resim
Mustafa Denizli
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:75
Uyruk:Türkiye
  • 1791
    hagi, terim, hamzaoglu, prandelli gibi butun orneklerde teknik direktorun tarafini tutmus, destek olunmasi ve zaman verilmesini gerektigini dusunmus bir taraftar olarak geldigi gunden beri destegimi kazanamamis teknik direktor.

    sen gel, 4.5 milyon dolari cukkala, gelir gelmez "kariyerimi riske atacagim kulup" gibi kendini yuceltip takimi yeren aciklamalari yap. atletico madrid macina cikma. 5 puan geride aldigin takimi ligde 15 puan geriye dusur, taninmayacak hale gelsin. hakan balta'yi sol bek dene, jose'yi colak'i merkezde deneyip puanlar kaybet. 6 ay sonra sozlesmesi bitecek ryan donk icin 2.5 milyon euro harca, karsiliginda elden cikarabilecegin bir umut bulut varken elde tut.

    geleli 4 ay olsun, tek bir yardimci antrenor dahi katma takima. rezalete bak! mert cetin taktik veriyor podolski'ye, sneijder'e, selcuk'a... en boktan, en batik kuluplerin dahi bir teknik ekibi olur. denizli ise yardimci almak yerine cenk ergun'u florya'dan uzaklastirmaya takmis kafayi. simdi de "birakmiyorsam tek sebebi galatasaray olmasi" turunden aciklamalar ustu kapali olarak basina yansiyor. tek kelimeyle komik.

    geri donun bakin- 2008 kalli, 2009 skibbe ve korkmaz, 2010 rijkaard, 2011 rijkaard ve hagi, 2012 terim, 2013 terim ve mancini, 2014 prandelli ve hamzaoglu, 2015 hamzaoglu ve denizli.

    10 tane teknik adam. en vasati skibbe'yle bile uefa performansimiz ortada. rijkaard'la isler kotuye gitti ama ilk yarim sezon ust duzey futbol oynandi. prandelli kotuydu ama ligden kopmadi, takimi fizik olarak iyi tuttu. bu 10 adamin icinde denizli kadar takima tek kelimeyle hicbir sey katmayip aksine geri goturen ikinci bir teknik direktor yok.

    umarim dursun ozbek yonetimiyle birlikte hizla galatasaray'in yakasindan duser. kendisinden tek istegim ise su: yonetimin foyalarini meydana doksun. bunu ne kadar erken yaparsa galatasaray'in onunu o kadar erken acar. galatasaray icin sadece bunu yapmasi yeterli.
  • 1685
    kendisine karşı hislerim:

    https://m.youtube.com/watch?v=GBSSoGuHR-I

    hamza hocanın teknik taktikten ziyade insan yönetmeyi bilmemesi, iletişim konusundaki zayıflığı taraftar ve kendisi arasındaki ilişkiyi bir hayli yıpratmıştı. kulübün geleceği konusunda da umut verdiği söylenemezdi. hayatının fırsatını bir şekilde değerlendiremeyen hamza hamzaoğlu lig maçından bir gün önce gönderildiğinde ben dahil taraftarın büyük bir kısmı derin bir oh çekti. yönetimin önünde iki seçenek vardı; ya camianın aşina olduğu bir ismi getirip kısa vadede taraftar tepkisini minimuma indirecekti ya da yabancı bir teknik adam getirip kulübün de içinde bulunduğu ekonomik durumu düşünüp uzun vadede başarı planlayacaktı.

    tabi ki dursun özbek yönetimi zamanında adnan polat'ın yaptığı gibi birinci yolu seçti. ben kendi adıma mustafa denizli isminin başarılı olamayacağını düşünsem de zamanında camiayla yaşadığı başarılardan dolayı neler yapabileceğini merak etmiyor da değildim. o dönemlere şahitlik etmiş yaşı büyük abilerimiz kendisine daha olumlu yaklaşıyordu, geriye kalan taraftarın çoğu ise benim gibi zaman vermenin en iyisi olacağını düşünüyordu. zaten ismi ne olursa olsun yeni gelen bir teknik adam iki maçta değerlendirilmez, en azından 1 transfer dönemi geçirmesi beklenir.

    hoca imzayı atar atmaz taraftara umut veren açıklamalar yapsa da atletico deplasmanına çıkmak istememesi can sıkıcı bir durumdu. imza törenindeki konuşması ve atletico maçına çıkmama kararı adeta göreve başladığı günden bugüne kadar olan olayların özeti gibiydi. kamera karşısında hamza hocanın aksine iletişim yeteneği yüksek olan bir teknik adam görüp, sahada çoğu zaman hayal kırıklığına uğradık.

    yeni gelen teknik adamın takıma kısa vadede olumlu etki yapması futbolda artık klişe haline gelen bir hadise. bu nedenle rakip takım ne zaman bizim maçtan hemen önce teknik direktör değişikliğine gitse tedirgin oluruz. oysa mustafa hoca takımın başında çıktığı ilk maç olan kasımpaşa karşısında maalesef bu etkiyi göstermekten çok uzaktı. deplasmansa zorlu bir ekiple oynuyoruz, hoca belli mevkilerde çok eksiği olan bir takım aldı deyip puan kaybını geçiştirdik. ancak mustafa hoca ekranlarda umut dağıtmaya devam etse de zaten azalmış olan şampiyonluk şansımız iyiden iyiye yok olmaya başlamıştı.

    sonraki haftalarda skorlardan bağımsız olarak konuşursak, maalesef mustafa hoca takıma en ufak ilerleme kaydettirmeyi başaramadı. aksine hamza hoca döneminden daha beter hale geldik. hoca tam da bu dönemde ekran karşısında umut dağıtma işini biraz azaltıp "kuruyan dalları budayacağız" şeklinde bir laf etti. artık derdi şampiyonluk olmayan bizler bu lafı duyduğumuzda takımda kangren haline gelmiş isimlerin gönderileceğini düşünüp, saf saf adam geleceğimizi düşünüyor lan demiştik. hocanın takımın yaş ortalamasına dikkat çekmesi de bu durumu destekler nitelikteydi.

    kayseri deplasmanında 2010-11 sezonundan beri gördüğüm en rezalet futbolu oynayarak sezonun ilk yarısını bitirip, transfer sezonuna geldik. şampiyonluk çok zordu artık. yukarıda da belirttiğim gibi çoğumuzun derdi önümüzdeki sezonları kurtaracak hamleler yapılmasıydı. transferin ilk günlerinde ismi geçen donk bu hamlelere uyan bir isim değildi ama mustafa hocanın alacağımız diğer oyuncular 26 yaşından küçük olacak açıklaması biraz olsun bizi rahatlattı. yine de maliyeti açısından donk transferi tam bir fiyaskoydu.

    sonra linnes geldi. galatasaray taraftarı olmayanlar bu transfere neden bu kadar sevindiğimizi muhtemelen anlamadılar. allah düşmanımızın başına sabri gibi dert vermesin ne deyim. neyse linnes de geldikten sonra mustafa denizli, hamza hamzaoğlu'nun aksine doğru mevkilere transfer yapıyor diye kendimizi avutmaya devam ettik. kanat ve forvet isimleri bizle anıldıkça umutlanmaya başlayıp acaba 17'de 17 yapabilir miyiz derdine düştük. takıma sağbek ve defansif orta saha gelmiş, denayer ve carole iyileşmişti. ön tarafta belki sıkıntı vardı ama bir iki maç idare ederiz dedik.

    sağolsun mustafa denizli bizi bu düşten erken uyandırdı. yanlış kadro tercihleriyle ve kötü bir oyunla kaybettirdiği osmanlı maçıyla kendimize geldik. artık mustafa denizli konusunda kendimizi avutacak bir bahane kalmadı. yanlış kadro tercihleri, geldiğinden beri oynattığı kötü futbol ve budayamadığı kadroyla ikinci mustafa denizli dönemi için başarısız diyebiliriz.

    her şeyi anlarım da budayacağım dediği takımda burak'a gelen teklif için kesinlikle satmıyoruz demesi benim için bardağı taşıran son damlaydı. burak'ı satmamak demek galatasaray'ın ceza almasına razı olmak demek. galatasaray'ın önümüzdeki 3 sezonluk planlarını doğrudan etkilemek demek. uefa cezası gelirse burak-umut forvet rotasyonuyla minimum 2 sezon devam etmek demek.

    ben camianın gerçek evladı olan, kulübün geleceğini düşünen hiçkimsenin burak'ın satılmasına karşı çıkacağını düşünmüyorum. benim için artık teknik direktörlüğe devam ettiği her gün takıma daha fazla zarar vermiş olacak. en kısa zamanda gönderilmesi veya istifa etmesi en büyük temennim.
  • 1744
    kadro kötü diyoruz da ulan galatasaray bu ligde florquin, viktoria, radu, bitik sergen, ayhan falan bunlarla şampiyon oldu. şampiyonlar ligi'nde çeyrek finale çıktı.

    bir teknik direktör kalitesini, becerisini ne zaman gösterecek? ya denizli hoca, sen geldiğinde takım bundan daha kötü değildi ki. kaç hafta oldu, takımda hala bir gram ileri gitme yok. tersine geri gidiyor. elinde muslera, chedjou, linens, selçuk, sneijder, podolski ve sinan gibi kaliteli adamlar var. bunun yanınca olcan, carole, donk, yasin gibi bence kalburüstü futbolcuların var. galatasaray'ın kadrosu öyle leş değil. tamam belki şampiyon olmaz ama ligi de liderin 20 puan gerisinde bitirmez.

    neyse, uzun uzun yazmayacağım, sadece umut bulut ısrarı yüzünden bile kendisinden nefret ediyorum şu anda. aslında hissettiklerimin özeti budur. nokta.
  • 2139
    allah belamı versin ki, wesley hamza'dan sonra oyuncu t.d. olsaydı hala şampiyonluk yarışının içinde olurduk, bu yaşı geçmiş tazminat avcısı, hamza dan daha kötüsü dünyada olamaz, öyle biri yoktur derken gelip, takımın ecdadını sevmiş, takımı üç gömlek alta çekebilmiştir. denayer gibi bir adamın bu mevcut kadroda yedek kalması, carole yerine hakan balta nın sol bek oynaması, hiç birşey yapmayan sabri nin her maç ilk onbir yazılması , yasin gibi sıfır fundamental sahibi bir adamı sürekli oynatmaya çalışması, sevimli hayalet selçuk için her hafta yeni bir bölüm hazırlamasının başka açıklaması olamaz.
    -edit- noktalama.
  • 1796
    galatasaray kariyerine 25 kasım 2015 atletico madrid galatasaray maçına çıkmayarak başlamıştır. o gün az çok anlamalıydık aslında durumu fakat kötüye yormak istemedik. zamanında basında mancini için deplasmadaki juventus maçından sonra maçlara çıkacak dendi fakat adam çıktı amrabat'a rağmen 1 puan alarak döndü. akabinde de gruptan çıkmayı başarmıştık.

    şimdi mancini'nin ekibi vardı hazırdı gelip yönettiler denmesin çünkü mustafa denizli'nin kaç ay geçmesine rağmen hala bir ekibi, bir yardımcısı bile yok. o zaman lig maçlarına da çıkmamalı. malum lazio maçları var karizması çizilebilir. o maçlar riskli hocam aman diyim.

    bir de mümkünse her maç umut bulut'u oynatmaya devam edelim. belki 33 yaşından sonra bir patlama yapabilir.
  • 2518
    ali koç'un nedense gündemine almadığı teknik direktör.

    mustafa the "sen mi şampiyon yaptın ben mi" dururken bernd schuster nedir allah aşkına*

    ben valla sadece fatih terim-mustafa denizli rekabeti göremediğim için buruğum bu ligde. evet 2018-19'da var gibiydi ama denizli kasımpaşa'nın başındaydı o pek eşit şartlarda değildi. aslında sezonların birinde terim galatasaray'da, güneş beşiktaş'tayken denizli de fenerbahçe'nin başında olsa güzel olabilirdi.
  • 2320
    takıma zorla donk'u aldıran -kaldı ki adamın 6 ay sonra serbest kalacak olması ve ödettiği bonservisi unutun- donk'un galatasaray'da iş yapacağını düşünmesi, ancak galatasaray eren derdiyok'u aldığında, (hıncal uluç bizzat açıkladı) hıncal uluç'a "yaa galatasaray bu eren'i niye aldı, hiç iş yapmaz" demesi çok ilginç. keşke tanıyor olsam günlük kararlarımda mustafa denizli'ye danışırdım. ne diyorsa tersini yapardım ve harika bir hayat beni beklerdi. neyse sinirlenmicem...
  • 692
    88-89 yılında, o zamanki adı şampiyon kulüpler kupası, şimdiki adı şampiyonlar ligi olan organizasyonda galatasaray'ı yarı final oynatmış futbol adamıdır. baya koca bir sıfır gerçekten. tamam bende istemem kendisini ama bok atmayalım. bu adamın gösterdiği avrupa başarısını gösteren bir türk takımı, bir türk teknik adam, bir türk takımında görev almış yabancı teknik adam yoktur. ayıp.
  • 863
    beşiktaş'ı şampiyon yapmış bir hoca'yı beğenmeyenleri bize göstermiştir. beşiktaş'ı şampiyon yapmış diyorum bakın... bir daha okuyun şu cümleyi.*

    şaka maka bu sezonu çöpe atmak istemiyorsak tek tercih kendisidir. bu sezonu çöpe atalım diyorsak alternatif çok ama herkes buradaki gibi "geleceğe yönelik" düşünmüyor. burak yılmaz'ı alkışlayıp, pas hatası yaptı diye jose rodriguez'i ıslıklayan bir taraftar topluluğumuz olduğunu unutmayın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın