• 16501
    15 ocak 2024 mertens'in iptal edilen golünde halil'in faul yaptığını söyleyen yazarlar vardı.
    pozisyon yoruma açık olsa eyvallah diyeceğim fakat halil orada net bir şekilde topa dokunmuş. 10 açının 9'unda topa dokunduğu da belli. ee?

    aynı maçta ceza alanı içerisinde zaha'ya yapılan bir müdahale vardı. sıcağı sıcağına da dedim, soğuğu soğuğuna da net bir şekilde penaltıdır diyorum çünkü öte tarafta çok daha hafiflerine penaltı çalındı. yahu onlara çalınıyorsa bize niye çalınmıyor?
    onlara gelince en ufak bir müdahale bile penaltı, bize gelince "müdahale var ama kendini çok çabuk atmış!"
    müdahale varsa penaltıdır abi bu kadar net. ligde bir standart olsa tamam her müdahaleye penaltı çalınmaz ama standart yok. suyun öteki tarafına istisnasız penaltı, bize gelince ama diye başlayan saçma sapan cümleler! kendilerini de şöyle savuyorlar: "karşı tarafınkinin de penaltı değildi"
    e ama penaltı verildi dediğimizde ise error 404 not found!

    bu başlığa neden yazdığımı da şöyle açıklayayım;
    fenerbahçe'nin beşiktaş'la oynadığı maçta kazandığı penaltıya hep bir ağızdan "penaltı!" veya "penaltı olması lazım!" diyenler, aynı hassasiyeti galatasaray için göstermiyorlar. yahu 15 ocak 2024 galatasaray kayserispor maçının devre arasında bir yazar arkadaşımız halil'in faul yaptığına inanmamız için uzun uzun entry girmişti. şu an arıyorum silmiş!
    zaha'ya yapılan müdahaleye penaltı dediğimizde bizi eleştirenler oldu.

    bak güzel kardeşim,
    sürekli galatasaray öv demiyoruz veya tam tersi şekilde fener'i eleştir diye de bir şey demiyoruz, diyemeyiz de zaten ama kalkıp da aleyhimize olan pozisyonları aklamaya çalışmayın.
    bu olayların bencesi, sencesi falan da kalmadı.
    karşı takıma net bir şekilde güzellik yapılırken, allah aşkınıza sizde buna alet olmayın.

    gerçekse gerçek, algıysa da algı.
    biraz ayak uydurun!
  • 16503
    özellikle herhangi bir maçımız sonrası pek girmeyi tercih etmediğim sözlük.
    çünkü 3re3ra.net'den çok kakafoni.org gibi oluyor. yazılar üst üste biniyor, bir futbolcu itin götüne sokulurken öbürü baş tacı ediliyor. sakinlik ve olgunluk kavramlarını pek yaşayamıyoruz. analiz yeteneğimiz köreliyor. öfkeli topluluklar farklı sonuçlara sebebiyet verebiliyor. biz taraftar olarak ilk olumluyu görmek isteriz. ancak öyle bir durum oluyor ki sanırsın kızılyıldız taraftarlarıyla dolmuş sözlük.
    eleştiri iyidir kötüdür tartışılır ancak iyiye iyi kötüye kötü demek için bazen sabretmek de gerekir.
    elimden gelse maç sonraları 1 saat sözlüğü kapatırım.
    hele maç içindeki konuşmalar aman aman. hata kaza x hatalı pas atmasın.
    neyse sözlüğü itidale davet ediyorum. her şey için daha çok erken. sezon sonu ne olur bilemem ancak taraftar potansiyeli aynı kalacağından dolayı bence maç saatleri ve sonrasında biraz daha sakin kalmakta fayda var gibi.
  • 16504
    ali koç’un troll ordusunun bir şekilde sızdığını düşündüğüm sözlük. büyük ihtimalle parayla bir kaç yazardan hesaplarını devraldılar.

    sözlük yönetimi için tespiti zor bir durum olsa da imkansız değil.

    benzerini ekşi’de yaptılar, yapıyorlar. orada daha da tepeden moderatörlerle iş götürüyorlar. dikkat ederseniz gsli sayısında hayli azalma var. fırsat buldukları anda uçuruyorlar gslileri. bunlardan biri de benim mesela. yazdığım son entry ali koç ile ilgiliydi…

    fenerbahçe bu sene yaprak kımıldasa açıklama yapıyor. bunu bir strateji olarak uyguluyorlar. biz ise düne kadar sakin kalma yanlısıydık. ancak dün tribün de yönetim de bir reaksiyon verdi. bundan sonrası tufan bence.
  • 16506
    hakaret, küfür vb. problemli yazılar olmadığı sürece kimsenin kimseye karışmaması gereken sözlük.

    elbette eleştiri yapılabilir, mesaj kutumuz herkese açık lakin insanların kalkıp da sözlük başlığında ve ya yazarların başlığında bunu yapması yanlış. bugün bir yazar arkadaşın başlığında benim de yazım var çünkü kendisi her gün (evet her gün) bunu yapıyor.

    hakem kararından önce kalkıp zaha'yı eleştirmek istiyorsam eleştiririm. kimse de karışamaz kusura bakılmasın. biz galatasaraylıyız, galatasaray'ız. koskoca yüce galatasaray hakemin iptal ettiği bir gole kalmadı. biz istiyoruz ki oyuncular oynasın, takım oynasın, hakem gol iptal ettiyse de 2-3 tane daha atalım. derdimiz bu. bu konuda eleştiri yapmamız da çok normal. kalkıp önce hakemi eleştirin demesin kimse. önce galatasaray iyi olacak, sonra biz her türlü hakemi, rakibi hallederiz.

    yönetim tek laf edemiyor hakemlere, kararlara. biz burdan etsek ne etmesek ne. bizim derdimiz galatasaray'ın iyi oyunu. biz şampiyonluğu hak edelim hakemler engellesin ortalığı yangın yerine çeviririz. yalnız şunu da söylemek lazım, bu sene şampiyonluğu hak eden topu oynamıyoruz. bunu da 16 ocak 2024 tarihinde açık açık söylüyorum. şampiyon takım oyunu oy-na-mı-yo-ruz. sinirli olmamızın sebebi bu. bu kadar basit.
  • 16507
    her gün başka bir yazarı hedef gösteren tayfa hakkında işlem yapılması gereken sözlük. buraya 2009'da üye oldum, dönem dönem uzaklaştığım da oldu ama illa fikirlerimi dile getirirken eleştiri de kattım. kaç senedir hiç bu kadar hedef haline geldiğim bir dönem olmamıştı. nick altımdaki entryler 2010'dan 2023'e fırlıyor. her eleştirel entryden sonra nick altında biten insanlar da hep aynı. aynı insanlar bugün beni değil de tragedystreets'i hedef göstermiş.

    burası insanların fikirlerini serbestçe dile getirebildiği bir platformsa bu cadı avı moderasyon eliyle son bulmalı.
  • 16508
    bir diğerinin yazdıklarına bak “bu adam böyle diyor” deyip hedef gösterenler, nick altına gelip saçmalayanlar kim olursa olsun ceza almalı. bu işin suyu çıktı artık zaten özgür olabildiğimiz mecra sayısı kısıtlı burayı da bitirmeyelim. şu engel olayını da düşünsek mi be sözlük gerçekten rahat ettiriyor. tam çalışmıyor kabul ama çalışan hali bile bir çok işi görüyor. yazılanlar veya yazanlar seni rahatsız mı ediyor 1000 kez yazdık engelle kardeşim. burada birbirimizi yemenin alemi yok. hakaret veya küfür yoksa isteyen istediğini yazar buna karışamazsın. müdahale de bulunamazsın örseleyemezsin zaten kimsenin de taktığı yok. kendinizi bu kadar önemsemeyin insanları salın, yeter!
  • 16510
    sanırım 15 yıldır sözlukteyim. hiç bu sezon olduğu kadar sözlüğe soğumamıştım. belki de son gelen bir kaç nesil yazar arkadaşlarımla ilgilidir bilemiyorum.
    galatasaray futbol takımı içinde bulunduğumuz 2023-2024 sezonu ilk 20 maçı itibariyle 16 galibiyet 3 beraberlik almış durumda. buna bir de manchester deplasman galibiyeti ekledi ki keyfi paha biçilmez. her neyse 20 maçın 16'sını kazanmış birinde berabere kalmış takım harika bir sezon geçiriyor demektir. ama sözlüğe her girdiğimde bütün oyuncularımızın çöp olduğunu, okan buruk'un top oynatamadığını ve gönderilmesi gerektiğini, erden timur'un transfer yapmayı bilmediğini öğreniyorum. bunu yazanların önerisini sorsam eminim bir çoğu fatih hocamız geri gelsin der.
    sözlüğe göre anladığım kadarıyla zaha, tete, demirbay, bakambu(bu arkadaşa bu aralar ısındılar), ndombele, halil, ziyech yollanmalı. sezon başı angelino için de o kadar yoğun yangın yapıldı ki onu da kaybettik zaten. bu arada kerem akturkoglu da yedeğe çekilmeli çünkü çok gol kaçırıyor. iyi de arkadaş kiminle oynayacağız biz? vallahi girip okuyasım gelmiyor bir süredir buraları.
    yangıncı kardeslerime tavsiyem televizyondan izleyip oyuncular için tek tek adam asmaca oynamak yerine bilet alıp canlı canlı izlemeleri. ben her iç saha maçına 500 kilometre yol yapıp geliyorum. sahada gördüğüm şey oynadığı oyundan keyif alan, gol attığında çocuk gibi sevinen sempatik bir takım.
    eğer fenerbahçe 7-8 puan eksik alsaydı ve biz yine bu puanda olsaydık takım uçuyor kaçıyor diyecekti herkes. fener de çok puan toplayınca biz kötü olmuyoruz. biz iyiyiz ve mayıs geldiğinde tepede olmakla kalmayıp puan farkı da yapmış olacağız.
  • 16511
    son günlerde futbolcu maaşına ve galatasaray'ın mali durumuna takmış olan platform. tabi ki taraftar olarak takip etmeliyiz. ama sorun şurada. rakip takım yönetimi sosyal medyada troll ordusu kurmuş. bu ordunun son icraatı galatasaray'ın mali yapısı ile ilgili konuşma. o konuşmaları dinliyor, yazılanları okuyup gelip burada x'in bonservisi, maaşı diye başlık açılıyor olunması. sözlükte neredeyse 12 sene yazarım. her sene rakip takımların maşaları bu söylemi çıkarırlar. burada yazılır, çizilir, galatasaray yoluna devam eder. önümüze bakalım beyler ,bayanlar. bütün bunların nedeni taraftarı hedeften uzaklaştırmak, bölünmüşlük ve negatif hava yaratmak. artık düşmeyin, rica ederim. tabii ki güllük gülistanlık bir mali durumumuz yok. ama inanın ki rakiplerimizden daha iyi yönetiliyoruz.
  • 16513
    fenerbahçe maçlarının olduğu gün okumamaya çalıştığım sözlük. maalesef bugün maçımız aynı güne denk geldi.

    (bkz: 21 ocak 2024 fenerbahçe samsunspor maçı)
    (bkz: 21 ocak 2024 trabzonspor galatasaray maçı)

    kalemize dahi yaklaşamayan fenerbahçe’nin her şeyi sırayla övgü yağmuruna tutuluyor. yok hücum kalitesi yok muhteşem transferleri, baydı artık.

    bunlara koyup şampiyon olduğumuzda ne yazılacak burda çok merak ediyorum. galatasaray’ın sürekli yerin dibine sokulduğu yerde fenerbahçe övgülerinden fenalık geldi.
  • 16514
    21 ocak 2024 fenerbahçe samsunspor maçındaki beraberlik burada ve diğer sosyal medya platformlarında inatla algı kasan yazarlara gelsin. bizim beraberliğimizden sonra sezon bitmiş, fener şampiyonluğu haketmiş gibi algı kasmaktan, manipülasyon yapmaktan bir hal oldular ama sonuç bu. daha sezon sonunu bekleyin, galatasaray'ın 24. şampiyonluğunu gözleriniz yaşlı izleyeceksiniz!
  • 16520
    truvalar barındıran sözlük. üstüne düşülmesi ve temizlik yapılması şart.

    --- alıntı ---
    lacisözlük'ten alıntı

    başlık: galatasaray sözlük

    bahsi geçen entryi giren truva atımız sözlüklerinde amigo mertebesine yükseldi. polat misali baron oldu örgütü içeriden çökertiyor. ısmini vermeyeyim ama hatta bizim sözlükte de yazıyor.

    --- alıntı ---

    takdir sizin.
  • 16521
    sanırım topluma ayak uydurup linç kültüründeki dozajı abarttık biz biraz.
    sanırım yorumcu,spiker,sanatçı ayırt etmeksizin her söylemi fazla önemsedik ve buraya taşıdık biz.
    sanırım yazar başlıklarına daha fazla eleştirel yazılar yazmaya, fikirlere daha az saygı duymaya başladık.
    bazen çoğunluğun fikrine destek çıkma gereksinimi hissedip kişiliğimizden ödün verdik.
    bazen ise anadolu kulüpleri oyuncularına ithamı fazla kaçırıp iftiraya varan suçlamalarda bulunduk.
    bazen maçın heyecanı ile bazı pozisyonlarda yanlış değerlendirmelerde bulunup hakkımız olmayanı istedik.
    sosyal medyada paylaşım yapan taraftar sayfalarını fazla
    önemsedik ve buraya taşıdık.
    oyuncularımızı, yönetimi, teknik ekibi uç noktalarda övdük ya da yerdik. dengeyi bilemedik.
    çok değerli bazı yazar dostlarımızı ise kendini sürekli yenileyen bu kaotik kültürün düşürdüğü umutsuzluk yüzünden kaybettik.

    aynur aydın, uğur karakullukçu, mehmet demirkol bu kadar önemli insanlar değil benim için. konyasporun'un 20 yaşındaki x futbolcusu rakiple oynadığı maçta maçı satmadı mesela. iki senedir fenerbahçe'nin lehine galatasaray'ın aleyhine onlarca pozisyon sayabilirim. ama alaksız pozisyonlarda yanlışta ısrar etmemeliydik mesela.

    galatasaray sözlük sığlaşıyor, sıradanlaşıyor, yüzeyselleşiyor ve kendini tekrar eden bir yapıya dönüşüyor. galatasaray taraftarı diğer taraftarlardan ve galatasaray sözlük diğer platformlardan farklıdır. biz bu farkı korumak ve hatta pozitif ayrışmakla yükümlüyüz.

    ayrıca rakibin gardının düşeceği, takımımızın tüm çabaları boşa çıkaracağı bu kadar önemli bir sezonda yeterli konsantrasyonu hiç göremiyorum ben. bizim onlar için rakip olmaktan çıkıp kabusa dönüşeceğimiz son düzlük bu sezon. hem başarı, hem finansal, hem de oyun anlamında...

    he bu arada carcharoth için at diyorlar. truva, yılkı, sentor olabilirmiş. *
  • 16523
    rakip takım gram umrumda değil kendi takımına bakarım hep, kaybedilen puan sonrası kalp kırmamak kendime hakim olmak adına sözlüğe de pek uğramam işin açığı ama malum 24 ocak 2024 başakşehir fenerbahçe maçı sonrası biraz çakırkeyf sözlükte dolandım ve şampiyonluğa olan inancım iki kat arttı. bu sinerjiyi hissedip şampiyon bitirmediğimiz yıl olmadı.

    müsterih olun(!)

    mayıslar bizimdir

    en keyifli şampiyonluk kutlamasına sayılı günler kaldı.
  • 16524
    --- alıntı ---

    hak yiyip "gak" diyenlere, gecemizi gündüzümüze karıştırıp, inancımızı daha çok arttıranlara tekrar geçmiş olsun.

    --- alıntı ---

    iyiler sonunda mutlaka kazanır sözlük. biz sahada kalacağız, sahada kazanacağız. bunlar böyle haksız kazandıkları sürece şampiyonluğa olan inancım daha da artıyor. yarın takım nasıl şampiyon olunur herkese gösterecek. (bkz: 25 ocak 2024 galatasaray istanbulspor maçı)
    geçen sezon 8 puan fark attık, bu sezon 8'den de fazla atacağız. bir kaç haftaya lig çözülecek. bu iş 37. haftaya kalmayacak. ha kalırsa onlara tekrar geçmiş olsun.
  • 16525
    1947 yılında, kurt lewin tarafından literatüre giren bir kavramdan bahsetmek istiyorum; “eşik bekçileri”
    kurt lewin araştırmayı farklı bir neden için başlatsa da tarihsel evrim içerisinde medya iletişimine atfedilmiş bir kavram.

    kısaca, dolaşımda olan bilgi belirli bir müdahale sürecinden süzülerek medya araçlarıyla hepimize ulaşıyor. işte, bu müdahale kararlarını verenlere eşik bekçisi diyoruz. editörler, yayın yönetmenleri vs. yani, gelen bilginin hangisi, nasıl, ne zaman yayınlanacak kararını verenler.

    ancak dijital medyada bu olgunun değişime uğradığını gözlemliyorum. andy warhol’un söylediği tahmin edilen söze yaklaşmaya başladık. “ bir gün, herkes 15 dakikalığına meşhur olacak. “ ekran sayısı ve ekran yüzleri hızla arttı bu çağda. bilginin yayılış hızı da filtresizleşti haliyle. bir bilgi ya da düşünce yaymak için medya kanallarına ihtiyaç kalmadı. herkes eşik bekçisi yani. reaksiyon alabilmek için denemekte herkes özgür.

    yukarıdaki tablonun doğal getirisi, ekran önünde artan rekabet “etkileşim budalalığı” sürecini doğurdu. bu sürecin merkezi olan dijital platformlara bakalım. youtube, facebook, x, youtube. dislike tuşu ya yok ya da dislike oranını görme şansınız yok. sorun varsa bana raporlayabilirsin diyor sadece. yayıncıların ne yapıp edip etkileşimi alması yeterli. medya geçmişi olmayan insanların bu çaba uğruna neler yaptığına tiktok, ınstagram gibi mecralarda görüyoruz zaten. insan kendini bu hale düşürür mü? denilen kişiler anormal gelirler elde etmiş oluyorlar çok kısa sürede. yani bizlerin, şuna bak ahaha diyerek ınstagram ya da whatsapp’tan birbirine yolladığı içerikler, tam da biz onların dolaşıma soktuğumuz için gelir elde ediyor aslında.

    serdar ali çelikler gibi geleneksel medya figürlerinin önemli bir kısmı da artık dijitale geçti yukarıdaki sürecin doğal sonucu olarak. unutmamamız gereken ise, serdar ali çelikler geleneksel medyanın başarılı eşik bekçisiydi aslında. 29 yaşında fotomaç’ta genel yayın yönetmeni olup 5,5 yıl bu görevde kalıyor. sonra sabah gazetesinde spor müdürlüğü, sonra ciner grubu yayın koordinatörü, sonra habertürk’te yayın koordinatörü. geleneksel eşik bekçiliğinde başarısı ortada.

    dikkat çeken husus, ekran önüne çıkmaya başlaması da habertürk’te 2012 yılında oluyor. twitter, facebook, youtube’un kuruluş tarihleri 2004-2006 arası. yani, kabaca 2010’lu yıllarda yeni bir çağa girileceğinin ayak sesleri duyuluyor. tesadüfen ya da bence tesadüf değil doğru bir gözlemle serdar ali çelikler, iyi yaptığı iş olan eşik bekçiliğini artık arka tarafta değil ön tarafta yapmaya başlıyor. arada bocalıyor da hatta. drexler diye topçu varmış diyor mesela ekşi entry’sine inanıp. 2000’li yılların fotomaç haberciliğinin aynısı. o zaman bb bilgileri haber yaptığında okulda 10 gün konuşuyorduk inanıp. artık rezil olunuyor işte. bakıyoruz çünkü var mı yok mu? burda yüzlerce insan var dünya futboluna daha hakim.

    neyse, bu bocalama dönemi de geçti çelikleri’in. artık dijitalde de uzman bir eşik bekçisi. kokuyu alıyor ve etkileşimi alacağı eşik bekçiliğine oynuyor. önce sinir uçlarıyla oynamaya en müsait kitleyi seçiyor. sonra onları nasıl yoğuracağını. bazen ali koç, bazen biz, bazen bogdanovic basketçi değil diyor.

    biz ise hep birlikte tuzağa düşüyoruz arkadaşlar. çünkü istediği şeyi veriyoruz ona. başarısını devam ettiriyoruz. etkileşim eşiği tuzağına düşüyoruz. onu konuşuyoruz, ona kızıyoruz, onu boykot ediyoruz. yıllarca aç rıdvan’ı dedik mesela. sonuçta biz öyle dediğimiz için yıllarca yayın yaptı. sonra kayboldu bakın. çünkü biz artık galatasaray kazandığında aç serdar’ı diyoruz. fener kaybedince aç serdar’ı diyoruz. çelikler, kitlelerin etkileşim eşiğine basıp kaçıyor. kutuplaştıran ama manşet bir söylem bırakıyor. haklı haksız olması mesele değil ki. sonra o konuda ne olursa olsun kendisi kazanacak. çelikler, bu konuda en profesyonel olanlardan. onun kadar profesyonel olmayan onlarcası da piyasada. bugün maç başlığından sonra en çok serhat akın başlığına entry girildi. dün ben de dahil onur tuğrul. her gün birisi kazanan işte.

    gelin, nicelik olarak değil ama nitelik olarak spor camiasında bir etkisi olduğuna inandığım sözlüğümüzde bu tuzağa karşı tek kozumuzu kullanalım. etkileşimsizlik. başlıklarını yok sayalım. ne derlerse desinler eylemsiz kalalım. konuşarak kazanamayacağız çünkü. susarak kazanır mıyız? diyeceksiniz. en azından daha çok kaybetmeyiz.

    kendi adıma, bir başlangıç yaparak bu entry’i de çelikler başlığına girmedim.

    belki, bu düşünceme destek veren yazarlar belirli bir sayıya ulaşırsa ayrı bir etkileşimsizlik çağrısı başlığı bile kurarız. konuşmamamız gereken insanlara orda toplarız. onlar da etkileşimle yaşayanlar olarak kendilerini arayıp bulmaya çalışırlar. *
App Store'dan indirin Google Play'den alın