resim
Oğuzhan Ertem
Takım:Trabzonspor U17
Mevki:On Numara
Yaş:17
Boy:1.78
Uyruk:Türkiye
  • 351
    daha önceki senelere göre ortasahamızın bu sene* seri, belhanda ve gelmesini beklediğimiz 1 adet defansif özellikleri bir tık daha ağır basan box-to-box transferle birlikte yeni bir çağa gireceğimizi düşünüyorum. burada belhanda'nın yerine biri alınacaksa onun da satılması gündeme gelebilir ancak fatih hocamın bol sıfırlı bir teklif gelmediği sürece öyle bir düşünceye gireceğini düşünmüyorum. kendi düşüncem ise satılmaması gerektiği yönünde. hem feghouli ile yakaladıkları uyum ve de tüm ortasahayı tek bir transfer döneminde değiştirmeyi çok sağlıklı bulmadığım için. hem arkadaki defans bloğu hem de öndeki forvet bloğu arasında birbirini hiç tanımayan oyuncular oynamasını doğru bulmuyorum.

    eğer hayat football manager oyunundaki gibi olsaydı bu sene mustafa kapı'yı seri'nin yanından ayırmaz özel dersler verdirir ve seneye direkt ilk 11 oynatırdım. ancak bunlar gerçek hayatta olacak şeyler olmadığı için ve antremanda verilen performansları sadece gazetlerden okuyabilidiğimiz için her gün onları takip eden fatih hocam ve ekip arkadaşlarına güvenim her zamanki gibi tam.
  • 352
    seri transferinin ardından orta alana yapacağımız bir sonraki transfer hakkında sürekli yeni isimler ortaya atılıyor. morgan schneiderlin, victor wanyama, josef de souza dias, orel mangala, bernard mensah, joseph alfred duncan ilk aklıma gelenler. bunlarla ne kadar ilgileniyoruz, bize transfer olmaya hangileri ne kadar yakın ya da değil kestirmek çok güç. ancak seri transferindeki gibi son bir iki günde adını öğrenip takımımıza katılacağını düşündüğüm bir oyuncu ile anlaşmamızı umuyorum. seri kadar kaliteli bir oyuncu olmasa da teknik heyetin bu oyuncuyu tercih ederken çok dikkatli davranacağından eminim.

    edit: fred ve franck kessie isimleri de konuşulanlara eklenmiştir. ancak bu ikisi basından çok biraz galatasaray taraftarınca dillendirilmektedir.
  • 356
    aynı gün içinde gurrpegi ve uğur karakullukçu kaynaklı haberlere göre halkanın son parçasının morgan schneiderlin olacağı orta saha.

    şahsen iki isme de güveniyorum, ateş olmayan yerden duman çıkmaz diyorum. keza twitter'da en çok güvendiğim hesap olan @ligue1_turkce de oyuncunun menajerler tarafından bize teklif edildiğini yazdı.

    schneiderlin-seri-belhanda orta sahası fakir busquets-xavi-iniesta orta sahası gibi geliyor kulağa. türkiye liginin çok üstünde olur.
  • 358
    gündemimizde olduğu iddia edilen wanyama ve schneiderlin arasında seçim yapmanın zor olduğu bölge.

    sakatlıksız, iyi bir wanyama eşittir psikolojik üstünlük. temposu, gücü ve fiziği ile defansif olarak çok şey katar,ligi domine eder. cl için de mükemmel bir isim.

    fakat schneiderlin de öyle zeki, öyle yetenekli bir adam ki orta üçlü uyum sağlarsa bir anda akışkan, dalga dalga gelen bir takıma dönüşebiliriz. üstelik en önemli meziyeti, bizim 2 senedir kanayan yaramız. sırtı dönük top alıp geçiş oyununa başlayabilmesi.

    keşke imkan olsa da ikisini de alabilsek.

    wanyama-schneiderlin-seri üçlüsü muazzam ötesi olur.
  • 359
    morgan schneiderlin ile tamamlanacağını düşündüğüm bölgedir. 2013'te southampton'ın lallana, wanyama, luke shaw, lovren'li kadrosunun hastasıydım. premier lig'e yükseldikten iki sene sonra sezonu 8. bitirmişlerdi. o kadronun en kilit oyuncusu da schneiderlin'di ki zaten o dönem liginin her yönüyle en iyi defansif orta sahası oydu bana kalırsa. bunun yanında muazzam oyun kurucu, seri & belhanda orta sahasına ismi geçenlerden en çok yakıştırdığım oyuncu da kendisi. fakaat...

    kasım ayında 30 yaşına girecek olması ve muhtemelen maliyetinden ötürü ancak kiralık olarak kadroya katabilecek olmamız olur büyük problem. takımın iskeletini oluşturacak olan bölgedeki üç oyuncunun da 30 yaş bandında olması ve iki oyuncunun kiralık olması ancak günü kurtarmak olur.

    dinamizmi arttırmak, kadronun yaş ortalamasını düşürmek ve maaş skalasını aşağıya çekmek için rodrigo dourado, gustavo cuéllar gibi oyunculara yönelmemiz gerekiyor.
  • 361
    bu sezon jimmy durmaz'ı da bolca görebileceğimizi düşündüğüm orta sahadır. wanyama ismi çok fazla bilimkurgu gibi geliyor. ama schneiderlin kiralık olarak olabilir. belhanda'nın durumuna göre bir transfer daha yapılır buraya. belhanda kalırsa gerek yok.

    belhanda, seri, schneiderlin, donk, jimmy durmaz, selçuk

    eh oldukça iyi bir orta saha rotasyonu. elbette özellikle seri'nin alternatifi yok. ancak o derecede üst düzey bir kadro kurmamız mümkün değil.

    artık bir an önce defansif orta saha oyuncumuzu da alıp yolumuza devam etmeliyiz. umarım bu iş çok uzamaz.
  • 365
    diagne satılsa da artık ffp çerçevesinde elde kalacak parayı defansif özellikleri daha yüksek olan genç, dinamik, potansiyelli ve henüz kendisini ispatlamamış bir orta saha ile anlaşsak.

    schneiderlin gibi kiralık veya yaşı 30 ve civarı oyuncuya ancak elimiz mahkum olduğunda yönelmemiz gerekiyor. yani son tercih olarak. bize isim değil özellikle bu bölge için gelecek lazım. son yaşlı/tecrübeli oyuncu hakkımızı santrafor bölgesine kullanabiliriz.
  • 366
    futbol oyununun bel kemiği olan mevkii. belhanda ve serinin yanına alacağımız futbolcu oyun stilimizi belirleyecektir. artık futbolda saniye hesaplamaları vs bu kadar dönüyorken beli dönen bir orta saha tek isteğim. topu dolaştırma hızını arttırmamız gerektiği zamanlarda ayak uydurabilmesi sakin kalabilmesi ve de tek paslar yapabilmesi çok önemli bence. bunları yapamayacaksa gelen transferin adı bir bakmışız donk olmuş.*

    wanyama özelinde ise sakatlık geçmişi çok konuşulan bir konu ama her şeye rağmen gelmesini çok istiyorum. futbol takımına katacağı katkının dışında falcao transferinde konuşulan imaj popülarite gibi konularda da mutlaka katkısı olacaktır.
  • 368
    yaz transfer döneminde en önem verilmesi gereken bölge haline gelmiştir. fernando'nun sevilla yolunu tutmasının ardından orta sahadaki rotasyonu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olabiliriz. fatih terim dönemine kadar orta saha hakimiyetimiz sürekli tartışılır hale gelmişti. günümüzde belhanda, onyekuru ve feghouli uyumu orta sahanın atak yönünü diri tutsa da arka planı bir türlü toparlayamadık. harcanan minimum bonservis bedelleri ve mali yönden kulübü yormadan yapılan aklı selim transferlerle bu yıl avrupa'ya ve ligimize tank gibi bir orta saha yaratmak hayal olmaz.
  • 369
    acilen takviye yapılması farz olan bölge şu an. fatih hoca tek ön liberolu, çift sekiz numaralı sistemden vazgeçmiyor. bu nedenle orta sahaya en az iki oyuncu transfer etmesi gerekebilir.
    fernando'nun yerine bir 6 numara ihtiyacı öncelikli olmakla birlikte bence rotasyon için bir 8 numara daha alınması gerekiyor. yabancı kontenjanı kısıtlı olduğu için de bu oyunculardan birinin yerli olması daha makbul olur.
    6 numarada donk'un 1 yıl takımı taşıyabileceği olası iken bonservisi elinde olan mehmet topal ona alternatif olabilir. yabancı kontenjanını ise diagne'den gelecek bonservis ücreti ile banega tarzı bir oyuncu için değerlendirilebilir.
  • 370
    orta saha göbek bölgesinde selçuk, donk, belhanda ve yeni transferimiz seri bulunuyor. savunma yönü kuvvetli ve oyun kurucu özelliklerine sahip bir ön libero transferi bence forvet transferinden daha acil durumda. geriden oyunu seri ile birlikte kontrol edebilecek ama klasik ‘çapa’ değil de melo gibi hücuma da katkı sunabilecek olmalı. göbekteki kimyayı stoper tandeminde ki gibi yakalayabilirsek bu sezon özellikle süper lig deplasmanlarında zorlanmadan maç kazanacak bir takım olabiliriz.
  • 371
    bu konuda oturup bir şeyler yazma ihtiyacı hissediyordum uzun zamandır. zamanı şimdiymiş. futbolu çok iyi bildiğimi iddia etmiyorum. edemem de. ancak burada tamamen bilimsel bir analiz yapmaya çalışacağım. zira "3 tane merkez orta saha ile oynayalım", "belhanda ve seri ortada oynasın, önlerinde babel ile 4-2-3-1 oynayalım", "2 merkez orta saha ile 4-4-2 oynayalım ve uçalım" diyenleri gördükçe bu yazının gerekli olduğuna daha çok kanaat getirdim.

    peki bu yazıda ne yapacağım? aslında çok basit bir şey: büyük liglerin başat takımlarının, geçen sezon en çok maç oynayan orta sahalarını yazacağım. bu bağlamda bu takımların ne tür orta sahaları aynı anda kullandıklarını analiz etmeye çalışacağım. kısıt olarak bu takımların sistem ve dizilişlerini değerlendirme dışı bırakacağım. zira konumuz tamamen sistemden ve dizilişten bağımsız. cevap aradığımız soru şu: hangi takımlar ne tür orta saha oyuncularını daha sıklıkla kullanmış? bu soruya cevap arayacağım.

    burada değerlendirme yapacağım ligler şunlar olacak:

    ingiltere
    ispanya
    italya
    fransa
    almanya
    hollanda

    bu 5 ligden geçen sezonu ilk 4'te bitirmiş takımları alıp değerlendireceğim. bu takımların en çok süre alan 3 orta saha oyuncusuna bakacağım. verileri tamamen transfermarkt'tan almaktayım. hatalar için şimdiden affola.

    ingiltere ile başlayalım.

    manchester city:

    fernandinho - 42
    ilkay - 50
    david silva - 50

    burada 4 oyuncu da merkez orta saha olarak görünmekte ise de fernandinho'nun daha defansif meziyetleri yüksek bir orta saha olduğunu söylemek lazım. kaldı ki city, epl şampiyonu olmasına rağmen, şampiyonlar ligi'ndeki başarısızlığı nedeniyle atletico madrid'den bir defansif orta saha oyuncusunu* 70 milyon € karşılığında transfer etti.

    burada baktığımıda en çok süre alan oyuncuların sırasıyla david silva, ilkay ve fernandinho olduğunu görüyoruz. ilk 2 oyuncu daha merkezi oyuncular olsa da fernandinho daha defansif meziyetleri yüksek bir oyuncu olarka göze çarpıyor.

    liverpool:

    vijnaldum - 47
    henderson - 44
    milner - 45

    burada da yine karşımıza 3 merkez orta saha oyuncusu çıkıyor olsa da henderson'un daha defansif meziyetleri yüksek bir oyuncu olduğunu, milner'in ise kanat/bek orijinli bir oyuncu olduğunu hatırlatmakta yarar var. bunun yanı sıra defansif bir orta saha olan fabinho yine bu üçlüye yakın bir şekilde 41 maçta süre almış.

    chelsea:

    jorginho - 54
    kante - 53
    barkley - 48

    burada ise defansif meziyetleri çok yüksek 2 oyuncu açık ara önde görünüyor. 54 maçla defansif orta saha oyuncusu olan jorginho ilk sırada.

    tottenham:

    sissoko - 44
    dele alli - 38
    eriksen - 51

    burada yine merkez orta sahalar ön planda. ancak tottenham'ın 2 tane defansif orta sahasının da çeşitli dönemlerde uzun süreli sakatlıklar yaşadığını ve buna rağmen dier'in 22, wanyama'nın ise 28 maça çıktığını hatırlatmak gerekli diye düşünüyorum. hatta öyle ki wanyama'nın sakatlandığı dönemlerde dier, dier'in sakatlandığı dönemlerde ise wanyama kadroda yer almış genellikle.

    şimdi gelelim ispanya'ya.

    barcelona:

    busquets - 54
    rakitic - 54
    vidal - 53

    fazla söze gerek yok. bir barcelona klasiği.

    atletico madrid:

    rodri - 47
    tomas - 42
    saul - 45

    2 tane defansif orta saha en çok süreyi alan 3 oyuncudan birisi.

    real madrid:

    casemiro - 43
    modric - 46
    kroos - 43

    klasik real madrid. yine 1 defansif orta saha mevcut.

    valencia:

    coquelin 42
    parejo - 56
    soler - 51

    burada da 1 adet defansif orta sahayı görmek mümkün.

    sıra italya'da.

    juventus:

    pjanic - 44
    matuidi - 42
    bentancur - 40

    yine 1 defansif orta saha listenin ilk sırasında.

    napoli:

    hamsik - 38
    allan - 47
    zielinski - 49

    burada 3 merkez orta saha göze çarpıyor. ama yine de allan bunların arasında defansif olarak daha meziyetli bir futbolcu.

    atalanta:

    pasalic - 42
    freuler - 44
    de roon - 44

    burada da 3 merkez orta saha var. ancak atalanta'nın 3 stoper ile oynadığını söylemekte fayda var.

    inter:

    brozovic - 42
    vecino - 40
    vlero - 38

    yine takımın en çok oynayan oyuncusu bir defansif orta saha.

    fransa'ya gelelim.

    psg:

    paredes - 44
    veratti - 38
    nkunku - 29

    yine takımın en çok oynayan oyuncusu bir defansif orta saha.

    lille:

    xeka - 30
    mendes - 36
    ikone - 41

    ilk 3'te 2 tane defansif orta saha var.

    lyon:

    tousart - 42
    aouar - 47
    ndombele - 49

    1 adet defansif orta saha ilk 3'te.

    saint-etienne:

    m'vila - 40
    khazri - 35
    cabella - 37

    yine en çok oynayan orta saha oyuncusu bir defansif orta saha.

    sırada almanya var.

    bayern:

    martinez - 33
    thiago - 42
    goretzka - 42

    sıralamada 1 defansif orta saha oyuncusu var.

    dortmund:

    witsel - 43
    delaney - 38
    reus - 36

    yine en çok oynayan orta saha oyuncusu bir defansif orta saha.

    leipzig:

    demme - 39
    ilsanker - 34
    kampl - 40

    2 tane defansif orta saha oyuncusu sıralamada.

    bayer leverkusen:

    kavertz - 42
    aranguiz - 29
    bender/baumgartlinger - 27

    2 tane defansif orta saha oyuncusu sıralamaya girmiş.

    nihayetinde hollanda'ya gelelim.

    ajax:

    de jong - 52
    van de beek - 57
    schöne - 51

    yine 1 adet defansif orta saha listede.

    psv:

    hendrix - 38
    pereriro - 36
    rosario - 41

    yine sıralamada 1 adet defansif orta saha mevcut.

    feyenoord:

    vilhena - 39
    orkun kökçü - 30
    toornstra - 40

    3 merkez orta saha listede.

    az alkmaar:

    midtsjö - 39
    til - 39
    seuntjens - 38

    3 merkez orta saha listede.

    evet verilerimizi elde ettik. şimdi bunları anlamlı bir hale getirmek adına gruplamak gerekiyor. kabaca bakacağımız veri bir hangi ülkede kaç takımdan kaç tanesinin en çok oynayan ilk 3 oyuncusundan en az 1 tanesi defansif orta saha olduğu.

    ingiltere: 4 takımdan 1'i
    ispanya - 4 takımdan 3'ü
    italya - 4 takımdan 2'si
    fransa - 4 takımdan 4'ü
    almanya - 4 takımdan 4'ü
    hollanda - 4 takımdan 2'si

    yani bu bağlamda baktığımızda, dünyanın en kaliteli 6 liginin, geçensezonu ilk 4'te bitiren 24 takımından 16 tanesinin en çok süre alan 3 oyuncusundan en az 1 tanesi defansif bir orta saha oyuncusu olarak görülmektedir.

    bu verilerden daha, farklı gruplamalar eşliğinde farklı konularda yorum imkanı verecek sonuçlara da ulaşmak elbette mümkün. ancak biz burada sadece defansif orta saha oynatıp oynatmama baülamında konuyu değerlendirdiğimiz için bunları kapsam dışı bırakıyorum.

    sonuç olarak dünyadaki en kaliteli 6 ligin geçen seneyi ilk 4 sırada bitiren takımların %75 gibi bir oranla en az 1 tane defansif orta saha oynatmayı tercih ettikleri söylenebilir.

    peki buradan nasıl bir sonuç çıkartmalıyız? benim burada gördüğüm dünya futbolunun, ağırlıklı olarak, en az 1 defansif orta saha ile oynandığı. elbette farklı tercihlerde bulunan diğer 8 takımı da es geçemem. ancak bu takımların bazıları 3'lü stoper oynarken bazılarında ise merkez orta saha oyuncularının en azından 1 tanesi defansif yönü kuvvetli bir orta saha olarak görünmektedir.

    özellikle epl'deki takımların üçlü merkez orta saha tercihi göze batmaktadır. bu sezon hem şampiyonlar ligi finalini hem de avrupa ligi finalini tamamen ingiliz takımlarının oynadığı düşünüldüğünde bunun yeni bir trend olduğu değerlendirilebilir. ancak bu değerlendirmeyi yapmak için bu takımların söz konusu turnuvalarda oynadıkları dizilişleri, sistemleri ve yine benzer şekilde hangi orta saha oyuncularının bu turnuvalarda en fazla süre aldığını değerlendirmek lazımdır.

    bu analizin bir benzerini çift santrafor konusunda da yapmak istiyorum. ama şimdi biraz dinlenmem lazım.
  • 372
    (bkz: #2715701) *

    (bkz: #2715774) *

    arkadaşların emeğine sağlık, çok güzel 2 yazı.

    yalnız bunun için sayfalarca yazı yazmaya gerek yok abicim, seri ve belhanda'nın olduğu takımın ihtiyacı olan net bellidir.

    (bkz: adam yiyen orta saha)

    herkesin de aklına gelen oyuncu tipi bellidir.

    hayvan gibi pres yapsın, top kapsın, nerede duracağını bilsin, topa sert olsun, topu kapınca da seri, belhanda veya uygun olan oyuncuya aktarsın oldu bitti.

    poko'nun, azubuike'nin fark yarattığı ligden bahsediyoruz. çok fazla kafa karıştırmaya gerek yok.

    melo'nun ilk hali desem, aslında tam tanımı da vermiş oluyorum.
  • 374
    takımlara transferleri düşünürken atladığımız belki de en önemli konu, takımın hangi bölgesine transfer yapılırsa yapılsın, oynamak istediğin oyun anlayışına ve sistemine uygun olması gerekliliği konusu. bu oyun anlayışı ve sisteminden sadece rakamlar ya da varyasyonlar aklımıza gelmemesi gerekiyor. örneğin, şenol güneş'in 4-2-3-1 ile ile abdullah avcı'nın 4-2-3-1'i birbirinden çok farklıdır. şenol hoca, direk ve hızlı hücumlara, kanat organizasyonlarına ve sonuca önem verirken, abdullah avcı tam tersi pas oyununa ve topun takımında kalmasın önem verir. yani aynı takımların aynı formasyonda bile farklı oyunlar oynadığını ya da oynamaya çalıştığını görürüz. o yüzden transferleri göz önünde bulundururken kesinlikle teknik direktörün oyun felsefesini atlamamamız gerekmektedir. tabi böyle düşününce de her oyuncunun özelliklerini ayırmak gerekir, onları sadece defansif ve ofansif orta saha olarak adlandırırsak ne takım kurmada ne de analiz kısmında doğru bilgiye ulaşamayız.

    yani biz pjanic, jorginho defansın önünde oynadı diye bunlar defansif orta saha dersek ve bize de mutlaka bir defansif orta saha gerekli dersek olaylara yanlış bakmış oluruz. kalecilerin bile özellikleri açısından 3'e, 4'e ayrıldığı bu zamanda orta saha oyuncularını sadece defansif ve ofansif olarak ayırmak çok da sağlıklı değil. özellikle bunu söylerken sahada durdukları yere göre söylemek çok daha yanlış olur. bizim orta saha oyuncuları analiz ederken mutlaka, oyuncunun özelliğini de analiz etmemiz gerekir. yani bir orta saha oyuncusu, anchor (çapa)mı, box to box orta sahamı, deep-lying playmakermı, ball-winning orta sahamı, bunları iyi ayırt etmek gerekir. bu yazdıklarım mevkilerin hepsi 6-8 numaralarda oynayan oyuncu özellikleridir ve hepsi bir birinden ayrıdır ve farklı sistemler için uygundur.

    gelelim bize. kahvedeki amcaya bile fatih terim'in defans oyuncuları nasıl olması gerekiyor diye sorsak, söyleyeceği şey, hızlı oyuncular olması gerekiyor der. bunu demesinin sebebi, fatih hoca hangi sistemle oynarsa oynasın defans oyuncularını ileriye çıkartmayı yani takımın boyunu kısaltmayı ister, planlar. peki, bir takım, takım boyunu kısaltıp, defans oyuncularını orta sahaya kadar alıyorsa ne yapması lazımdır?. bunun cevabı topa hakim olması gerekmektedir. eğer sen topu rakibe bırakır ve defans çizgini orta sahaya çekersen sürekli kalende pozisyon olur. bunun için de ne olması gerekir. dar alanda pas yapabilen oyuncu topluluğu. yani sen defansı öne çıkarmak istiyorsan takımında anchor bulunması yani başka bir deyişle, anladığımız şekilde bir defansif orta saha bulunması, o sistemin işlemesine engeldir. orta sahada topu ne kadar hızlı çevirirsen, ne kadar hızlı pas verip, pas alanlarına koşu yaparsan, o kadar rahat topla çıkarsın. anchor'la oynadığın zaman, mutlaka oynayan diğer orta sahanı da top almaya gelmesi hatta 10 numara pozisyonunda oynayan oyuncunun da bunu yapması gerekmektedir. bunu yaparsan takım boyunu istediğini gibi kısaltamazsın. çünkü ileri uç oyuncunla orta sahan arasında büyük bir boşluk olur ve mecburen oyuncuların kabiliyetlerine bakarsın. belhanda'nın en büyük sıkıntısı bizde bu oldu. eğer defanstan top almaya belhanda gelirse o sistemde belhanda takıma zararı olur. sen iki tane ayağı düzgün, oyuncularla belhanda'yı rakip yarı alanın ortasında topla buluşturursan o zaman tam verim alırsın.

    şuan takım olarak en büyük problemimiz topla çıkmak ve topu hızlı çevirememek. bunun sebebi de iki senedir iki tane çapa ile oynamamız. seri transferi ile bu anlamda bir yol kat edildi. eğer, takım olarak ileride oynamak istiyorsak da takıma defansif orta saha değil, oyunun iki yönünü de oynayan orta saha lazım. bu ball winnig orta saha bile olmaması lazım. oyun kurabilen, topu hızlı çevirebilen, tempolu bir oyuncu olması lazım. eğer topla yüzde 70 civarında oynarsak, zaten oyunu karşı alanda kurarsak, rakibe oyun kurma alanı bırakmayız ve defansif zaafiyet yaşamayız. tabi ki tempoları ve oyun becerileri olan oyuncular olması gerekiyor.

    tabi bunları analiz edebilmek için öncelikle oyuncuların özelliklerini ayırt etmemiz gerekir. defansın önünde her oynayan oyuncuya defansif orta saha dersek, analizi de ve oyunu da yanlış yapmış oluruz.

    son olarak, şuan orta sahamız hariç, oyunun boyunu kısaltmaya çok uygun bir takımız. onyekuru yerine babel tercihini de bu yüzden yaptığımızı düşünüyorum. onyekuru gibi oyuncularla da takımın boyunu kısaltamazsın. sağ beki mariano, açıkları sofian ve babel olan bir takımın topa sahip olmaktan başka bir planı olmaması gerekir. bunun için de kesinlikle bir defansif orta sahaya ihtiyacımız yok. man. city'nin, liverpool'un, chelsea'nin ve topa sahip olmak isteyen diğer takımların olmadığı gibi.
  • 375
    kavramlara takılmaya hiç gerek yok; savunma yönü güçlü sert bir orta saha oyuncusuna hava gibi, su gibi ihtiyacı olan bölge. ryan donk dahi tek başına yükseltebiliyor takımı oynadığı maçlarda fakat yetmez. adam yemesine de gerek yok gelecek olanın; ayağı biraz iyi olsun, savunma-orta saha bağlantısını sağlayabilsin, bir de güçlü olsun, tamam işte.
App Store'dan indirin Google Play'den alın