• 16530
    suyun öte yakası olmayan kıt akillariyla geçmişinden başarı uydurmaya çalışıyor. dalga geçiyorum belki ama ileriye dönük, doğru hamleler yapacak bir zeka topluluğu olmayınca, bizimle mücadele edebilmelerinin tek yolu bu gibi görünüyor.

    bize gelirsek, son dönemlerde dikkatimi çeken bir nokta var. biz baya baya geçmişimizle kavga etmeye başladık. derdimiz nedir anlamıyorum açıkçası. oyuncu alıp satarız bazıları kar ederek, bazıları zararsız, bazıları ise cüzi zararlar ile. ama sözlükte hemen fatih terim'e veya fatih terim üzerinden taraftarlara bir gönderme çabası basliyor. yok efendim bu çöpü de o aldirmisti, yok efendim çöp aldırıyor dediğiniz adamın sayesinde şimdi bu parayı kazanıyoruz felan. aklıma ilk gelen örnek bu oldu. başka bir sürü örnek de çıkacaktır. mesela son oynanan fb-samsunspor maçından sonra taylan'a, özkan'a, emre'ye sallayanlarda vardı hala. abi, taylan dediğin adam bizdeki en iyi sezonunda maça cikmasa simdi ne yapacağız diye dert ediyorduk. hadi onu geçtim, adamlar bizden gideli kaç sezon olmuş ve en kritik yerde 1 numaralı rakibimize çelme takan ekibin parçası olmuşlar. bizde oynadıkları dönemde bu çocukların en ufak bir saygısızlığı olmadı. suyun öte yakasının istediği gibi bizim maçlarda yatsın mi eski oyuncularımız? sonra şeref, etik, ahlak goygoyu mu yapalım? bakın, olumlu-olumsuz fikir belirtmek başkadır, durduk yere eski defterleri açmak başkadır.

    arkadaşlar, bu arma, bu kulüp kurucularindan olan ali sami yen'i de, tevfik fikret'i de, efsaneleri olan metin oktay'i da, fatih terim'i de aştı. hepsinden daha büyük. hepsi bizim, hepsi biziz. kendisinden küçük olduğu ve olacağı iki şey var:
    1) türkiye cumhuriyeti devleti
    2) gazi mustafa kemal atatürk

    şu ayna karşısında hesaplaşma işini birakmaliyiz artık. bu iş, suyun öte yakasının yapacağı iştir.

    #kenetlenbaşkagalatasarayyok
  • 16532
    yahu şu x tarihinin en beğenilen entryleri garabeti kaldırılsın artık. o entryi bulsam bulamam, on veremem, of veremem, alıntılayamam, yazarına mesaj atamam. birçok sözlükte bulundum, gördüğüm en kötü uygulama bu olabilir. bakın bu yazdıklarım kullanım açısından saçmalıklarıydı. bir de bunun tasarım yönünden facia kısmı var. tablet ekranının tam olarak yarısını kaplıyor. iki entryden sonrasını görmek zulüm. bir başlığa girdi yazarken ekranda belirip yazı kutucuğu engellemesi de cabası.
  • 16536
    maçın 71. dakikası oynanırken, daha bu dakikada rakip kaleye 22 şut çekmiş, 3 top direkten dönmüş, 3 net gol pozisyonu kaçırmışken erden timur’dan okan buruk’a, mertens’ten son haftaların iyisi ama bugünün iyi olmayanı kerem’e öfke kusulan sözlük. bakın yalnızca eleştirmek değil, öfke kusmak. ulan şu baskıdan biz bunaldık ama olmadı şimdilik. hadi diyelim olmasın şu maçtaki şanssızlığı görmemek, şanssızlık diyip geçmek bu kadar mı zor ya? illa birilerine saydırmak mı lazım?

    bunun bir de tribünde tezahürü var. kerem’in adı anons edilirken ıslıklayan. elimden gelse bunları eşek sudan gelinceye kadar dövmek istiyorum.

    biraz kendi adamına, insanına sahip çıkması gereken sözlük.

    (bkz: 29 ocak 2024 galatasaray gaziantep fk maçı)

    edit: 33 şut, yüzde 76 topla oynama, 5 direkten dönen, 8 mutlak gol pozisyonu ile biten maç. saydıran arkadaşlar lütfen başka branş izlesinler.
  • 16537
    içinde ciddi anlamda türk futbolcu düşmanı yazarları bulunduran sözlük.
    29 ocak 2024 galatasaray gaziantep fk maçı - berkan kutlu.
    maç başlama saati: 20.00
    20.00'a kadar berkan'la ilgili girilen ön yargılı entry sayısı: 16.
    veya maçın daha 7. dakikasında girilen "hiçbir pozisyonun hakkını veremiyor" entrysi var.

    kerem'e yapılan mobbing zaten bambaşka bir dünya, oraya girmeye gerek bile yok.

    bunların karşılığında her maç sahanın ortasına bırakan tete için "sabredin olacak"çılar mevcut.

    tuhaf bir ortam.
  • 16538
    içinde ciddi anlamda yerli futbolcu düşmanı değil genel olarak tüm futbolculara düşman bir kitle var. bir hata yapsın da gelip linçleyelim diye bekliyorlar. kerem on maç iyi oynar bir maç kötü oynar hemen gömüyorlar, zaha takımdaki en yaratıcı oyunculardan biri adamın hatasını bekliyorlar. bakambu ve ziyech afrika kupasındayken bile her gün eleştirildi. icardi, mertens, halil, tete, demirbay... bu liste uzar gider. sırf 'bakın ben demiştim.' demek için eleştiri bombardımanı yapılıyor. muslera bile iki maç hata yapsın hemen yaşlandı gitsin denmeye başlanacak. bence takımdan önce taraftarın kendisine çekidüzen vermesi gerekiyor.
  • 16540
    son dönemde sözlükte inanılmaz bir olumsuz haber furyası var. afrikada yaprak kıpırdasa sözlüğe taşınıp yönetim, teknik heyet ve futbolcular suçlanıyor.

    transfer döneminde ise inanılmaz bir hal aldı bu durum. alakalı alakasız her haber paylaşılıp yıpratma politikası izleniyor. tam tersi yapılsa "dezenformasyon, sözlük formatı" diye insanları linçleyecek kişiler de bunun lehdarlığını yapıyor. her haber nasıl gerçek olabilir? twitter'da 10k takipçili hesabın güvenirliği nedir diye sorgulayan yok.

    "düşene tekme vurmak değildir huyum ama sen bir düş kaldıranın ..." düsturunu benimseyenlere selam olsun.
  • 16542
    değerlendirmelerin ve analizlerin rahatlıkla yazılabilmesi, üzerinde tartışılabilmesi gereken sözlük. değerlendirmeler, analizler, yorumlar olumlu da olabilir, olumsuz da olabilir. sonuçta ortaya çıkan bir fikrin, bir görüşün yansımasıdır. kimisinin kalemi yumuşak güçtür, kimisininki sert güç. yazılabilmeli, okunabilmeli, değerlendirilebilmeli.

    insanların kapsamlı ve çok değerli düşüncelerini okumaktan her zaman mutluluk duyuyorum. zaman zaman canı gönülden katılıyorum, zaman zaman hiç katılmıyorum ama kişinin bakış açısı çerçevesinde güçlü bir kalem ile yazdığı her entry benim için değerlidir. sözlük için de öyle olması gerektiğini düşünüyorum. "fenerbahçelilerin algı oyunlarına gelmeyin", "sabah akşam insanlara saldırmayın" şeklinde özetlenebilecek ve insanların analizlerini susturmak isteyen entrylerin yazarlarından ise tek kelime ile iğreniyorum. bozuk plak misali; değerlendirmesi, yorumu, şahsi bakış açısı, karşı bir argümanı vs. olmayan insanların en hızlı, en ucuz yoldan kaçış çabası bu. galatasaraylıların zekası ile alay etmektir bu. galatasaraylıların karar alma mekanizmasıyla, insiyatifleriyle, bakış açılarıyla dalga geçmektir bu.

    birçok üye nedenleriyle, örnekleriyle, madde-madde kapsamlı bir değerlendirme kaleme alıyor, kimseye saldırmıyor, kimseyi ateşe atmıyor, kimsenin kellesini istemiyor. sadece eleştirel bir bakış açısı ortaya koyuyor bütün unsurları ile konuyu analiz ettikten sonra. 3-5 tane kendisini çok akıllı sanan, galatasaraylığın medarı iftiharı olduğunu düşünen üye de anında gelip, akılları sıra bu kapsamlı entryleri yazanlar ile dalga geçiyor, sataşıyor, susturmaya çalışıyor. bunu yapan aklı evellerin cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum. bunun önü son bir yıldır kesilmediği için, bunu yapanlar kendilerini bir şey sanmaya başladılar. cesaret buldular, cüret buldular, hadlerini hiç bilemez oldular. ama hala bazı şeyleri düzene sokmak için geç değil. geç olmadan müdahale edilmeli.
  • 16544
    benim fark ettiğim en önemli şey artık galatasaray'a transferi konuşulan daha kesinleşmemiş olan haberlere bile "hayırlısı olsun" demeden baştan aşağı giydirilmeye başlanmış.

    ben yıllarca bu sözlüğü uzaktan takip ettim. keşke log kayıtlarımı yayınlasalar da görseniz. uzaktan takip ettiğim zamanlarda bile bu kadar değildi bu işler. ne ara bu kadar hırsla eleştiri yapılmaya başlandı bu sözlükte? ben açıkçası kabul edemiyorum kendi adıma.

    kendi adıma belki bir abiniz belki bir kardeşiniz ya da arkadaşınız olarak sakinliğe ve aklı selim bir tavra davet ediyorum sözlüğü. transfer zamanlarında gerçekten bazen insanın tüm hayat enerjisini alıp götürüyor.

    edit: sanırım demek istediğim yanlış anlaşılmış. ben eleştirilmesin demiyorum. ben eleştirilmeden önce hayırlı olmasını umut eder. sonra eleştirisini yine yapar diyorum. her şeye rağmen yine de siz bilirsiniz. sonuçta ben de sizlerden biriyim.
  • 16546
    "taraftar istemiyorsa o zaman kesin iyidir gelsin" düsturuyla kötü oyuncuya kötü demenin kötü bir şey olduğu sözlük.
    bunca futbol izleyicisi sizce enayi mi? vecino gelmesin diye yangın yaptık. ama sen gravenberch, amrabat, youssouf fofana isimleriyle beklentiye kendin soktun. yalanlayabilirdin?
    son dakika gidip ndombele aldın. kimsenin itiraz şansı bile olmadı.

    şu düsturdan artık vazgeçin. hepimiz futbol izleyicisiyiz. kötünün iyi çıkma şansı yok mudur? vardır. ancak bu oyuncu 31 yaşında son sözleşmesini kovalayan aurier, veya 3 yıllık 15 milyon euro maliyete gelen vecino gibiler için geçerli değildir.
  • 16548
    yıllardır severek takip ettiğim ama artık bırakmama ramak kalan sözlüktür.
    galatasaray taraftarındaki son 6-7 aylık değişim beni korkunç derecede rahatsız etmeye başladı.
    bu değişim sözlüğe de yansımış durumda.
    eleştiriye kapanma, bütün dünyanın bize düşman olduğunun zannedilmesi, takımımızın yaptığı hataların halı altına süpürülmesi, her şeye pollyannacılık yapılması, sevmiyorsak kesin galatasaray düşmanıdır mantığı güdülmesi gibi gibi bir sürü yeni özelliklerimiz çıktı.
    bu söylediklerim için bazı örnekler vermek istiyorum.
    olaylara kuşbakışı bir anlatım ile yaklaşacağım ama siz aslında benim genel olarak neleri anlatmak istediğimi anlayacaksınızdır.

    1-uğur karakullukçu - yağız sabuncuğlu gibi isimler üzerinden tartışma çıkması.

    karakullukçu'nun yayınından bazı kesitler gördüm, jargonu ve hitap şekli tamamen yanlış.
    fakat burada önemli olan nokta; yayın içerisinde söylediği şeylerin aslında mantıklı olsa bile sırf uğur'un ağzından çıktığı için itiraz edilmesi.
    ben de kendisini sevmiyorum ama söylediklerinde bazı haklılıklar da var, gidip adamı sevmiyoruz jargonu kötü diye söylediği her şey yanlış, fener medyasına çalışıyor bu demenin, bir düşmanlaştırma yapmanın manası nedir?
    benim gördüğüm kesitlerde adam diyor ki ''senin sol bek ihtiyacın 3-4 aydır ortada, sağ bekin satılacağı belli sen gidiyorsun oyuncu almayalım ve para harcamayalım diyorsun ben bir galatasaraylı olarak bunu kabul etmiyorum falan filan...'' şimdi eğri oturup doğru konuşalım.
    üslubunu ve kişiliğini bir köşeye atalım, yanlış mı söyledikleri?
    doğru, sonuna kadar doğru.
    şubat ayına geldik nerde sol bek? angelino'nun bonservisinin alınmayacağı kasımdan beri biliniyordu.
    büyük hayalleri, büyük hedefleri olan koca galatasaray yönetimi, sen bir tane sol bek nasıl bulamazsın?
    bakın üslubunu falan tartışmıyorum burada, söylediği şeylerdeki haklılıklar da göz ardı ediliyor.

    yağız meselesine gelelim.
    peşinen söyleyeyim yağız'ı da bir gram sevmiyorum ama adamın 3 gün önce verdiği transfer haberi çıktı mı? çıktı.
    galatasaraylı duyumcular, muhabirlerden iyi mi biliyor transferleri? evet.
    ya bunu dillendirince neden sözlükteki yazarlar hain oluyor?
    kaldı ki taraftarlarımızın ve yazarlarımızın bunu dillendirme sebebi; içinde adama bir hayranlık olduğundan değil, bizim muhabirler ne sipime yarıyor? kulübün içinde volta atıp nasıl bu adam kadar transfer bilgisi alamıyorlar serzenişinden kaynaklanıyor.

    2- gözle görülen yanlışları bile söylenememesi, söyleyenlerin mesaj kutusunun yeşillenmesi, körü körüne yanlış olan şeyleri bile biz yaptıysak doğrudur şeklinde kabul edilmesi.

    arkadaşlar şimdi göz var izan var, aurier transferinin 3-4 aylık az maaşla gelmesi dışında neresi mantıklı?
    adamın en bitik halini alıyoruz, adam afrika kupasında şubat ayı boyunca olmaması garanti gibi bir şey, ndombele kadar tırnaksız bir adam, kilo problemleri var, adaptasyon süreci var, var da var.
    yahu bunu dillendirmek neden zorunuza gidiyor? neden hemen saldırıyorsunuz.
    yanlış transfer kardeşim.
    kabul edin ya galatasaraylılığınızdan olmazsınız. kabul etmiyorsanız da bunu kabul edenleri eleştirmeyin.
    fb-bjk'nin yaptığı her transfere kahkahalar saçarak dalga geçiyorsunuz, eğleniyorsunuz da bizim her transferimiz mi doğru? karşı tarafı eleştirdiğimiz kadar kendimizi de eleştireceğiz ki ilerleyebilelim.
    bu takımın sağ beki bayern'e transfer oldu, dünyanın en iyi 5 takımından birine.
    kimse demiyor ki git bu adamın yerine real'den oyuncu al.
    ama bir planın olur dimi? aurier transferinin neresi plan?
    ben söyleyeyim, hiçbir zerresinde plan yok bu transferin.
    elimiz boş kalacağına alalım transferi.

    3- yaz transfer döneminde yapılan hatalar.
    erden timur'a özel olarak ben de hayranım fakat yanlış yaptığı zaman da yanlışını söylerim.
    fatih terim için de aynısını düşünüyordum.
    babamın oğlu olsa bile bir konuda hatalı gördüysem, hatasını söylemek benim boynumun borcudur.
    ha ben yanlış düşünüyorumdur orası ayrı ama sonuç olarak fikrimi beyan etme özgürlüğüne sahibim.
    benim fikrimce yanlış yaptıysa söyleyebilmeliyim.
    ndombele, tete, ziyech transferlerinden ne kadar verim aldık? yaz dönemi hayal edilen takım kuruldu mu? iki sorunun da cevabı ortada.
    10 numaralı sistemde oynayan hocaya mertens'in ikamesi veya yedeği bir oyuncu alındı mı? alınmadı.
    kerem gibi cevher haftalarca 10 numara oynadığı için köreldi mi? köreldi.
    performansı düştü mü? düştü.
    taraftar ıslıkladı mı? ıslıkladı.
    eee bunların hepsi yaşandı, şimdi taraftar bunları dile getirince neden zorunuza gidiyor anlamıyorum.
    gerçeklerden kaçarak mı yaşayacağız?
    iyi fenerbahçe gibi olalım abi, ali ne derse tamam diyelim.
    sene sonu şampiyon olamayınca çıkar 15 temmuz falan der birbirimizi kekleriz.
    ne kendi hatalarınızdan ne de sevdiklerinizin hatalarından kaçmayın, korkmayın.
    erden timur'a aşık olsam bile yaptığı hatayı niye saklamaya çalışayım?
    günün sonunda adam hata yaptığı için istifa etsin diyen de bir elin parmaklarını geçmez.
    hala arkasında herkes ama aynı hatalara devam edecek izlenimi veriyor diye insanlar tedirgin.

    bunu gibi bir sürü olay yaşanıyor gün içerisinde. ve sürekli tekrar ediyor.
    sürekli bir başlık patlıyor, orada fikirlerini beyan edenler ve onlara karşı gelenler.
    yahu herkes fikrini söylesin, neden birbirinize çomak sokuyorsunuz.
    şöyle entryler görüyorum ''aldığımız iyi oldu, gerçi taraftarımız sevmez ama neyse'' ''sattığımız iyi oldu gerçi yazarlar memnun olmaz ama neyse''.
    çocuk kavgası ya bu, bildiğin ilkokul bebesiyken böyle laflar sokardık birbirimize.
    neyse okumaktan keyif aldığım yazarlara sevgilerle.
  • 16549
    her dakika gündemin değiştiği sözlük. geçen sene de transfer dönemi çok çetrefilliydi ama bu ocak ayı bir acayip. herkes farklı bir telden çalıyor.

    her dakika saçma sapan bir adamın paylaşımı gerçekmiş gibi erden timur'a ve yönetime saldırılıyor. alakalı alakasız her futbolcu başlığında yönetime laf atılıyor. böyle bir dönemi ilk kez görüyorum burda. yönetimi savunanlar yalaka oluyor vs.

    bakambu olayında durum sürekli değişiyor, aurier olayında durum sürekli değişiyor, assignon olayında durum sürekli değişiyor, sol bek transferinde durum sürekli değişiyor. kime inanacağımızı şaşırdık. her haber sözlüğe taşınmasa sözlük ne kaybeder? hiçbir şey. biraz durup nefes almak lazım.

    süreçlere müdahil olma isteğini anlayamıyorum. değiştireceğiniz bir durum yok. vecino'nun gelişini siz engellemediniz, x gelecek adamın gelişini de engellemeyeceksiniz. bekleyip görelim ne olacak avrupa listesi için son güne giriyoruz zaten. hani yapılan yangının bir şeye faydası yok kendinizi yoruyorsunuz. gereksiz yere motivasyonunuzu düşürüyorsunuz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın