• 7751
    sağda solda kimseye itiraf edemesem de benim de içinde bulunduğum büyük bir bölümü ne yazık ki ciddi bir ilizyona kapılmış durumda. engel olamadığım bir pollyannacılık hali hakim ki böyle durumlarda yaşanan hayal kırıklığı ve öfkenin yaratacağı tahribat onarılamaz olabilir.

    takım, son 2 maç özelinde konuşuyorum, ne yazık ki beklenenin çok çok uzağındaydı ve bizlerin beklenenin çok uzağında olduğumuz bu dönemde beşiktaş rakiplerini ciddi domine ederek ilk 60 dakikada fişi çeken taraftı. bizim vasat altı ligimize baktığımızda da açık ara en olumlu futbolu oynayan takım görüntüsündeydiler.

    bir diğer şampiyonluk için çekiştiğimiz rakibimiz fenerbahçe'nin ise başına tabir-i caizse şans kuşu kondu ve mesut özil sakatlandı. basiretsiz hocaları mesut'suz oynamak zorunda kalınca da takım eksik olmaktan kurtuldu ve futbola yakın bir şey oynamaya başladılar.

    önümüzdeki dönemde bizim en büyük şansımız bu2 rakibimizin birbiriyle çarpışacak olması. olur da beşiktaş o savaştan 3 puan ile ayrılırsa işimiz gerçekten zor bir hal alacak.

    daha 12 hafta var, beşiktaş kaybecektir safsatasını bir kenara bırakılım çünkü görünen o ki biz de beklenmedik virajlarda takılacağız.

    yalnız galatasaray özellikle son 15 yılda her kritik virajda, o virajı kusursuz aldı 6'da 6 gerekiyorsa 6'da 6, daha fazlası gerekiyorsa onu yaptı. içimiz rahat olsun bu iş son 10 haftaya bir şekilde bizim her maçımızı kazanmamız gereken şartlar altında kalırsa, biz bu şampiyonluğu alırız.

    eğer buraya kadar öfkenize hakim olup off'u vermediyseniz yazılan en tutarsız entry'lerden biri olduğunu fark etmişsinizdir. tamamen içten ve yazdıkça ruh halimin, hissettiklerimin değiştiği bir yazı oldu. başta ilizyon dedim, pollyannacılık dedim ancak sonuna geldiğimde bir kez daha anladım ki bunun tanımı galatasaraylılık.

    yıllar göstermiştir ve tecrübeyle sabittir ki eğer galatasaray bir kupaya talip olursa alır.
  • 7753
    https://eksisozluk.com/entry/120579204

    --- alıntı ---

    yıllarca ısrarla belirttiğim şeyleri tek bir entryde özetlemiş arkadaş. evet gs taraftarının "arşivcilik" yönü zayıftır. yani kendi aleyhine veya rakipleri lehine olan skandal hakem yönetimlerine yalnızca maçların oynandığı hafta tepki gösterir ama kısa süre içinde unutur. hele bir sonraki sezon başladığı anda tamamen hafızalarından silinmiştir. hiçbir hakem skandalını kayıt altına almaz, arşivlemez. mesela sergen'in frikiğinin elle kesildiği vanspor-beşiktaş maçından 1 hafta önce oynanan galatasaray-vanspor maçında aynı vansporlu futbolcu hagi'nin frikiğini de ceza alanında elle kesmiştir ama bugün sadece beşiktaş'ınki akıllarda kalmıştır, diğerini kimse hatırlamaz. bugün fenerbahçeliler 10 küsür sene önce roberto carlos aleyhine verilen bir penaltıyı bile bazı maçlardan sonra gündeme getirebilirken gs'lılar bunu yapamamaktadır, ellerinde çok daha fazla malzeme olmasına rağmen. rakiplerin "kayıt altına alma ve yıllar geçse de unutturmama" stratejisi sayesinde galatasaray aleyhine daha rahat algı çalışmaları yapılırken balık hafızalı gs taraftarı bu manipülasyonlara karşı sırf bu yüzden karşı argüman sunmakta zorlanmaktadır. mesela gs'ın çok kollandığı (!) söylenen 90'lı yıllarda sırf mustafa çulcu ve muhittin boşat'ın yönettiği derbilerden ciltler dolusu kitap yazılır, belgeseli çekilir.

    --- alıntı ---

    ekşi sözlük'te bir renktaşımızın hakkında harika tespitler yaptığı taraftar grubumuz. en can alıcı cümle ise;

    "rakiplerin "kayıt altına alma ve yıllar geçse de unutturmama" stratejisi sayesinde galatasaray aleyhine daha rahat algı çalışmaları yapılırken balık hafızalı gs taraftarı bu manipülasyonlara karşı sırf bu yüzden karşı argüman sunmakta zorlanmaktadır."

    cümlesi. defaatle söylediğim bir savı başka bir renktaşımdan duymak beni çok mutlu etti. arkadaşın entry'sinde verdiği örneklerin 10 katını sırf süper lig 2020-2021 sezonu için bile çıkarabilirim ama buna gerek duymuyorum. nasıl olsa hiçbir işe yaramıyor.

    "biz bu işlere girmediğimiz için başarılıyız, biz bu yüzden diğerlerinden farklıyız" diyen renktaşlarımı da allah'a havale ediyorum. bu sebepten dolayı başarılı değiliz, 1984'te jupp derwall ile başlattığımız hamle sayesinde 2002'ye kadar çok başarılıydık, sonrasındaysa 1-2 mucize sayesinde ve fatih terim var diye başarılıyız. yarın bir gün fatih terim gittiğinde 2003-2011 ve 2013-2017 arası halimize dönmemiz işten bile değil.

    ve bu işlere girmeye zahmet etmediğinden dolayı sahip olabileceğimiz başarının ve yaratabileceğimiz dominasyonun yarısını bile yaratamadık.

    bu yüzden süper lig 2020-2021 sezonu'nda şampiyon beşiktaş veya fenerbahçe olacak olursa lig temiz olacak, şampiyon galatasaray olursa lig şikeli ilan edilecek.

    bu yüzden ülkede spora dair söz sahibi olan 1 tane galatasaraylı kalmadı. çünkü 30 milyon galatasaray taraftarının neredeyse hiçbiri çıkıp da takımının hakkını savunmuyor, takımının tarihini öğrenmiyor, geçmişte ne badireler atlatmışız, neler yaşamışız, ne haklarımız gasp edilmiş, hakkımızda ne galiz iddialar atılmış bilmiyor, takımı hakkında zerre farkındalığa sahip değil. hatta bazıları takımının hakkını savunana saldırıyor ki öyle galatasaraylıya bu konjönktür müstehak.

    sonuç olarak, ideal bir futbol ortamı görmek istiyorsak önce taraftarımız kendine bir çeki düzen vermeli. ülkenin %35'ini oluşturan bir grubun bu kadar etkisiz kalması ciddi bir başarısızlık, hatta kusura bakmayın akılsızlık. türkiye'nin futbol ikliminde taraftarlık maalesef stada gidip destek vermekle bitmiyor. takımımızın hakkını sonuna kadar savunmamız gerekiyor. bunu yapmamak ülke futbolunun 1925-1985 arasına dönmesine göz yummak demektir ki o 60 senelik karanlık dönemde aldığımız kupa sayısı ortada.
  • 7759
    rizespor maçında kaybedilen puanın defans hatamızdan çok hücumdaki üretkenlikten kaynaklandığını düşünenlerin sayısının az olmadığı kanaatindeyim. herkes defans hatalarına odaklanmış durumda yenilen ilk gol hatalı, ikinci gol hatalı, üçüncü gol hatalı fakat attığımız gollere bakalım, yedlin’in attığı golü fatih öztürk yese taraftar linç ederdi, üzerine gelen topu içeri çeldi gökhan, attığımız ikinci gol güzel goldü, attığımız üçüncü golü 0-0’ken atılsa şike kokan bir gol derdi herkes, yani attığımız 2 golde de rizesporlu oyuncuların aynı biz gibi hataları mevcut. konyaspor mücadelesinin kopyası oldu bana göre iki takımda bireysel hatalardan konsantrasyon eksikliğinden goller attı. rizespor’da kim gol atar diye sorsalar, skoda, samudio, boldrin, fernando andre derdik hepsi attı, galatasaray’da hücumcular etkisiz kaldı. falcao’nun frikiği ve babelin uzaktan şutu hariç kaçırdığımız aklımda kalan pozisyonumuz yok. bu da durumun vahammiyetini gösteriyor. koca ikinci yarıda gol pozisyonuna dahi giremiyorsak şampiyonluğu haketmiyoruz.
  • 7760
    fatih terim'in görevinin başında olduğu yerde başka teknik direktörlerin isimlerini anmaya başlamış taraftar topluluğu. daha hiç bir şey bitmiş değil, sezonun bitmesine 10 maç, alınabilecek 30 puan var, şampiyonluk yolundaki en önemli rakibinle de bir maçın var. gidişatın kötü olduğunun herkes farkında ancak şu mevcut durumda fatih terim'in görevinin başında olduğu bir yerde başka teknik direktörleri konuşmak galatasaray taraftarına yakışmıyor. velev ki matematiksel olarak da şampiyonluk yarışından kopacağız, o gün bile fatih terim'e bu saygısızlık yapılmamalı. bu kulübe 8 süper lig, 3 türkiye kupası, 4 süper kupa, 1 uefa kupası, totalde 16 kupa kazandırmış, armanın üstündeki yıldızların neredeyse yarısını kazandırmış hocanın 2 sezon şampiyon yapamama kredisi mi yok?

    fatih terim hatalıdır, şampiyon olamazsak da büyük çoğunluk ona yazar, lakin hoca görevdeyken yerine isim önermek kimsenin haddine değildir. hoca ne zaman ki görevinden ayrılır, o zaman yerine isimler konuşulmaya başlanır, eleştirmek ile kulüp tarihinin en büyük efsanesine saygısızlık yapmak çok farklı şeyler. ayrıca hiç bir zaman da hocayı istifaya çağırmak gibi bir hadsizlik yapmayacağım, o hatayı daha önce bir kere yaptık ve fetret dönemi yaşadık. hoca her şeyin farkında zaten, kendisine inancının kalmadığı yerde, galatasaray'a daha fazla faydalı olamayacağı yerde durmaz zaten. benim tahminim şu yönde, eğer bu sezonu şampiyon olarak tamamlarsak ve hocanın pek anlaşamayacağı bir yönetim seçilirse hoca emekli olur, eğer şampiyon olamazsak hangi yönetim gelirse gelsin hoca görevi bırakmaz, hiç bir yönetimin de hocayı göndermeye gücü yetmez. hocanın bir şampiyonluk daha yaşamadan emekli olacağını zannetmiyorum, hocalık kariyerini iyi bitirmek isteyecektir. bitirdikten sonra da kesinlikle yönetimlerde görev alması gerektiğini düşünüyorum, futbol şubesi tamamen fatih terim'e emanet edilmeli.

    özetle taraftarlarımıza demek istediğim, eleştiri adı altında kulüp tarihimizin en büyük efsanesine lütfen saygısızlık yapmayalım, bunu farkında olmadan yapanlara söylüyorum, bilinçli olarak hocaya bu şekilde saldıranlara karşı söyleyeceğim hiç bir şeyim yok. hocayla belki son yıllarımızı yaşıyoruz, yaşı olmuş 67, saha içinde en fazla 3 sene daha aktif olarak çalışır, kıymetini bilelim hocamızın, önümüzdeki 100 yılda belki böyle bir efsane çıkaramayacağız. galatasaray varlığını sürdürse ve benzer efsaneler çıkarsak bile bir çoğumuzun ömrü yetmeyecek görmeye. bir çoğumuzun canlı olarak şahit olduğu son efsanemiz fatih terim olabilir, o yüzden kıymetini bilelim. hocayı eleştirelim, tenkit edelim, hocam hatalısın diyelim, ama saygısızlık yapmayalım.
  • 7761
    ekseriyeti futbolu bilmez. galip geldiğimizde futbolculara abartılı övgüler yağdırırlar, mağlup olduğumuzda da kim var kim yok yerden yere vururlar. bunları yaparlarken dayanakları ''abi takımımızı eleştirmeyelim mi', ''siz terimcisiniz'', ''fikri hür vicdanı hür <3'' gibi salvolardır. sivasspor maçında donk bu takımın stoperi değildi, bu akşamki maçta da luyindama değildir, marcao kendini geliştirmemiştir falan filan. e başka kim oynasın ya da bi çözüm söyle desen, yok. anca eleştirip dururlar. hıncal uluç'u eleştirirler ama hıncal'dan daha beterlerdir çoğu. sosyal medya taraftarıdır, stadyumun yerini bilmez, kaçak yayınla maç takip eder, daha maç başlamadan kadroyu eleştirmeye başlar. allahtan sosyal medya 1996 - 2000 yılları arasında yoktu. yoksa ne 4 sene üst üste şampiyonluk gelirdi, ne de uefa kupası. o kadar emin konuşuyorum.

    şu an eksikliğine dem vurulan tribündeki taraftara yönelik güzellemeler yapılıyor ya, onun için de sizi şuraya alıyorum;

    (bkz: ultraslan)
  • 7763
    galatasaray sözlük'te çoğunluğu oluşturan kümesine hep aynı hamasetle saldırılan topluluk.

    dil, din, ırk, ekonomik, kültürel veya siyasi olarak toplumun her kesimine hitap eden 30 milyon civarı bir kümeden bahsediyoruz. galatasaray taraftarı ülkenin her kesimini temsil eder. ülkede gördüğünüz herhangi bir olgunun, galatasaray taraftarının bir bölümünde de karşılığını görebilirsiniz. bu gerçeği kavrayamadığınız sürece eleştirileriniz hükümsüzdür, lafügüzaftır.

    profesyonel futbol taraftarlar için oynanır. statta veya televizyon başında taraftar yoksa, kimse profesyonel sporculara yüz milyonlarca lira para ödemez. taraftar yoksa profesyonel futbol da yoktur. yani taraftarın futboldan anlayıp anlamadığına dair bir yargı ontolojik olarak yanlıştır. bu gerçeği özümsemeden yapılan eleştiriler hükümsüzdür, lafügüzaftır.

    sosyal medya etkisi; bu önemli tabii. eskiden herkes kendi sosyal çevresindeki galatasaray taraftarlarına bakıp "galatasaray taraftarı şöyle insandır" gibi genellemeler yapıyordu ve bu doğaldı; şimdiyse bahsettiğim her kesimden taraftarı görüp duyabiliyoruz. şimdi görüp duyabildiğimiz insanların, eskiden görüp duyamadığımız için var olmadıklarını sanmak komiktir. 96-2000 arasında sokak'ta, nevizade'de, taşralardaki kahvelerde kimlerin kimlerin kellesinin alındığını, kimlerin galatasaray'dan gönderilmesi için bağırış çağırış yapıldığını da iyi hatırlayanlar için gerisi hükümsüzdür, lafügüzaftır.

    ezcümle bu "biz belli bir sübvansiyon ile fiziksel olarak stadyuma gidiyoruz" temalı hamasetin ardından kalan tüm galatasaray taraftarını ötekileştirecekseniz; stadyumun yerini bilip de 31 ekim 2004 galatasaray akçaabat sebatspor maçında dayak yiyenleri de kapsayacaksınız mesela. onu yapmadığınız sürece eleştirileriniz hükümsüzdür, lafügüzaftır.

    (bkz: türkiye'dir galatasaray)
  • 7764
    fenerbahçe taraftarı kadar takımını sahiplenmeyen ve maalesef kendisine karşı yapılan hukuksuzluklara karşı bir tepki göstermeyen hale dönüştük.
    şu 59 öncesi şampiyonlukları biz isteseydik fb taraftarı şu an her gün her saat ortalığı yıkıyor kıyameti koparıyor olurdu. bu yüzsüzlük veya hak gaspı değil bilakis hak aramaktır. kulübe sahip çıkmaktır. benim buraya veya sosyal medyaya yazmamla ne değişir ki demeyelim. böyle böyle tepki büyüyüp çığ halini alır.
    maalesef bu özellik bakımından fb taraftarından gerideyiz.
  • 7765
    en birlik olup en yüksek ses çıkartması gereken durumda inanılmaz darmadağın halde olan taraftar. erkenden havlu atılan sezonlar gördüm, 5 maç üst üste mağlubiyet alınan sezon gördüm ama taraftarı ilk defa böyle tepkisiz görüyorum. tepki gelse de hep lokal tepkiler. kesinlikle bir birlik beraberlik yok. dahası twitterdaki yüksek takipçili bazı hesaplar kendilerini bağımsız bir taraftar grubu gibi görmeye başlamışlar her şeyi dalgaya alıp mizah, etkileşim kovalamakla meşguller. oysa sesimizin en gür çıkması gerektiği, çok ama çok kritik bir dönemden geçiyoruz. bu halimiz rakibe cesaret veriyor. (bkz: 1959 öncesi şampiyonluk yalanı)
  • 7768
    aslında fenerbahçe'den 4, beşiktaş'tan 9 şampiyonluk önde olması gereken taraftarı oldukları kulüp bugün fenerbahçe'den 3, beşiktaş'tan 7 şampiyonluk önde. o yüzden 1959 öncesi şampiyonluk yalanı da devreye girerse ve tepkisiz kalırlarsa şaşırmamak lazım. ne verseler yutuyoruz. adamlar yalanları gerçek yapar biz de izlemeye, para kazandırmaya devam ederiz. ancak bu sefer ben bunu yapmayacağım. karınca misali safımız belli olsun. hiçbir şekilde bu ülkede sporun s'sine para, reyting, tık kazandırmam eğer bu yalanı geçirirlerse.
  • 7769
    kendilerine çok büyük görevler düşen, en büyük olduğunu yerden göğe hissettirmesi gereken taraftarlardır.

    1959 öncesi sezonlarla ilgili kulübümüze kurulmaya çalışılan kumpas, eski tahkim kurulu başkanı türker arslan’ın da net açıklamalarıyla ortaya konmuştur.

    twitter başta olmak üzere bütün mecralarda bu yalanı ortaya dökmek, yeri göğü inletmek artık ödev bilmemiz gereken bir şey. tff denen karanlık kurum 2002 senesinde verilen tahkim kararını da göz önünde bulundurmak zorunda, en kısa zamanda fenerbahçe’nin yaptığı başvuru reddedilmeli. birinci önceliğimiz budur.
  • 7770
    gerektiği yerde, gereken tepkiyi her daim vermeyi başaran kitle. tıpkı zaman zaman çok eleştirilen galatasaray genel kurulunun yaptığı tercihlerle kısa hatta orta vadede her daim madara olup uzun vadede haklılığının ortaya çıkması gibi, en çok kendi içinden eleştirilse de her daim doğru tepkiyi doğru zamanda vermeyi bilmiştir.

    bazı dönemlik rüzgarlarla pısırık ya da sessiz gibi görünse de günün sonunda kazanan tarafta olacağı kaçınılmazdır...

    (bkz: sonunda iyiler mutlaka kazanır)
  • 7771
    bitik bir camianın şizofren yaklaşımlarına prim vermemekle iyi yapan taraftar. istiyorlarsa 1000 şampiyonluk eklesinler fener’e gram umrumda değil.

    her adımları her hareketleri yokuş aşağı. birkaç sene sonra finansal batışlarıyla birlikte kendilerinin büyüklük özelliği dahi kalmayacak. alsınlar milattan önceki şampiyonlukları da alsınlar, formaya bir milyar tane yıldız eklesinler. gelecekte yerleri yok..

    galatasaray camiası, galatasaray taraftarı böyle saçma sapan sanrıların peşinden gidecek bir oluşum değil. aynı durumun tersi olsaydı fenerliler bizimle çok uğraşırdı denmiş ama galatasaray kulubü asla böyle komedi bir iddianın, osuruktan iki maçla alınan şampiyonlukların peşinden gitmezdi.
  • 7773
    galatasaray futbol takımının son yıllarda aldığı şampiyonlukların tek sebebidir.

    herkes fatih terimmiş şuymuş buymuş diyor ama hepsi boş iş. 1.5 yıldır taraftar yok ve teknik heyetten futbolculara kadar herkes tel tel dökülüyor. halbuki taraftar olsa, tek başına maç aldırır. en azından o inanmışlığı, o hırs ve azmi sahadaki futbolculara da aktarırdı!
App Store'dan indirin Google Play'den alın