• 128
    fenerbahçelilerin eleştirirken bir şeyi atladığı oyuncular. bizim belhanda, soso, ziyech'i tutmamamızın nedeni kötü oyuncular olmaları değil istikrarsız ve dönem dönem iyi oynamalarıydı ve hepsi takım şampiyon olurken inkar edilemeyecek katkılar yaptılar.

    diğer yandan slimani, aatıf, dirar, benzia bizdekilerle kıyaslanmayacak kadar kötü oyuncular.
  • 130
    kulüp tüzüğüne büyük harflerle yazacaksın;

    "galatasaray futbol takımına kuzey afrikalı futbolcu alınamaz, alınması teklif dahi edilemez" diye.

    feghouli'si, ziyech'i, belhanda'sı, omar'ı * şusu busu yemin ederim yıldırdılar.

    beyefendilerin keyfi gelecek diye üç ayları beklersin, regli bitsin diye beklersin, canı çeksin diye beklersin ama iş paraya geldi mi, son kuruşuna kadar isterler, alırlar.

    kulüp en kötü gününde sahip çıkar, iyi olunca sırtından vururlar.

    muhammed salah bile gelmesin kardeşim. o bile kloop gibi adama trip atan biri.

    ne aidiyetleri var ne düzgün karakterleri. ırkçılık falan da yapmıyorum.

    arap mı ki bunlar ırkçılık yapayım :(

    bak yine sinir oldum.
  • 133
    her bölgenin olduğu gibi, onların bölgelerinin de bir sporcu ve insan karakteristiği vardır. istisnalar tabii ki olur ama genel karakteristikler bir gerçekliktir.

    örneğin; kuzey avrupalı oyuncular disiplinli, profesyonellikleri yüksek, temel oyun bilgileri yüksek ancak teknik yetenekleri göreceli olarak sınırlıdır demek, ırkçılık değildir, yerinde bir tespittir.

    kuzey afrikalı futbolcular ise teknik becerileri yüksek, disiplinsiz, profesyonellikleri zayıf, temel oyun bilgileri düşük( yetiştiği ülkeye göre değişebilir) ve istikrarsızdırlar.

    bu demek değildir ki tersi mümkün değil, ancak tanıdığınız 10 adet kuzey avrupalı ve 10 adet kuzey afrikalı oyuncu düşünürseniz bu genellemeler kendini doğrulayacaktır.

    bırakın böyle geniş ülkesel coğrafi farkları; karadeniz, izmir, bursa, istanbul, ankara altyapılarında yetişen oyuncular bile farklı yapıdalar. mesela istanbul oyuncusu fiziken zayıf, geç olgunlaşan, daha teknik kapasitesi yüksek ve kariyer akışı daha uçlarda giderken, ankara ekolü fiziken ve ruhen daha dayanıklı ama potansiyeli daha sınırlıdır.
    bir yerden 20 tane kaan ayhan çıkar, bir yerden az çıkar ama arda turan, yunus akgün çıkar. önemli olan dengeyi kurabilmek ve farklı malzemelerle yemeği güzel yapmak.

    yoksa nelsson, sara, osimhen, yunus aynı hammaddeden oyuncular değil hepsi bambaşka ekollerin sonuçları.
  • 134
    istikrarsız kelimesini sözlük anlamı olabilir.

    bir maç takımı tek başına taşıyan topçu diğer maç sizi aniden 10 kişi bırakabilir, bu yüzden kendileri pek sevilmez. hakim'i pamuklara sardık tek bir olumsuz olay olmadı şimdi gitmek için tonla para istiyor edep yahu.

    ayrıca ırkçılık başka bir şey oyuncuları performansı yüzünden eleştirmek bambaşka bir olay. son zamanlarda bu ırkçılık kavramının içini fena halde boşalttılar birine laf edince ırkçı oluyoruz direkt.
  • 135
    akp hükümetinden öncesi ve sonrası olarak türkiye’ye bakış açısı değişmiş oyuncu topluluğudur. erdoğan’ın arap nüfuzundaki etkisi ve türkiye’nin gittikçe “benmerkezcil” yönetilmesi hasebiyle türk ligine arap körfez ligleri muamelesi yapmaktadırlar.

    90’ların sonu 2000’lerin başında ahmed hassan, ayman abdelaziz ve elsaka gibi oyuncular senelerce takımın işçileri, bir nevi askerleri olarak oynarlarken son 15 senede gelen neredeyse tüm kuzey afrikalılar dönemsel oynayıp kısa sürede yatışa geçmiştir.

    coğrafyanın sahip olduğu oyuncu karakteri kadar, türkiye’yi gördükleri mevzi de performans farklılığında önemli rol oynamaktadır.
  • 136
    bir ırkla ilgili tespitte bulunmak (doğru veya yanlış olabilir ki zaten genelleme içerir) ırkçılık değildir. örneğin fiziken çinliler genelde kısa boylu olur fakat istisnai olarak elbette uzun insanlar da vardır. bu çindeki ortalamanın kısa olduğu gerçeğini değiştirmez.

    dünyanın kuzeyinde yaşayan insanlar soğuğa daha alışkın olduğu için nesiller boyu daha mücadeleci olmak zorunda kalmışlardır. ortadoğudaki özellikle arap toplumlar ise rahatlarına düşkün olur ve keyfi severler. mutfaklarından tutun sosyal hayata kadar ırk özellikleri (istisnalar hariç)insanların gündelik yaşamını şekillendirir.

    nasıl ki ayılar, tilkiler ve diğer hayvanlar yaşadıkları coğrafyaya göre değişim gösteriyorsa insanlar da gösterir. hem fiziken hem de karakteristik özelliklerde bu durum etkili olur. bu durumdan bahsetmek de ırkçı olduğunuz manasına gelmez. mesela ben genel olarak insanı değil doğayı severim ve ırkı farketmeksizin insanlara mesafeli dururum.

    kuzey afrikalı futbolcuların ülkemizde gösterdikleri performansa bakarsak bir sonuca elbette ulaşırız. fakat transfer yaparken topluluğa değil bireye bakılmalı ve ona göre hesap yapılmalıdır. alacağımız oyuncunun milletine değil profesyonelliğine dikkat etmeliyiz. dikkat ederseniz şu an ırkçılık yapmadım. ırkçılığın ne olduğu ile ilgili ciddi bir bilgi birikimi veya fikri olmayan insanların da tanımadıkları kişileri ırkçı diyerek yaftalamamasını öneririm.
  • 138
    mesleğinde belli bir seviyeye ve yeterlilğe ulaşmış bir insana sadece mensup olduğu milletten ötürü tercih etmeyeceğini söylemek ırkçılık olmuyorsa tam olarak neye ırkçılık denecek pek anlamıyorum. sen avrupa'da bir işe başvuruyor olsan, her türlü yeterliliğin de olsa adamlar ''bu türkler de trafikte çok korna çalıyor, medeniyetsiz kavgacı olurlar bunu istemiyoruz'' dese ırkçılık olacaktır. buna bizim ırkçılar fazla alınmaz çünkü ırkçılar dünyanın genelinde zihinsel ezberleri gereği kendi doğusu veya güneyine ırkçılık yaparken batısı ve kuzeyindekinin üstün ırk olduğunu kategorik ve retorik olarak kabul eder ve bu zihin dünyasıyla yaşar. ırkçılara da pek laf anlatılmaz çünkü dini/mezhepsel savaş veren adamlardan pek bir farkları yoktur. o da birilerini kafir, kendisini hak yolunda doğru kişi görme motivasyonuyla gidip diğer mezhepleri ya da farklı dinden insanları öldürüyor. burdaki ırkçılık da değişmez kabullere dayandırılma gayreti çok farklı değil. ırkçılık heriflerin işine geliyor, kolay yoldan bir üst - alt kategorisi geliyor önüne bu da onun hoşuna gidiyor. hoşuna giden şeye de rasyonellik icat etmeye çalışıyor. kafasını ona göre çalıştırıyor.

    neyse burda yapılan genellemeler çoğunlukla milletlerin, bölgelerin, yörelerin sanayileşme ailelerin şehirleşme süreçleriyle alakalıdır. bizim türkiye içi de böyledir. ordulu, erzurumlu, urfalı, yozgatlı aynı köylü 1980 doğumlu adamlara bakarsan; babası da istanbul'da doğmuş 80 doğumlu, babası köyde doğmuş kendisi istanbul 80 doğumlu, kendisi 80 köy doğumlu 2000'lerin başında askerliğini yaptıktan sonra istanbul'a çalışmaya gelmiş adamla arasında baya fark olur. bu kuzey afrikalılarda da durum çok farklı değil. bu irlandalıların ya da güney italyalıların geç avrupalılaşma/ avrupalı kabul edilme(medeni kabul edilme) süreçlerine de benziyor. onlar da pek medeni kabul edilmeyen, geri tipler olarak görülürdü zaten. burda yapılması gereken şey göçmen ya da afrikalı insanları işe alırken daha da iyi araştırmak gerekir denmesiyken herhangi bir insana salt mensup olduğu milletten ötürü alınmamalı demek ırkçılık olmaktadır.
  • 139
    galatasaray futbol takımında mümkünse bu bölgeden gelen hiç kimse forma giymemeli. istemeyenlerin ortak kanaati bu. olayı ırkçılık falan filan diye sulandırmaya gerek yok.

    kimse arap berberi mağripli haratinli almayalım falan demiyor. direkt bu coğrafyanın insanlarını, iş ahlakının ve profesyonelliğinin zayıflığı gerekçesi ile istemiyor. bu edinilen tecrübelerden kaynaklanan bir stratejidir. swj kültürünün otu çöpü ırkçılık olarak vasıflandırmasından gına geldi.
  • 140
    bu algının oluşmasındaki en büyük etken bana göre bu oyunculara verdiğimiz yüksek maaşlardır.

    bu arada biz direkt bu bölgede doğmuş, futbol eğitimi almış hangi oyuncuyu aldık ben bir mostafa mohamed'i hatırlıyorum. bizim aldığımız oyuncuların tamamı fransa ve hollanda gibi ülkelerde ırkçılık ve 3. sınıf insan muamelesi ile büyümüş, doğal olarak da ailevi problemleri olan sıkıntılı isimlerdi.

    biz bu oyuncuları alırken sıkıntılı olduklarını bilerek aldık. ayrıca bize gelirken düşüşte olduklarını da eklemek lazım. açıkçası bile bile lades olduğunu düşünüyorum.

    peki neden biz düşüşte olan avrupalı yıldızlar yerine kuzey afrikalıları getirdik. çünkü türkiye'ye gelmek istemedi avrupalı. ayrıca avrupalı kulüpler avrupalı oyunculara gösterdikleri sabrı, kuzey afrikalılara göstermedi ve satışında kolaylık sağladılar. biz cebimizdeki üç-otuz para ile yıldız avına çıktığımızda bize gelebilecek oyuncu havuzu hemen hemen her zaman kuzey afrikalılardan oluştu. kuzey afrikalı değilse de güney amerikalı benzer geçmişe sahip oyunculardan oluştu. buna istisna sadece sneijder'i veririz. avrupalı hagi'ye bile tahammül etmedi çünkü onlardan değildi.

    bakın arkadaşlar, oyuncu alınırken ırkına bakılmaz. kuzey afrikalıların iş disiplini beğenmiyoruz ama türk oyuncuların iş disiplini de onlardan farklı değil. özellikle de gurbetçilerin. burada tekrar eden bir kalıp var farkındaysanız. peki türkiye'den yetişmiş türk'lerin disiplini neden daha iyi, çünkü biz galatasaray'ız ve genellikle türk'ün en iyisini ve disiplinlisini alabiliyoruz.

    gelelim bu başlığı hortlatan amine gouiri'ye.
    - cezayirli.
    - fransa doğumlu.
    - düşüşte.
    - pahalı.
    - avrupalı kulüp bileti kendisine kesmiş.

    yani yine bile bile lades gibi görünen bir transfer öznesi. sadece kuzey afrikalı deyip işin içinden çıkarsanız şak diye haklı olarak ırkçı damgası yersiniz. lütfen fenerlileşmeyin, bu işleri enine boyuna konuşup tartışın.
  • 141
    futbolcu bazında kendilerini istememenin ırkçılık değil edinilmiş tecrübe olduğu futbolcu tipidir. buradaki özne futbolcu olarak mental yapılarıdır. mo salah dışında son yıllarda istikrarlı bir performans ve disiplin gösteren bir tane futbolcu çıkartamayan bir bölge olması etkilidir. her şeyi ırkçılık potasına koymaksa en büyük yanlıştır. misal fuarlarda çinliler standlarda senelerce çaktırmadan fotoğraf çektiklerinden sektörde kopyacı çin denildiğinde bu ırkçılık değil, sektörel tecrübeyle çinlilere standlara yaklaştıklarında dikkat et demektir. sapla samanı birbirine karıştırmayalım lütfen.
  • 142
    galatasaray futbol takımında istenmemesi ırkçılık olmayan oyuncu kümesidir.

    bir sosyal bilimci olarak ırkçılık, sınıf, birey, toplum gibi kavramların rastgele, saçma sapan kullanılmasından bıktım, usandım. gerçekten artık yoruldum bu saçmalıktan.

    biraz kafa yorun, kültürel ayrımcılık deyin mesela. bunu tartışalım. ama yok, öğrenilmiş bir türkü, okunsun da okunsun. ne alaka yahu kuzey afrikalı futbolcu istememek ile ırkçılık? kuzey afrikalı futbolcu neden istenmiyor? çok mu ürküyorsunuz aman bana x, y diyecekler diye de düşünüp, yazmaya korkuyorsunuz?

    bir futbolseverin türk futbol iklimini, taraftar yapısını, avrupa'da oynanan futbolu kendince değerlendirmesi, bu iklimde başarıya nasıl gidileceğine dair fikir yürütmesi kuzey afrikalı futbolcuların türkiye'de top oynaması kadar haktır.

    söylenen şey çok basit: bu ülkeden çıkan futbolcuları izledik. izliyoruz. oyuncuların oyuna ve hayata bakışını avrupa futbolunda ve türk futbolunda başarıya uygun bulmuyoruz. bunu söylemek haktır. bunu söyleme hakkını da kimse kimsenin elinde alamaz. burası brezilya ligi gibi olsa emin olun önce ben hakim ziyech'i isterdim. gerçi orada da sert arjantin takımlarından libetadores-sudamericana'da dayak yerdi ama çok keyifli top oynardı eyalet liglerinde falan. ama hayır, ben avrupa'ya gittiğimde, göztepe'ye karşı, samsun'a karşı, başakşehir'e karşı dayak yiyecek, her an göbeği salabilecek, hımbıl hareketler sergileyen futbolcuları istemiyorum.

    insanları ürkütücü kavramları sopa gibi elde tutarak kovalamaktan vazgeçin.
  • 143
    günümüzde pek çok kavram gibi ırkçılığın da içi boşaltılmaktadır o tanımın yerli yersiz kullanımıyla. 18 yaşından küçükse pedofili, bir ilişkide hoşuna gitmeyen her şey şiddet, her genelleme ırkçılık, biten her ilişkinin ardından karşı tarafa narsist...

    o zaman kuzey avrupalı futbolcu istemek de ırkçılıktır. kuzey avrupalı oyuncuları, diğer ırklardan üstün tutuyorsundur çünkü bu mantıkla.

    teknolojik bir alet alırken, bir araba alırken alman markasını tercih edersin sıklıkla paran yetiyorsa. çünkü adamların işçilik ve ürün kalitesine güvenirsin. geçmiş tecrübelerin sana bunu söyler.

    kuzey afrikalı ya da başka bir coğrafi bölgede doğmuş, büyümüş, yetişmiş her insanın bir başka coğrafyada yetişen hiçbir insana karşı bir hukuki üstünlüğü yoktur, olmamalıdır. olduğu savunmak ırkçılıktır. dünyada başarılı pek çok kuzey afrikalı oyuncu örneği vardır. fakat benim kuzey afrikalı oyuncularla yaşadığım tecrübeler genelde olumsuzsa ben bir sonraki kuzey afrikalı oyuncuya önyargılı bakabilirim. bu insani bir tepkidir.
  • 144
    kendilerine yapılanı ırkçılık olarak görmüyorum. her kültürün her milletin karakteristik özellikleri vardır, bu da oranın yetişme tarzıyla, çevresiyle ve kültürüyle insanda yer edinir.

    istatistiksel olarak da belli gruplar eğer benzer karakteristik özellikleri taşıyorsa genellemeler yapılabilir ki bu genellemeler her zaman doğru olmaz ve istisnalar da her zaman vardır.

    kuzey afrikalı oyuncuların istenmeme sebepleri neler?

    - yeterince çalışkan olmamaları
    - çok para odaklı olmaları
    - kariyerleri ilerledikçe düşüşe geçmeleri

    farklı ülkede de doğmuş olsa bu olabiliyor, örneğin hakim ziyech hollanda doğumlu ama görüldüğü kadarıyla para odaklı ve kariyeri bayağıdır serbest düşüşe geçti, halbuki çok büyük bir potansiyeldi, daha iyi yerlere gelebilirdi.

    en azından türkiye'ye gelenlerde bu sorunlar görülüyor ama bu türkiye'deki ortamla da alakalı olabilir çünkü örnek verilecek olursa premier ligin son 10 yılının en iyi ve istikrarlı oyuncusu bir kuzey afrikalı, istisnalar kaideyi bozmaz demiş miydim? şaka bir yana dünyanın en iyi takımlarında oynuyor bu adamlar, abartıldığı kadar doğru bir durum olduğunu düşünmüyorum ama türkiye için doğru profilleri milliyetinden bağımsız çoğunlukla seçemiyoruz, daha doğru olan bu.

    kimsenin kötü niyetlerle bunu yaptığını düşünmüyorum, konu zaten daha çok mental. coğrafya da çoğu zaman kaderdir.
  • 145
    abd veya japon firmalarının ultra kapitalist çalışma şartlarına uyum sağlayamayacağını düşündüğü türk adaylara ayrımcılıkarını akıllara getiren ırk bazlı etiket.

    20 yıl önceden benim gördüğüm bu o coğrafyalarda. hele türkiye'de yöneticilik tecrübesi olan amerikalı ve japonlar, mesai saatleri dışında çalışmak istemeyen beyaz yakalı türklere ve yunanlara günde 10 kere çay-sigara molası verdiğini görünce bir daha başka yerde türk çalışan almıyorlar. genellemeler böyle tehlikeli işte.

    (bkz: turkish)
App Store'dan indirin Google Play'den alın