• 56
    havuza isedigini soylemisse ayıp etmistir. ayıptır söylemesi pazar gunu 8 gunluk antalya tatilinden döndüm. uçaktan iner inmez hastaneye gittim. kulağım agrıyor ve duymuyordum. meğer havuzan mikrop kapmisim kulağim acayip derecede iltihap kapmıs. 4 gündür sersem sersem geziyorum, kulak iltihabı bas agrisi ve kafada sersemlik yapiyormus. sirf bu havuza iseyen ipneler yuzunden 4 gundur acı cekiyorum. senin gibi sporcuya bu aciklama yakismadi burdan seni kınıyorum michael.
  • 58
    michael phelps 16 yıllık kariyerine rio 2016'nın ardından son verdi. yüzme sporunun gördüğü en başarılı isim olan abd'li sporcu, rio'da kazandığı beş altın ve bir gümüş madalya ile kariyerindeki olimpiyat madalyası sayısını inanılması güç bir şekilde 28'e çıkardı.

    28 madalyayla olimpiyat tarihine adını altın harflerle yazdıran phelps, bu alanda en yakın takipçisi sovyet cimnastikçi larisa latynina'dan 10 madalya fazla kazanmış durumda ve zirvede tek başına. 31 yaşındaki yüzüncünün kariyeri boyunca kazandığı madalyaların ağırlıklarını toplandığında ise birçok insanın taşımakta zorlanacağı bir rakam karşımıza çıkıyor. phelps'in kazandığı 23 altın, 3 gümüş ve 2 bronz madalyanın ağırlıkları toplamı tam 8 kilo!

    işte olimpiyat efsanesi phelps'in madalya karnesi:

    atina 2004
    6 altın, 2 bronz: 1080 g.

    pekin 2008
    8 altın: 1600 g.

    londra 2012
    4 altın, 2 gümüş: 2472 g.

    rio 2016
    5 altın, 1 gümüş: 3000 g.

    http://i.hurimg.com/...c03c0e1a48791fcf.jpg
  • 63
    sporumuzun kanatan/kanayan yarası dopingin, yüzme dahil bütün spor dallarında hunharca kullanıldığını düşününce beni hiç de heyecanlandırmayan fhelps, kahvaltıda yediklerinin reklamını yaparak bir şeyleri perdelemek istemiş olabilir.

    kanaatim odur ki, bugün spor dallarının zirvesinde yer alan tüm takımlar ve sporcular maalesef dopingin pençesindedir. rusya’nın adı çıkmış ama özellikle amerika ve çin’in dünyada bir numara olduğuna inanıyorum. tabii ki benimki sadece kanaat. ben sonuçlara bakarak bu kanaate varıyorum yoksa elimde bir delil yok.

    amerikalı, çinli ya da rus’a sorsan, kardeşim neden bu illeti kullanıyorsun, bu haksızlık değil mi diye, vereceği cevap çok net. ben kullanmasam o kullanacak. evet gerçekten de irrite edici bir kısır döngü. ben fair kalayım, haksız rekabete yol açmayayım, doping kullanmayayım derseniz aptal konumuna düşüyorsunuz. çünkü rakibin böyle düşünmediğinden karşısında ezilirsin

    aynı şeyin daha korkuncu futbolda ve basketbolda var. takımların performanslarına bakın her şeyi çok net bir şekilde anlarsınız. artık haftalık doping kullanan takımlar var. bir hafta doping kullanan bir takım ikinci hafta kullanamadığından sahada yürüyor. çünkü iki hafta üst üste kullanırsa sporcuların sağlığı ciddi manada tehlikeye düşecek. zaten sporcu da bunu kabul etmiyor. bir hafta ara vererek vücudunun toksinlerden temizlenmesini bekliyor. bunu majör liglerdeki maçlarda da nba maçlarında da gözlemleyebilirsiniz.

    ispanya’da bir doktor’un kurduğu laboratuarda doping ilaçları ürettiği basına intikal etmişti. o kadar ileri gitmişti ki bu doktor bir de eczane açmıştı. soruşturma ne oldu bilmiyorum ama ispanya’nın futbolda dünya şampiyonu, avrupa şampiyonu olduğu zamanlara denk geliyor. yine almanya ve italya için de aynı iddiaları sık sık dillendirenlerin olduğunu biliyoruz. bugün gelişmiş her ülkede doping ilaçlarının üretildiğine ve hatta testlerde bulgu vermeyecek ilaçların üretildiğine ve kullanıldığına inanıyorum. milyar dolarların söz konusu olduğu bu alanı boş bırakacaklarına asla inanmıyorum.

    kanaatim şudur; doping yapmayan sporcu ve takımların rakipleri karşısında başarı şansları neredeyse sıfırdır. bunu şuradan da anlayabilirsiniz. bir sporcu bir maçta olağanüstü performans göstermiş ama takip eden üç-beş gün içinde yapılan maçta sıfır çekmiş ise kesinlikle doping yapmıştır. bunun başka açıklaması yoktur. dolayısıyla her takım ya da sporcu, ben yapmasam o yapacak düşüncesiyle maalesef bu işin içine giriyor. girince de en iyi hazırlanan artı en iyi dopingi yapan kazanıyor.

    birgün gelir de, yapay zeka sporcuları yarıştırmaya kalkarlarsa hiç şaşırmam. çünkü paraya tapan bu insanların yapamayacağı hiçbir şey yok. belki şu anda da yarıştırıyor olabilirler bilmiyoruz.:)

    peki buna rağmen neden sporu bu kadar çekici buluyor ve izliyoruz? işte asıl sorulması gereken soru bu? bunu bilmeyenler zevk alıyor hadi ama bilenler -ki en az %50 bunu biliyor- nasıl zevk alıyor, işte benim de fanatizm, taraftarlık dışında verebileceğim bir cevap yok bu soruya. bazen şöyle düşünüyorum: nasıl olsa iki taraf da doping yapıyor, dopingleri çıkınca iyi olan kazanıyor. yani ben yine gerçekten yetenekli olup çalışanın kazandığına tanık oluyorum, yani no problem diyorum ama bir süre sonra yine yukarıda ifade ettiğim düşünceler arasında kayboluyorum.

    hiçbir genç arkadaşımın hevesini kırmak istemem. belki de zevk aldıkları tek alan spor iken onların kahramanlarını madara ederek zevklerine limon sıkmak istemem ama bazı gerçekleri de bilmeleri gerektiğine inanıyorum.

    bu yazıyı yazdıktan sonra “yolla” linkine basayım mı basmayayım mı diye düşündüm. gençlerin zevkine limon sıkmanın ne anlamı var diye sordum kendime ama son tahlilde yollamaya karar verdim. çünkü ülkemiz sporcularının doping konusunda da maalesef geride olduklarını düşününce (gerçi birçok dopingli sporcumuz tesbit edilip madalyaları geri alındı ve bunların çoğunlukla hangi kulübümün sporcuları olduğunu biliyoruz) gençlerin bunu bilmeleri gerektiğine kanaat getirdim. evet tüm genç arkadaşlarıma diyorum ki; bugün spor maalesef sanayi haline getirilmiştir ve para kazanmanın aracı olarak kullanılmaktadır. izliyorsak da bunu bilerek izleyelim. zevkimizi de üzüntümüzü de buna göre dizayn edelim.
  • 64
    tarihin en büyük sporcularından biri.

    doping mutlaka yapmıştır, aksini iddia etmek baya naiflik olur. ancak dopingin "mucizevi" bir fark yarattığını ve tek sebebin bu olduğunu söylemek çok doğru değil. tabii ki amatörlerle profesyoneller arasında çok büyük bir fark yaratıyor ancak profesyoneller arasında sporcuları öne çıkaran yine yetenek, disiplin ve inançtır.

    burda beni asıl endişelendiren nokta dopinge ulaşamayan ülkelerle, doping içinde yüzen ülkelerin ortak kulvarlarda yarışmasının getirdiği adaletsizlik. ki bu makas özellikle olimpiyatlarda açılmaya devam ediyor. oyunun güzelliği olan "underdog" sporcuların gitgide azaldığını görüyoruz ki bu da zevki baya azaltıyor malesef.
App Store'dan indirin Google Play'den alın