resim
Izet Hajrović
Takım:-
Mevki:Sağ Kanat
Yaş:33
Boy:1.77
Uyruk:Bosna-Hersek
  • 260
    oyuncunun transferi öncesinde yazılmış 3 entry’ den 1’i bana ait, oyuncu ile ilgili çok fazla anım olduğundan dolayı girmiş olduğum entry çaylaklık dönemime dayanıyor. (bkz: #1338369)

    2012-2013 sezonun şubat-mart aylarında oynamış olduğu young boys, basel, lozan karşılaşmalarını yerinde izlemiş biri olarak kendisi hakkında birkaç kelam da ben etmek istiyorum.

    hayatımdan küçük bir kesit gibi olacak ama oyuncu hakkında çoğunluğunuzun fikir sahibi olmadığını varsayarsak merak ettikleriniz hakkında bir nebze fikir sahibi olmak adına yazdıklarıma bir parça katlanmak durumunda kalacaksınız. *

    2012 yılında çalışmış olduğum firma tarafından ingiltere’ de iç içe geçmiş yürütmekte olduğumuz iki projeyi takip etmek için görevlendirildim. haziran ayında siparişini verdiğim kombineyi babama hediye etmek zorunda kalıp temmuz ayında yollara düştüm. 1-2 haftalık şehir/insan adaptasyonundan sonra hayatımdaki çarkları yerine oturtabilmeyi başarabildim. çalışmış olduğum mühendislik firmasında günde 4-5 saat civarında zaman geçirdiğimden gün içerisinde epeyce boş vaktim olduğunu söyleyebilmek mümkündü, ilerleyen günlerde firmada çalışan personellerden biri sağ olsun beni bristol city futbol kulübünün bir yardım organizasyonuna davet etti.

    yabancı çevrelerde sosyalleşmek gibi bir problemim olmadığından gece boyunca bolca insanla tanışma fırsatım oldu. bunlara bir insanın kendine benzeyen, bu kadar ortak özelliğe sahip biri karşısına çıkabilir mi diyebileceğim insan da dahil. orta yaş sınıfının içine ufaktan dahil oluyorum; insan bazen aşk arıyor, bazen ortaya karışık duygu ve ihtiyaçlar. o güne dek tanışmış olduğum insanlar içinde bu kadar çok ortak payda altında buluşabildiğim başka bir insan olmadığından, gözüme kestirdiğim mevcut ‘bayan’ hedefi günlük telefon görüşmeleriyle sıkıştırmanın ardından yemeğe davet edebildim.

    hedefimiz zürih’ in bir köyünden ingiltere’ ye gelen, bunu derken utanıyorum ama benden çok daha büyük bir futbol fanatiği ve isviçre’de yaşadığı dönemde deplasman deplasman dolaşan bir grasshopper taraftarıydı. ilk yemekten sonraki zaman diliminde haftasonları publarda izlenen öğlen seansı isviçre ligi maçları ve akşamları galatasaray maçlarıyla çok daha fazla zaman geçirme fırsatı bulabildik, neticesinde ilişkinin adını ‘birliktelik’ olarak koymayı başarabildik.
    yaklaşık 4 ay boyunca lig, kupa grasshopper takımının tüm maçlarını sektirmeden televizyondan izleme fırsatım oldu. sevdiceğimin en sevdiği oyuncu, takımın en önemli oyuncusu olan izet hajrovic olduğundan bu oyuncu yüzünden kafam bolca şişirildi.

    2013 yılının başında kız arkadaşım isviçre’ ye döndü, şubat ayının ortasında peşinden gittim. müstakbel oyuncumuzun hem içeride, hem dışarıda 3 tane karşılaşmasını izleme fırsatı buldum. hajrovic’ in forması hediye edildi, vazgeçilmezim oldu. (u: ola ki istanbul’ da bir halı sahada formasını görürseniz kuvvetle muhtemel benimdir.)

    oyuncu hakkında değinebileceğim birkaç nokta var; sağ kanatta oynayıp sadece sol ayağını kullandığına aldanmayın sağ ayağını da oldukça efektif kullanabilmekte, sprint yönü kuvvetli fakat yine de bruma gibi hızıyla adam geçmesini beklemeyin. formunun gelip geçici olduğu hakkında aklınızda soru işaretleri var ise 2 sezondur düzenli olarak benzer performansları sergiliyor.

    grasshopper, isviçre liginde birkaç senedir tepeye oynamasına rağmen çok skorer bir ekip değil.* bunun nedeni oyun akışının durağanlığı ve forvetlerinin vasatlığı. 12-13 sezonunda takım halinde 48 gol atarlarken(hajrovic’in istatistikleri 8 gol 7 asist), bu sezon ise attıkları 26 golde hajrovic’ in payı yine geçtiğimiz yıl olduğu gibi yine baskın.(6 gol 4 asist)

    asıl pozisyonu orta sahanın sağı gibi gözükse dahi maç içlerinde takım çok üretken olamadığından orta sahanın önünde veya merkez forvet olarak kullanıldığı maçlarda bulunmakta.

    fizik olarak mücadeleye yatkın olmakla beraber negatif olarak savunmaya çok yardım eden bir oyuncu olduğunu söylemek güç fakat bunu da geliştirebileceğine inanıyorum.

    2013-2014 sezonu öncesi hem atletico madrid hem de juventus oyuncuyu almak için çaba sarf ettiler. haberlerini ve röportajlarını geçtiğimiz günlerde sözlüğe de kopyaladığımız blick 3.5 milyon euroluk bir teklifin juventus tarafından kulübe iletildiğini söyledi fakat transfer bir türlü gerçekleşemedi. devre arasında transferi gerçekleşmese dahi yaz döneminde sözleşmesinin bitimine 1 yıl kalmasına rağmen 4 milyon euro civarında bedelle ingiliz orta halli takımlarından birine veya italya'nın başı çeken takımlarından birine transferini beklemekteydim.

    ligimizde ne yazık ki yabancı sınırı problemi olduğu ortada ve oyuncunun türk vatandaşlığı alıp alamayacağı şimdilik meçhul olarak gözükmekte. buna rağmen oyuncu 2014 dünya kupasında spahic-dzeko-salihovic kaptanlığında turnuvada yer alacak bosna hersek futbol milli takımının kadrosunda yer alan en yetenekli, parlaması mümkün oyunculardan biri olacaktır. turnuvaya ilk defa katılsalar bile iran ve nijerya ile mücadele edeceklerini hatırlatıp, üst tur şansları olduklarına da ayrıca vurgu yapmak gerek. bu tip bir oyuncu ile uzun süreli sözleşme yapabilmek kesinlikle bir vizyon transferidir ve kulübün parlama ihtimali olan genç oyuncular tarafından tercih edildiğini göstermektedir.

    kendimce özel bir oyuncuyu kulübüm transfer etti, transfer süreci boyunca yüzümde garip bir gülümseme vücudumda ise oldukça garip hisler vardı. buraya birşeyler yazmak yerine sonunda neler yaşadığımı sizlerle paylaşmak istedim. birkaç ay önce ayrılmak durumunda kaldığım sevdiğim insanla bir süredir konuşamıyorduk ki beklediğim üzere birkaç saat önce içtenlikle öyle bir küfür yedim ki bu iş herhalde oldu dedim. büyük oyuncu olur veya olamaz ama zamanında bu adama sadece 4-5 milyon euro’ ya almışlar dediğimiz kulüplerin yapmış oldukları cinsten bir transferi noktalamış durumdayız, izet’ e ve tüm camiamıza hayırlı olsun. (u: olur da bir arkadaş benim için oldukça özel olan bu oyuncu ile ilerleyen günlerde tarafıma kısa bir tanışma fırsatı yaratabilirse bundan da büyük mutluluk duyarım.)
  • 16
    granit xhaka, valon behrami, gökhan inler, seydou doumbia gibi oyuncuların sivrildiği isviçre ligi'nde sivrilmiş futbolcudur. gerçi ptt 1. ligin çıkardığı mehmet batdal, yaser yıldız gibi futbolcuların yanında esamesi okunmaz tabi bunların ama yine de örnek vereyim dedim.*

    sayesinde, bayern münih gibi bir takımda henüz 22 yaşındayken 17 maçta toplam 790 dakika görev alan ve arjen robben gibi, franck ribery gibi futbolcuları yedekleyen xherdan shaqiri'nin de yetersiz bir futbolcu olduğunu öğrendik. bu ülkede daha çok ahmet çakarlar, sinan enginler yetişir altyapı sağlam. :)

    (bkz: adam olsa bayernde oynardı)*
  • 605
    mahmut football manager isimli oyunda 2013-2014 ara transfer güncellemelerini yapmıştır. yeni takviyelerle, eskisinden daha da heyecanlı bir biçimde oyunun başına kurulmuş, günler boyu uzun saatler oturduğu yerden kalkmadığı için kıçında kıl dönmesine sebep olmasına rağmen şevkle bu oyunu oynamaktadır. derken o da ne! mesaj kutusuna bir yeni mesaj düşmüştür. yardımcı antrenörü jose mourinho; ne sandınız, elbette mahmut'un yardımcısı mourinho'dur; izet hayrovic'in idmandan kaçtığı bilgisini mahmut'a ulaştırır. ayrıca izet; aşırı antreman yükünden dolayı da mutsuzdur. forma şansı bulamadığı için biraz da kırgın ve moralsiz olan izet ile ilgili kararını vermiştir mahmut artık. izet; şeksiz şüphesiz, apaçık biçimde çalışkan olmayan bir oyuncudur. uzun gözlemlere ve ampirik yöntemlere dayanılarak yapılan bu çıkarımı kabul etmeyecek olanlar lütfen bu sitede yazmasınlar.

    bilime, tecrübeye ve mahmut'a biraz saygınız olsun!
  • 245
    yabancı statüsünde de oynasa faydalı olacağını düşünüyorum. bence bu adam çıkıp her maç oynasın diye alınmadı. hücum opsiyonlarımızı çoğaltmak ve kadroyu genişletmek adına alındı. bu yüzden yönetimi ve mancini'yi eleştirmeye gerek yok.

    sneijder 2007-2008 sezonundan sonra bir sezonda en çok 26 lig maçına çıkabilmiş. drogba hem yaştan hem de doymuşluktan ötürü bazı lig maçlarında çok formsuz oluyor, arada dinlendirilmesi gerekiyor. bruma'yı hariç tutarsak kanat oyuncularımızın hiçbirinde iş yok. bu da bizim elimizi çok daraltıyor. 3 kupada mücadele eden bir takımın hücum rotasyonu biraz daha geniş olmalı.

    çok uç bir örnek olacak ama bayern münih'i bayern münih yapan hücum hattına bakalım. kroos, müller ve götze gibi 3 joker oyuncusu var. kanat hücumcuları; ribery, robben ve shaqiri. forvette mandzukic var ki seneye yanına lewandowski de gelecek. adamlara ne sakatlık koyuyor ne de maç programının yoğunluğu... üstelik her rakibe ayrı hücum taktiği geliştirebiliyorlar. bu 8 futbolcunun hepsinin aynı anda ilk 11 çıkmasının imkanı yok ama kimse çıkıp da "madem sürekli oynamayacaklar, neden alındılar?" demiyor çünkü büyük takım böyle olunur. bizse sneijder sakatlanınca "aha şimdi siki tuttuk, acaba nasıl hücum edeceğiz?" demeye başlıyoruz. 36 yaşındaki drogba'dan senede 50 maç tam verimle oynamasını bekliyoruz. çünkü bir b planımız yok, gönül rahatlığıyla "sneijder yoksa şu taktikle çıkarız, onun yerine de şu oynar." diyemiyoruz.

    amacımız sadece ligde şampiyonluk veya ikincilikse haklısınız; aynı 6 yabancı sürekli oynasın, sakatlık veya ceza olmadığı sürece ilk 11 hiç değişmesin. fakat her sene 3 kupaya oynayan bir galatasaray istiyorsak 10 yabancısı da ilk 11'e girebilecek, farklı hücum ve savunma taktikleri oluşturabilecek, yerlisiyle yabancısıyla derin kadrolu bir galatasaray futbol takımı inşa etmeliyiz. bu konuda hajrovic iyi bir adım. bilmem yanlış mı düşünüyorum?
  • 1278
    bu adama ne methiyeler yapılmıştı. messi'ye falan benzetilerekten göklere falan çıkarılmıştı.

    hayatta yanılmalar falan olur. herkesin başına gelebilir. yalnız bu adama o denli abartılı iltifatları eden insanları tespit etmek lazım. belki de bu tip arsızlar hâlâ utanmadan abartılı yorumlarına, manipülasyonlarına devam ediyorlardır.
  • 130
    bir tek galatasaray sözlük yazarı yabancı kontenjanı düşünülüyormuş gibi davranılan, hakkında konuşulan futbolcu. ilk temas 26 aralıkta yapıldı futbolcuyla. ardından direkt federasyon yetkililerine evraklar gönderildi. statü için federasyondan haber beklendi. ve bitti. edin dzeko'nun da ailesinin zamanında türkiyede yaşadığı bilgisine ulaşıldı misal :) ek bilgi olarak, kendisi 200bin isviçre frankına oynuyordu grashoppersda.

    yani bunların hepsi kap bildirimi açıklanmadan yapıldı. bir tek siz akıllı değilsiniz a dostlar. herkes her şeyi artık her aşamada bir çok planla düşünüyor. kendisinin isviçreden bu denli kısa sürede ve kolay işlemlerle alınması tesadüf değil. bazı arkadaşların beğenmediği ünal aysal'ın bağlantıları sayesinde bonservis bedeli üzerinde net anlaşma yapılmıştır. her şey galatasaray'ın lehinedir.
    kendisi küçükken türk mahallesinde büyümüş, sokakta top oynamışlığı vardır. o dönem rivayetidir ki galatasaray formasına aşina olduğu. öneren scoutun da almanyada yaşayan türk arkadaşı olduğunu söylemek gerek.

    daha önce başlıkta yazmıştım kendisinin özelliklerini;

    dribling 5/10
    hız 6/10
    şut 8/10
    defans 3/10
    top kapma 4/10
    duran top 7/10
    yetenek 6/10
    pas 8/10
    güç 8/10
    takım oyunu 9/10
    taktik bilgisi 9/10
    pozisyon bilgisi 7/10
    konsantrasyon 7/10
    taraftarla ilişkisi 5/10

    son olarak özel hayatı düzgün bir arkadaşımız. bir sevdiceği var sırp. 2 senedir beraberler. futbolu çok seviyor. antremandan sonra tek eğlencesi play station. eğer farklı sebepler olmazsa galatasaray iyi bir futbolcu kazandı demektir. potansiyeli şu an tam yansıtamayan, yedekten oyuna girdiğinde heyecan duyabileceğimiz birisi.

    edit: türk statüsü dememe, futbolcunun bile böyle olacağına dair bilgi alıp imza atmasına rağmen tff ya takılmıştır bu işlem. yanıltma yapmışım gibi düşünen arkadaşlardan özür diliyorum.
  • 963
    şubat 2013'de edin dzeko twitter'da isviçre milli futbol takımının yunanistan ile yapacağı dostluk maçı aday kadrosuna çağırılan ve isviçre'yi bosna hersek'e tercih eden izet hajrovic ve haris seferovic hakkında ağır laflar etmişti. ''umarım bir ömür boyu ülke'mizden uzak kalırsınız'' anlamında yazılar yamıştı.

    haris seferovic bu yazıları cevapsız bırakırken bizim küçük enişte ''zlatan ibrahimovic bosna'yı seçseydi, dzeko o milli takıma çağırılmazdı bile'' diye cevap verdi.

    o dönem isviçre milli takımına xherdan shaqiri'nin sakatlığından dolayı çağırılan bazukacı, arka arkaya yunanistan ve tunus ile oynanan hazırlık maçlarında sadece 7 dakika süre almasından dolayı apar topar isviçre teknik direktörü ottmar hitzfeld ile görüşüp bosna milli takımında oynamak istediğini bildirmiş ve ayrılmıştır.

    aradan sadece bir sene geçti ve hajvoric aynı oyunu yine oynuyor. çocuk vizyonsuz, akılsız, saf ama yine de çok cesaretli. gidişi bizim için ne sportif yönden ne de kişiliği ile asla bir kayıp değildir, aksine yabancı kontenjanımız boşalmıştır. ama 4.5 milyon euro verdiğimiz adam bedavaya gidecek olursa, işte bu affedilmez olur. sadece maddi yönden değil, 2 senedir avrupa'nın vitrininde adımızı hatırlatmışken böyle bir olay'da ismimizin geçmesi bizi çok geriye atar.
    inşallah bir şekilde haklı çıkarız.

    ayrıca kendisi hakkında şöyle bir anım daha var.
    nisan 2014'te bosna'ya gittim. saraybosna başçarşı'da dolaşırken oğlum için bosna forması aradım harıl harıl. çocuk daha 1 yaşında olduğu için, pek kolay olmadı birşeyler bulmak. her yer dzeko formalarıyla donatılmış. herneyse artık bıktım ve bir dükkan'a sordum, ''hajrovic'in forması yokmu?'' diye. adam bana hemen ''dzeko daha iyi, onunkini al, napacaksın hajrovici?'' dedi. ben de ''hajrovic daha iyi, çünki o galatasaray'da oynuyor'' dedim ve ayrıldım.
    gezdim, gezdim - forma bulamadım ve alamadım.

    şimdi diyorumki, her işte vardır bir hayır. iyiki alamamışız ya la... :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın