resim
Karl-Heinz Feldkamp
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:90
Uyruk:Almanya
  • 452
    1992-1993 sezonunun ilk iç saha maçında altay'a mağlup olmuştuk. ve star televizyonundaki bülent karpat'ın hazırladığı spor programında kendisi için felçkamp tabirleri yorumları yapılmıştı. ağır antrenmanlardan futbolcuların sahada yürüyecek hali kalmadığı vurgulanmıştı.
    o sezon galatasaray'ın hakemlere de karşı kazandığı bir sezondur. özellikle evimizdeki trabzonspor maçı ilkyarıda 9 kişi kalmıştık ve 90. dakikada verilmeyen net faulden sonra devam eden trabzon atağında cyzio'nun golüyle berabere kalmıştık.
    kadıköyde mert korkmaz'ın kırmızı kartına rağmen 4-1 lik galibiyetimiz, o günkü adıyla federasyon kupasında beşiktaş maçları yine 10 kişiyle verilen mücadeleler hala hafızalardadır.
    90 dakika rakibe pres yapan, önde baskı ve alman disiplini. kısacası kalli bir dönemin başlangıcının en önemli aktörüdür.
  • 453
    kaiserslautern takımını 1991 yılında almanya şampiyonu yapmıştır. ve 1992 avrupa şampiyonasında almanya futbol takımına 1 oyuncusu bile çağrılmamıştır. kalli için yıldızların bir önemi yoktur takımı için savaşanlar vardır. kaiserslautern takımının başına geçtiğinde takımını en önemli oyuncusu damir hotic ben yedek oturmam demiş. hoca da tamam demiş. ve ilk maçta tribünde oturtmuş.
  • 454
    1992-1993 sezonunda iç sahada fenerbahçe'ye 0-1 kaybetmiştik. aykut atmıştı golü. hatta sanırım 3 gün önce frankfurt'u 1-0 yenip tur atladığımız maçtan hemen sonra oynanmıştı. yine farklı bir galibiyet beklentisi vardı ama olmamıştı.

    maç sonunda feldkamp oldukça fazla üzülen taraftarlar için şöyle demişti; taraftarlarımız için bu maçın öneminin bu kadar fazla olduğunu bilmiyordum. ligin ikinci yarısında bu maçı telafi edeceğime söz veriyorum.

    ligin ikinci yarısında oynanan maçı 10 kişiyle 1-4 kazandık. muhtemelen lig tarihinde aldığımız en farklı kadıköy deplasman galibiyeti de budur.
  • 455
    kaleci: orkun usak, aykut erçetin

    sağ bek: uğur uçar, sabri sarıoğlu

    stoper: servet çetin, emre güngör, rigobert song, ismaël bouzid

    sol bek: hakan balta, volkan yaman

    orta saha: tobias linderoth, mehmet topal, ayhan akman, okan buruk, ahmed barusso, mehmet güven

    sağ kanat: barış özbek, hasan şaş

    sol kanat: arda turan, marcelo carrusca

    on numara: cassio lincoln

    forvet: shabani nonda, ümit karan, hakan şükür, serkan çalık

    adı kırmızıyla yazılan futbolcular karl-heinz feldkamp döneminde transfer edilen veya ilk kez onun tarafından doğrudan ilk 11'e monte edilen futbolculardır.

    görüldüğü gibi bu adam ekmeğini taştan çıkarmış, o kendisine özgü katı disiplin taktiğiyle gösterişsiz transferlerle tank gibi futbol oynayan bir takım yaratmıştır. yapılan transferlerden sadece bir tanesini o yapmamıştır o da hiç istemediği cassio lincoln'dür. ee heralde lincoln gibi disiplinsizliği ve sezon açılışlarına keyfi olarak geç katılan biriyle feldkamp gibi katı ve tavizsiz birinin yıldızının barışmaması çok normal. feldkamp da az değildi yalnız. lincoln'e senin yıldız falan olman umrumda değil mesajı vermek için 83. dakikada falan sokmuştu oyuna bir maçta.

    onun dışında linderoth sakatlanana kadar müthiş şekilde beğeniliyordu. nonda transferi takıma ilaç gibi gelmişti. arda turan ve hakan balta'dan üst düzey verim almıştır. hakan şükür, ümit karan ve hasan şaş'tan katkı almıştır.

    orkun usak, aykut erçetin, uğur uçar, servet çetin, emre güngör, volkan yaman, mehmet topal, ayhan akman, barış özbek ve serkan çalık'ın hepsinin kariyerlerinde tek iyi oynadıkları sezon feldkamp'ın takımın başında olduğu 2007-08 sezonudur. bu adamların hepsinden aynı anda sadece feldkamp'ın verim alması ve feldkamp'tan önce ve sonra bu adamların kariyerinde hiçbir başarı olmaması tesadüf olamaz.

    üstelik, sakatlık yüzünden linderoth ve lincoln'den hemen hemen yoksun bir sezon oynamış, kendisiyle uçuşa geçen uğur uçar'ı talihsiz şekilde sakatlığa kurban vermiş, afrika kupası nedeniyle song da pek çok maçta forma giymemiştir. ama linderoth'un yerine mehmet topal'ı, song'un yerine de emre güngör'ü monte etmiş ve tam verim almıştır.

    feldkamp'ın tutmayan sadece iki tane transferi vardır onlar da bouzid ve barrusso'dur.

    öte yandan gelir gelmez kadroyu revize edeceğim dedikten sonra yetersiz bulduğu ya da disiplinsiz tavırlarından dolayı bu kulüpte yerleri yok diyerek kendi deyimiyle kovduğu futbolcular da şunlardır: hasan kabze, emre aşık, necati ateş, ferhat öztorun, fevzi elmas, aydın yılmaz, cihan haspolatlı, orhan ak.

    ümit karan, hasan şaş ve sabri sarıoğlu da disiplinsiz tavırlar nedeniyle kovulmaktan son anda kurtulmuştur.

    takımı gençleştireceğim için kadroda düşünmüyorum gidebilirler dediği futbolcular da şunlardır: sasa ilic, faryd mondragon, junichi inamoto, ergün penbe, stjepan tomas.

    26,5 yaş ortalamasıyla aldığı kadroyu 23,5 yaş ortalamasına çekmiştir.

    bence o çalışma ve başarılı olma tarzıyla hayatta örnek alınması gereken bir insan.
  • 459
    https://twitter.com/...737327083937793?s=12

    büyük hoca kalli’nin dün 86. doğum günüymüş.

    ilk görev aldığı 1992-93 sezonunda galatasaray tarihinin en genç oyuncularıyla şahsen en beğendiğim oyunu oynatan ve efsane uefa kadrosunun da temellerini atan, ikinci gelişinde de (2007-2008 sezonu) tarihin en güçlü fenerbahçe'sinin elinden kimi zaman 11 türk oyuncu ile sahaya çıkardığı -barış özbek'li, serkan çalık'lı servet çetin'li- kadro ile şampiyonluk alan büyük dehadır kendisi. çok sevdiğim fatih hocamdan sonra umarım yeni bir kalli bulabiliriz...

    ayrıca beşiktaşlıların utanmadan sıkılmadan attıkları iftiraların en barizi de kendisi üzerinden görülebiliyor. ankaragücü maçında şike yaparak 8-0 kazandınız ve bu sayede ampiyon oldunuz dedikleri takımın teknik direktörünü, bu maçtan 5 yıl sonra kendi takımlarının başına getirmek ancak beşiktaşlı duruşu(!) ile açıklanabilirdi.
  • 460
    idmandaki çift kale maçta, birçok resmi müsabakada da yaptığı gibi, kaleciyi çalımladıktan sonra bir ters çalım daha atmaya çalışan hasan şaş'ın kafasına düdüğü 20 metreden kondurduğunda 74 yaşındaydı. anlaşılan, yere düşen düdüğü tıpış tıpış geri getirtecek kadar da oyuncuları üzerinde hakimiyet sahibiydi. derbi maç öncesinde takımın en büyük iki yıldızının üstünü tek kalemde çizebilen -ve o derbiyi de kazanan- oyuncuya dayalı düzenin tam karşısında ne varsa onu temsil eden bir adamdı. basın toplantıları; bizim için zevkli, basın mensupları için de zordu. neredeyse fatih hoca'nın basın toplantıları kadar...

    2004'te yaptığımız revizyon bizi 2007'ye kadar 1 şampiyonluk ve 1 türkiye kupası'yla iyi-kötü götürebildi fakat oluşturulan takımın yaş ortalaması yüksekti. eskiyen kadroya "bugün cerrahız memati" diye dalıp neşteriyle değil baltasıyla revizyonu gerçekleştiren büyük usta, büyük ihtimalle adnan polat ve sezgin ile yaşadığı 'yetki sınırları' problemi sebebiyle ayrılmış ama ne hikmetse diğer sezonun ortasında, kasım 2008'de 'teknik danışman' gibi tuhaf bir ünvan ile skibbe'nin tepesine getirilmişti.

    spor bölümünde atılım yapmaya çalışan zaman gazetesi'nde, hans-peter briegel ve john benjamin toshack ile birlikte yazı yazardı. euro 2008 öncesinde fatih terim'e "takımında yedek kalan semih'i çağırıp sezonun en formda forveti mehmet yıldız'ı nasıl çağırmazsın?" diye eleştiriler yöneltmişliği varsa da karşısına fatih terim'i alan herkesin uğradığı gibi o da hüsrana uğramıştı.

    doğum günü kutlu olsun, kendisi ve dünya tatlısı eşi bir 86 sene daha sağlıkla mutlulukla yaşasın.
  • 461
    her zaman derim 92-93 şampiyonluğu, o sene kazanılan kupalar,40 küsür maçlık bjk’nin yenilmemezliğin bitmesi. 3 sene arka arkaya sampiyon olan bjk’nin elinden şampiyonluğun alınması. oynanan dominant oyun,deli gibi baskı ve alman disiplini ve en önemlisi üçlü defans, kim unutur kaptanı,falko,stumpf.

    esasında bu yazdıklarım kalliyi çok sevmemle alakası yok. benim çocukluğum hep beşiktaş şampiyonluğu ile geçti. galatasaray,14 senelik şampiyonluk hasretini bitirdiğinde bebektim.onun için hatırladığım bir şey yok. abim ise topu topu 2 sampiyonluk görmüş 92-93 sezonuna kadar. adam liseye gidiyordu ve 2 şampiyonluk gördü düşün şimdi olsa sözlük alev alırdı.

    kalli esasında 70’lı yılların sonu ve 80’li yılların başı doğumlular için sevinç kaynağıdır. 90’lı yıllarla ayağa kalkan galatasarayın ilk adımıdır.

    onun için unutulmaz ilk gidilen şampiyonluk turuna,o gün floryayı unutamıyorum. şahin marka arabanın içinde,dışarı da mahşer kalabalık ve çocuk halimle gördüğüm bir fenerbahçe bayraklı tabut.

    bundan dolayı çok yaşa kalli çok yaşa galatasaray.
    doğum günün kutlu olsun deli kurt.

    https://twitter.com/...737327083937793?s=12
  • 462
    bana hayatın her alanında herhangi bir yapının, sistemin, durumun nasıl revize edileceğini dolaylı olarak öğreten reformist kişilik. ne zaman yüze göze bulaştırılmış bir iş bana itelense, o olayın içine girerken kendimi karl-heinz feldkamp gibi hissederim ve genelde süreçten başarıyla çıkarım. feldkamp da benim gibi haziran başlarında doğmuş vizyonundan belli zaten.* terim'le birlikte galatasaray'a geldiği her dönem mutlaka şampiyonluk yaşatan iki teknik direktörden biri.
  • 463
    derwall ve denizli dönemlerini bilmiyorum. o dönemleri es geçiyorum bu yüzden. bana göre fatih terim'den sonraki en büyük teknik direktördür galatasaray tarihinde. 92-93 sezonunda sadece bir sene kalmasına rağmen müthiş bir kadro kurmuştur. bütün kupaları toplamış, deplasmanda feneri 4'lemiştir. o sezon tempomuza yetişebilen bir takım yoktu. önümüze geleni eziyorduk. 2000'de alacağımız uefa kupasının temelleri bu sezon atılmıştır. kadroya bakarmısın; no9, tugay, okan, suat, arif, papen mustafa, uğur tutuneker falan.. yabancı olarak da ayı boğan stumpf ve falco ve gutschow. inanılmaz bir kadroydu. takımda bir sene kalıp kendisi 93-94 sezonu için hollmann'ı önererek ayrılmış, o kadronun icraatleri bir sonraki sezon da sürmüştü. meşhur 3-3 biten manchester united maçında sevgili ümit aktan'ın aktardıklarını bir kez daha dinleyin... ''nasıl yükleniyoruz bu nasıl bir tempo'', ''ingilizlerin dünya futboluna sunduğu yıldızlardan biri (ryan gigs'den bahşediyor), 3 kişilik galatasaray presini görünce darmadağın oluyor, bravo hakan, tek kişi 5 kişilik manchester united defansını böyle zor durumda bırakıyor, presi icad eden ingilizler presin nasıl yapıldığını bir de galatasaraydan seyrediyorlar'' gibi gibi. yani ana fikir, bizim genlerimizde olan pres futbolu ve 90 dakika boyunca durmadan pres yapmak. keşke kendisi daha uzun süre kalabilseydi. iyi bir kaleciyle avrupa kupasını çok daha erken kaldırabilirdik. öyle bir futbol oynuyorduk çünkü...

    2007-2008 sezonu için de kendisiyle anlaştık. bir sezon öncesindeki felaket geçen bir sezon ve sulu derbi. yanlış hatırlamıyorsam ilk 5 hafta içerdeki tüm maçları seyircisiz oynayacaktık. çok yanlış hatırladığımı sanmıyorum çünkü bir sonraki gençlerbirliği maçını izlemeye gitmiştim. neyse... inanılmaz kısıtlı şartlarda geldi ve kadroyu sil baştan kurdu. lincoln ve linderoth takviyeli ve yine 92-93 sezonuna benzer bir şekilde yüreğiyle oynayan gençleri takıma entegre edip sezona başladı. disiplininden hiç taviz vermezdi. içerdeki beşiktaş maçı öncesinde takımın en önemli iki futbolcusu olan hakan ve lincoln'u kadro dışı bıraktı gözlerinin yaşına bakmadan, seyircisiz oynanan maçı 2-1 kazandık. antrenmanda fazla çalım atıyor diye hasan şaş'a düdük fırlatan bir adamdı. basın mensuplarına ayar üstüne ayar verirdi. kimseye eyvallahı yoktu. doğru bildiğini yaptı, çoğunlukla kazandı. genelde en büyük iki starından yoksun oynadığı sezon (lincoln ve linderoth) 11 türk ile takım şampiyonluk oldu. yine 11 türk ile fenerbahçe deplasmanına çıktı , o sezona kadar ezildiğimiz o deplasmanda inanılmaz işler yaptı. daha sonra kendisi ayrıldı ve cevat güler geldi ve galatasarayın genlerine işlenen winner karakteri yine devreye girdi ve son 6 haftayı tamamlayıp şampiyonluk oldu. nonda'nın kafası ile kazandığımız fenerbahçe maçında melih gümüşbıçak'ın söyledikleri halen aklımda: dakika 90 ama galatasaray halen ilk dakikalarda oynanıyormuş gibi pres yapıyor. arda turan'a savunma yapmayı öğreten, mehmet topal'ı parlatan bir adamdı. çok kısa süreler kalmasına rağmen gerçekten çok şey borçluyuz kendisine. kendisini çok severim. çok yaşasın, sağlıklı yaşasın.
  • 464
    karl heinz feldkamp, 1992 yazında yani 1992/93 sezonunun başında gelmişti galatasaray’a. tavsiye eden ve türkiye’ye gelmesi için ikna eden de j. derwall idi. (bu vesileyle derwall’i rahmetle anıyorum.)

    şimdi nerden geldi aklına feldkamp diye düşünenler olabilir. arzedeyim efendim;

    feldkamp’ı ilk kez ali sami yen’de yapılan açılışta tanıdım. resmi seremoninin ardından takıma tam sahada çift kale antreman yaptırmıştı. daha ilk antremanını izliyordum ama maç sırasında yaptırdıklarını ve futbolculardan istediklerini görünce kendisine hayran kalmıştım. daha çocuk yaşta olmama rağmen o sezon şampiyon olacağımıza o kadar inanmıştım ki zevkten dört köşeydim. (nitekim şampiyon olduk hem de bjk’nin tüm ayak oyunlarına rağmen. yani galatasaray’ın en şerefli şampiyonluklarından biridir) o sezon kalli’nin florya’daki hemen tüm antremanlarını canlı izledim diyebilirim.

    florya’daki ilk idmanda en çok boliç’e ve şimdi ismini hatırlayamadığım bosnalı başka bir futbolcuya bağırmıştı. halbuki boliç yönetim tarafından bosna savaşının ortasından çekip alınmış yıldız adayıydı. ben daha ilk antremanda o bosnalı’nın ve boliç’in bu takımda kalamayacağını anlamıştım. çünkü kalli’nin tek ilkesi vardı, o da pres, pres, presti. bosnalı futbolcu muhteşem paslar atıyordu ama koşmuyor pres yapmıyordu. boliç ise mükemmel goller atıyordu ama o da pres yapmıyor, rakip defansı rahatsız etmiyordu. nitekim o ismini hatırlayamadığım futbolcuyu bir hafta sonra gönderdi (transfer edilmemişti henüz) boliç’i ise dört ay sonra gaziantep’e postaladı.

    takıma alt yapıdan tam yedi futbolcu almıştı kalli. bazıları zaten çıkıyorlardı antremana ama as kadroya kalli tarafından dahil edilmişlerdi. tugay, hakan, arif, okan, bülent, mert, uğur tütüneker, mustafa kocabey tam bir canavara dönmüşlerdi. bunların içine defansa iki stoper (stumpf ve götz) ve santrafora gütshow’u almıştı. defansımız çok güçlüydü. yusuf altıntaş ve bülent korkmaz yedek beklerdi düşünün.

    kalli, o güne kadar türkiye’de hiçbir td’nin uygulamadığı bir sistem uyguluyordu. durarark top istemek yasaktı ve top rakipteyken herkes rakibine pres yapmak zorundaydı, top kapıldıktan sonra ise her futbolcudan sürekli deplase (yer değiştirme, boşa çıkma vs.) istiyordu. çok mükemmel goller atmasına rağmen boliç durarak top istiyordu bu nedenle de onu devre arasında gönderip yerine alman gütshow’u almıştı. koşan adam istiyordu kalli.

    bugünkü takım kalli’nin elinde olsaydı en az yedisini gönderirdi takımdan bundan eminim. belhanda, babel, ömer, seri hatta feghouli ve falcao’yu bile gönderirdi.

    söylemek istediğim şu;

    fatih hocam da 1996/2000 arası takımdan aynı şeyi istiyordu ve koşmayan, pres yapmayan tek oyuncusu hagi idi. onun da nedeni belliydi ve takımdaki herkes bunu kabul etmişti. herkes hagi için biraz daha fazla koşuyordu. çünkü hagi son noktayı koymak konusunda muhteşemdi.

    şimdiki takıma bakıyorum da orta sahamızda ömer bayram’ı oynatmak zorunda kalıyoruz. kanatlarımız yeterince çalışmadı ve santrafor mevkimiz hemen hiç pres yapmamıştı/yapamıyordu.

    hocam sana ne oldu? koşmayan futbolculara nasıl tahammül ediyorsun. ilk yarılarda sanki uyuyordu takım. (tabi bizde can sıkıntısından uyuyorduk) ikinci yarılarda biraz uyanır gibi oluyorduk ama çoğunlukla yeterli olmuyordu. hocam lütfen titre ve kendine gel. orta sahaya iki tane atom karınca getir. emre akbaba ve emre kılınç’ı koştur, ileride presi sık sık uygulat. altyapıdan gelen ve transfer edilen genç futbolcuların ikisini-üçünü ayuna al ve son yarım saatte tam saha pres yaptır. genç adamlar bırak koşsunlar patlamazlar.
  • 465
    galatasaray'a her gelişinde altyapıdan ilk 11'e oyuncu monte etmiş alman kurt. bugün teknik direktör olarak dönse hiç tereddüt etmeden sol beke süleyman luş'u, forvete ali yavuz kol'u koyacak, belhanda, babel ve diagne'yi antremandan kovacak, feghouli'nin kafasına düdük fırlatacak, arda'yı beşiktaş derbisi öncesi kadro dışı bırakacak teknik direktördür. zaten o yüzden adam kalli işte.
  • 466
    şu an kulüpte olsa ilk işi gamsız ve temposuz sağlıklı yaşam koşucularını kadro dışı bırakmak olurdu.
    bir beşiktaş derbisi öncesi takımın en önemli iki marka oyuncusu hakan şükür ve lincoln'ü kadro dışı bırakıp, maçı kazandırmış ve şampiyonluğu getirmiştir.
    onun zamanındaki disiplin ve tempoya hasret kaldık.
    kazma futbolcularla bile takım türkiye liginin hakkından geliyordu, çünkü sahada ne yaptığını bilen ve rakibi ısıran bir galatasaray vardı.
  • 467
    2008 de şampiyon olan takımın temellerini atmış, ancak o takımı şampiyon yapamamıştır. o takım feldkamp son 6-7 maç takımın başında olsa muhtemelen şampiyon olmayacaktı da.

    gelsin sınırsız yabancılı ligde almanya 3. liginden getirdiği barış ve serkan ayarında oyuncular oynatsın, derbiye sol kanatta hakan balta ve volkan yaman ayarında 2 beki arkalı önlü oynatsın ve kazansın, şampiyonluk alsın. kendisine biat ederim. o kadar net söylüyorum.
  • 470
    paralel evrende 1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçı'ndan sonra göreve getirilmiş olsaydı yapacağı ilk iş falcao, babel, feghouli'yi kadro dışı bırakmak olurdu.
    belhanda'ya da en fazla iki hafta fırsat verirdi.
    isimsiz, cv'si yok demeden belli bir atletizm seviyesine sahip gençleri, altyapı oyuncularını hiç korkmadan sahaya sürer
    ve galatasaray'a dinamik, kolektif bir oyun oynatırdı.
    iyi ki, galatasaray'a gelmiş zamanında da, bu örnekleri verebiliyoruz...
    sie sind ein meister kalli. wir lieben dich!
  • 471
    izlediğim galatasaray'lar içerisinde en iyi futbolu oynatan hocaydı. taşı sıkar suyundan verim alırdı yaşlı kurt. 2008 şampiyonluğunun son haftalarına sağlığı izin vermese de o kadar kısıtlı yeteneğe sahip bir kadroyu şampiyon yapabilecek başka bir hoca bence yok türkiye'de. fener'in önünü kesmek için 2006 kadar önemliydi 2008 şampiyonluğu. o kadar vasat bir kadroyla şampiyon olabilmek mucize. o gittikten sonra verim aldığı oyuncuların hepsi birer birer özüne döndü zaten. kalli başkaydı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın