115
https://twitter.com/...400402353946624?s=21
durum aslında bundan ibaret. 2010-2014 arasında 4 final, 2 yüzük. en büyük yıldızını* kaybediyorsun, bir sonraki sene de en büyük yıldızını* kaybediyorsun. yetmiyor, en büyük yıldızın* sakatlıklar yüzünden 31 yaşında emekli olmak zorunda kalıyor.
bunlar gerçekleşirken 2020 yılına kadar her sene rekabetçi kalmaya çalışıyorsun. hatta bunu yaparken mecburi olarak hak etmeyen oyunculara hak etmediği paralar vermek zorunda kalıyorsun. rekabetçi kaldığın için yüksek sıralardan pick yapamıyorsun. en yüksek pickin 2015 yılında 10. sıradan çektiğin justice winslow. onun da başı sakatlıklardan kurtulmuyor ve takaslamak zorunda kalıyorsun. orta sıralardan tyler herro, bam adebayo adında iki civan gibi delikanlıyı çıkarıyorsun. 26 yaşında undrafted duncan robinson’ı bi şekilde bulup getiriyorsun.
jimmy butler için o dönem takımın en değerli oyuncusunu* takımdan yolluyosun. kadro kalitesini göz önüne alınca butler takımı ne uzatır ne kısaltır gibi düşünülüyor, ki doğal olanı da bu. ama sen gerek şu an nba’in en iyi koçu spoelstra’yla, gerek en iyi bir iki yöneticisinden pat riley’le birlikte kadroyu geliştiriyorsun.
ilk turda pacers karşısında, pacers’ın sakatları olmasa favori bile gösterilmeyecekken pacers’ı süpürüyorsun. ikinci turda üç şampiyonluk adayından birini, doğu’nun net favorisini 5 maçta geçiyorsun. konferans finalinde net olarak çok daha yüksek bir yetenek tavanına sahip boston’ı 6 maçta eliyorsun.
finalde karşına eski göz ağrın lebron james ve lakers çıkıyor. bütün turları 4-1 geçerek rahat gelmişler finale. kobe’nin vefatı sebebiyle o camia için inanılmaz önemli bir şampiyonluk. ama sen öyle şeyler yapmışsın ki bu durumda bile lakers’a kimse net favori diyemiyor. ben de diyemiyorum. bir lebronspor’lu olarak korkuyorum, ancak korktuğum başıma gelse bile üzülmeyeceğim. bu hikayenin mutlu sonla bitmesi beni çok sevindirir.
inanılmaz saygı duyulası bir takım, bir front office, bir koç...
durum aslında bundan ibaret. 2010-2014 arasında 4 final, 2 yüzük. en büyük yıldızını* kaybediyorsun, bir sonraki sene de en büyük yıldızını* kaybediyorsun. yetmiyor, en büyük yıldızın* sakatlıklar yüzünden 31 yaşında emekli olmak zorunda kalıyor.
bunlar gerçekleşirken 2020 yılına kadar her sene rekabetçi kalmaya çalışıyorsun. hatta bunu yaparken mecburi olarak hak etmeyen oyunculara hak etmediği paralar vermek zorunda kalıyorsun. rekabetçi kaldığın için yüksek sıralardan pick yapamıyorsun. en yüksek pickin 2015 yılında 10. sıradan çektiğin justice winslow. onun da başı sakatlıklardan kurtulmuyor ve takaslamak zorunda kalıyorsun. orta sıralardan tyler herro, bam adebayo adında iki civan gibi delikanlıyı çıkarıyorsun. 26 yaşında undrafted duncan robinson’ı bi şekilde bulup getiriyorsun.
jimmy butler için o dönem takımın en değerli oyuncusunu* takımdan yolluyosun. kadro kalitesini göz önüne alınca butler takımı ne uzatır ne kısaltır gibi düşünülüyor, ki doğal olanı da bu. ama sen gerek şu an nba’in en iyi koçu spoelstra’yla, gerek en iyi bir iki yöneticisinden pat riley’le birlikte kadroyu geliştiriyorsun.
ilk turda pacers karşısında, pacers’ın sakatları olmasa favori bile gösterilmeyecekken pacers’ı süpürüyorsun. ikinci turda üç şampiyonluk adayından birini, doğu’nun net favorisini 5 maçta geçiyorsun. konferans finalinde net olarak çok daha yüksek bir yetenek tavanına sahip boston’ı 6 maçta eliyorsun.
finalde karşına eski göz ağrın lebron james ve lakers çıkıyor. bütün turları 4-1 geçerek rahat gelmişler finale. kobe’nin vefatı sebebiyle o camia için inanılmaz önemli bir şampiyonluk. ama sen öyle şeyler yapmışsın ki bu durumda bile lakers’a kimse net favori diyemiyor. ben de diyemiyorum. bir lebronspor’lu olarak korkuyorum, ancak korktuğum başıma gelse bile üzülmeyeceğim. bu hikayenin mutlu sonla bitmesi beni çok sevindirir.
inanılmaz saygı duyulası bir takım, bir front office, bir koç...