• 16377
    hacı ben anlamadım burası galatasaray sözlük değil mi? bu mağlubiyet okan hocaya yazar diyen adamlar dolaşıyor etrafta.

    şekli şartlar sebebiyle, yok forum tarzı glrdi diyerek yazılanları siliyorsunuz, tamam. kurallar herkes için geçerli, uyalım.

    fakat galatasaray düşmanları, fitne çıkarmak için kol gezen troller, kompleksli ergenler cirit atıyor sözlükte.

    galatasaraylı ve dahi galatasaray sözlük yöneticisi gibi, galatasaray menfaatlerini önceleyen taraftar gibi hareket etmeyecekseniz beni de cezalandırın.

    ne yani dilan polat mı bu sözlüğün yöneticisi?
    ne yani sözlükten para kazanmak mı önemli olan?

    yoksa cimbom mu?

    benim duygularımla benim sözlüğümde bu kadar oynanmasın artık.
  • 16379
    okan hoca eleştirilerine benim de takıldığım sözlük. erden timur'a okan buruk'a eleştiriler haddini aşmaya başladı burada. ama futbolcular için kötü oynadığında kötü demenin mahsuru yok bana göre.

    öte yandan yazar profilinin ciddi bir ivmeyle aşağı gittiğini görüp üzüldüğüm sözlük, hemen iki örnekle ne anlatmaya çalıştığımı izah edeceğim:

    1. kendi futbolcumuzun eleştirildiği zaman buradan okuyup "kötü oyuncuymuş hacı o kadar para etmez, 15 vermeyiz 10'a alırız" diyecek kulüplerin transfer komitelerinin burayı okuduğunu sanan yazarlarımız var. misal bundesligadan, la ligadan bir takımın transferle sorumlu yöneticisi benim yorumumu okuyunca nelsson'da "azcık daha fiyat kırın" mı diyecek bizim yönetime? nasıl bir kafa yaşıyorsunuz? adam kötüyse kötü yazmak için yazarız zaten burada, iyiyse iyi yazarız.

    mesela 8 kasım 2023 bayern münih galatasaray maçı sonrası nelsson'un galatasaray kariyeri bitmelidir, biz bu maçlar için yaşıyoruz. atiker konyaspor macında kafası bandajla oynayınca kahraman ilan eden taraftarlarla hiç bir zaman aynı fikirde olmadım. abartmakta üstümüze yok. adam topa 3 defa dürtmeden top çıkartamıyor, en yakınındaki 2 oyuncudan başkasına pas veremiyor. varsın 15 edecekse 5 etsin ben eleştirince.

    2. almanya yerel saatinin türkiye'den 2 saat geride olduğunu düşünemeyecek kadar fanatizm gözünü bürümüş bazı yazarlarımız var. ıcardi başlığında bugün 02.20'de attığı görülen instagram postu sebebiyle "gece uyku tutmamış, adam harbi doğuştan cimbom, kessen sarı kırmızı akar" yazan yazarlarımız var. aslında icardi almanya'da 00.20'de gece yatmadan klozette oturmuş son çişini yaparken paylaşmıştı belki de.

    sözlükte bjk, fener trolleri dolaşıyor farkındayız. ama bu fanatik holigan romantik kafalar da 5-6 sene önce yoktu, yenilerde çok görüyorum malesef buranın tadını kaçıran etkenlerde kuş trollerle aynı etkiyi yapıyor bende.
  • 16380
    çok seviyorum, iyi ki var ama bazen girdileri okudukça cidden artık bunalıma giriyorum.

    maç başlıyor, birinci dakikadan itibaren şu aksıyor, kötü oynuyoruz, birazdan gol yeriz vs vs. o kadar negatiflik kasılıyor ki maçı izlemeyen biri bayern karşısında eziliyoruz zanneder. maçın ilk devresinde en tehlikeli pozisyonları biz bulmuşuz halbuki. oyun olarak da hiç öyle ezilmemişiz.

    bu yetmiyor, maçın ikinci yarısı başlar başlamaz o girsin, şu çıksın, diye kafa açılıyor bu kez. yahu oyuncu değişikliği tavsiyesinden maç yazısı okuyamadım bi ara. herkesin zaten bi fikri olabilir, iyice çöp oldu başlık. ikinci devre başlar başlamaz başlıyor eleştiriler. işin kötüsü ne biliyor musunuz? ne takım kötü, ne de oyuncular yetersiz. gayet iyi mücadele ediyolar futbolcular ve artık ben bu tür şımarıklıkların takıma ve hocaya yapılan bir saygısızlık olarak adlandırıyorum. başka bir şey değil.

    işin komik yanıysa takım gol yedikten sonra okan buruk’un oyuncu değişiklikleri eleştiriliyor. maçı okan hocaya yazanlar falan var. sabahtır oyuncu değişikliği diye kafa açan adam bu kez yanlış değiştirdi diye veryansın ediyor. halbuki hep aynı değişiklikleri yapıyor hoca. iki tanesi de zorunlu değişiklik zaten, ne bekleniyor gerçekten bilmiyorum.

    burdan yönetime sesleniyorum, kimse kusura bakmasın ama maç günü başlıkları çöp entry’lerle dolu. tarafsız gözle okuyun girdileri, ne demek istediğimi anlayacaksınız. daha önce de söyledim ama kulak asılmadı. önlem olarak en azından maç günü başlıklarına entry limiti gelebilir. böylece pas hatası yapıldığında, gol yenip atıldığında anlık tepki olarak buraya yazılmaz. cidden anlamıyorsunuz, çoğu insan nefret ediyor burda yazmaktan artık. artık önlem alınmalı buna.

    (bkz: 8 kasım 2023 bayern münih galatasaray maçı)
  • 16382
    galatasaray taraftarı takımına bağlıdır, eleştirir ama gider destekler. neşteri vurur, duygusal davranmaz. bu yüzden de başarıya doymayan taraftardır. bayern münih deplasmanını iç saha atmosferine çevirmiştir.

    sayın okan buruk eleştirilerini yazanlardan biri de benim. başka pencereden bakıyorum: kaç hafta yedik sayın kerem aktürkoğlu'nu, kötü performans diye? halen yiyoruz. niye? performansı kötü. biliyoruz, potansiyeli daha yüksek. dün tam olarak kaç pozisyonda üretkenlik oluşturdu? sayın okan buruk'u eleştirince fark nedir? oyuncu değişiklikleri hatalıydı bence. koyu galatasaray taraftarı olarak mağlubiyet sayın okan buruk'a yazar bu sebepten. aynı düşünmüyorum renktaşlarla, olabilir. ne yani eleştirmeyecek miyiz? bu tempoda maça soğuk defans oyuncusu alınır mı? kaç maçtır sol bek problemi var, kasımpaşa dahi abdulkerim'i zorlarken neden nelsson solda değil de iyi performanslı abdulkerim orada oynatılır? nelsson solda oynasın, abdulkerim'e haksızlık değil mi onun solda oynatılması? anlamıyorum, doğru bulmuyorum, eleştiriyorum. iyi işler de yapınca yazıyoruz, böyle saldıransaray futbolu seviyoruz. ilk iç saha maçında da tirübünde olacağım, yine 'okan buruk' diye haykırırız maç başında.

    sadece sayın erden timur yada sayın okan buruk'u değil; galatasaray'ın hiçbir unsurunu yedirmeyiz. ama yanlış olan şeye de yanlış deriz. burası galatasaray, öyle koruyacağız diye niye doğrudan vazgeçiyoruz?

    sayın okan buruk'u eleştirenleri haksız bulanlara da bir sorum var: sayın okan buruk, dün kendini kontrol edemediği için jose mourinho gibi 4 maç ceza yerse ve kuvvetle muhtemel bu takım şampiyonlar ligi'nde üst tura yada avrupa ligi'nde yoluna devam ederse; takımı yalnız bırakmasını nereye yazacağız? kenarda hocayı arar oyuncu, bunu bilmiyor muyuz?

    gücümüzü tarihimizden alalım: fatih terim' in kaç maç ceza aldığını, neler yaşadığımızı unuttunuz mu?

    son olarak; bayern münih takımının ev sahibi olduğu arena'yı deplasmana çeviren taraftarın sözlüğüdür.
  • 16384
    üç sene önce bir ekim akşamı okkalı bir küfürden, öyle böyle değil ama hocasından takımına, pilot olan, kimine göre bir abiniz kimine göre bir kardeşiniz olarak, üç sene boyunca sözlüğü takip etmeyi bırakmadım. bu sene de referansla çaylaklık döneminin ardından tekrar aranızdayım.

    üç senede sözlüğün ne kadar güzel geliştiğine, büyüdüğüne ilk elden şahit oldum. yalnız bu gelen büyümeyle beraber, kuralların ne kadar esnemeye başladığına da şahit oldum. bunları şimdi dile getirmemin sebebi de artık yeniden yazar olarak dile getirebiliyor olmam.

    lütfen yaptığım yapacağım eleştiriler yanlış anlaşılmasın, bir şeyi kötülemek için insan pilot olduktan sonra üç sene takip ettiği sözlüğe tekrar çaylak üstüne yazar olmakla uğraşmaz alımların dışarı kapalı olduğu dönemde.

    değinmek istediğim nokta sözlükte saygı ve seviyenin bu süreçte git gide düştüğüdür. olayın sadece hukuksal yönüyle değerlendirilip sözlüğe zarar getirecek faktörlerden başka, aynı zamanda galatasaray sözlüğü galatasaray sözlük yapan, diğer rakip sözlüklerden ve taraftar gruplarından ayıran seviyesi ve saygınlığıdır ve durumlar bu yönden de ele alınmalıdır. düşünün ki bir sözlük içinden, güncel medyada hep beraber severek takip ettiğimiz bir çok isim çıkarmış. ve bu isimler her zaman teknik bilgi, düzgün, objektif, saygılı yorumları ile anılıyorlar.

    sözüm sevgili yazarlar ve yine sevgili moderasyona;

    lütfen seviyenin düşmesine izin vermeyin, bir çok yazar çekti gitti, bir çok yazar eminim ki benim gibi bu durumdan rahatsız. ama anlaşsak da anlaşamasak da burası aile gibi, bunun korunması gerektiğine inanıyorum. anası, babası ölen de buraya yazıyor, çocuğu olan da ve sözlük olarak elimizden geldiğince birbirimizi kucaklamaya çalışıyoruz her zaman.

    aynı yollardan geçen biri olarak, rica ediyorum dışarıdan bakıldığında x sözlüğe, y foruma benzemesine izin vermeyin buranın. sevgili yazar kardeşim eğer bir tepkiniz varsa sonuçlarını kabullenerek girin entrylerinizi, üç senedir her gün doğru orantılı olarak artan günlük hayatta günlük hayatta dile pelesenk olmuş, nokta virgül kıvamında kullanılan kelimeleri buraya taşımayın lütfen. bir harf değiştirince, komikli şekilde kullanınca ya da bir harf yerine yıldız atınca hiçbir şey değişmiyor.

    sayın moderasyon ekibine de ricamdır, sizi de anlıyorum tabi ki eminim iş yükü eskisi gibi değildir, artan sayılarla takip de zorlaşmıştır ama eskiden ne adamlar ne saçma şeylerden uçtu gitti, lütfen biraz daha seviyeyi koruma odaklı değerlendirme yapabilirsiniz.

    buraya kadar okuduysanız teşekkürler, işşize bak ne uğraşmış diyorsanız ben de değişik bir adamım böyle.

    hepinize sevgiler.
  • 16388
    aylardır buraya bir tane entry girmemiş (bu süreçte mesela manchester maçı var, çok iyi oynadığımız bayern maçları var) ama icardi ve kerem'e laf atmak için hesabını aktif hale getirmeye karar vermiş yazarlar barındıran sözlük. 11 kasım 2023 hatayspor galatasaray maçının ikinci yarısında bu oyuncular iyi oynayıp gol atar/asist yaparlarsa ne diyecek aynı yazarlar göreceğiz. eleştirenlere her zamanki gibi sözüm yok, eleştiri gerekir bazen ama yangını körüklemek ya da kundaklamak için gelenlere karşı da ayık olmak lazım.
  • 16389
    kerem'i stres topu yapan taraftarın önüne nasıl geçeceğini merak ettiğim sözlük. kerem'e her maç 50den fazla entry girilince galatasaray'da eleştiri kültürü vardır oluyor, hayalet transferlere bir şey yazınca köstek olmamalıyız oluyor.

    çocuk 1 tane %100'lük pas attı, 0 pas hatasıyla devam ediyor, top kaybı sadece 3 ama yok. kendisinin 4 katı top kaybeden ziyech yerine stres topu yine kerem.

    (bkz: 11 kasım 2023 hatayspor galatasaray maçı)
  • 16390
    maç esnasında, sözlükte isminin yanında kısa sürede, olumsuz fikirlerle dolu iki haneli entry yazılmayan oyuncumuz yoktur muhtemelen.

    wilfried zaha kötü 10 dakika mı geçirdi? hemen bir iki argümanla bir entry. altı doluyor zaten. kerem aktürkoğlu, hakim ziyech, mauro icardi…. icardi yahu icardi. yahu insanlar sevdiği şeylere nasıl bu kadar negatif yaklaşabilir?
  • 16393
    11 kasım 2023 hatayspor galatasaray maçı sonra yenildiğimiz her maçta olduğu gibi girmemeyi hedeflediğim ama dayanamayıp yine giriş yaptığım sözlük.

    son 1,5 senede yapmadığı kalmamış takım, aylar sonra ilk mağlubiyetini aldıktan sonra sözlük anlamsız bir hale giriyor. her kafadan bir ses her kafadan negatif yorumlar.

    giden oyuncudan tutun da, alınmayan oyuncuya kadar herkesin başlığı hortluyor.
  • 16396
    10 gun ve ustu milli mac aralarinda soyle bir rutine giren sozluk;

    1. gun: en sertinden performansi begenilmeyen futbolcu elestirisi ve hocanin son donemde yaptigi hatalar tartismasi
    2. gun: galatasaray'dan ayrilmis aktif futbolcunun ne kadar badem gozlu oldugu gercegi
    3. gun: aktif olmayan galatasaray futbolcularini ovme ve bugun oynasa kac para ederdi tartismasi
    4. gun: gelecegin wonderkid'i gozuyle bakilan ancak bir turlu o patlamayi yapamayan altyapi futbolculari, milli ara artik bit
    5. gun: oyuncu scoutu ve paralel evrende galatasaray formasi giydiginde yasanilacak senaryolar
    6. gun: milli takimlardaki galatasaray'li oyunculari yorumlama, milli ara bitebilir mi artik?
    7. gun: eski futbolcular ve teknik direktorleri ozleme ritueli
    8. gun: milli takim performanslarina gore yaklasan mac icin kadro kurulumu, ayrica bit artik milli ara
    9. gun: icardi'yi sahada gorme hasreti, yarin gunlerden galatasaray, 1. gun sert sekilde elestirilen futbolcuyu bile ozleme hissi, artik bit milli ara
    10. gun: milli ara donusleri ne kadar zor oldugu yonunde nostaljik hatirlatmalar, sezonun en zor macina cikiyoruz heyecani ve bit milli ara artik
  • 16397
    tam üç sene önce bugün yazarı olduğum ve üyesi olmaktan büyük mutluluk duyduğum sözlük. 2020 yılı hem kişisel hem de toplumsal olarak kötü bir seneydi. buraya yazar olduğumu öğrenmem o senenin nadir iyi şeylerindendi benim için.

    2400 küsür yazım olmuş, yıl başına 800 eder. * kendim gibi delileri burada gördüğüm için de ayrıca çok memnunum. * sözlüğümüz iyi ki var.
  • 16399
    türkiye'deki hemen her sosyal toplulukta karşımıza çıkan iki ana grubun bu sitede de baskın olması söz konusu. birinci grupta geleneksel değerlere önem veren, hayatının merkezine vefayı ve geçmişe saygıyı koyan, modern hayat son sürat ilerlerken insani unsurları görece muhafaza etmekten yana olanlar var.

    ikinci grupta ise ilerlemecilikten ve mantıktan yana olan, herhangi bir konuda kültürümüzdeki değerler yerine avrupa'daki anlayışı örnek almaktan çekinmeyen, rasyonel çerçeveye sığmıyorsa hiçbir geleneği veya kültürü umursamayanlar var. bu iki grup da prensip olarak haksız olmamasına rağmen, içlerindeki kavgacı fanatikler yüzünden sık sık tartışma çıkıyor ve bu gruplar kendilerini karşı karşıya buluyorlar. aslında kimseyle kapışmak gibi bir amaçları yokken her iki grupta da yer alan sivri tiplerin harlamasıyla doğan kavgaları görüp öfkeleniyor, "ama bu karşı taraf da çok saçmaladı, bunlara ağzının payını vermek lazım" deyip kavgaya dahil oluyorlar.

    galatasaray sözlük de bu iki ana grubun hakim olduğu ve zaman zaman tartıştığı bir yer. fatih terim son sezonunda başarılı mıydı başarısız mıydı, kötü oynayan yerli oyuncu eleştirilmeli mi eleştirilmemeli mi, o yerli oyuncunun adı kereminho olsa aynı eleştirileri alır mıydı almaz mıydı, geçmişteki hatalarına rağmen arda turan'ın galatasaray'a transfer edilmesi doğru muydu değil miydi gibi başlıklar gündeme geldikçe tartışma kaçınılmaz oluyor. maç oynanırken herkes galatasaray'ı desteklese de bu tür netameli konularda farklı görüşler farklı prensipleri savunuyor ve tansiyon yükseliyor. bu bir yere kadar sağlıklı bir şey, herkes aynı görüşte olsaydı zaten hiçbir ilerleme sağlanamazdı.

    fakat sürekli olarak karşı gruptakilere sataşan, tartışma odağını mahdut konulardan çıkarıp hemen her başlıkta tartışmayı harlayan, karşı görüşten birinin entrysini gördüğü anda doğrudan suçlayıcı bir üslupla cevap veren, bu entryleri önceki entrylere cevap niteliğinde olduğu için silindikçe formata uygun olması için yazısına taklalar attırarak yazmaya devam eden tipler açıkça provokasyon yapıyorlar ve sözlükteki arkadaşlık ortamına kastediyorlar. doğrudur, bu tipler sözlüğe dinamizm ve "hit" sağlıyorlar. sürekli tartışma çıkardıkları için çokça entry girilmesine de vesile oluyorlar, ilkokul çocuğu mantığıyla bakarsak sayısal anlamda sözlüğe bir katkı sağlamış oluyorlar. fakat bu katkıyı sitenin ruhunu erozyona uğratarak, siteyi çürüterek yapıyorlar.

    bugüne kadar galatasaray sözlükte birçok tartışma çıktı, bunların birçoğuna ben de dahil oldum, birçok entrym silindi, zaman zaman kendimi tutamayıp aşağılayıcı laflar söylediğim veya böyle laflara maruz kaldığım da oldu. ama hiçbir zaman tartıştığım insanları daha az galatasaraylı olmakla veya içimizdeki hainlerden biri olmakla suçlamak aklıma gelmedi. kavgayı gürültüyü beş dakika sonra unuttuk, ana odağımız tartışma veya suçlama olmadı. sitede bugüne kadar böyle bir atmosfer hakim oldu.

    şimdi bu atmosfer değişirse buna da ayak uyduracağıma inanıyorum, nihayetinde kavga etmek çok zor bir şey değil. ama bu gidişin bol suçlamalı, bol polemikli, bol kavgalı, öncekinden baya farklı bir galatasaray sözlük'e çıkacağı belli. herkesin kılıçlarını çektiği bir ortamda marş söyleyenler giderek daha az duyulur hale gelecek ve bir süre sonra onlar da bu çabadan vazgeçecekler.
  • 16400
    sözlüğün ciddiyet, mantık, nitelik, üslup, vb. kriterler özelinde seneler içerisinde ciddi bir kan kaybettiğini düşünüyorum.

    elitist bir insan asla değilim. sözlüğün eski sayılabilecek yazarlarından da değilim aslında, üye olma kararını 2018'de vermiştim ve üye olmuştum. ancak 2010 yılından beri takip ettiğim bu platformda, özellikle son bir yıl içerisinde girilen entylerde içerik, konu bütünlüğü, mantık ve belki de en önemlisi üslup gibi kavramların ikinci planda tututulduğunu düşünüyorum. entrylerin bir anlamı olmasının, bir mantığı olmasının, bir şey ifade ediyor olmasının artık pek bir önemi kalmadı burada. içeriğin doğru veya yanlış bir bilgi barındırıyor olmasının da artık bir ehemmiyeti yok. bazı üyeler çok sayıda entry yazarak sadece sayısal olarak bir şişkinlik yaratmak istiyorlar ve o entry şişkinliği ile sözlükte bir ağırlığa, bir hacime ulaşıyorlar. çok yazmak eşittir çok emek vermek, o da eşittir sözlüğün kıymetli/dokunulmaz bir unsuru olmak gibi garip bir tez oluştu burada. bu noktada altı çizilmeye çalışılan kritik kelime emek ama bir şey anlatmayan, bir fikir ortaya koymayan, sloganvari çıkışlar veya zerre güldürmeyen/düşündürmeyen espriler içeren, hamaset barındıran yüzlerce/binlerce entry'nin ya da galatasaray ile zerre ilgisi olmayan konulara veya kişilere dair sadece kişisel tatmin barındıran ve içerikte kullanılan dil ile insanların bile isteye sinir uçlarına dokunulan yüzlerce/binlerce entry'nin galatasaray sözlüğe kattığı ne var? bu tutumları sergileyen üyeler bunu neden yapıyorlar ve sözlüğe bu inatçı tutumlarıyla ne katıyorlar? galatasaray'a ne katıyorlar? bunun mantıklı bir açıklamasını bir sözlük üyesinden dinlemek isterim açıkçası...

    "isteyen istediğini yazar, kimse karışamaz" veya "engelle geç" şeklinde düz cevaplarla yetinmem mümkün değil bu konuda çünkü bu sözlüğün diğer galatasaray platformlarından farklı bir seviyesi olduğuna ve üye profilinin her birinin yazdıklarıyla sözlüğe değer katması gerektiğine inanan biriyim. yazdıklarının sayısının çokluğuyla değil ama; yazdıklarının içeriğiyle, diliyle, uyumuyla, anlattıklarıyla değer katmalı üyeler bence. bu noktada naçizane sözlüğü yönetenlerin çok daha ciddi, çok daha disiplinli ve sözlüğün değerini/seviyesini koruma içgüdüsü ile hareket etmeleri gerektiğini düşünüyorum. nicelik ve nitelik arasında bir karar verilmeli.
App Store'dan indirin Google Play'den alın