resim
Mustafa Denizli
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:75
Uyruk:Türkiye
  • 2299
    kafasını soktuğu kumdan hiç ama hiç çıkarmayıp kazandığı emekli ikramiyesini afiyetle yemesi en güzeli. hiç irdelemeyin, bırakın orada kalsın.

    allah muhafaza, yine çıkar maç yorumlamaya falan başlar, sonra her cümlesinde başımızda olduğu maçlardan bir karşılık bulur, kafayı yeriz. hiç gerek yok.

    hem evinde avrupa ligi 3. tur ilk maçında standart bir rakibin karşısına 7 stoperle çıkan adamın nesini dinleyeceğiz?
  • 2229
    "oynattığı futbolu sevemedim" bile diyemediğim teknik direktör. direktör. eleman. evet ya eleman.

    yani eleman dediğimiz şey neyse bu adam o. emelilik ikramiyesi. piyango. jackpot. 100 sefer kolu çekersin de slot makinesi yüzüne gülmez; kalkarsın başından birisi gelir bir jeton atar hoooop jackpot bütün hasılatı toplar gider.
    kafana kuş sıçar da 100 bilet alırsın bir bok çıkmaz. sonra duyarsın adıyaman'da tek bilete büyük ikramiye vurmuş (bir keresinde kazı kazan'da 10bin tl kazandığımı zannetmiştim. meğer 10000, 10000, 1000miş rakamlar. o gece çok sarhoştum kaldı ki bu gece de öyleyim. )

    heh bu adam o adıyamanlı şanslı arkadaş. slot makinesine tek jeton atıp hasılatı kaldıran. kötü giden galatasaray'dan hayatının son vurgununu yapan şahsiyet. riske attığım kariyerim diyerek şampiyonluk potasında aldığı takımı, bizleri puan durumundan bihaber bırakacak noktada terk eden yaşlı kurthzsdhashdsa. pardon arkadaşlar.

    bugüne kadar sahaya sürdüğü veya sürmediği 11lerin neredeyse hiçbirini anlamadım. (hiçbir ayrı mı yoksa bitişik mi yazılıyor hatırlamıyorum. yazı tura attım ve bitişik yazdım. yanlışsa suç atatürk'ün) uzun zamandır gitmesini bekliyordum. umarım yarın sabah gitmiş olur. carole'un çıktığı ve denayer'in girdiği pozisyonda takımın dizilimini düşünürken benim beyin ölümüm gerçekleşti. umarım seninki daha uzun süre gerçekleşmez. insanların yaşlanınca nasıl bacakları sorun çıkarır. kolları tekler beli ağrımaya başlar; aynı şekilde beyninde de sorunlar olabilir. ben senin art niyetli olmadığına, sadece artık sağlıklı düşünemediğine inanmak istiyorum.

    git. sabah olmadan git. iran'da, azerbeycan'da falan da takım çalıştırma. orada ki insalar da taraftar. onlara da yazık.

    son olarak senin riske attığım dediğin kariyerin, içerisinde galatasaray kelimesini barındırmazsa bir hiç. saygımız bir yere kadar. önce haddini bil.

    sağlıcakla.
  • 1795
    donk'un gelişiyle ben kafamda bitirmiştim kendisini, olmayacağına inanmıştım yani. açıkçası benim "kafamda bitirmem" komik bir şey. çünkü kendisi yazın teknik direktörlüğü bıraktığı anda a spor olsun, ntvspor olsun, trt spor olsun, lig tv olsun, hatta sports tv olsun, kaçkar tv'de uche ile yapılan program olsun, buralarda çalışacak, hem de çoğumuzun 25-40 yıl arası kuruşuna dokunmadan biriktirmeye çalışsa başaramayacağı bir paraya yıllık çalışacak. o yüzden ben kafamda onu bitirmişim falan, komik şeyler bunlar.

    yalnız hakikaten umut'u ve burak'ı takımda tutarak, donk'u alarak bu takımın şampiyon olabileceğine inandı mı ? bu benim için çok önemli bir soru. sanırım inandı, ya da ortada artık konuşmaktan bıktığımız, şüphelenmekten yorulduğumuz "pis" işler var. iki türlüsü de kötü. ben galatasarayın yarınlarında pis işler şüphesi olmasın istiyorum. yarın galatasaray zor durumda kalırsa, tek bilek tek yürek organizasyonu şeffaf bir ortamda yapılsın, bir aylık kyk'yı basayım o ay ev-okul arası takılıp başka bir şey yapmayayım istiyorum. ama hep bir şüphe çoğumuzda. hep bir şüphe. haklı bir şüphe.

    ikincisi de, umut ve burak'ın kalacağı, donk'un geleceği bir takımın şampiyonluğunun, gençlerin ısındırıldığı bir sezondan daha değerli görülüp görülmemesi meselesi. kendisi umut'lu, burak'lı, donk'lu takımın 21. şampiyonluğunu mali tablosu ufaktan düzelmeye başlamış, muslera-carole-koray-denayer-linnes-jose-selçuk-çolak-sneijder-sinan-podolski ilk 11'li galatasaray'dan önemli olduğunu düşünüyorsa, biz yanlış hocayla işe başlamışız.

    galatasaray 21. kez de şampiyon olacak. hatta belki de 21. şampiyonluğumuzu cihan haspolatlı tarzı adamlarla alacağız. almadık mı ? aldık. galatasaray hep şampiyon oldu, hep şampiyon olacak. ama bu taraftar bunu değil, mali tablonun düzelmesini, sneijder ve muslera gibi iki karakterli, mükemmel futbolcunun etrafının genç, ekonomik, yararlı adamlarla doldurulmasını istiyor.

    bu bağlamda denizli doğru hoca mı ?
    değil gibi gözüküyor.
    işin acı tarafı, kendisine yüklü de bir para verdik.
  • 1648
    arkadaşlar öncelikle şunu söyleyeyim; amacım denizli'yi savunmak değil.. babamın oğlu değil denizli, niye savunayım.. hatta "destek olmamız gerek" falan bile demiyorum ama sözlükte çok mantıksız bir yaklaşım var kendisine karşı, bunu söylemek gerek.. şunu da ekleyeyim, söyleyeceklerim çoğunlukla varsayıma dayalı..

    denizli, en başından beri herkesin söylediği gibi, yönetim ile ilişkisini sözleri ile değil, davranışları ile kuran bir hoca, doğrudan söylemiyor yani, hep mesaj verme peşinde..

    sinan gümüşosmanlıspor deplasmanında 60'ta oyundan alınca ben de sizler gibi anlayamamıştım sebebini.. ama daha sonra kastamonuspor maçı'nda hat-trick yaptıktan sonra 55'te oyundan çıkarınca ne yapmaya çalıştığı netleşti.. hele bir de maçtan sonra "istediğimiz bazı transferler yapılamadı, bakalım birkaç gün daha var" gibisinden bir şey söyleyince iyice ortaya çıktı ki; denizli "bana mutlaka bir kanat oyuncusu lazım, bu iş sadece sinan gümüş'le falan yürümez, 3 gol atsa bile çıkarıyorum" demiş oldu yönetime üstü kapalı olarak.. linnes'i sağ bekte oynatmamasının sebebi de aynı; gazeteciler onu sorduğunda da "ihtiyacımız olan diğer bölgelerdeki performansına da bakmak istedik" diyor.. illa ki kanat istiyor yani adam, bu net.. ki alınması da şart zaten mk, şu an en acil bölge orası..

    ha diyebilirsiniz ki; "osmanlıspor deplasmanında zaten gerideyiz, yönetime mesaj vermenin sırası mı mk", o konuda haklı olabilirsiniz, tercih ettiği yöntemi sorgulayabilirsiniz.. ama şunu bilin; "mustafa hoca niye böyle yapıyor" sorusunu sorduğunuzda hamza'da olduğu gibi bir sinsilik, adam kayırmaca falan gibi şeyler bulamazsınız.. oyunculara karşı öyle ufak hesapların adamı değildir mustafa denizli.. niyetinden şüphe etmeyin yani, dediğim bu.. hamza hepimizi paranoyak yaptı bu konuda..

    sinan gümüş ve linnes olayı bence bu.. ama carole'un yerine balta'yı oynatması tam bir saçmalık, o hatasından da bir an önce döner umarım..

    gelelim "burak'ın gitmesini istemeyiz" meselesine.. herkesin bildiği gibi; geçtiğimiz sezondan itibaren, taraftar burak'a ne zaman yüklense burak'ın yurt dışına gideceği yönünde haberler çıkıyordu.. bunu bir yazar arkadaş şener şen'in kibar feyzo'da "bak sataram köyü ha" diye ikide bir marabayı tehdit etmesine benzetmişti, ki durum aynen bu.. burak'a iki hafta önce arena'da benzeri görülmemiş bir tepki gösterildi.. resmen "siktir git" dedi taraftar hep bir ağızdan.. bunun üzerine de "west ham'a gidiyor" yalanı da şu ana kadar hiç büyümediği kadar büyüdü, artık iş son aşamaya gelmiş gibi, neredeyse gitmesi kesinleşmiş gibi bir algı yaratıldı.. bir de üstüne, çıkıp utanmadan taraftara el sallayacak kadar ileri götürdü işi burak, tüm bu yalan dolan bu sefer gerçekten çok ileri gitti, timsaha yatmayan kalmadı neredeyse..

    beyaz tv'de "muslera satılacak" diye haber yapılmasının sebebi de bu olaya gönderme yapmaktı.. rok yalandan üzüldü, bunu hem medyada yalan haber yapanlara gönderme yapmak, hem de bu yalana inanıp üzülmesi planlanan galatasaray taraftarıyla alay etmek için yaptılar.. rok'un orda muslera gitti diye üzülmesi bir anlamda "bak böyle haber çıkınca güya taraftar da üzülüyor" vs demekti.. bunun başka bir göstergesi de, aynı programda "burak gittikten sonra luis adriano gelecek" diye aslı astarı olmayan, sıkış olduğu belli olan bir haber daha vermeleriydi.. sinan engin bu haberleri "istihbarat aldım" falan diye geyik yaparak verirken, ertem de güya heyecanlı heyecanlı "altyazı girelim, flaş, flaş" vs. derken rok'un gözleri falan doluyordu.. hatta ben yönetimin de bu işte parmağı olduğunu düşünüyorum; burak'ın yerine adam alamazlar, daha kanat bile alamıyorlar, taraftar da burak'ın ensesine binmiş, bu işe çare bulmak lazım.. zaten medyadaki levent tüzemen vs. gibi tipler sezon başından beri hep bu işler için kullanıldı, hepsi güya karşı çıktı falan burak'ın satılmasına, sürekli koruyorlar.. hürriyet'te falan burak'ın ne kadar fedakar, ne kadar hayırsever bir insan olduğu yazıldı çizildi, hepsinin danışıklı dövüş olduğunun hepimiz farkındayız zaten..

    mustafa denizli de tabii ki en başından beri bunları görüyor, burak da mustafa denizli'nin bunları bildiğini biliyor, herkes biliyor amk, mustafa denizli bu durumda çıkıp "teklif gelirse düşünürüz" veya "kendisi gitmek isterse gider" falan diyemez, çünkü burak'ın gitmesi gibi bir durum yok zaten ortada, yani burak'ın ve yönetimin oynadığı bu tiyatroya dahil olması şart.. zaten santrfor alınmayacak belli, burak'a muhtaç, ama dediğim gibi en azından kanat oyuncusunu kesinlikle istiyor.. zaten onu da almazlarsa daha hesap sorma hakları kalmaz denizli'ye.. diyelim ki bu oyuncu alınmadı; mustafa denizli'nin ilk tercihi yasin, olcan, umut falan değil direkt sinan gümüş olacaktır, ona şüphem yok.. biz burada 1 görüyorsak mustafa denizli 100 görüyordur, merak etmeyin.. tekrar söylüyorum; hamza'yla vs. karıştırmayın bu adamı.. mustafa denizli'ye şu anda aşırı yüklenenlerin yaşı biraz küçükmüş gibi geliyor bana, tanımıyorlar yani, belki de yanılıyorumdur..

    bu denizli istifa meselesi için de şu an çok erken.. her şeyden önce uefa'dan gelebilecek cezayı beklemek gerek.. gerçekten 2 sene men cezası falan alırsak, direkt denizli'yi yollayıp yeni hocayla yeni sistem, yeni kadro kurmak en mantıklısı.. ama ceza gelmeyecek diyorlar.. o zaman da lazio maçları ve arena'daki fener maçına kadar beklemek gerek.. burada sıçışlar olursa, takımda da herhangi bir düzelme olmazsa zaten ya sezon sonuna doğru ya da sezon sonunda yollar ayrılır.. şu an istifa etse nolacak zaten mk, bu sezon yalan oldu zaten, hamza'nın bitik takımını toplamaya gelen hoca da beceremeyip kaçıp giderse onun yerine gelecek yeni hocanın kucağına bombayı bırakmış olursun.. zaten şu an iyi bir hoca bulup bulamayacağın da meçhul, yine sezon sonuna kadar beklemen gerekebilir.. bir de gelen hoca da bir sürü transfer isteyecek, ona da para yok.. eğer mustafa denizli ikinci yarıda takımı biraz toparlarsa; kondisyonda, moralde, hırsta, heveste, mücadelede, performansta artış olursa; takım iyi oynamaya başlarsa, puan farklarını 6'ya 7'ye falan indirirse, arena'da derbileri kazanırsa, sezon sonuna doğru da gerçekten oturmaya başlamış bir sistem görürsek seneye de kalmasını isterim, yine ffp cenderesine girmeden, 2-3 transferle sezona başlanabilir.. öyle bir durumun altından kalkabilecek en ideal hoca da gene mustafa denizli olur zaten.. lazio maçları için de ne bekleyeceğimi bilmiyorum açıkçası, rezil kepaze olmayalım yeter..

    tüm bu dediklerime rağmen şunu da söyleyeyim; önümüzdeki birkaç hafta içinde yine puan kayıpları yaşarsak bende de direkt biter zaten, ağzımı açıp da bir şey söylemem daha.. dediğim gibi; derdim mustafa denizli'yi korumak değil.. işler böyle kötü gidince insanların siniri tepesinde olduğu için bu söylenenleri ters anlayıp ilk fırsatta "hani nerde o denizli savunucuları" falan diye tavır yapmaya başlıyorlar.. olay o değil.. benim için de çok büyük yanlışları var; mesela atletico madrid maçına çıkmaması tam bir skandaldı, benim gözümde direkt 1-0 yenik başladı zaten.. carole'u oynatmamaya devam etmesi kadar yakınım silip atmaya.. linnes ve sinan gümüş'ü zaten söyledim.. umut'un kasımpaşa'ya gitmesine izin vermemesi olayı da şöyle; "yedek forvetim yok, geri düştüğüm maçlarda kenarda hamle oyuncusu lazım" diye düşünmüştür büyük ihtimalle.. umut sonradan girip karambolden falan atıyor çünkü.. eğer hamza da umut'u böyle kullansaydı başına bu kadar bela açılmazdı zaten.. zaten şu anda takımda kötü giden ne varsa hala hamza'nın suçu bence.. o yüzden çok kızamıyorum yeni hocaya.. bir de hala yardımcı antrenör almama olayı var, onun sebebini ben de çözemedim.. falsoları var yani, ben de biliyorum..

    dediğim bu yani; istifa falan demek için, her hatasını deşmek için, yerin dibine gömmek için çok erken.. kötü gidişin onca sebebi varken de tüm tepkinin mustafa hoca'ya yöneltilmesi saçma oluyor.. biraz fren yapalım, birkaç hafta içinde neyin ne olduğu iyice belli olur zaten..
  • 1305
    zamanında sağlam kafa yemiş,

    https://www.youtube.com/watch?v=GBSSoGuHR-I

    bazen saha kenarındaki polis bile gelip taktik vermiş

    https://www.youtube.com/watch?v=Kt0P6DbWDPM

    sexy lady bile demişler

    https://www.youtube.com/watch?v=8ORlBK5-W18

    tum bunlara iyi dayanmışta...

    beşiktaşı çalıştırmak ağır gelmiş 5 sene önce sağlık sorunları nedeniyle bırakmış...

    bence en fazla sene sonunu kadar başında olur takımın, seneye yine teknik adam bakarız...

    muhtemelen transferin son ayı seçim yaparlar, yeni yönetim son 3 hafta teknik adam arar, bu sefer son dakika transferi yetişirse bir şeyler değişir belki.
  • 1151
    mustafa denizli'yi takim kimyasi ve strateji ile elestirmek icin cok erken. henuz takimin onun istedigi seyleri yapabilmesi imkansiz. hele ki hamza gibi bir stratejisiz ve takimi calistirmamis teknik direktorden sonra baya zorlanacaktir.

    fakat klasik denizli hareketi yapip selcuk'u defans onu oynattigi halde neden esnek olmayan temposuz bir adami yanina koyar, iste bunu elestiririm. sozlukte de cogu kisi chedjou on libero oynasin diye yaziyordu, hala da yaziyor fakat modern futbolda temposuz adam orta sahaya oynayamaz. bundan kasit sadece kosu mesafesi falan filan degil, kosu mesafesi hakkinda ne dusundugumu de milyon defa yazdim. (katedilen mesafe) oyun temposu baska bir sey, mesela melo kosmadigi halde tempolu bir oyuncu. chedjou ise defansta bile bazen statik kalabilen bir adam. selcuk'u geride yerlestirmisken yanina defansif yardimi olsun veya ileri dogru fiziksel bir gucumuz de eklenmis olsun mantigiyla onu koymak sacmalikti. zaten maca defansif anlamda hicbir katkisi olmadi. eger biz galatasaray degil kasimpasa olsaydik kendisi birebir donk performansi gosterebilirdi pek tabi. buradan donk galatasaray'a gelsin diyenlere de selam gonderiyorum, hepinize hayirli isler.

    semih'le ilgili yedekte pique mi var ki lafi da fazla isguzar. madem semih cok boktan, defans kurgunu riske etmeye gerek var mi chedjou'yu da one cikartarak. mac boyu yine hava topu alamadi defans oyunculari. yedekte pique'ye gerek yok, chedjou hakan yeterince iyi anlasmaya baslamisti. orta saha'yi bir kisi kalabalik tutman yeterli olurdu chedjou sacmaligi yapmak yerine. semih'in de formsuzluguna katlanmak zorunda kalmazdin. orta saha oyuncusu mu varki diyen de olur, orta saha ozellikli herhangi bir kanat oyuncusunun yasin yerine ya da burak yerine umut'un oynamasina bile fitim. bu bile yegdir.

    son sozler de denizli'yi tanimayan yeni nesile gelsin. kendisi daha ilk yari bitmeden oyuncu degisiklikleri yapabilmesiyle unludur. adami tanimiyorsunuz madem oturdugunuz yerden ahkam kesmeyin. denizli takim kaptanini 30.dakka olmadan oyundan cikartan bir adam. takima alissin yavas yavas gorursunuz nasil bir herif oldugunu. ayrica eski denizli'den eser varsa hala icinde, bu takimda kendini as oyuncu sanan bir cok kisi ilk 18'e zor girmeye baslar.
  • 1660
    kendisine yardımcı antrenör bile bulmaktan aciz hoca.

    düşünün artık yani nasıl bir amatörlükle yönetiliyoruz... mert çetin veriyor taktikleri futbolculara. hoca zahmet edip onu bile yapmıyor..bir ara prekazi ismi geçiyordu...20 yıl öncesinden tanıdığı prekazi kalmış demek bir tek elinde. o da zaten 20 yıldır futboldan uzak.

    nasıl bir belaya bulaştıysak debelendikçe daha dibe batıyoruz.
  • 2522
    euro 2000 turnuvasına 99-2000 sezonunda rezilleri oynayan ve ligi 6.cı bitiren fb'den 5 futbolcu götüren teknik direktör. hani şu 2000 senesinin yaz aylarında teknik direktörlügünü devralacağı fb'den.

    turnuvada ise fb'den getirdigi bu beşliyi de üstelik maçların çoğunda ilk 11 oynatmıştı .

    koskoca avrupa şampiyonasını fb'sine hazırlık için kullanmıştı, ki bu o dönem spor yazarları tarafından baya bir eleştirilmişti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın