• 22852
    leş gibi futbol oynayan takımdır. hücum edememektedir. santrforlarını maç boyunca topla buluşturamamaktadır. hatta rakip ceza sahasına bile girememektedir.

    futbolun en temel olayı olan kaleye gitmek ve gol aramak bu takımda şu an yapılamayan bir şey. taraftar olarak hayal kurmaya başladık belki bu maçta rakip kaleye akıp gideriz diye.

    yine hüsran yine hüsran.
  • 22853
    galatasaray genlerinde olan şey geçiş oyunudur.
    şok press ve ardından topu kazanıp hızlı ve dikine hücuma kalkma olarak özetleyebiliriz bunu.

    19-20 sezonunda terim sağolsun bir icat çıkardı. ben pas oyunu oynayacağım dedi.. e olabilir becerebilirsen onun da çok iyi örnekleri var..
    ama arkadaş bunun iyi örneklerinde, oyuncular sürekli hareket halinde, sürekli birileri defans arkası koşu yapıyor, sürekli küçük hareketli üçgenler oluşuyor.. birileri en fazla 30saniyede1 dikine driblinge kalkıyor vs.vs..

    bizim yaptığımız gibi herkesin yerinde sabit durup biribirine topu attığı bir pas oyunu çeşidi yok, he olunca da sonuç 270dk 0gol 0 pozisyon oluyor işte.
    (bkz: 5 ekim 2019 gençlerbirliği galatasaray maçı)
  • 22854
    kişisel tarihlerin en kötü galatasaray'ı olarak düşünülmesinin sebebi hücum yapamaması olan takım. galatasaray'ın daha önce bundan çok kötü sonuçlar aldığı oldu ama genellikle gol ile ilgili bir sorunu yoktu. 4-5 falan yese bile yine de araya 1-2 gol sıkıştırırdı. gol yemesinin sebeplerinden biri de hücum yaparken yakalanmaları falan olurdu zaten.

    gol ile ilgili en fazla sorunu pozisyon bulup atamamak olurdu. o zaman dahi en azından heyecan verirdi.

    ama benim hatırladığım kadarıyla galatasaray'ın hiçbir zaman bu derece hücum yapamama sorunu olmamıştı. galatasaray ligin sonuncusuna karşı bile pozisyona giremiyor. real'den kendi evinde 6 yerken pozisyon bulan kulüp lig sonuncusuna karşı pozisyon bulamıyor.

    işin kötüsü de maç izlerken sanki hiç gol atamayacakmış gibi hissettiriyor. ben daha önce böyle bir galatasaray görmedim.
  • 22855
    takimi 2019-2020 sezonunda avusturya kampi dahil canli gözle izledim; hala nagatomo yerine emre, mariano yerine sener, babel yerine adem, x yerine y oynarsa süper top oynariz diyenlere sasiriyorum..bu takim hazirlik kampindan bu yana toplasan 5 tane akilli atak yapmistir ya da yapmamistir.ne oynadigimiz belli degil, belki yine sampiyon oluruz ama ben güzel top oynayan zevk veren bir takim izlemeyi isterdim...
  • 22856
    ligin ilk 7 haftasında maalesef iyi sinyaller vermeyen takımdır.

    şampiyonlar ligi maçlarında ekstra motivasyonla en azından mücadele eden oyuncular (orada da etkili hücum varyasyonları göremedik) lig maçlarında ise kelimenin tam anlamıyla dökülmekteler.

    kurulan kadro isim ve değer bazında baktığımızda değerli bir kadro ama performansa bakınca durum bunun tam tersi.
    orta saha oyuncuları maalesef sorumluluk almaktan kaçıyorlar. bunların başlarında da geçen sezonun en iyileri olarak nitelediğimiz belhanda ve feghouli ile ballı sözleşmeye imza atan babel geliyor.
    seri ve lemina da maç temposu ve istikrarı sürdüremiyorlar. bir maç var bir maç yok. falcao da keza öyle göründü.

    geçtiğimiz haftalarda defans oyuncularını çokça suçladık lakin esas sorunumuz orta sahada. (bkz: #2776189) belirttiğim üzere orta saha oyuncularımız ikili mücadele dahi kazanamıyor. çünkü mücadele etmiyorlar. topla dripling yapıp orta sahayı geçemiyorlar, topsuz oyunlarda yoklar. en büyük özelliği toplu topsuz koşularla diğerlerine alan açma olan belhanda sahada yok. sağ kanadı dinamo gibi işleyen feghouli kayıp. mariano ve nagatomo hücuma çıkmadığı gibi defansta da yok nasıl oluyorsa?

    orta saha oyuncuları ne top çalabiliyor, ne ikili mücadele kazanabiliyor, ne de oyun kurabiliyor. geçiş oyunu diye bir şey kalmamış, takım 6 maçtır gol atmayı bırakın pozisyon bulamıyor. ileride dünya yıldızı falcao ve andone gibi iyi bir santrfor var ama bu oyunculara iki pas dahi gelmiyor.
  • 22857
    en son hangi maçta ortasahadan kaçan forvete verilen pasla gol attığını hatırlamadığım takım. bu takımda eksik olan şey kesinlikle bu. dürtmeden skills videosuma malzeme çıkarmadan pas vermemek. dünkü maçta * en az 3 kez andone kaçarken babel ve feghouli'nin pad vermediğine şahit olduk. ondan önce diagne'ye de pek çok kez olmuştu. her top paslaşarak ceza alanına girip tek vuruşla gol yapılamaz idmanlarda biraz bunu da çalışmak lazım sanırım.
  • 22858
    oyuncuları değiştirerek mevcut sorunu çözülmeyecek takımdır. asıl sorun ve değişmesi gereken şey oyun planımızdır.

    eldeki oyuncu grubuna uygun olmayan bir oyun oynamaya çalışıyoruz. e başaramayınca da "ver babel'e, ver feghouli'ye birşeyler yapsın" mantığı devreye giriyor, bu nedenle de doğru düzgün hücum organizasyonu izleyemiyoruz.

    madem beklerimiz leş durumda o zaman orta sahayı kalabalık tutalım, feghouli'yi milli takımda olduğu gibi serbest oyuncu olarak oynatalım. 4-4-1-1'e dönelim.

    ancak mariano ve selçuk ne olursa olsun kadroda olmamalı. koy şener'i sağa hem de yedekte +1 yabancı hakkın olsun.
  • 22859
    7 maç sonunda 6 gol atarak, lig sonuncusu kayserispor'dan 1 gol daha az, maç eksiğiyle birlikte ligin en az gol atan takımı konumunda olan rizespor'dan ise 1 gol daha fazla atmıştır.

    içinde benim de olduğum bir grup tarafından kendi kadrosunu kuramaması ve kadro kalitesizliğinden dolayı takımın iyi oyun sergileyememesi teziyle savunulan hocanın, böyle bir problemin kalmamasıyla birlikte artık bu rezalet futbola karşı bir şeyler yapması gerekiyor. 11-12 sezonunda da kötü sonuçlar aldık, kimse hocaya böyle kızmadı. çünkü kaybetse bile sahada taraftarın gurur duyacağı bir takım olacağı sözünü vermişti. öyle de olmuştu zaten. ama olmuyor artık. hoca umursamıyor.

    hücumculuğuyla nam salmiş fatih hoca ve galatasaray, artık biraz top mu oynasa hocam?
  • 22860
    hala daha tek tek futbolcuları eleştirilen takım. takımın sorununun futbolcu odaklı olmadığı o kadar belli ki, taraftar ortamı antuya çevirdi. 3-5 günah keçisi seçip onlara saydırıyor. rahatlamak için saydırıyorsanız eyvallah lakin sorun takımın genel olarak formsuz olması. elle tutulur, devamlılık performansı gösteren oyuncular, savunma oyuncuları ki bu da oynanan oyun kaynaklı, yoksa normal bir galatasaray için kanat, forvet ya da orta sahadan biri/birilerini bu performans ile anilmaliydi.

    bu sebeple takımdan giden oyuncular iyi performans gösterebiliyor. bu bizim için de fenerbahçe için de geçerli. diagne ve slimani bireysel olarak çok saydirilan adamlar oldular ancak çalışmayan sistemlerden çıkınca yaptıkları ortada.

    ben hocaya güveniyorum. bizi iki sezon 8. yapsa da bende kredisi bitmez. çözümü de bir şekilde bulacağını düşünüyorum. zaten bulamadığı noktada, o bize zarar vermek istemez ve kenara çekilir.
  • 22862
    sorunu oyuncularda olmayan takım. allah aşkına muslera ve nzonzi hariç tüm oyuncuların ayağında top tutamaması, top sürememesi, şut/pas atamaması sizce mantıklı mı?

    kimse farkında değil ama terim sorunun sebebini birkaç hafta önce açıklamıştı. demişti ki ''kondisyon sorunumuzun farkındayız, şampiyonlar ligini düşünerek daha geç kondisyonu oturacak şekilde çalışmalarımızı yaptık. 6-7.hafta toparlamış oluruz.''

    ama goruyoruz ki takım kondisyonu toparlamış değil. toparlayacak gibi de gözükmüyor. belli ki yapılan bu plan tutmadı. belki oyuncu grubunun çok yaşlı olmasından, belki yanlış planlamadan bilemiyorum ama bir şekilde patladık. daha kötüsü çalışmalar ters etki yapmış gibi görünüyor. hiç antreman yapmasa top kontrol etmekte sorun yaşamayacak adamlar top kontrol edemiyorlar çünkü alayı fiziksel olarak bitik.

    çözüm kondisyon. nasıl başarırlar bilmiyorum. isterlerse tudor'a sorsunlar, onun takımı hayvan gibi kondisyonluydu çünkü. belki de açılırız ama geç açılacağız belli ki. o zamana kadar da minimum puan kaybı lazım ama gol atmadan puan kaybını nasıl engelleriz bilemiyorum.
  • 22864
    an itibariyle 2019-2020 cemil usta sezonunda 7. hafta sonucunda kendisinden daha az sayıda gol atan futbol takımı bulunmamaktadır! maşallah tek maçta ulaşılabilecek gol rakamına 7 hafta sonucunda ancak ulaşabildik. sözde sezona başlarken belki de drogba ve sneijderli sezon da dahil olmak üzere son 20 yılın kağıt üstünde en kaliteli kadrosunu kurmuştuk. gerçekten bu takıma nasıl bu kadar kötü futbol oynatılabilir aklım almıyor. hatırladığım kadarıyla son 20-25 sezonda daha kötü bir sezon başlangıcı bilmiyorum. emeği geçenleri tebrik ediyorum.
  • 22865
    7 haftadır top oynamamasına rağmen ki bunu takım uyumuna ve imparatorun ufak yanılgılarına bağlıyorum, lig 1.sinin 4 puan gerisinde, şampiyonluk yolunda sözde rakibinden ise 1 puan geridedir.
    bakın arkadaşlar bu adam bu takımı şampiyon yapacak. daha umutsuz senelerde de yapıldı.
    evet ortada iyi bir oyun yok fakat kopmuşluk da yok.
    şuanda futbolculara ve teknik heyete hakaretlerle daha da negatif hava oluşturmak yerine, tatlı eleştirilerle beraber destek olmak en büyük görevimizdir. bu konuda belhandayı hariç tutuyorum keza kendisinin farklı sorunları var.

    bu takım bu sene şampiyon olacak.
  • 22867
    "kötü oynayan" ama "kötü olmayan" futbol takımıdır.
    ilk onbirindeki her futbolcu potansiyeli kadar oynasa avrupada kupa kaldırır.
    son maçın ilk onbirindeki bazı şahıslardan bahsetmiyorum (bkz: #2764516)

    teknik adamı, futbolcusu, yöneticisi, taraftarı topyekün formsuz. ancak türkiye liglerinin çok üzerinde bir kadroya sahip. silkinip kendine gelmesi lazım. o da benim işim değil. egoyu tavana vurdurmaya, had bildirmeye, işgüzarlik yapmaya, kaos çığırtkanlığına biraz ara verip odaklanmak lazım.
  • 22868
    toplam piyasa değerimiz 125 milyon euro.

    seri, lemina ve nzonzi gibi kiralık oyuncularımızın toplam piyasa değeri 55 milyon euro civarında. yani 3 kiralık oyuncumuz piyasa değerimizin neredeyse yarısını karşılamakta. dolayısıyla buradan kimse 500 milyonluk takımız demiyor, sadece kaliteli bir takım olduğumuzu söylüyor.

    öte yandan yaş mevzusuna gelelim;

    muslera: 33 yaşında
    mariano: 33 yaşında
    nagatomo: 33 yaşında
    babel: 33'e basmak üzere
    donk: 33 yaşında
    falcao: 33 yaşında
    adem: 32 yaşında
    selçuk inan: 34 yaşında
    ekstra 2-3 tane isimde 30 yaşında.

    e bu kadroya yaşlıdır demek suç mu yani? ilk 11'imiz de ki ortalama 8 ismin yaşı 30+ olmuş durumda. temposuz ve yavaş oyunu özetleyen bir tablo bu. dolayısıyla maalesef ki yaşlı bir takımız.

    galatasaray takımı olarak gerçekten kötü bir performans sergiliyoruz. ilk 7 haftada 6 gol atıp 10 puan toplayan bir takımdan kim memnun olabilir ki? doğru yolu bulmak için eleştirmeye çalışıyoruz ama galatasaray'ın iyiliğini bizden çok daha iyi düşündüklerini sananlar tarafından türlü türlü benzetmelerle sınanıyoruz. bu yüzdendir ki, yönetim ve fatih terim arasında çıkan tartışmada taraf tutmaya zorlanıyoruz.

    öncelikle şunu söyleyeyim; fatih terimde hatalı, mustafa cengiz yönetimi de.

    fatih terim hatalıdır, çünkü elinde kısıtlı imkanlarla alınmış top class oyuncular var. bu oyuncuları alanda yönetimdir. sen şimdi kalkıp saha içindeki hatalarını, sırf konuşmuyorlar diye yönetime atarsan kusura bakma ama sonuna kadar haksız olursun. genel olarak konuşursak; linnes'i almak varken mariano'yu, taylan antalyalı veya ömer bayram varken selçuk inan'ı, emre taşdemir veya yine ömer bayram varken nagatomo'yu, emre mor ve andone varken haftalardır bitik halde olan feghouli ve babel'i, yine haftalardır berbat olan belhanda'yı oynatacağım diye seri'yi tribüne alıyorsa hatalı yüzde yüz fatih terimdir. öyle hemen yönetimi de zan altında bırakmamalı. saha dışında ne yaşadıklarını bilemem çünkü beni saha içi ilgilendiriyor. saha içine baktığımda da yönetimlik hiçbir şey görmüyorum, tamamen hocanın hatalarından kaynaklı berbat bir top oynuyoruz. zamanında eren gol atamıyor diye laf ediyorduk, ligin gol kralı geldi o da atamadı sonra gittik dünya çapında bir forvet aldık ama o da atamıyor. taktik ve sistem hataları yok çünkü yönetim gol attıramıyor değil mi? ayrıca hatalı olduğu ve kızdığım diğer bir nokta ise sürekli medya önünde yönetimden hesap soruyor. medya zaten fırsat kolluyor, fatih terimde bunu çok iyi bilecek tecrübede. e ne diye bu kozu veriyor ki onlara? iç meselemizi başkalarına anlatıp mesaj vermek yerine, kendi aramızda konuşmamız gerekmez mi? artık bunlara bir son vermemiz lazım.

    şimdi mustafa cengiz yönetimine gelelim;

    geçen sezon* ligin ilk yarısını onlar sayesinde forvetsiz kapattık. ara transfer döneminin son gününe kadar da forvetsiz bir galatasaray takımı vardı. transferleri geciktirdikçe geciktiriyorlardı. gerçi hala da geciktirmeye devam ediyorlar. şimdi bu yönetimin bir diğer hatası da ağızları laf yapmaması ve düşmanlara karşı bizi pek savunmamalarıdır. rakip takımın başkanları her türlü açıklamayı yapmakta beis görmüyor ama bizim yönetimimiz aman ali rıza bey tadında geçiştirmelik laflarla meydanı yine boş bırakıyor. senin takımın başındaki hocaya etmedikleri laf kalmıyor ama sen gidip onlarla fotoğraf çektirip yemek yiyorsun. federasyondan tut, tahkime kadar herkes bütün pisliği yapıyor ama bizim yönetimimiz bir kez bile sert açıklama yapmadığı gibi neredeyse özür dileyecek hale geliyor. önceden de belirttiğim gibi, saha dışında ne yaşandığını bilmiyorum ama yönetimin artık bu efendi rolünü bırakması lazım. efendiliğin ülkemizde hiçbir değeri yok. bu futbol ortamında karşında önünü ilikleyen insan istiyorsan masaya yumruğunu vuran sert bir kişilik olman lazım. öyle geçme namert köprüsünden, ko aparsın sel seni gibi laflarda nedir allah aşkına? hani matematik sınavında bilmediğin bir soruya sırf puan alabilme umuduyla sorunun aynısını yazarsın ya, hah işte bizim bu yönetimde öyle. bir şey söyleyeyim de, bir şey söyledi desinler ayağında.

    şimdi ben neden ikisini de eleştirdim?

    bir takım kötüyse suçlu sadece futbolcular değildir. aynı şekilde sadece fatih terim veya yönetimde değildir. doğrudan ve dolaylı yollardan herkes suçludur. bir takım kupalar kaldırdığı zaman herkes iyi, her şey güllük gülistansa; kötü bir dönemde de herkes kendisinde pay bulacak ve buna göre kendine çeki düzen verecek. taraftar olarak da suçu tek bir kişide bulursak diğer hataları kendi elimizle örtmüş oluruz. dolayısıyla galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır. mottomuz buysa, lütfen buna göre hareket edelim.
  • 22870
    2019-2020 sezonunun 7. haftasını geriden bırakan ve bu 7 haftalık süreç içerisinde şanslı olan takımımızdır. berbat oyuna rağmen liderle arasında 4, şampiyonluk yarışında çekişmesi muhtemel trabzonspor ile 2, fenerbahçe ve başakşehir ile 1 puan fark bulunmaktadır. beşiktaş'ın ise 2 puan önündedir.

    eğer fatih hocam inatlarından vazgeçer ve takımı toparlarsa ki bunu yapacağına inanıyorum, ilk yarı bitmeden liderliğe yükseliriz. avrupa maçlarının temposunun azalması ile birlikte de ikinci yarıda daha rahat olabiliriz. kötü oyun moralleri bozup hepimizi sinirlendirse de henüz kaybedilmiş hiç bir şey yok.
  • 22871
    bu sene gerçekten kötü başlayan takımımız. bu bir gerçek. muslera sayesinde yarıştan erken kopmadık. hepimizin bildiği gibi takım çok ağır oynuyor. forvetimizi besleyemiyoruz, çizgiye inemiyoruz, verkaçlar ile ortadan da ceza sahasına giremiyoruz. orta sahamız aslında güçlü bize lazım olan tempolu ve hızlı bir iki oyuncu ve bu oyuncular kadroda var. hepimizin bildiği gibi fatih hoca güvendiği oyuncudan kolay vazgeçmez ama verdiği şansları kullanmazsa oyuncu onu kesecektir. bir sonraki maçta bunun olacağını düşünüyorum. bu takımı yine hocamız toplarlayacak.
  • 22872
    2019-2020 sezonu özelinde, en kötüyü geride bıraktığını düşündüğüm takım. en azından fatih hoca artık neyin olmadığını gördü, taraftar içindeki öfkesini boşalttı, hoca özeleştirisini yaptı.

    en kötü halimizle zirveden kopmadık, ağır sakatlık yaşamadık, şampiyonlar ligi'nde de çevrilemeyecek bir yerde değiliz; bunları cebimize koyarak yolumuza bakabiliriz. alberto bartali, takımın fiziksel olarak kasım ayı'nda (2019) en üst noktaya ulaşacağını söylemişti sezon başında; az sabır. bir seri yakaladığımız anda kendimize güvenimizin geleceğini düşünüyorum.
  • 22873
    2019-2020 sezonun ilk 7 haftasında ne keyif/zevk alan ne de izleyene keyif veren takımdır.

    futbolu sekse benzetirim. eğer sevgiline/eşine karşı görev bilinciyle seks yaparsan şişme bebekten farkın kalmaz. ancak isteyerek yaparsan zevk alırsın. keza bunu karşındakine de yaşatırsın. takım istemiyor. kendi oynarken zevk almıyor. belki farklı bir galibiyetle bir maçtan zevk alabilirlerse, bunun tadına varabilirlerse darbeli matkaba dönüşüp önüne geleni yenebilirler. ancak bir işaret göremiyoruz kendilerinden. öyle kısır bir futbol var ki sanki futbolculara maç başlamadan sorsalar beraberliğe kabulseniz oynamayalım diye, bizimkiler kabul edecek gibiler.

    oynanan futbolun kısırlığından dolayı rakbimiz kim olursa olsun aynı maçı izliyor gibi oluyoruz. aynı futbolu süper kupa finalinde akhisar'a karşı oynadık. ligde gençlerbirliği'ne karşı da. kötü olduğumuzu kabullendik. ancak psg'ye karşı oynadığımızda iyiydik gibi geldi fakat yine kısırdık yine kötüydük. tek fark biraz daha bireysel olarak mücadele edildi, çırpındı oyuncular.

    olumlu yan olarak, golü geçtim atak bile yapamıyor olsak da gol yememiz kağıt üzerinde daha zorlaştı gibi görünmekte. ancak maçları izleyenler bilir ki bunu muslera'ya borçluyuz. ya da rakibin beceriksizliğine. ligde 8. haftada sahamızda sivasspor'u konuk edeceğiz ve bu milli arada düzelmezsek sivasspor bizim sahamızdaki yenilmezliğimize son verecek bir takım görünümünde. becerikli oyunculara sahipler ve güzel goller de atıyorlar. biz de bu tür golleri yemeye hazırız. sivasspor'un savunması iyi değil bence ama kalecileri fena değil. ancak biz atak yapamadığımız için savunmaları juventus savunması gibi görünecektir o maçta. tabi bir de sivassporla oynanacak maçtan 3-4 gün sonra oynanacak real madrid maçı var. oyuncular kendilerini o maça saklamak isteyecektir maalesef. sivasspor maçıyla ilgili tüm göstergeler o maçta yenileceğimizi gösteriyor. maalesef. sahamızdaki yenilmezlik serimiz o maçla son bulacak gibi. belki de takımın cidden kendine gelmesi için bu mağlubiyete, hatta farklı bir mağlubiyete ihtiyacımız vardır silkelenebilmemiz için.

    dediğim gibi, öyle ite kaka 1-0 öne geçip golün üzerine yatmak yerine bir maçtan farklı galip gelebilirse, bu zevki tadarsa önü açılabilir takımın.

    edit: her şeye rağmen yine de çok şanslıyız. 4 büyük dediğimiz takımlardan biri eski sezonlardaki gibi bir 7'de 7 gibi bir seri yapsaydı şampiyonluk şansımız şimdiden kalmamıştı. herkes takılıyor, herkes kötü neyse ki. bu açıdan hiçbir şey için geç değil. kadromuz güçlü ve rahat şampiyon olabilecek kapasitede. her şey bizim elimizde hala. sivasspor, real madrid ve beşiktaş maçları sonrası hedefimiz daha da netleşir.
  • 22874
    bundan sonraki transfer dönemlerinde artık son kurşununu atmaya gelen oyunculardan vazgeçmesi gereken takımımız. arap coğrafyası ve çin'den tek farkımız takımımızın uefa organizasyonlarında mücadele edebiliyor olması. bunun haricinde transfer politikamız o ülkelerin takımları ile aynı. hal böyle olunca ilgilendiğimiz futbolcular ve menajerleri de bizi böyle görüyor. galatasaray emekli futbolcu mezarlığı olmamalı. elbette bizim bütçemiz avrupa'daki dev kulüplerle çekişmeye yetmiyor. hiç bir zaman yetmeyecek belki de. hele başımızda ffp yaptırımı varken durum iyice sıkıntılı hale geliyor. ama bu sıkıntıları yaşayan tek takım değiliz. avrupa'da seviyesi bizimle aynı olan takımların yaptığı transfer hareketlerini takip edebiliriz. onların transferde kullandığı pazarlara girmeyi deneyebiliriz. juventus'un yaptığı transferi yapamayız ama halihazırda cl grubunda rakibimiz olan club brugge'un, anderlecht'in, feyenoord'un ve benzeri seviyede mali gücü bize yakın olan takımların yaptığı transferleri yapabiliriz. yaşı ilerlediği ya da formu düştüğü için üst seviyede tutunamayıp çöpe atılan isimli oyuncular yerine gerekirse onlara nazaran daha alt kalitede ama son kullanma tarihi geçmeyen oyuncuları tercih etmemiz gerekiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın