resim
Igor Tudor
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:46
Uyruk:Hırvatistan
  • 652
    bir yerde okumuştum. hafta içi antremanlarında 2 günü sadece kondisyon yüklemesine ayıracakmış. bu uygulamayı karabükspor'dayken de yapıyormuş. buraya gelip 'bu takımın kondisyonu iyi değil' diye bir düşünceye girilerek yeni yapılan bir uygulama değil yani. ayrıca 2 günlük bir uygulamayla sakatlık riskinin olacağını düşünmüyorum.

    edit: düzeltme
  • 653
    negatif bakış açısına sahibim tudor hakkında. bunun aslında pek hocayla alakası yok. tıpkı ondan önceki mancini, prandelli, riekerink örneklerinde olduğu gibi.

    yaptırdığı idmanlar, kullandığı teknikler falan hepsi zaten üst düzeydir, bundan şüphem yok. conte'nin yanına bir şeyler kapmaya gitmiş, juventus'ta senelerce top koşturmuş adamın boş birisi olması beklenemez zaten. fakat istediği kadar koşu, kondisyon, stamina falan depolatsın, sahaya çıktığında kıçını kaldırmaya tenezzül etmeyen at arabaları olduğu sürece bunlar pek bir işe yaramaz. bunun nedeni oyuncuların kapasitelerinin düşük olması değil. yani yalnızca bu değil, bunun dışında da sebepler var. elbette fizik olarak çok diri bir takım değiliz, ama bunun antrenman bazlı değil, galatasaray futbolcularının anatomik yapısı sebebiyle olduğuna inanıyorum. selçuk, sabri, semih, sneijder, de jong, josue, tolga, yasin, garry bilmem ne hiçbiri öyle 11-12 km'yi "düzenli" olarak kaldıracak kapasitede değil. sezonda 6-7 maçta bunu geçtiklerini görebiliriz, ama demin de söylediğim üzere, bunu düzenli olarak yapamazlar. yani sezon ortalamaları bu rakamları bulmaz. de jong yaşı, tolga da sakatlığa müsait olmasından dolayı, diğer oyuncuların da fiziken daha çıtkırıldım olmalarından dolayı bu böyle. takıma bakıldığında omzu koydu mu rakibi sarsacak, 90 dakika boyunca -hadi 90 olmasın, 75 dakika- boyunca diri kalabilen 3-5 tane oyuncu anca var. kim onlar; podolski, carole, bruma, linnes, eren gibi oyuncular. şu an sakat olsa da, aslında serdar'ı da dahil edebiliriz bu gruba. tabi diğer kalanların şu andaki fizik kapasitesi ne durumda meçhul.

    bu yüzden özellikle ve özellikle bek ve orta saha oyuncularının güçlü ve kondisyon kapasitesi yüksek oyunculardan oluşması gerekiyor. bunu daha detaylı açmaya gerek yok; yüzyıllardır söylenen, bundan önceki milyar tane entrye bakıldığı zaman ne olduğu besbelli zaten. hiç sevmediğim bir tabir olan adam yiyen orta saha, omzu koydu mu rakibi sümük gibi yere yapıştıran defans, at gibi koşturan bek oyuncuları olmadığı sürece zannediyorum asla hayallerdeki galatasaray'ı göremeyeceğiz. fatih terim'in başarılı olduğu sezonlara bakın, hep orta saha ve bekler deli dana gibi koşturan, fiziği ve kondisyonu rakibine göre en az bir tık bile olsa üstün adamlardı. elmander, felipe melo, engin'inden tut hakan, okan, suat, tugay'ına; eboue, riera'sından tut fatih, küçük hakan, ergün, ümit'ine kadar. tabi yalnızca fizik değil, teknik kapasiteleri ve pozisyon bilgisi de oldukça yüksekti bu adamların. forvet dışındaki oyuncuların çoğu da gol ve asist sayısı olarak çift haneli sayılara ulaşmıştı. 2011-2012 sezonuna bakın mesela, takımın en skoreri ve gole katkı yapanı selçuktu, ondan sonra felipe melo ve elmander geliyordu. kaldı ki o sezon o kadar dengeli bir skor dağılımı olmuştu ki, bütün yabancılar, hatta neredeyse tüm takım bütün sezon skora en az birer ikişer gol katkı sağlamıştı, fernando muslera da dahil.*

    yani interval koşularmış, gegenpressing'miş, bunlar bizim kağnılara pek sökmez. sene sonuna önce bu çaptan düşenleri sepetleyip, orta sahaya en az iki, defansa da sağlam dönecek bir serdar aziz'in yanına güçlü bir stoper dikmediği sürece değişen pek bir şey olmayacaktır. tabi hal böyle olursa tudor'un da kıçına tenekeyi bağlarız.

    tabi bütün bunların dışında bir sol bek semih fantezisi yaptı ki, inanın onun sebebini çok merak ediyorum. mancini'nin yaptığı drogba dışarı ceyhun içeri olayıyla da kapışır bence.
  • 654
    ben kendisine ısındım. gelmeden önce ne söylüyorduk "bu sene şampiyonluk mucize, 2.lik başarı, 3.lük normal sonuç"

    şimdi adam bu takımla kamp yapmamış, bir tane istediği oyuncuyu bile aldırabileceği dönemde gelmemiş. ligin ortasında bir deplasman maçına çıkmaya 3 gün kala gelmiş. onda bile takım olumlu görüntü vermiş ve hiç gol yemediğimiz frikik vuruşundaki gol olmasa yüksek ihtimalle gol yemeden maçı da kazanıp, 3 puanla başlayacaktı.*

    şimdi önünde bu maçtan 8 gün sonra çıkacağı 27 şubat 2017 galatasaray beşiktaş maçı var.

    takımın kondiyonunu uçarması mucize ama koşmayana, mücadele etmeyene formayı vermeyeceğini herkese gösterdi. bu mesaj bile silik bir görüntü çizen takımın daha çok mücadele etmesini sağladı/sağlayacak.

    kendisine seneye 1 adam yiyen orta saha, en az bir tane ayağı düzgün kule stoper, 1 tane iyi bek, 1 de iyi forvet alınırsa, iyi bir kamp dönemiyle lige damga vurabileceği görüşündeyim.

    bu adamı bu kulübe taraftar getirmiştir. yoksa bunlar raşit çetiner gibi isimleri getireceklerdi. lütfen kendi seçiminize sahip çıkın. keşke daha inandığımız bir yönetimle gelseydi ama bir şekilde geldi ve eğer ümit verir, bir şeyleri değiştirirse, başkan değişse bile hocayla devam edilebilir.

    geleceği parlak ve karizmatik bir isim. hırsıyla da galatasaray'a yakışıyor. dilerim başarılı olur...
  • 655
    takıma kondisyon yüklediği için eleştirilen teknik direktör.
    neymiş bizim kağnılara sökmezmiş. kaldıramazlarmış. af edersiniz de, ne sike para veriyoruz bu futbolculara? amına koyim pas oyununu da yapamıyorlar zaten? bu adam ne napsın arkadaş? bu yaştan sonra adamlara altyapı eğitimi mi versin ? tek pas mı öğretsin? pas oyunu mu öğretsin sezonun ortasında? bu ligde her zaman diri takımlar iş yapıyor arkadaşlar. ne olursa olsun, koşan takımlar iş yapıyor.
  • 656
    gördüğüm kadarıyla sözlüğümüzde ve taraftar arasında daha ilk maçında hatta floryaya inmeden "başarısız olacak" diyen arkadaşların azımsanmayacak derecede olduğu teknik direktör. öyle bir hava var ki beşiktaş maçındaki olası bir kayıpta "ben demiştim" diye kendisini asmak için pusuda bekliyoruz sanki.

    arkadaş bu seferlik destek olmayı denesek diyorum nasıl olur ?

    mustafa denizli gibi bir dinozor geldiğinde burada hakkında ne güzellemeler yapıyordu adam berbat kimliksiz bir futbol, donk gibi budaklı bir kazık, bonusu olarakta tazminatı ile beraber çekti gitti.

    tudor, kondisyon olarak bitik sezon başında kadro yapılanması yapılmamış özbek kardeşlerin elinde oyuncak olmuş rezalet bir takım aldı. sorun "bruma'yı niye oynatmadı, martin linnes'i neden çıkarttı, tolga ciğerci orda oynar mıydı" dan çok farklı. ayrıca zamanında abdullah avcı, fatih terim'in dahi sezon ortasında gelmem deyip olası başarısızlıktan kaçtığı bir ortamda bu adam başarı için geldi.

    avrupa futbolunun genç, dinamik, yeniliğe açık teknik adamlara yöneldiği bilinen bir gerçek. tudor' da juventus'un oldukça başarılı teknik adamlar çıkarttığı bir jenerasyondan geldi ve juventus'ta iken dünyanın en iyi teknik adamları ile çalıştı. kendisine biraz daha sabırlı olmayı, iki üç maçta asmamayı denesek nasıl olur ? zaten türk spor medyasında yeteri kadar akbaba pusuda bekliyor.

    kondisyon idmanı yaptı diye bile eleştiriyoruz yahu el insaf..
  • 657
    galatasaray'da başarılı olup olamayacağından ziyade, genel olarak başarılı bir kariyere sahip olacağını düşündüğüm, potansiyelli teknik direktör.

    burada başarılı olma kriterleri çok farklı bence, ne sabır var ne saygı. elimizdeki futbolcu topluluğuna bakınca da insanın pek diyecek bir şeyi kalmıyor. zaten türkiye'deki yönetici profilleri, spor basını hatta sporun gayet de içinde olan siyaset gibi etkenler ile birlikte, ben bir teknik direktörü sadece teknik-taktik özellikleri ile tartıp başarılı olup olamayacağını kestiremiyorum.

    basına kulaklarını tıkayabilecek, yönetime de ağırlığını hissettirebilecek bir karakter gibi geldi bana. en azından bu hissiyat bana biraz güven verdi diyebilirim. bu sezon ne olursa olsun, önümüzdeki sezon da kendisini izlemek isterim.
  • 659
    bir senedir riekerink'e mahallenin seker dedesi muamelesi yapip florya'yi ciftlige ceviren oyunculara, adeta tabur siken tabur komutani muamelesi yaparak gönulleri almistir. ez hocam ez! basarili olamasan da bu ruhsuzlar surusunu asker gibi calistirip, yattiklari yerden milyonlari cukkalamalarina izin vermesen de yeter.

    bir mac boyunca 102 kilometre mesafe kaydedip mac kaybetmektense 122 km kosturup mac kaybetmek daha yegdir.
  • 660
    http://galatasaray.org/...2017-pazartesi/34898

    interval koşu yaptırıyorsa iki sebebi var; bu takım cidden kondisyon eksiği var ya da tudor bu takımın nefes ve güç durumunu yukarı çekmek istiyor.
    isterse maçtan bir gün önce yapılsın takımı sarsacağını zannetmiyorum.

    benim cardio antrenmanım bir parçası.

    misal ben; koşu bandında 5 dakika 11 hızla koşup, ondan sonra 3 dakika boyunca 5.5 hız ile jogging yapıyorum.
    bunu üç kere tekrarlıyorum. sonrasında 5 dakika yüksek hızla jogging yapıp antrenmanı bitiriyorum.
    zaten antrenman bittiği zaman gözlerimin altı mosmor oluyor.
    bildiğim kadarıyla inanılmaz bir tempo dışında nabız düşürüp artırmak gibi inanılmaz bir ter antrenmanı oluyor.
    tabi üzerine cross ve bisiklet'de çeviriyoruz.

    tudor reis gör beni, benim yaşım sabri ile aynı ama nefesini alırım.
  • 664
    27 şubat 2017 galatasaray beşiktaş maçı'nda oynanacak oyun, alınacak skor ve maç sırasında takım üzerindeki hakimiyeti galatasaray kariyerinin geleceğini belirleyecektir diye düşünmekteyim.

    keşke karabükspor ile anlaşıp alsaydık kendisini, yuva yıkanın yuvası olmaz. nedense bana galatasaray serüveni pek uzun sürmeyecek gibi geliyor ama inşallah yanılırım. bunu bütün kalbimle söylüyorum.
  • 667
    daha çok yeni ve takıma dokunuşları harikaydı igor tudor'un rize maçında. ilk yarı hızlı top çevirme ve rakibe pozisyon vermeme açısından büyük ümit verdi. üstelik hava toplarında da gayet başarılı bir savunmamız vardı.

    rize maçının ikinci yarısında oyundan selçuk inan'ı alması gerekirken josue'yi alarak bir hata yaptı. ikinci hatası ise sabir yerine linnes'i almasıydı. sabri ile son onbeş dakikaya girmek rakibe büyük avantaj sağlıyor. çünlü adrenalinin tavan yaptığı bu bölümde rakipler sabri'yi tamamen serbest bırakıp (çünkü ortalarının isabetsiz olacağı kesin) diğer futbolcuları marke ediyor. bu da bizi mahvediyor.

    tabi isabetli oyuncu değişikliği ve ideal onbiri hemen ilk haftadan yakalaması çok zor. bundan sonraki haftalarda takımı değiştireceğini düşünüyorum. umarım çok koşan bir takım yaratır. çünkü zaten teknik ve yetenekli olan takımımız yeterince koşarsa harikalar yaratacaktır.
  • 669
    doğru işleri, doğru şekilde yaparsa destek alır. aksi durumda yoluna gider. bunu sonuçlardan bağımsız olarak söylesem de galatasaray gibi bir kulüpte en fazla 1 sezon başarısızlık hoş görülebilir. diğer sezonun yarısında aynı şekilde devam ediyorsanız, kovulursunuz. kendisinden hiç haz etmesem de fatih terim bile ikinci gelişinde ancak bir 1,5 sezon dayanabildi.

    kendisine dair herhangi bir ümidim yok. bunu daha önce de yazdım. ama kendisiyle ilgili tek temennim çok başarılı olması ve en az 5 sezon (ki bu derece başarılı olursa daha fazla kalmaz, en azından italya'ya gider) başımızda kalması.

    bu sezon eğer ki yeniçerilere gerektiği gibi davranır ve sezon sonunda onları yollarsa benim için görevini yapmış sayılacak. fazlası ise kaymağı olur.
  • 671
    biliç ile kıyaslanması en az prandelli ile mancininin bir tutulması kadar saçma olan hocamız. çünkü her ne kadar kendisinin elinde yeterli malzeme varsa başarılı olacağından emin olsam da biliç hırvatistan milli takımının başındayken kendisi büyük ihtimalle teknik direktörlük eğitimi/stajı falan görmekteydi. hatta biraz daha geriye gidilirse biliçin kendisinin hocası olabilmesi bile teknik olarak mümkündür muhtemelen.

    kariyer olarak değil de ekolleri ve oynatmaya çalıştıkları futbola bakarsak da bazı benzerlikler gözlenebilir aralarında. biliç; beşiktaşa göze hitap eden bir oyun oynatmaya çalışmasının yanında bazen korkakça olarak nitelendirilerebilecek hamleleri sıkça yapan bir hocaydı. igor'un rize deplasmanının ikinci yarısında takımı tamamen geriye yaslaması ve oyunu rizeye bırakması biliçin beşiktaşını anımsatan bir davranıştı.

    oynatmaya çalıştıkları futbolu bir kenara bırakıp sizi sonuca, zafere götürecek olan skorlar üzerinden bakalım bir de olaya. igor tudor gerek karabükspor gerek de kariyerinin önceki dönemlerinde, bu skorları almak ve takımını sonuca götürmekte sıkıntıları olan bir teknik adam görüntüsü çizmekte. biliç'in beşiktaşına ne kadar benzer değil mi ? nitekim tudor'u galatasarayın başına geçiren de futbol felsefesi ve otoriter imajıydı. bir de biliçin ligin elit takımlarına kök söktüren ilk sene west hamını unutmayalım. eminim bu da igor tudor-karabük hakkında bir şeyler yanmasını sağlamıştır kafanızda.

    tabi hepsi bir yana umalım de hem kendi hem de takımımızın sonu benzemesin. çünkü bu camia oynadığı futbolla taktir görüp ligi 3 bitirmekle tatmin olacak bir camia değildir. yani son baktığımızda öyleydi. umalım de genlerimizle, dna dizilimlerimizle oynanmamış olsun bu basiretsiz yönetimimizin dönemi boyunca.
  • 673
    uzun zamandır fırsat bulup yazmak istiyordum, bugüne kısmetmiş. peşinen belirtmek isterim ki hocanın gelmesine sevindim, bu sene ligi nerede bitirirse bitirsin önümüzdeki yıl sene başı yüklemesini yaptığı takımı izlemeyi çok arzu ediyorum.

    hocanın hakkında yazmak istediğim husus ise tudor'un galatasaray'a geliş biçimi üzerinden galatasaray'a vurmaya çalışan kalemşörlerin "etik" tartışması ile ilgili. yaklaşık 7 yıldır mesleğini ifa etmeye çalışan bir avukat olarak söylemek isterim ki ( kalemşörlerin de aksini iddia edemedikleri üzere ) yapılan işlem tamamen hukuka uygundur. iki tarafın yaptıkları sözleşmeye her iki taraf da kendini garantiye almak gayesi ile sözleşme fesih bedeli yazmışlar ve taraflardan birisi sözleşmenin ilgili maddesini uygulamıştır. bu noktada garip olan "tudor başarısız olsa idi 10. hafta tudor'u rahat rahat kovabilmek" gayesi ile ilgili maddeyi sözleşmeye eklemiş olan kulüp başkanı, ilgili maddenin sözleşmenin diğer tarafı tarafından uygulanmasını garipsemiştir. sene içinde antrenör değişikliklerinde rekor kırılmakta olan memleketimde, kulüplerin antrenörlerin sözleşme fesih bedellerini ödemesi ile sözlesmeyi fesih etmesi ( antrenörleri kovması ) gayet sıradan olarak algılanmakta iken, antrenörün sözleşme fesih bedelini ödemesi ve istifa etmesi memlekette dert olmuştur. halbuki bu durum futbol sektöründe dünyada her yıl yüzlerce oyuncu - antrenör bakımından mevzubahis olmaktadır. herhangi bir futbolcu ile anlaşmanız ve sözleşme fesih bedelini ( biz buna bonservis demeyi de seviyoruz, ancak sözleşmede azami bedel belirlenmiş ise bu bedelin ödenmesi ile sözleşmenin diğer tarafına herhangi bir söz hakkı tanınmaması usulü yaygınlaşmıştır ) ödemeniz halinde ( örneğin sneijder'in avrupa'dan herhangi bir kulübe transferi için yalnızca 7.5 milyon euro ve sneijder'in rızasının yeterli olması gibi muhtemel ya da pogba'nın sözleşme fesih bedelinin ödenmesi ile juve'nin onayına gerek kalmaksızın manu'ya geçebilmesi gibi ) futbolcuyu kulübünüze kazandırabilmektesiniz. ülkemizde de bu tip oyuncu alımları cok fazla oldu. ( burak yılmaz galatasaray, şener özbayraklı - fenerbahçe vb. ) bu durumda kulüplerin onayının aranmaması güzide medyamızda katiyet ile tudor'un takımımıza gelişi kadar tartışma konusu, etik tartışmasına meze yapılmamıştır.

    ( yapılması gereken kanaatimce etik tartışmasından cok "garip" tartışmasıdır. zira anadolu takımından bir antrenörün sezon ortasında büyük takımlardan birinin başına geçmesi ender görülen bur hadise oldugundan yalnızca gariptir.)

    kulüplerin 3-5 antrenör ile bir yılı geçirmelerinin etik olup olmadığının tartışılmadığı medyamızda, konu galatasaray olduğunda ( galatasarayın başındaki basiretsiz yönetimin basiretsizliğini fırsat bilerek ) "etik" tartışmaları ile çiçeği burnunda antrenörü yipratmalari yalnizca iki yüzlülüktür.

    edit: imla.
  • 674
    27 şubat 2017 galatasaray beşiktaş maçı da dahil olmak üzere eren ile başlayacağı ya da eren'in oyuna sonradan dahil olacağı maçlarda, bruma'yı sağ yasin'i sol kanatta oynatması gerektiğini düşündüğüm teknik direktörümüz. garry rodrigues'de yasinle aynı şekilde, hatta eren ile başlanan maçlarda yasin yerine rodrigues olsa daha yararlı olabilir. çünkü bu adamları ters kanatlarda oynattığımızda içeri yöneliyorlar o yüzden eren'i istediğimiz şekilde kullanamıyoruz. ancak kullandıkları ayaklarıyla aynı kanatta oynatınca daha çok orta yapabiliyorlar.

    tabi bunun oyunculara da bu şekilde anlatılıp çalışılması gerekiyor.
  • 675
    27 şubat 2017 galatasaray beşiktaş maçında çıktığı ilk derbide galibiyet alarak hem takımı hem de kendisini havaya sokmasını istediğim, dilediğim hocamız.

    yalnız bu maçı karabük'te kazandığın gibi kazanamazsın hocam. galatasaray arena'da derbilerde taraftarla birlikte baskılı başlar ve ilk yarım saatte golü bulur. dilerim o anlayışla başlar ve koparan, ısıran bir takımla koşan, basan oyuncularla özlenen galatasaray'dan kupleler sunarsın.

    top hep bizde olmalı, biz savunma yapamıyoruz, bizim genlerimizde "en iyi savunma hücumdur" kodludur. bunu anlamışsındır umarım...

    galatasaray kariyerin bence bugün başlıyor hocam... göster kendini...
App Store'dan indirin Google Play'den alın