• 23526
    tekrar ayağa kalkacak futbol takımıdır. hatırlarsanız geçen sene de buna benzer bir senaryo yaşamıştık. ligin ilk yarısında vasat futbol ortaya koyuyorduk. ikinci yarıda şampiyonlar ligine devam edemedik sonrasında tek odaklanmamız gereken yer lig oldu. fatih terim'in de konsantrasyonu arttı ve muhteşem bir konuşma yaptı. dedi ki sekiz de kapanır on sekiz de. şampiyonluğun anahtarı bu cümleydi. çünkü fatih terim inanmıştı. o cümle ile taraftara tekrar umut verdi. ben her zaman söylerim, galatasaray'ın olduğu yerde umut vardır. evet çok kötü futbol oynuyoruz, taraftar olarak zevk de alamıyoruz ama benim tüm bunları aşacağımıza dair inancım tam. sezon başında yapılan yanlışların biz de farkına varamadık belki. takım, kağıt üzerinde muhteşem görünüyor ama maçlar sahada kazanılıyor. dolayısıyla isteksiz, ruhsuz topçularla da maalesef bu zor oluyor. devre arasında doğru transfer politikası ile sorunlar aşılır ve sezon sonunda yine ipi göğüsleriz diye düşünüyorum.
  • 23527
    turkiyede ilklerin ve enlerin takimidir galatasaray. yakin zamanda da yine boyle bir adim atacagi kanaatindeyim.

    galatasaray futbol takiminin 2000'li yillardan hemen once yasanilan devrimin bir benzerine bu yillarda da ihtiyaci vardir. cunku artik takim etarfinda yasanan her gelisme bunu dogruluyor. ve acikcasi beni en sevindiren sey, takimin basinda fatih terimin olmasi ve hocanin bu gerekliligini farkettigini anlatan mac sonu aciklamalari.

    hocanin aciklamalarini biraz komik olma adina, biraz da isin kolayina yani populerlige kacip baska baska manalar verenler var. ancak ben fatih terimin hem buyuk bir futbol adami hem de iyi bir galatasarayli oldugunu dusunuyorum. dolayisiyla benim tv basindan farkettigim meseleleri onun da yakindan farkettigini ve benim de hayallerim var ifadesine kendisini bu buyuk degisimin tasiyacaginin tesbitini yapmis durumda hoca.

    peki nedir bu buyuk devrim. bence galatasaray futbol takiminin ihtiyaci olan degisimin anahtar cumlesi "artik oyuncularin gecmisine degil gelecegine yatirim yapacagiz" cumlesi. galatasarayin 2000'de gelen buyuk basarinin ardindan dustugu hatadan artik donme zamaninin geldigini duyuran ve soyleyen kisinin dunya uzerinde floryada etkisi en buyuk olabilecek birisi olan bu cumle, durumlari galatasaray icin onumuzdeki 20 senede cok ciddi sekilde degistirebilir. yonetimin de su anda hoca ile uyumlu calismasi acikcasi beni cok heyecanlandiriyor.

    galatasaray futbol takimi, toparlanacaktir. devam ettirilebilir bir sistem kuracaktir. turkiyedeki artik zamani geldigi cokca belirtilerle ortaya cikan devrimi yapacak olan takimdir.

    (bkz: allah yardimciniz olsun)
  • 23529
    eski günlerinden eser kalmayan, ülkedeki diğer takımlar gibi sıradanlaşan, asıl amaçlarını unutup, araçlarıyla memnun etmeye çalışan yetersizliği her geçen gün daha fazla ortaya çıkan takımdır.

    herkesin ortak fikri, bu takım kötü. tek tek isimlere bakıldığında liginin epey üstünde görünmesine rağmen, sahada oynanan futbol, son 20 yılda gördüğüm en kötü futbol takımıdır. istikrar sağladığı tek nokta, evinde ya da deplasmanda fark etmeksizin, rakiplerinin kendisini sürklase etmesi. 10 kişilik sivaspor da, hiçbir özelliği olmayan alanyaspor da, dünya devi psg de, sıradan club brugge de, galatasaray futbol takımını sahasına hapsedip, iki pas bile yaptırtmıyor.

    bu takımın en büyük eksikliği, bir sistemden uzak olmasıdır. 2 yıldır ne oynadığımız belli bile değil. bireysel performanslarla sonuca gidiyoruz. takım halinde bakıldığında ise kötüyüz. takım halinde ne yapmaya çalıştığımızı muhtemelen hoca dahil kimse bilmiyor.

    bu sezon itibariyle benim ümidim kalmadı, çünkü bana hocasından, futbolcusuna kimse o ümidi vermiyor. galatasaray'ın hocası, rakip kim olursa olsun, ümitsiz olamaz, biz o eşiği yıllar yıllar önce atlattık. yeniden o eşiğe itiliyoruz. sakın alışmayın o eşiğe, itiraz edin, isyan edin.

    ama milan'a, arsenal'a, dortmund'a, juventus'a, manchester united'a deplasmanda kafa tutan kulübün taraftarı, trabzonspor deplasmanında 1 puan aldı diye sevinmeye başladıysa en büyük tehlike budur.
  • 23530
    2019-20 sezonunun başından 12 aralık 2019 tarihine kadar 1, yazıyla bir maç dahi futbol oynamamıştır. iyi futbol, kötü futbol falan değil, futbol oynamamaktan bahsediyoruz.

    muhtemelen “biz isim adamları alalım, bireysel performansla işi götürürler” düşüncesi ile oluşturulan bir kadromuz var. zerre idman yaptığımızı sanmıyorum; zira 25 maçta 1 tane organize atağın olmaması başka türlü açıklanabilecek bir durum değil.

    bir kere pas oyunu oynamaya çalışıyorsak eğer dendiği gibi; gerçekten allah çarpar. cepheden gelen topu diz kapağı ile kontrol etmeye çalışıp rakibi kontraya kaldıran bir 10 numaraya, doğru pas attığında şaşırtan, konya ovasında topu direğe vuracak, koşamayan, sadece geri pas veren, geri pası hatalı verdiği için rakibi kontraya kaldıran, buna rağmen defanstan top çıkartması ileride de orta yapması için her topu ama her topu kendisine verdiğiniz bir sağ bekiniz varsa pas oyunu oynamayı düşünmemeniz lazım; dediğim gibi allah çarpar.

    pas oyunu şöyle işler: (1) takım topu alır, seri sağa sola paslarla oyunu ve rakip defansı bir tarafa kaydırır, yani shifte zorlar, sonrasında bir ters top ile boşta bekleyen ters iç orta saha ve açık üzerinden atak sonlandırılır (guardiola city’si). (2) top genel olarak orta saha ve ofansif orta saha oyuncuları üstünden döner, rakibi gömdükten sonra kanat oyuncuları topsuz içe kat eder ve kaliteli orta saha oyuncuları kısa / uzun ara pasları ile bitirici kanatları pozisyona sokar (guardiola barcelona’sı).

    özetle, kaliteli pas ayağına sahip oyuncularınız yoksa (ki yok), hızlı, içe kateden ve bitirici oyuncularınız yoksa (ki yok), ters top atacak geniş saha görüşüne sahip oyuncularınız yoksa (ki yok) oynamaya çalıştığınız oyun ilk defa nizami sahaya çıkmış halı saha takımının oyunudur. oyuncular birbirlerine yakın oynar, 30 metre eninde bir alana kümelenir ve buradan dar alanda bireysel hareketlerle topu ileri taşımaya çalışır ama rakip de oraya yığıldığından genelde atak sonlanamaz (tanıdık geldi mi?)

    ileri 3 tane genç yaşlı, iri zayıf, hızlı yavaş fark etmez topçu atıp defanstan aldığımız her topu ileri diksek, yani doldur boşalt dediğimiz topu oynasak daha fazla pozisyona gireriz. her oyuncunun mıy mıy topla oynadığı, rakip yarı sahada topla buluşan bir allahın kulunun topla kaleye yüzü dönük buluşmadığı, sürekli sırtı kaleye dönük halde, arkasında fortlayan defans ile oynadığı bir futbolun zaten futbol olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

    devre arası yazın aldığımız ama zerre verim alamadığımız 27474847 oyuncu gidip bir 48484849 daha gelince, bir de temmuzda 27384848 oyuncu gidip 374748 oyuncu gelince dediğim taktik işleyebilir. heyecanla beklemekteyiz.
  • 23531
    sistemi yok. ne oynadığını bilmiyor. dünyanın en kötü takımına bile yenilse şaşırılmaz. fatih terim'i fatih terim yapan şey sistemiydi. pres futbolunu dünyaya kabul ettiren kişiydi. takıma bir sistem gerekli. sisteme göre de oyuncu gerekli.

    fatih terim bu sezon ne yapacağına karar veremedi. oyuncu aldı, oyuncuya göre sistem belirlemeye çalıştı. olmadı, oyuncuları sisteme uyarlarım dedi. o da olmadı. geçen sezon o balık şampiyonlar ligi grubundan bile çıkamadık. bu sezon da resmen gruplarda madara olduk. galatasaray adını yeniden avrupa'da duyuralım derken, seviyemiz daha da düştü.
  • 23533
    bizleri ite, köpeğe, çakala maskara eden takımdır.

    geçmişine ihanet eden fatih terim'e, karaktersiz futbolculara, sesi çıkmayan yönetime, vasıfsız antrenörlere, eleştiri yapamayan gazetecisine ayrı ayrı kırgınım.

    real maçından sonra dibi gördüğümüzü düşünmüştüm ama her maç sonrasında dibi sıyırmaya devam ettik. sorun şu ki hepimiz bu rezalete alıştık, bunu kanıksadık, tepki veremez hale geldik. bunu bize yaşatan başta teknik ekip ve futbolcuların tek tek hesap vermesi gerekmektedir.

    söylemleri ile eylemleri arasındaki tutarsızlığı, maç başlamadan yenilgiyi kabul etmesi, dağ gibi büyüyen sorunlara karşı hiçbir çözüm bulamaması ile bu senenin en büyük hayal kırıklığı olan fatih terim'in çöküşüne şahit oluyoruz. seviyemizi o kadar düşürdü ki iç sahada ya da deplasmanda fark etmeksizin anadolu takımlarından hallice oynuyoruz. mutsuzluğu, çaresizliği bütün takıma sirayet etmiş durumda. neden hocam, neden? organize kötülüğün tuzağına mı düştün? başarılara mı doydun? kulüpteki herkesin formsuzluğu çekiliyor da senin formsuzluğun hiç çekilmiyor hoca!

    yerli oyuncu olmak üzere tüm transfer politikamızı gözden geçirmemiz lazım. galatasaray markasının büyüklüğünü anlayamamış, bu formanın değerini bilmeyen hiçbir futbolcu bu kulüpte barınamaz, barınmamalı. neden bütün gamsız, karaktersiz futbolcuları bünyemizde topluyoruz yahu, neden? en basit işe alımlarda bile yapılan karakter testleri, milyonlarca euro dönen bu sektörde yapılıyor mu acaba?
  • 23534
    büyük başarılarını daima çoğunluğu yerli, onlara liderlik edecek tecrübeli yabancılarla yaşamış bir kulüp olan canımız, ciğerimiz. takıma mutlaka yerli oyuncu kazandırılması tarafındayım. sistemini daha önceleri daima hücum ve pres futbolu üzerine kuran fatih hocanın bu sisteme uygun yerli oyuncular bulması bizi bugün içinde bulunduğumuz durumdan kurtarabilir kanaatindeyim.
    seri ile, mariano ile, nagatomo ile, belhanda ile vs olacak işler değil. kendi sistemine uygun oyuncular bularak, bu sistemi geliştirmeye yönelik hamleler yapmamız gerekiyor. şartları da bu duruma göre oluşturmak yönetimin ve teknik ekibin işi olmalı.
    velhasıl kelam çok üzülüyoruz ama sevmekten, inanmaktan vazgeçmiyoruz.
  • 23535
    hedeflerini sadece iyi ve sistemli oyun oynamak olarak değiştirmesi gereken takımım. kısa vadeli başarıların peşinde koşmak bize afyon etkisi yapıyor. sahte bir dünyada yaşıyoruz.

    taraftar olarak önce biz değişmeliyiz. yıldız sevdasından vazgeçmeliyiz. genç oyunculara ve genç teknik adamlara sabır göstermeliyiz. bunun için onlardan beklentimiz öncelikli olarak başarı olmamalı. ilk önce iyi oyun olmalı. burda bir romantiklikten bahsetmiyorum. uzun dönemli başarı için kısa dönemli başarılardan vazgeçmekten bahsediyorum. artık ite kaka şampiyonluklar gözümüzü boyamamalı. kendi adıma iyi oynayıp şampiyonluk kaybetmeyi kötü oynayıp şampiyonluk kazanmaya tercih ederim.

    iyi oyun gelene kadar ise takımın umut verip vermediğine göre hareket etmek gerekir. yeni kurulan takım iyi oynamıyor olabilir ama yine de bir umut veriyorsa sonuna kadar sabır edilmelidir. sistem ancak adım adım inşa edilebilir.

    mevcut takımın ve teknik heyetin sorunu kötü oynaması, kötü sonuç almasından daha çok hiç umut vermemesi. sizin bu takımın düzeleceğine dair bir umudunuz var mı? en fazla yine bu sene ite kaka şampiyon olur.

    hadi diyelim ki bir mucize oldu ve takım iyi oynamaya başladı, peki seneye ne olacak? yarısı kiralık, yarısı yaşlı, sözleşmeli olanların çoğunu göndermeye çalıştığın takımı seneye bir daha kurmak zorunda olacaksın.

    şampiyonlar ligi'nde belki bir tur geçeriz diye bir sürü yaşlı oyuncuyu takıma doldurmanın çözüm olmadığı zaten en başından belliydi.

    biz bir oyuncunun turşusunu kurmadan satmayı beceremiyoruz. belhanda, feghouli kim olursa olsun bir oyuncu en iyi oynadığı zaman satılır. bırakalım artık x'i satanı biz de satarız geyiğini. sen city falan değilsin.

    bir oyuncu iyi oynuyor, talibi çıkıyor sonra başlıyoruz onu satmayız demeye. sonra performansı düşünce küfür kıyamet yolluyoruz. yazın belhanda'dan feghouli'den birini satıp iki genç oyuncu alsak bundan daha mı kötü olurduk?

    bizim gibi takımlarda her yaz döneminde en az bir iki oyuncu satılmalı. hem para girişi olacağı için hem de sürekli kan değişimi ile takımı dinç tutmak için bu gerekli. sonra tüm takımı yok pahasına gönderip yeni takım kurmaya çalışıyoruz.
  • 23536
    genlerinde mücadele vardır. kadrosunda yetenek sıkıntsı çektiği zamanlar geçmişte de olmuştur ama koşmamayı, önde savunma yapmamayı, geriye gömülmeyi, yenilgiyi kabullenerek reaksiyon vermemeyi anlayamam. 2019-2020 sezonunda agresif mücadelesini yitirmiş görüntüsünden çıkması gereken takımımız. 11 aralık 2019 paris saint germain galatasaray maçında ruhunu yansıtacaksın, yenileceksin ama 17 yaşındaki çocuğu sahaya atıp takımı ateşleyeceksin. koşmaktan bacakların ayrılacak ama o 90 dakika orada maçın bitmesini beklemeyeceksin. keşke yine fark yeseydik ama sahada aslan gibi mücadele eden aç oyuncularla oynasaydık.
  • 23537
    sistemsiz veteran takımı. sorun büyük oranda oyuncularda. gerçi şuç oyuncularda da değil bu oyuncuları seçenlerde ama şimdilik takımla ilgilenelim.takım çok ağır çok yaşlı, disiplinsiz, sistemi yok, gücü yok, kondisyonu yok. yaşlı, formsuz ve kendisine bakmadıkları için de çabuk sakatlanıyorlar. falcao, babel, nzonzi, mariano,nagatomo,feguli, belhanda,seri.... bu tarz formsuz koşamayan oyunculardan takımda en fazla iki tane bulunması gerekirken bizde en az 10 tane var. bu oyuncular görev adamı değiller, takımda görev adamı olmadığında bazıları sorumluluk alıp edebileceginden fazla mücadele ettigin de sakatlıklar ortaya çıkıyor.ikinci devre yapılabilecekler mariano, belhanda, nagatomo gibi oyuncuları yollayıp linnes, onyekuru, mert hakan yandaş(bide emre akbaba düzgün bi şekilde dönerse) takımda kıpırdanma olur.
  • 23539
    a grubunda galatasaray’ın sadece club brugge maçlarında iyi iş çıkaramadığı söylenebilir.
    real madrid ve psg iç sahada 1-0 yenilgi gayet iyi. çünkü bu takımların biri 1. torba diğeri de
    1. torba potansiyelli 2. torba takımı. e şimdi deplasmanda 5-0, 6-0 gayet beklenendi o da oldu.

    club brugge gibi dandik bir takıma nasıl olur da puan kaptırır burası hayret vericiydi.

    cl, lig derken 3-4 günde bir maç yapan yorgun ve zorlu deplasmanlarla sezona başlayan, yetmezmiş gibi sürpriz sakatlıklar da yaşayan bir galatasaray gördük. beklentiler karşılanamadı. hiç avantaj olmadan hep tersliklerle karşılaştık.

    şimdi şuraya değinmek gerek. her hafta fatih terim istifa diyen omurgasızlar* şunu bilsin ki, bu klübün yaşadığını hiçbir takım yaşamadı, aynı yoldan geçmedi, aynı şeylerle imtihan dahi olmadılar. tudor diyip duranlar da tudor döneminde ıslıkları ilk çalanlardı.

    deplasmanda yenildi diye istanbul’a otobüsle dönen, şuan uefa’da yer alıp da yedek kadro ile maçlara çıkan omurgasızlar galatasaray’ın ülke puanını düşürdüğünü söylüyor.

    buyursun gelsinler şampiyon olup sonra baba gibi 2 klübü gruplarında görüp ve 5-6 tane gol yemeye razı olsunlar. “ligin en iyi takımı böyle ise biz batmışız” diyerek kara kara düşünmek yerine, alaya alan ve istifaya davet eden aciz et parçalarının futbol anlayışına zerre itibar edilmemelidir.
  • 23540
    normal şartlarda küme düşmemeye oynamasi gerekirken hala şampiyonluk potasinda adı geçen takim. bu da ligimizin içler acısı halinin özeti aslinda. gomis'in gittigi dönemden beri (gomis'le ilgisiz bir sekilde) hep kötü oynadi. kanatsiz, rezil beklere sahip, yaratici orta sahaya, defansta oyuncu zenginliğine, bir adet bile skorer oyuncuya sahip olmayan, gördüğüm en kötü takımlardan birisi maalesef.
  • 23542
    dünya futbolunun çok gerisinde kalmış, artık bir sistem oturtması gereken ve bir an önce dinamikleşmesi gereken takım. sistem ve dinamik oyuncular olmadan istediği kadar oyuncu alıp göndersin, istediği kadar ocak ayına kadar taraftarı sabretsin yine bir şey değişmeyecek. 2 senedir bireysel yetenekler,hocanın hırsı ve taraftarı sayesinde şampiyonluk kazanmıştır. bu 2 senede de domine ettiğimiz maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez. bu seneki performansıyla birlikte de şampiyonlar liginin yeni kızılyıldız'ı olmuştur, sağolsunlar.
  • 23543
    her ne kadar oldukça başarısız bir şampiyonlar ligi serüveni olsa da ligde şampiyonluk potasından çok uzaklaşmamış olması özellikle ligin ikinci yarısı için istemsiz bir şekilde umut ışığı yakıyor.
    geçtiğimiz senelere nazaran kadro derinliğinin bulunması, 4-5 haftalık periyodun nispeten kolay ve sancısız geçebilecek olması ve devre arası yapılacak transferlerle mayıs ayında ipi göğüslememiz içten bile değil.
    kaldı ki devre arası kampı ile takımın kondisyon seviyesinin yukarıya çekilme ihtimali ve bir iki formsuz oyuncunun (bkz. feghouli, bkz. babel bkz. belhanda bkz. falcao) forma girmesi ile ikinci devre bu devrenin tam tersi şekilde gideceği izlenimini yaratıyor.
    bir de bunlara ek olarak beklenildiği şekilde gelirse linnes ve emre akbaba'dan performans alınırsa bu oyuncular yeni transfer gibi takıma etki de edebilir.

    tüm bunlara ek olarak bu takımın kalesinde muslera ve kulübesinde de ligin final haftalarını mükemmele yakın oynayan imparator var.
  • 23544
    bu yıla kadar deplasman maçları zor geçiyor diye sürekli dile getiriyorduk sağolsun takım da bunu kanıtlar nitelikte oyun sergiliyordu. artık deplasmanı geçtim ev sahibi olduğumuz maçlar bile bizim için çok zor geçiyor. hatta ev sahibi olduğumuz maçlarda puan kaybetmeme serimiz bile bu yıl son buldu. iki yıldır şampiyonlar ligi'nde en az koşan takımız. slavia prag teknik direktörü bizden yetenekli takımların olduğu zor bir gruba düştüğümüzü biliyorduk ve bunun için savaşmamız gerekiyordu diyor. barcelona'ya karşı 119 km koştuk onlara alan vermedik diyor.

    ben bizim takım adına iki yıldır bir gelişim görmüyorum hatta daha da geriye giden bir oyun yapısı var. anamızın ligi dediğimiz ligimizin de gerçekten ne kadar kalitesiz bir lig olduğunu bir kez daha görmüş olduk. ocak transferleri ile belki yine şampiyon olunabilir ama şampiyonlar liginde bu kafa ve düzen ile yine 8 yemeyelim diye dua ederek, gözümüz sol üstteki dakika kısmında maç izleriz.
  • 23547
    artık mesele sadece ligde şampiyon olalım şampiyonlar liginden ayak bastı parasını alalım falan olmamalı. eğer bir organizasyona katılıyorsan oraya ayak uydurmanı beklerler. biz kaç senedir rakipler için antreman maçı yapıyoruz şampiyonlar liginde. rakip takımlar oyuncuları moral bulsun diye bizimle aynı gruba düşmek istiyor. bu hale geldik.
    ligde şampiyon olmak için devre arası 3 transfer yaparsın bireysel beceriyle (geçen sene muslera, feghouli, onyekuru ile olduğu gibi) şampiyon olursun. sonra yazın yine ffp den dem vurup yüksek maaşlı bireysel beceriye dayalı bir takım kurup şampiyonlar liginde rezil olursun. bu döngü böyle devam edip gider. oynayanlara da oynatanlara da yazıklar olsun.
  • 23548
    yazılacak elbet çok şey var bizim kafamızda dönen tilkiler kadar hocanın da kafasında belki misliyle tilki dönüyor. takımın ana problemi statiklik bunda hem fikiriz ve aynı zamanda sorumluluk alma çabası gösteren bir allahın kulu yok. öyle ki dün eksik yakaladığımız psg savunmasını 2-3 akıllı pasla üzebilirdik ancak sezonun geri kalanında olduğu gibi oyuncularımız geriye doğru paslaştı rakip yerleşti derken yine aynı tas aynı hamam. oyuncuların üzerinde büyük psikolojik sorun olduğunu düşünüyorum inanılmaz korkak oynuyorlar, öyle korkak ki ara pası atmayı deneyen dahi yok herkes olduğu yerde sabit ayağına pas istiyor ver kaç denemesi zaten hak getire. bu yangından nasıl çıkacağımıza dair herkesin bi fikri var elbet ama bu noktada hoca değişikliği bizi daha kötü bi girdaba sürükler o girdaptan çıkaran tek isim de zaten şuan takımın başında. hoca macera aramayı bırakıp bildiği en iyi işe geçiş oyununa dönmesi ve buna uygun oyuncu istemesi lazım. bence sezon hala bitmiş değil hocaya güveniyorum bu işin altından kalkacağını da biliyorum.
  • 23549
    makasın açıldığını ve şampiyonlar ligi şampiyonluğunun (en azından kısa ve orta vadede) hayal olduğunu kabul etmekle birlikte; potansiyeli itibariyle hak ettiği yerin de bu olduğuna kesinlikle inanmadığım takım. (bunu bu sezonki takımı kastederek değil, genel anlamıyla galatasaray spor kulübü'nün futbol branşını kastederek söylüyorum).

    genel itibariyle galatasaray futbol takımı düzenli olarak her sene şampiyonlar ligi'ne katılmayı hedefleyen (doğrudan veya önelemeli fark etmez), katıldığı sezonlarda en azından 2-3 senede bir gruptan çıkıp çeyrek final görmeyi hedeflemesi gereken, bunun dışında gruptan çıkamadığı (veya şampiyonlar ligi'ne katılamadığı) sezonlarda ise avrupa ligi şampiyonluğunu hedef alarak bu turnuvada en az yarı final oynaması gereken bir takım olmalıdır. bu süre boyunca avrupa ligi'nde atlanacak bir tur, alınacak bir galibiyet bile çok kıymetlidir ve küçümseme lüksümüz yoktur. bu takımın düzenli olarak bulunması gereken seviye budur.

    eğer bunu düzenli olarak en az 10 seneye yakın bir süre sürdürebilirsek (ve bu sırada yapacağımız akıllıca altyapı yatırımları ve genç oyuncu transferleri ile) o makasın tamamen değilse bile kısmen kapanacağını ve 5-6 senede bir de olsa ara ara şampiyonlar ligi yarı finalleri ve avrupa ligi şampiyonlukları görmeye başladığımıza şahit oluruz. bu düzeni de bir 20 sene sürdürmeyi başarırsak iyi bir kadro ve sinerji yakaladığımız sezonlarda şampiyonlar ligi şampiyonluğu görmemiz imkansız değil bence. eskiden, henüz o meşhur makas bu kadar açılmamışken birkaç senelik bir planlı hareketle 4-5 sene içerisinde bu hedefe ulaşmak mümkündü (geçmişteki porto, monaco örnekleri, hatta 1996-2000 arası galatasaray'ı örneğindeki gibi), şimdi ise biraz daha fazla istikrarla da olsa bunu başarmak hala mümkün. gelgelelim bizim kulüpte (hatta yaşadığımız ülkede) bu kadar uzun süre planlı çalışabilecek bir irade var mı, o konuda çok umutsuzum.
  • 23550
    kadro planlaması kendimi bildiğim bileli yanlış yapılmış takımımız. elbette istisnaları mevcut 2011-2012 kadrosu gibi. dünyadaki birçok takım sistemini, felsefesini oluşturur ve kadrosunu bu sisteme göre oluşturur. buna en temel örnekler ajax, porto, benfica gibi kulüplerdir. biz ise daha önceki kariyerinde bir şeylerin ucundan tutmuş nerede adam varsa getirip topluyoruz takıma. ya tutarsa misali birlikte oynayabilmeleri için en az ikinci yarıyı beklemeye koyuluyoruz sonra. sistem ve felsefe denilen kavramlardan yöneticilerimiz ve teknik kadromuz habersiz. bizim bu noktada bir devrim gerçekleştirmemiz gerekiyor ancak nasıl ?

    tüm takımı yaşlılardan oluşturmamakla işe başlamamız gerekiyor diye düşünüyorum. tamam falcao olsun veya tecrübeli birkaç oyuncu olsun ama hepsinde tecrübe aranmamalı. bizim basit işleri yapacak, burnunu kaf dağında görmeyecek, kendisini geliştirmeye müsait oyunculara ihtiyacımız var. sezon başından beri marcao hata yapıyor ancak kimse mariano muamelesi yapmadı ona henüz. bunun temel nedeni genç ve gelişime müsait olması. bu mihvalde bizim kadro planlamamızı gözden geçirmemiz elzemdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın