• 141
    futbolcu bazında kendilerini istememenin ırkçılık değil edinilmiş tecrübe olduğu futbolcu tipidir. buradaki özne futbolcu olarak mental yapılarıdır. mo salah dışında son yıllarda istikrarlı bir performans ve disiplin gösteren bir tane futbolcu çıkartamayan bir bölge olması etkilidir. her şeyi ırkçılık potasına koymaksa en büyük yanlıştır. misal fuarlarda çinliler standlarda senelerce çaktırmadan fotoğraf çektiklerinden sektörde kopyacı çin denildiğinde bu ırkçılık değil, sektörel tecrübeyle çinlilere standlara yaklaştıklarında dikkat et demektir. sapla samanı birbirine karıştırmayalım lütfen.
  • 142
    galatasaray futbol takımında istenmemesi ırkçılık olmayan oyuncu kümesidir.

    bir sosyal bilimci olarak ırkçılık, sınıf, birey, toplum gibi kavramların rastgele, saçma sapan kullanılmasından bıktım, usandım. gerçekten artık yoruldum bu saçmalıktan.

    biraz kafa yorun, kültürel ayrımcılık deyin mesela. bunu tartışalım. ama yok, öğrenilmiş bir türkü, okunsun da okunsun. ne alaka yahu kuzey afrikalı futbolcu istememek ile ırkçılık? kuzey afrikalı futbolcu neden istenmiyor? çok mu ürküyorsunuz aman bana x, y diyecekler diye de düşünüp, yazmaya korkuyorsunuz?

    bir futbolseverin türk futbol iklimini, taraftar yapısını, avrupa'da oynanan futbolu kendince değerlendirmesi, bu iklimde başarıya nasıl gidileceğine dair fikir yürütmesi kuzey afrikalı futbolcuların türkiye'de top oynaması kadar haktır.

    söylenen şey çok basit: bu ülkeden çıkan futbolcuları izledik. izliyoruz. oyuncuların oyuna ve hayata bakışını avrupa futbolunda ve türk futbolunda başarıya uygun bulmuyoruz. bunu söylemek haktır. bunu söyleme hakkını da kimse kimsenin elinde alamaz. burası brezilya ligi gibi olsa emin olun önce ben hakim ziyech'i isterdim. gerçi orada da sert arjantin takımlarından libetadores-sudamericana'da dayak yerdi ama çok keyifli top oynardı eyalet liglerinde falan. ama hayır, ben avrupa'ya gittiğimde, göztepe'ye karşı, samsun'a karşı, başakşehir'e karşı dayak yiyecek, her an göbeği salabilecek, hımbıl hareketler sergileyen futbolcuları istemiyorum.

    insanları ürkütücü kavramları sopa gibi elde tutarak kovalamaktan vazgeçin.
  • 14
    bence bu terim üzerinden futbolculara bakılması, yetiştikleri çevre dolayısıyla yorum yapılması ırkçılık değil, tabi işi ilerletip bu afrikalı, bu japon bunlar şöyle kötü böyle kirli vs demedikten sonra.

    sonuçta bu sözlükte en çok nefret edilen futbolcu topluluğu diye sorsanız tartışmasız türk futbolcular çıkar. en büyük sebebi bazılarının profesyonelce işini yapmaya çalışmayıp tembelleşerek bir noktadan sonra ismiyle, ilişkileriyle, dinleriyle, ırklarıyla* kariyerlerini idame ettirmeye çalışmaları. tabi bu hepsi böyle olacak diye bir şey yok, mesela enes ünal'ı herkes ayrı tutuyor.

    bu arada fransa'da yada amerika'da doğmalarının bir şey değiştireceğini düşünmüyorum aileleri, küçükken kendisini yetiştirenler veya çevreleri alman/türk/faslı vs bir topluluk olduğu zaman o topluluğun özelliklerini göstermekteler. en bilindik örneği; bakıyoruz almanya'daki türklerin bir çoğu günlerini tamamen leş türk medyasını izleyerek, küçük mahallelerdeki kahvelerde vs kapalı bir şekilde geçirmekte. bu yönden bakıldığında türkiye'deki insanlardan daha az progresif* yaşamaktalar.
  • 15
    her kültürün, bölgenin (istisnalar hariç) kendine has özellikleri vardır. dolayısıyla bu karakteristikler sebebiyle genelleme yapılabilir. bu kesinlikle ırkçılık değildir. kuzey avrupa'lı oyunculara genel olarak etik değerlere sadık ve çalışkan diyebiliyorsak kuzey afrika'lı oyunculara da genel olarak agresif, laubali vb. olumsuz görüşlerimizi yazabiliriz. hadi genelleme yapmadan kendi takımımız özelinde yaşananlardan yazayım.

    bizim takımda bulunan 2 tanesinden biri, yılın bizim için en önemli günlerinden birinde evimizdeki fb maçında zorla ve sahtekarlıkla kendini attırmış, diğeri ts maçında basit bir pozisyonda olcay denilen boş bir adamın tahriğine kapılarak kendini attırmış, 2'si birden bjk deplasmanının 2. yarısında psikolojik ve fiziksel harbe dayanamayarak fernando'yu yalnız bırakmış, sorumluluk almamış, teslim olmuş ve direncin düşmesinde baş rolü oynamış oyunculardır. ayrıca yine bu bjk maçında birisi gereksiz bir sarı kart görmüştür.

    kısacası yetenek, kontrol altına alınmayınca değersizleşir. zannederim can dostum adlı eserdeki hoca da yetenekli ama kendini boş işlere vermiş çocukla bu sebeple uğraşıp adam etmeye çalışıyordu.
  • 87
    takımımıza transferi veyahut altyapıdan yetiştirmek yoluyla tesislerimizden içeri adım atması yasaklanmalı ve bu yasağın kaldırılması mevcut ve bundan sonraki yönetimler tarafından teklif dahi edilmemelidir. herhangi bir avrupa ülkesi ya da başka bir kıtanın vatandaşı olan ama köken olarak kuzey afrikalı futbolcular bu yasağa dahildir.
    political correctness (politik doğruculuk) adına bu uygulamayı ırkçı bulanlar ağızlarına acı biber sürüldükten sonra geri dönüşü olmayan kuzey afrika uçak bileti alınarak ülkeden uğurlanmalıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın