• 253
    (bkz: #4063571) arkadaşımıza sonuna kadar katılıyorum. 2 senedir tribünde değilim ama ekrandan gördüğüm kale arkası hariç tribünlerin maçı seyretmeye geldiğini gözlemliyorum. trafik çilesi ya da metro çilesi çekmeden evinizde ayaklarınızı uzatıp izleyebilirsiniz maçı, bağırmayacağın, takımı yükseltmeyeceğin, takımla birlikte kendini de yükseltmeyeceğin, çoşmayacağın ortama neden oturmak için gidersin anlayamıyorum. ben tribünlere gidip sesimin kısılmadığı maç hatırlamıyorum. saç kadıköy tribünlerini göme göme hizaya getirdi sanırım, şu an bizden iyi durumdalar.
  • 255
    https://x.com/.../1855241818968912290

    iyiden iyiye bozulmuştur. biz söyleyince hariçten gazel dinliyoruz bol bol. önceden olsa bunları statta barındımazlardı.

    hangi şeref yoksunu bu tribünde galatasaray'ın başarılı hocasına o küfürleri edebilirdi mesela. edemezlerdi. parasını verenin küfretmek için bulunduğu bir ortama döndü galatasaray stadı. emeği geçenlerin...
  • 257
    bu isimlerin acilen tespit edilip ömür boyu tribünlerden men edilmesi gerekiyor. önceden tribünlerde böyle tepki verilemezdi, çünkü diğer taraftarlar hemen müdahale ederdi. ama devir de değişince parasını veren düdüğü çalıyor. bu iki taraftar bile diyemeyeceğim varlığın okan hocaya 7-0 olacak maçı ne hale getirdin diye sövmesi ise futboldan anlamadıklarının göstergesi. sanki kaçan golleri okan hoca kaçırdı. bu eleştiri kültürü vs değil. düpedüz terbiyesizlik. keşke okan hoca hakaret davası açsa da varını yoğunu alsa bunların.

    https://x.com/.../1855241818968912290
  • 258
    sürekli düşüşte olan, bu sezonki performansı ise tek kelimeyle berbat olan tribün.
    ultraslan'ın sayısı ve etkinliği çok azaldı. ua avrupa hariç tamamen içi boşaltılmış bir oluşum haline geldi.
    diğer tribünlerimiz ise seyirci bile değil müşteri kaynıyor. seyirci en azından hakem hatasında reaksiyon gösterir ama bizim tribünde hakem takımı doğrarken elinde telefonla video çekip salak salak sırıtan avareller dolu.
    yani tribün kültüründen bihabersin elinde telefon 90 dakika video çekiyorsun eyvallah da ulan dangalak en azından anın keyfini çıkar. düşük zekalı insan sürüsü.
    istanbul'a gidip izlediğim son maçta bu dangalaklardan biriyle kavga edecektim, araya girdiler.
    şöyle 5 sn tiplere baksan neyin ne olduğu belli oluyor zaten.
    barış-ayhan-mustafa sarp'lı sezonda sami yen'e epey gitmişliğim vardır. hakikaten 9-10 bin kişiyle bugünkü 52 binden kişiden çok daha iyi tribün yapıyorduk.
    beste repertuarımız genişti, tribündeki herkes besteye girerdi, bizi doğrayan hakem denen lavuğun her seferinde tepesine binerdik, bize bilenen oyuncuya illallah ettirirdik (ismail güldüren, ömer çatkıc vs.)
    gövde gösteri yapmaya gelen deplasman tribünlerine her zaman haddini bildirirdik. (eskişehir, karşıyaka, ankaragücü vs.)
    ultraslan'ın o kadar değerli alt oluşumları vardı ki pasta bölünmesin diye hepsini teker teker yiyip yok ettiler.
    galatasaray tribününün öldü arkadaşlar, tribün kültürü diye bir şey kalmadı. en büyük sebeplerinden biri bilet fiyatları olabilir bilemiyorum. başarıyla ilintili müşteri doldu stada.
    umarım en kısa sürede o eski günlerimize dönebiliriz.
  • 259
    eski gücünden uzaktır. çünkü herkes her sene kombine yenilemeye başladı. muhtemelen bir çoğu da bu işi ticarete döktü. tut ki kendileri gidiyor. rezalet oldukları gerçeğini değiştirmiyor. oraya aç taraftarların gitmesi gerek. mevcut gidebilenlerin çoğu başarı endeksli. 2-3 yıl tökezleyelim maç bile izlemeyecek tipler.

    ben bu yaşıma kadar derbiler vb. kritik maçlar hariç istediğim maça bilet bulabiliyordum. 2-3 yıldır bu imkansız hale geldi. en basit maça bile bilet yok. karaborsa var ama. nasıl oluyor bu iş?

    söylenecek çok şey var da neyse. yani şunları yazdıkça takımdan soğuyorum.

    gs kombineleri gasp etmiş 40-50 bin kişinin değildir. tüm kombineler bir daha yenilenmemeli ya da çok yüksek bedellerle satılmalıdır. madem o kadar gs sevdalıları kulübe de katkı yapsınlar. gerçekte tam tersi galatasaray'ın sırtından para kazanıyorlar. her maça da hilesiz, hurdasız bilet satışı olmalıdır. yoksa önce tribün sonra gs yavaş yavaş yok olacak. hakiki her galatasaraylı bu konunun çözümü için uğraşmalıdır.

    istanbul dışında yaşayan bir galatasaraylı olarak 50-100 tl'ye bilet satılan dönemlerde her maça gelemese de istanbul'da yaşadığı 1,5 yılda ali sami yen'de çoğu maçı izlemiş bir galatasaraylıyım. şehir dışında olsam dahi 2 sezon da kombine sahibi oldum. dünyada türkiyenin başka şehirlerinden tut dünyanın bir ucunda maça gelmek isteyip karaborsacılarla muhatap olmak zorunda olanlar var. biletleri yabancılara, araplara peşkeş çekenler kaynıyor. daha yazacağım da neyse. peki gelenler ne yapıyor. büyük maçlarda, derbilerde özellikle skor gelmeyince ambiyansı da görüyoruz. 9 yıldır feneri 1 defa yenebildik. son gittiğim fb maçı 2017-18 sezonuydu. sesim kısılana kadar bağırmaya hazırdım. tribünler nasıl bitik. hele bir de skor gelmezse tiyatro izler gibi izleyenlerle dolu. 20 bin kemik taraftarmış. peh. jean paul karacan gibi kemikler herhalde. maç başlarken üçlü çektirmek dışında pek sesleri duyulmuyor.
  • 260
    endüstriyel futbolu benimseyen yonetimlerin taraftarı seyirci olarak degil de, müşteri olarak gormesi sebebiyle son donemde ciddi anlamda kan kaybetmistir. tanidigim cogu insan ben müşteri degilim, taraftarim diyerek ne stada ugruyor, ne forma aliyor, ne mac yayini satin aliyor. adamlar bildigin birakti. halbuki bu kombine isi bir sistematige oturtulsaydi;

    ornegin ilk ciktigi zamanlarda surekli kombinesini devretme isine girenleri sistemde yasaklasaydi,
    kombineleri mac basina ucreti neyse ona mukabil kulube devretme zorunlulugunu hayata gecirip bunu devamli hale getirseydi,
    atiyorum 3 sene ya da 5 sene arka arkaya kombine alip butun maclara gelen taraftarlara ertesi sezon ayni koltukta ucretsiz kombine vermis olsaydi,

    gibi şeylerle hem mudavimleri küstürmezdi hem de taraftara saygi duydugunu gosterirdi.

    ama ne yazik ki artik hepimiz birer musteriyiz. ne kadar kabul etmek istemesek de, para verip hizmet aliyorsan muşteri oluyorsun. haliyle muşteri her zaman haklidir şiariyla herkes kendince hakli sebeplerle en ufak tokezlemede meyve sinekleri gibi ususuyor.
  • 263
    tribünün daha etkili olmasının yolu, sanılanın aksine, kombineli taraftardan geçmektedir. geçtiğimiz seneden beri özellikle dikkat ediyorum, güney üst tribününde tek maçlık seyirci sayısı arttıkça tribünün etkinliği azalmakta ve çatlak sesler artmaktadır. kendi oyuncusunu ıslıklama, tezahüratlara katılmama, maç boyu telefonla oynama işleri genellikle bu tip tek maç gelenler arasında görülüyor. ama diyeceksiniz ki mevcut kombine sistemi düzgün mü? elbette değil. ama çare kombineyi kaldırmak da değil, bu durum kemik tribünün oluşmasını daha da engeller.
  • 264
    puan kaybı yaşanan her maçtan sonra "aaa galatasaray tribünleri bitmiş" diye üzülmeye gerek yok. tribünler zaten yıllar önce bitti, cenaze namazını kıldık, gömdük. şu anda tribünleri dolduran kitle tribüncü değil seyircidir.

    maçı izlemeyi geçtim, penaltı olunca bari susup sahaya bakarsın di mi. yok, biz tribünde kaynatırken penaltı atışını bile göremeyen tipleriz. sesimiz kısılmayınca kendimizi maça gitmiş gibi görmüyoruz.

    şimdiki seyirci, penaltı kararı verilir verilmez cep telefonunu çıkartıyor. şimdiki seyirci, en az 10 tane story kıvamında görüntü alamazsa, kendisini maça gelmiş kabul etmiyor, maça verdiği paranın boşa gittiğini düşünüyor. hele ki penaltı atışını kayıt altına alamamış. depresyona girer, galatasaray'a küser.

    eskiden takımı ateşlemek için tribünler bağırırdı. şimdi tam tersi, okan buruk sağolsun, takım iyi oynadığı için tribünler bağırıyor.

    bizim tertipler muhtemelen artık yoruldu, bıktı, usandı. yeni genç nesil de anı yaşamak yerine kayıt altına alıp başkaları ile paylaşmak ve internet puanları toplamak istiyor. yeni genç nesle ve onlara uyum sağlayan diğer yaş gruplarına kızmıyorum. bugünün modası bu. seyirci bile değil müşteri. bir ürüne yani maça para veriyor. bunun kendisine geri dönen faydasının peşinde koşuyor. bitti o maç izlemeden bağırmak, bitti o karşılıksız sevilen dönemler. cenaze namazını kıldık, gömdük.
  • 266
    16 aralık 2024 galatasaray trabzonspor maçında iyi bir oyunla alacağımız 3 puan sövülmesi gereken herkese******** zaten güzel bir küfür olacağından, maça gelmesi durumunda ibrahim hacıosmanoğlu'na yapılacak protestoyu maçın önüne geçirmemesi gereken tribünlerimiz. onların istediği; bağırıp çağırarak küfür etmemiz olabilir ama bundan daha fazlasını planlanmış, zekice bir protesto ile yapmamız gerekiyor. 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçında mhy'e onun tam da istediği şekilde karşılık verilmişti ve bu da bizim takımı olumsuz etkilemişti. umarım tribünlerimiz bundan ders almıştır ve daha etkili sonuçları olan bir yol bulmuşlardır. hepsinden önemlisi; bizim daha çok maçta doğru anda doğru tepkiyi verebilen agresif tribünümüz.
  • 268
    macin icinde olmayan reaksiyon veremeyen kitleleri olan topluluk. hakemi asla baski altina alamiyoruz top ciktiginda buyuk bir ugultu kopmali gol oldugunda isliklanmali karara kadar, karar aciklandiktan sonra hakem tff aile direk indirek yollar devreye girmeli ama bombos. ayni pozisyonlar sukru saracoglunda oldugunda tribunleri hakemi aninda baski altina aliyor. direk indirek hakeme basliyorlar. basketbol seyircisi gibi net tepki veriyorlar tribunler bos olmasina ragmen. yazik...
    (bkz: 16 aralık 2024 galatasaray trabzonspor maçı)
  • 269
    https://x.com/.../1875611961167376775

    --- alıntı ---

    okan buruk: "bugün bazı oyuncularımıza karşı tribünlerden tepkiler geldiğini gördüm, bu oyun içinde baskı kuruyor. biz topla oynayan bir takımız. taraftarımızın oyun içine yaptığı baskılar bazı oyuncularımızda tekrar hata yapmalarına yol açtı."

    --- alıntı ---

    tribün yaptıkları falan yok bir de futbolculara tepki gösteriyorlar. performansları aynı yönetimimiz gibi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın