorum. şöyle demiş:

    --- alıntı ---
    "bize galatasaray savunma oynasın, 10 kişi geride beklesin, yarı sahasında beklesin dayatılıyor. bunu oynamadık, oynamayız."
    --- alıntı ---

    fazla gol yediğimiz için hocanın eleştirildiğini gördüm ama kimsenin takım 10 kişi geride beklesin dediğine şahit olmadım. hoca eleştirileri gerçekten umursamıyorsa canı sağ olsun ama en azından hali hazırda gerçekten var olan eleştirileri umursamasın.

    kiev ve hatay maçlarına bek ve merkez orta sahada sahaya sürdüğü profillerden anlaşılacağı üzere kaleci hariç altı tane savunmacıyla çıkmışken bize savunma oynamamız dayatılıyor işini de çözemedim. oynat hocam üçlünü, yaptın yine yaparsın. 3-4-1-2 oynarken yedi hücumcuyla sahaya çıkıyordun, altı savunmacıya döndün iki maçtır gol yeme işinde düzelme yok ama üretkenlik dibe vurdu.
  • 16261
    (bkz: 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı)
    maç sonrası basın toplantısının bir kısmını izledim, takımın kolay gol yemesiyle ilgili eleştirilere "bizim savunma oyunu oynamamız isteniyor" gibi bambaşka bir anlam yüklediğini farkettim ki bu üzdü biraz açıkçası.
    halbuki sıkıntı, biraz top yapan, bir şekilde öndeki oyuncularımızı birkaç pasla oyundan düşürebilen (ki bunu avrupa'da hemen hemen tüm vasat ve vasat üstü takımlar yapabilmekte) ve bizi geniş alanda oynamaya iten her takım elini kolunu sallaya sallaya geri dörtlümüzle baş başa kalıyor ve biz buna önlem alamıyoruz.
    basacaksak ya adam gibi herkesin hakkını verebildiği, ya da yapamıyorsak ortada 2. bölgede karşılamalı bir oyuna evrilmemiz gerekiyor bence. baskılı oyun tüm dişlilerin aynı konsantrasyon ve dirençte olmasını gerektiren bir durum, hadi mertens yaşı itibarıyla neyse de (ki o da ayrı bir kadro mühendisliği ayıbımızdır), yunus da sıkça kaçak ve gölge baskı (mealen "dostlar baskıda görsün") işlerine girmeye başladı. garibim torreira arkada önden sekecek toplar için aportta beklerken baskının hakkını veremeyenler yüzünden o da taca çıkıyor ve rakip orta sahaların önünde bizim defans hattına kadar konya ovası tadında bir boşluk oluşuyor.
    hep teknik heyet bir şekilde bunları görür ve müdahale eder diye bekliyoruz ama sanırım durumu farklı yorumluyorlar diye anlıyorum verilen demeçlerden sonra...
  • 16262
    nerede iddiasız saçma sapan bir takım var ise, ona puan vermeyi vazife bilen hocamız. ligin dibine demirlemiş, gelen geçenden onlarca gol yiyen ekiplere sadaka niyetinden maç veriyor hocamız. kaleye otobüs çekmiş takımlara da haldır haldır hücum etmeyelim bir zahmet.

    bu sezon galatasaray savunmasının kronik sorunları var, ama en çok golleri de en iddiasız takımlardan yedik. hoca bu maçlarda hücum dozunu iyi ayarlayamıyor. bu akşam yediğimiz geçişleri görünce eyvah dedim, çünkü young boys maçının bir benzeri kabak gibi önümüzde duruyordu. neticede bu akşam gol atmayı başardık ama üç gol de yedik.

    hocam, bu takımın temposu 90 dakika bu tarz rakipleri boğmaya yetmiyor. anla artık, yalvaralım mı, araya adam mı sokalım bilemiyorum. 75’ten sonra havlu atıyoruz, taraftar da adrenalin kürü yapıyor. şu takıma dengeli hücum ettir. tottenham maçının şablonu ile çıksan beş atıp geçeceğin uyduruk rakip sana siktiriboktan üç gol atmasın artık rica ediyorum. zaten dar kadromuz vardı, şimdi iki maç daha ekstra oynayacağız. bunun en büyük müsebbibi de sensin.

    avrupa ligi ve şampiyonlar liginin en kötü takımlarına maç vererek, ligde yazdığın tarihi avrupa’da tersten yazıyorsun. bu kadro bundan fazlasını hak ediyor. naçizane.

    (bkz: 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı)
  • 16263
    umarım artık avrupa'ya oyuncu yazdıracwgğız yazdırmayacağız tartışmasını bitirip avrupa için hiçbir hedef koymadan lige odaklanın ve devre arası transferlerini lige göre ve önümüzdeki sezon şampiyonlar ligine göre yaptırır. avrupa listesine herhangi viroyuncu ekleyip eklememiz avrupa'daki yolumuzu etkilemeyecek. en fazla gideceğimiz yer çeyrek final olabilir daha ötesi sahadaki kadro ve maalesef takım savunması anlamında gün geçtikçe kötüleyen oyun ile pek yol alamayız. kerem'den vazgeçip orta saha aldırır. kaan ve jelert'ten vazgeçip doğru düzgün bir kanat bek aldırır. ama en önemlisi bir karar verip 4'lü mü oynayacak 3'lümü oynayacak sistemi belirleyip ona göre transfer yapmalı. sağ bek, her ne kadar kendisi inat etsek de orta saha (bir tane devre arası bir tane yazın), kanat, 10 numara ve santrfor almalıyız. tabii en önemlisi kaleci. takım savunması açısından haftalar geçtikçe berbat hale geldi, saha yerleşimi ve pres konularında çok kötü bir performans gösteriyor...
  • 16264
    türkiye'nin en iyi hocası. kendinisini çok seviyorum ve destekliyorum ama kendisini kadro planmasını uefa ve tff kıstaslarına göre şekillendirmediği için eleştireceğim. denklem aslında çok basit 2 aydır düşen form dar rotasyon yüzünden. dar rotasyon da yerli kuralı düzgün şekillenmediği için. uefa maçlarında kulübenin kreş gibi olma sebebi takımda 4 tane türkiye'de yetişme futbolcu olmamasından kaynaklı. emin bayram'ı bir şekilde ikna edip tutsaydık, günay yerine türkiye'de yetişme bir yedek kaleci yazsaydık, bek ve açık bölgelerine birer tane türkiye'de yetişme futbolcu almış olsaydık şimdi emin olun barış, mertens, yunus gibi oyuncularımızın formu da bu kadar düşmeyecekti.
  • 16265
    4'lüye dönerek galatasaray kariyerindeki en güçlü futbolunu oynattığı, o seyir zevki fışkıran takımın üstünden bulldozer gibi geçip, zerre kuşku duymayan hocamız. haftalardır da hiç bozmadan, sıkılmadan, koşulsuz devam etmekte.

    o yüzden çok teknik, taktik yorumlayacak bir tarafı yok. böyle istiyor sadece.

    hatay maçından sonra demiştim, şu gün yeniden maça çıkma şansı olsa yine sağ beke kaan'ı koyar ve 4-2-3-1'ine hiç bozmadan devam eder diye. yanıltmadı sağolsun. https://gss.gs/4121303

    (bkz: 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı)
  • 16266
    hatalarından ders almayan hocamız. değişiklik yapmayı bilmiyor öğrenmeye de niyeti yok. geçen senede aynı şeyleri konuştuk bu sene uzun süre kazanınca konuşmadık şimdi 2 tane kesin kazanması gereken maçta kazanamayınca yine konuşacağız. hiç şans vermediğin yusuf demir’i çaresizlikle oyuna atıyorsun sürekli. öndeyken değil de maç 3-3e gelmiş anca değişiklik yapıyorsun. 1-2 kere değil 10 kere yaşandı aynı şey. futbolun orta saha ile oynandığını, orta sahan kadar güçlü olduğunu kabul etmiyor etmeyecek. forvet sayısını artırınca gol şansın artmıyor. sorunları görebildiğini düşünmüyorum açıkçası. maç kaybedersin kazanamazsın bunlar elbette olur ama asıl sorun görmesi gerekenleri görmemesi ve yapması gerekenleri yapmaması.

    son olarakta maç sonu yaptığı şu açıklama gerçekle bağının koptuğunu, hayal aleminde yaşadığını gösteriyor. kim diyor galatasaray savunma oynasın diye hocam? savunma yapamıyor diyoruz, doğru zamanda değişiklik yapmıyor diyoruz biz ne diyoruz sen ne diyorsun.
    https://x.com/...FmEHwBp4GzxLGCoaGHzg
  • 16268
    dün maçın gidişatını okuyamadı maalesef. dakika 60’da tribünde insanlar değişiklik diye haykırıyordu ancak hoca oyunculardan memnundu sanırım beraberliğe dek. böyle dönemleri olabilir herkesin ama takımımız da neredeyse bir aydır pek top oynamıyor. oyun planı, rakip analizi ve takım motivasyonu konularında biraz daha çabaya ihtiyaç olduğu aşikar.

    maç sonrası ise yapmış olduğu talihsiz açıklama kabul edilebilir değil. kimsenin kendisinden böyle bir beklentisi olmadı. bu tarz cümlelere ve konuyu değiştirmesine kendisinin de ihtiyacı yok. çıkıp herkes bize inansın eksiklerimizi görüyoruz tamamlamak için çaba harcıyoruz, hedefimizde bir değişiklik yok taraftarımız maça gelip bizi desteklemeye devam etsin dese sadece daha sağlıklı olurdu.

    --- alıntı ---
    "bize galatasaray savunma oynasın, 10 kişi geride beklesin, yarı sahasında beklesin dayatılıyor. bunu oynamadık, oynamayız."
    --- alıntı ---

    hocam seviyoruz seni ama bir silkelenmekte fayda var.

    (bkz: 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı)
  • 16269
    canım hocam moralini bozma, canını sıkma. iki tane beraberlik alınca ortalığı ayağa kaldıran şımarık bir kısım galatasaray taraftarının saçma sapan eleştirilerine kulak bile asma. takım 1 senedir 1 defa maç kaybetmiş hala sana sallıyorlar. yeni jenerasyon başarıya çok alıştığı için aşırı şımarmış durumda. taraftar olmak böyle bir şey değil. yarın öbür gün görevi bıraktığında yerine gelecek alman teknik adama 5 mio maaş verdiklerinde ve her deplasmanda puan kaybının kıyısında yaşadıklarında değerini anlayacaklar. en yakınlarındaki örnekleri bile göremiyorlar. maalesef yeni nesil gs taraftarı böyle, sadece eleştiriyle ve transfer dönemleriyle hayatta kalıyorlar. futbolcuyken 7, teknik adamlık döneminde 2 şampiyonluk almışsın. logodaki 4 yıldızın 2'sinde doğrudan katkın var. gerçek galatasaraylılar bunların hepsinin farkında, rahat ol. takımın formu bugün düşer, yarın yükselir o zaman hepsi sıraya girerler başarıyı paylaşmak için. sen kendini her daim geliştiren bir insan ve futbolu çok iyi bilen bir teknik adamsın. her insan zaman zaman hata yapabilir. hangimiz kendi iş hayatımızda hatalı karar vermiyoruz ki? önemli olan büyük resmi görmek ve saygı duymaktır. yaşattığın her şey için çok teşekkür ederiz, kendi adıma her daim arkandayım hocam. başarılarının daim olmasını diliyor, seni çok seviyorum...
  • 16270
    kendisinin kesinlikle bakış açısını değiştirmesi gerektiren iki tane konu var.

    1. orta sahanın önemini reddetmesi, farklı özellikte bir orta saha isteyen taraftara 12 kişi mi oynayacağız dememeli, takımın tempolu ve dribbling yapabilecek özellikle baskı yerken topu ileri taşıyabilecek bir orta sahaya ihtiyacı var.

    2. oyunu tutmak 10 kişi savunma yapmak değildir. bununla ilgili ne zaman soru gelse, herkes galatasaray'ın kapanmasını bekliyor diyor, hayır kimse beklemiyor. skor avantajı bizdeyken tempoyu düşürüp topa sahip olmaktan, en önemlisi ilerde kolay top kaybedip geride az adamla kalmamaktan bahsediyoruz.

    bu iki konuda bence probleme yanlış bakıyor, umarım fikrini değiştirir.
  • 16271
    pep guardiola city ile yıllarca domestik başarılar elde ettiğinde şampiyonlar ligi'nde kupa alamamasıyla hep eleştirildi. pep de kafayı kırdı ve sorunun takım savunmasında olduğunu anladı. city eskisi gibi paso hücum yapan bir takımdan paso savunma yapan sıkıcı bir takıma evrildi. 4 stoperle çıktığı çok sayıda maç oldu. çünkü ilerideki adamlar bir şekilde golü atıyordu. ancak city gol atmak için 20 şut çekiyorsa gol yemek için kalelerinde 3-5 şut görmeleri yeterliydi.

    hatırlarsanız bir dönem guardiola'nın savunmaya yaptığı harcamayı bazı nato ülkeleri yapmıyor gibi meme'ler vardı. sonuç olarak da başardı. keza simeone de her zaman şunu savunur. savunma yapan takım 2x yorulursa hücum eden takım 5x yorulur. simeone'nin atletico'su yıllarca rakiplerin yorgunluğundan faydalanarak son bölümde attığı gollerle can yaktı. yoksa o kazmalarla 2 şampiyonlar ligi finali, uefa kupaları, prime barça-real dönemlerindeki la liga-kral kupası şampiyonlukları boşuna olmuş başarılar değiller.

    okan hoca müthiş bir teknik direktör ancak galatasaray'ın savunma sorununu çözemezse kariyeri marcelo bielsa'dan öteye gidemez. bielsa'yı severim ancak elit bir teknik direktör bence değil.
  • 16272
    dünkü açıklamaları tamamen oyuncuları korumaya yönelikti, gerçek düşüncüleri olmadığı çok açıktı.
    kendisiyle ilgili tek eleştirdiğim nokta var; oyuncu değişiklikleri. çok defa yazdım bunu da. hala daha bu konuda ileri adım attığını göremiyorum maalesef. ne zamanlama olarak ne de oyuncu tercihleri olarak, bence hala verdiği kararlar çoğunlukla hatalı oluyor. hadi saha kenarında izlemek anlık analiz açısından belki televizyondan izlemekten daha zorlaştırıcı olabilir ama önünde tablet de var. yani, yanlış giden şeyleri kaçırıyor olmamalısın artık. diyelim kadronun çok geniş olmaması önemli bir etken ama bu kadro tercihi de büyük oranda kendisine ait. bizim hala mertens, lucas ve sara'nın alternatifi yok. isimleri değiştir, bu durum 2 senedir böyle. yani; "12 kişi ile mi oynayacağız" zaten dememelisin, hatta bunu düşünmemelisin bile.

    amaa... ben ne kiev maçını, ne rigas maçını, ne young boys maçını gidip de hocanın hatası vs falan demem. young boys ve dinamo kiev; biri şampiyonlar liginde sıfır galibiyet ve sonuncu, sadece 3 gol atabilmişler, diğeri avrupa liginde sonuncu ve galibiyeti yok, sadece 1 gol atabilmişler (savaş durumundan falan hiç bahsetmiyorum bile). bizim oyuncu grubunun da, bir zahmet artık, dehşet taktiksel bir direktif almasına falan gerek yok yani. 3-1 öndeyken maç veremezsin. 2-0'dan maç veremezsin. geldiğim noktada, tabi ki konsantrasyonu ayrı olurdu ama, iyi ki şampiyonlar ligine kalmamışız diyorum. bu dağınık takım savunması ile şuanki young boys'dan çok daha beter bir halde olabilirmişiz.

    "12 kişi ile mi oynayacağız" deme artık hocam. senin ilk 11'de oynayabilecek seviyede minimum 16 tane adamın olmalı.

    sene başından beri izlediğim en kötü galatasaray'dı bu arada.

    olsun, desteğe ve makul eleştiriye devam. çünkü 2,5 senedir yaşadığımız her güzel anın mimarlarından biri okan hoca, hatta sıralamada birincilik kendisinindir.
  • 16273
    giyilebilir teknolojileri maç esnasında kullanmak yasak mı acaba? araştırmadım hiç. formula 1 ve motogp'de nabız kontrolü vesaire yapıyorlar.

    bizim futbolcular da böyle bir şey kullansa da okan buruk hocamız yorulan adamı ekrandan görse bari çünkü kendi gözleriyle göremiyor sanırım. yorulanları sahada tutmaya devam etmesinden dolayı kaç puan/maç kaybettik sayamadım artık.
  • 16274
    genel olarak hakkının yendiğini düşünsem de dün akşamki maçtan dolayı eleştirilmesi gerektiğini ifade etmeliyim. açıkçası bu eleştirilere konu olan kötü oyun ise 4-5 haftalık bir süreci kapsamaktadır. bu süreci hem bizim kadro kalitemiz hem de rakiplerin kadro kalitesizliğinden dolayı puan anlamında en az hasarla atlattık.

    dinamo kiev maçı özelinde okan hocayı değerlendirecek olursak; maça başlamış olduğu ve fena da oynamadığımız taktiksel yapıyı değiştirmesi en büyük hatasıydı. kabaca 3-4-3 ile başladığımız maçta, fena oynamayarak ve basit denebilecek gollerle 2-0'ı yakaladık ve birkaç da gol kaçırdık. ilk yarının sonunda hem savunmanın hem de muslera'nın ortaklaşa hatasında golü yiyince hoca panikleyerek ikinci yarıya 4-1-4-1 ile başladı. bu değişimden sonra rakip oyun kontrolünü ele geçirdi. buna rağmen rakip defansın kornerde gereksiz bir şekilde barış'ı indirmesi sonucu golü bulduk. artık işlerin bizim lehimize daha da kolaylaşacağı ve kalitemizle maçı soğutarak ve rakibi de uyutarak maçı bitirmeyi beklerken takımda anlamsız bir panik başladı. bu noktada hocanın maça müdahale etmesini bekledik fakat okan hoca ilk değişikliği golü yediğimiz dakika olan 72'den 1 dakika sonra yani 73'de yaptı. bu değişiklik de maça etki etmedi fakat hoca tekrar müdahale etmek için tekrar gol yememizi bekledi ve golü yedikten 2 dakika sonra jelert ve bats'ı oyuna aldı. bu hamleler de işe yaramadı ki aslında bu değişikliklerin ardında oyuna dair mantıklı gerekçeler de yoktu. gecenin tek faydalı olayı, yusuf demir'in kalitesini gösterip sorumluluk alması ve osimhen'i beslemesi oldu. bundan sonra daha fazla süre almayı hak ettiğini hocaya gösterdi. umuyorum ki hoca bu mesajı almıştır.

    sonuç olarak; okan hoca dinamo kiev gibi rakibe, karşı hamle yapmaktan ziyade kendi hamlelerimizle onlara hamle yaptırmak zorunda kalacakları bir denklem kuramadı. dün akşam kaybetmediysek kadro kalitemizden ve rakibin basit hatalarından kaynaklandı. son olarak takıma kalitesi fena olmayan ve sara'yı yedekleyecek bir 8 numara, sağ kanat bek de oynayabilen bek, 3'lü stoperin ortasını oynayabilecek tecrübeli bir stoper ve kaliteli bir ikinci forvet gerekmektedir.

    (bkz: 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı)
  • 16275
    dün puan kaybı sonrasında savunma yapmayı ayıp bir şeymiş gibi lanse eden teknik direktörümüz.

    avrupa’da takım savunması yapmayı bu şekilde zaaf veya “geri adım” olarak gören bir tane elit antrenör söyleyiniz? bulamazsınız. günümüzde savunma ve hücum birbirinden bağımsız olgular değil. hücum ederken savunma pozisyonu alır, savunurken hücuma göre de konumlanırsınız. özellikle şampiyonlar ligi seviyesi takımlar hibrit bir futbolu oynuyor. yanlış anlamayın, celtic falan bile bunu oynuyor çok uçmanıza da gerek yok. celtic kadar para harcıyoruz, ondan daha fazlası hatta ama hocamız 90’lar sonu gibi hücumu ve savunmayı iki ayrı sistem olarak çiziyor.

    sayın buruk, lütfen mourinho’ya şampiyonluk verme. tek isteğim bu. ötesine dair bir hayalim yok. bir de keşke “bana her transferi sormayın, benim işim bu değil” diyebilsen. sportif direktör hani… ama sayın buruk gs tarihinin en avantajlı hocası (maddi, manevi) olma lüksünü asla kaybetmek istemez.

    bizim toplumda güç paylaşılmaz. güç hep tek yerde toplanır.

    (bkz: 21 ocak 2025 galatasaray dinamo kiev maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın