• 18601
    " tudor'un 11'inin hiç bozulmaması lazımdı ne güzel gidiyoduk" eleştirisi fevkalade yanlış olan takım. fatih terim gelmeden önce bir serdar bir denayer oynuyordu ideal bir stoper ikilisi yoktu. ideal bir diziliş de yoktu bazen 4-2-3-1 bazen 3-4-3 bazen 3-5-2 karmaşık bir durum vardı. ayrıca perfoans konusunda da ibresi aşağı doğru olan bir kadro idi. bunlara ek olarak n'diaye'nin gidişi fernando'nun sakatlanmasıyla "birşey" yapılması gerekiyordu. bu "birşey" böyle değil de şöyle olsaydı, donk hiç denenmeseydi de atıyorum linnes 8 numara denenseydi bu tarz eleştirilere saygım sonsuz ancak "yeeaa tudorla ne güzel gidiyoduk ne bu yeni oyuncular kazanmaya çalışmak falan" denirse buradan hem tudor döneminin iyi analiz edilmediği hem de günümüz koşullarının farkında olunmadığı sonucunu çıkartmak gerekir.
  • 18605
    tek bir maç üzerinden sezonluk sonuçlar çıkarılmasına hastayım. bu defa 4 mart 2018 sivasspor deplasmanı üzerinden yapılıyor alıştığımız önkabullü çıkarımlar. zihnimizin dogmalar yaratmaya bu kadar müsait olması sanıyorum hep eğitim sistemimizin eseri.

    gomis için yapılan genellemeler,
    mariano için yapılan genellemeler,
    muslera için yapılan genellemeler,
    maicon için yapılan genellemeler,
    feghouli için yapılan genellemeler,

    bi sakin olun da!

    önümüzde 2 çok zor deplasman vardı. 1 tanesini ndiaye'yi gönderdikten hemen sonra ve üstelik de komutan fernando reges'in yokluğunda oynadık. hakem esasında fena maç yönetmese de aleks taşçıoğlu sayesinde skandal bir penaltı verdi. 2-0 geriye düşmemize rağmen çok sayıda pozisyona girdik. bırak beraberliği koparmayı maçı bile kazanabilirdik.

    ancak fatih terim'in de bazı hataları yapmaktan vazgeçmesi lazım. yasin senelerce rotasyonda kullanıldığında çok verimli bir oyuncu olduğunu ispatladı. ama galatasaray'ın ilk 11 oyuncusu olmamalı. özellikle de belhanda yedek bekliyorken. kalite başarıyı getirir.

    nagatomo nasıl futbolcu bilmiyorum. enerjik deniyor. hakikaten de güzel koşular yaptı maç boyunca. ama sağ ayaklı futbolcu solda oynamaz da saçma bir dogma. kalite başarı getirir dedik. yedeklerimiz arasında en kalitelilerden biri de linnes. nagatomo olmazsa solda linnes oynar. bence sadece bek olarak değil orta saha olarak da değerlendirmeyi düşünebiliriz. çünkü sağda oynadığında çizgiyi kullanıyor, solda oynadığında içeriye katediyor. çok yönlü adam. driplingi de var.

    donk da bunaldığımız maçlarda hava toplarında falan rahatlatmak için kullanılabilecek bir oyuncu. ama seneler gösterdi ki ilk 11 ağırlığını taşıyamaz galatasaray'da. gerçi selçuk ve donk arasından birini tercih etmek de eziyet...

    orta alanda ideal ikilimizi yakalamalıyız. çünkü takımın kalbi burası. bence fernando tolga bu mevkinin ikilisi. ha terim istiyorsa fernando selçuk ikilisini kullansın. o zaman fernando'nun yokluğuna tolga bölgesini yedekler. ama benim kadroya ilk yazacağım isimlerdendir tolga.
  • 18607
    artık ufaktan sistem değişikliğine gitmesi gereken takım. önünde 2 seçenek var. 4-4-2 ki kader ortağı sever veya 4-3-3 buda belhanda için.
    eğer 4-4-2 oynanırsa orta saha 2lisi önemli. fernando dönerse süper olur ve yanına tolga gelir. önlerinde feg-garry oynar ve ileride eren-gomis. bu alışkan olunan bir 11. terim bunu oynattı daha öncede 4-1-3-2 versiyonuyla.
    diğer tercih bana göre 4-3-3. orta saha fernando önlerinde tolga-belhanda olur. ilerde feg-garry-gomis olur. böylece 4-2-3-1'e yakın gözüken 4-3-3 oynayabiliriz. burada verim çok alabiliriz ama belhanda üzerine oynamak ne kadar doğru tartışılır.

    ama ne olursa olsun fernando olmadan işler çok zor.
  • 18608
    bu sene futbolcuların aldığı maaşlar ve yorumlarım şu şekildedir:

    sofiane feghouli 3.850.000 € - normal, bu kalibrede adam bunu alır
    fernando muslera 3.575.000 € - yüksek, canımız ciğerimiz ama bir kaleci için yüksek maaş alıyor
    younes belhanda 3.350.000 € - yüksek, piyasası 2,5 civarıdır diye tahmin ediyorum
    batefimbi gomis 3.350.000 € - normal
    fernando reges 3.300.000 € - normal
    selçuk inan 2.900.000 € - çok yüksek, 1,5 desen anlarım
    papa ndiaye 2.750.000 € - yüksekti ama gitti
    nigel de jong 2.500.000 € - bu da gitti
    mariano ferreira 2.300.000 € - normal
    maicon pereira 2.200.000 € - normal
    eren derdiyok 2.150.000 € - yüksek, 1,5 civarı normaldir
    serdar aziz 2.000.000 € - yüksek
    tolga ciğerci 2.000.000 € - çok yüksek, nasıl bu para verildi bu arkadaşa?
    tarık çamdal 1.500.000 € - :) söylenecek söz yok
    ryan donk 1.500.000 € - çok yüksek
    jason denayer 1.359.000 € - normal, gelecek vaadediyor
    garry rodrigez 1.350.000 € - normal, hatta bu dönem için düşük bile
    hakan balta 1.250.000 € - yüksek, yaş olmuş 35
    yasin öztekin 1.150.000 € - düşük :) 1,5 civarı olabilir
    koray günter 1.000.000 € - yüksek
    martin linnes 950.000 € - normal
    ahmet çalık 900.000 € - yüksek, 600.000 civarı olabilirdi
    lasmin latovlevici 750.000 € - yüksek, karabük'ten kaç alıyormuş acaba?
    cedric carrasso 600.000 € - normal, ikinci kaleci bu parayı alır
    sinan gümüş 600.000 € - normal, gelecek vaadediyor
    emrah başsan 450.000 € - normal, gitti zaten
    umut gündoğan 450.000 € - çok çok yüksek, yazık paralara
    eray işcan 250.000 € - biraz ışık verse normal diyeceğim ama ı-ıh
  • 18609
    2017 - 2018 futbol sezonunu şampiyon olarak bitiremeyeceğine inandığım takımım. zira sakatlıklar, maddi sıkıntılar, hakem hataları, kadro derinsizliği derken sezonu bitirmek eziyet olacak bizim için.
    tudor'un kaybettiği otorite bir daha zor toplanacak gibi duruyor. lakayıtlık bir kere zerk etti mi takıma kimi getirirseniz getirin önünü alamazsınız. ah hoca yazın gelip kendi kuracaktı takımı. ilk günden son güne sıkı tutabilirdi o zaman takımı.
    fernando yok, denayer yok. serdar iyi ama bi sakatlansa ahmet'e kalıyoruz. yıldız çok ama gamsız hepsi. bunları toplayınca hüzünlü bir mayıs çıkıyor ortaya.
  • 18610
    https://tr.surveymonkey.com/r/GSSozluk0001

    çoğunuzun malumu, dün sabah saatlerinde yukarıdaki anket çalışmasına giriştim. sonuçları hangi sayfada analiz etmenin uygun olduğu konusunda moderasyon'un verdiği geri bildirimi takiben, analizi bu başlık altında paylaşıyorum. öncelikle şunu söyleyeyim, analizde % şu kadar kişi şunu, % şu kadar bunu demiş kısmını mümkün olduğunca pas geçeceğim zira yeni nesil araştırmalarda kısa ve öz analizler moda. yani araştırma müşterisi diyor ki, "birader bana yerel seçim sonuçları gibi vıcık vıcık sayılar gönderme, bu sayılar ne demek, direkt onu anlat, işim gücüm var.". adamları haklı bulduğum için, ben de mini algı araştırmamızdan çıkan en çarpıcı ve analize değer sonuçları paylaşacağım sadece. burada yazılanlar dışında merak ettikleriniz var ise, özelden sorabilirsiniz.

    analize sondan başlayayım. dün en çok soru ve geri bildirimi sneijder vs hagi sorusuna ilişkin aldım. hepimizin tahmin edeceği üzere hagi'nin sneijder'den oyunculuk açısından, galatasaray kariyerleri düşünüldüğünde üstün görüldüğü konusunda sözlük ahalisinde bir konsensüs var. ancak, sneijder'i hagi'ye denk veya hagi'den üstün görenlerin araştırma içerisindeki toplam sayısı da, istastiğin sihirli sayısı 30'un, yani anlamlılık ifade edecek seviyenin üzerinde. bu yüzden bu detaya ilişkin biraz ahkam kesebiliriz, naçizane. öncelikle, özelden aldığım geri bildirimlerde en çok merak edilen şeyin gerçeği yansıtmadığını söylemek isterim, yani, sneijder'i hagi'ye denk ya da üstün gören kişiler (bu gruba sneijderci diyeceğim.), yaş detayında toplam gruptan ayrışmıyor. hatta, bu ekibin yaş ortalaması küsüratına kadar benzer. buradan hareketle şunu söyleyebiliyoruz; sneijderci olmanın yaşı yok! :) neden böyle diyorum, çünkü hagi 10 numara özelinde galatasaray taraftarının kahir ekseriyetinde bir çıtayı temsil ediyor, sneijder'i bu çıtaya hizalı veya yukarısında görenler yaş detayında farklılaşmıyor. ancak şöyle bir fark var. sneijderci arkadaşlar içerisinde belhanda'yı galatasaray dengi veya üzeri seviyesinde görenlerin oranı hatrı sayılır seviyede daha fazla. buradan şu çıkarılabilir, sneijderciler hagi'yi zirve olarak görenlere göre belhanda konusunda belki bir tık daha toleranslı.

    bir diğer ilginç sonuç ise belhanda'yı galatasaray veya dengi bir seviyede düzenli oynayabileceğini düşünenler içerisinde. malum bu gruba aynı zamanda, söz konusu seviyenin hangisi olduğunu soruyoruz. bu grup büyük ağırlıkla belhanda'yı ingiltere, ispanya gibi a+ liglerin istikrarlı bir şekilde şampiyonlar ligi vizesine oynayan takımları ve hatta şampiyonlar ligi'nde düzenli olarak çeyrek final gören takımlar seviyesinde oynayabilecek bir oyuncu olarak görüyor. bu çarpıcı sonuç aslında galatasaray sözlük ahalisinin galatasaray markasını uluslararası alanda nam salmış futbol turnuvalarında yakıştırdığı seviyenin yüksekliğini gösteriyor. bu da aslında iletişim faaliyetlerinde galatasaray markasını yönetenler kitlesiyle aynı frekansta yer alabilmek için hangi söylem düzeyini tutturmalı, hedefi ne olarak belirlemeli sorusunun cevabını net olarak veriyor.

    en çarpıcı sonuçlar böyle, herkese verdiği destekten ötürü tekrar tekrar teşekkür ediyorum! belirtmiş olduğum üzere, bu araştırma özelinde sorusu olan, ya da geri bildirim vermek isteyen varsa özelden bana ulaşmanızı can-ı gönülden isterim, ki bence birlikte çok daha güzel işler çıkarabiliriz diye düşünüyorum. saygılar.
  • 18612
    badou gittikten sonra ikili orta saha oynaması intihar olan takım. bunu 4 şubat 2018 sivasspor galatasaray maçında herkes gördü, umarım teknik heyet de görmüştür. fatih hocama güveniyorum bu konuda. zira donk da, selçuk da badou gibi dinamik adamlar değiller. fernando kadar kaliteli ve pozisyon bilgisine sahip orta sahamız da maalesef hiç yok ne selçuk, ne tolga ne de donk pozisyon bilgisi olarak fernando'nun yanına yaklaşamazlar. tolga ciğerci bu üçlüde dinamik olan ama bu sefer de ofansif orta saha olarak oynayan feghouli'nin defansa hiç katkısı olmadığı için onun dinamizmi yetmiyor.

    bu takımın yapması gereken, donk da oynasa selçuk da oynasa 1 ön libero, 2 sekiz numaralı sistemdir. illa ki 4-2-3-1 oynayacaksak 10 numarada dinamik olan belhanda'yı kullanmalıyız. garry sola, fegholi sağa geçer bu sistemde ve garry de solda nagatomo'ya katkıda bulunur.

    bunu görmek için guardiola falan olmaya gerek yok. bu takım içinde donk ya da selçuk'un olduğu herhangi bir dizilişte 2 orta sahayla oynayamaz, oynasa da yukarıda belirttiğim gibi belhanda'nın sahada olması şarttır. feghouli'nin hücum yönünden böylece daha iyi faydalanabiliriz. diğer türlü rakibe orta saha üstünlüğünü verirseniz ne yazık ki kazanmak çok zor oluyor. bu sene kaybettiğimiz her maçta aynı sorunu yaşadık.

    tekrar ediyorum, benim gördüğüm bu detayı teknik heyet de görmüştür umarım. çünkü fernando gelene kadar, geldikten sonra form tutana kadar biz bu oyuncularla oynamak zorundayız.
  • 18613
    ligde kalan 14 maçtan maksimum puanı alıp şampiyon olabilmemiz için fatih hocamızın maç kadrosu ve oyuncu değişikliklerinde hiç hata yapmaması gerekmektedir çünkü kendisinin elinde olmayan sebeplerden dolayı kadromuzun ruh hali pamuk ipliğine bağlı bir vaziyettedir. ndiaye-fernando ikilisinden sonra tolga-donk, tolga-selçuk ve donk-selçuk ikililerine dönmek en iyimser bakış açısıyla 4 gömlek aşağı bir kaliteye dönmek demektir ve bu durumu sadece biz değil fatih terim ve kurmayları da görmektedir. kupadaki konyaspor maçı açıkçası benim için çok bir önem ifade etmiyor önemli olan antalyaspor maçına çıkacak kadro, oynanacak oyun, yapılacak değişiklikler ve belki de en önemli kısım taraftarın futbolculara olan tepkisi çünkü o taraftar gidip lato veya belhanda'ya tepki göstermeseydi takımla 2 idmana çıkan nagatomo sivas gibi bir deplasmanda ilk 11 başlamak zorunda kalmayacaktı veya futbol hayatı boyunca hiç ortalama maç geçirmemiş sadece iyi veya rezalet top oynamış yasin ilk 11 başlayıp aynı nagatomo gibi maçın kaderine etki etmeyeceklerdi. lütfen sakin olup fatih hocaya güvenelim yani antalya maçında bakmışız hakan balta ilk 11'de veya selçuk belhanda ikilisi donk yasin ikilisi yerine ilk 11'de olur mu olur yani.
  • 18614
    ndiaye'nin gidişinin ardından sinan, rodrigues ve yasin 3'lüsünden yalnızca 1 tanesinin 11'de oynaması gerekiyor artık. fernando dönse de bu durum geçerli bence. orta ikilimiz herkesin malumu üzere zayıf kalıyor. kanatlardan merkeze yardım gelmedikçe bu sıkıntı sürecek. bu yüzden, fernando dönene kadar selçuk-tolga, döndükten sonra fernando-tolga ikililerinin önünde rodrigues, feghouli, belhanda 3'lüsü görev yapmalı.

    ister belhanda solda, feghouli 10 numarada, rodrigues sağda oynar, ister feghouli sağda, belhanda 10 numarada, rodrigues solda oynar. orası hocaya kalmış. sinan veya yasin'den birini rodrigues, feghouli ve gomis* varken kullanmak mevcut orta saha direnci için yanlış bir tercih olacaktır. o belhanda 11'e girecek. mecbur.
  • 18615
    ara transfer döneminde büyük güç kaybetmiş futbol takımı. buna rağmen hala şampiyon olabilecek potansiyel taşımaktadır.

    ortasaha kurgusu hayati önem taşıyor. ligte son şampiyon olan takımlara baktığınızda hep ortasaha oyuncularıyla öne çıkmış olduğunu görebiliyoruz.

    sözlükte çok kabul edilmese de selçuk inan kesinlikle oynamalıdır. onun dışında ayağında top tutabilecek playmaker ortasaha oyuncumuz malesef yok. bir başka deli gibi eleştrilen oyuncumuz belhanda ise takımımızın olmazsa olmazı bence. onun olmadıgı maçlarda ücüncü bölgede kreatif isler yapamıyoruz. yani özetle fernando,selçuk,belhanda şeklinde oynamalı bu takım. fernando sakat olduğu zamanlarda tolga bizi idare edecektir. zira mücadele gücü cok yüksek.

    kilit nokta "güven" arkadaşlar. oyuncularımıza güvenelim. önyargılarımız bir kenarda kalsın artık.
  • 18617
    her ne olursa olsun orta sahasında pas kabiliyeti yüksek bir oyuncuyla maça çıkmalı. bakın bu olmazsa olmazımız. çünkü; elimizdeki tüm kanat oyuncuları tam manasıyla winger (kanat) tarzı adamlar. yani pas oyununa hiçbir katkıları yok, pas bekleyen adamlar diyebiliriz kısaca. mesela elinde bir hamit olur kanat oynatırsın o zaman orta sahadaki pas eksikliğine katkı verebilir yada valbuena tarzı bir kanat da bu soruna katkı verebilir. ama rodrigues, yasin, sinan ve feghouli önüne pas isteyen ve dribling ile kaleye yada çizgiye inen adamlar dolayısıyla selçuk ve belhanda'dan birisi sahada olmak zorunda. bu ikisi yok ise gerekirse atalay'ı oynatmamız lazım. ayrıca forvetlerimiz de görece olarak top saklamakta iyi değiller. yoksa sivasspor maçının ilk yarısı gibi hücuma çıkmakta ciddi sıkıntılar yaşarız.
  • 18618
    2017-2018 sezonun ikinci yarısında lige özellikle fernando’nun sakatlığı ve ndiaye’nin satılması sonrası oluşan orta saha boşluğunda fernando’nun alternatifi donk veya tolga değil selçuk’tur. donk ve tolga (tolga öncelimi olmak kaydıyla) ndiaye’nin alternatifleridir. ve kadroda takımı ileri taşıyabilecek silahlardan belhanda da kadro da mutlaka bulunması lazım. ilk 11 den kesilecek isim de yasin’dir.
  • 18619
    2017-2018 sezonu için şampiyonluk istiyorsa her bir futbolcusunun bunda emeği olacaktır.

    yani selçuk'u kenara atalım, yasin'i kadro dışı bırakalım, sinan'ı paf takımına gönderelim, donk'u sınır dışı edip latovlevici'yi postalayalım gibi hayaller içi boş gereksiz tespitlerdir sadece. bunlar üzerinden yapılan eleştirilerin hepsi laf ola beri gele sınıfına girmekte benim için.

    terim 4 şubat 2018 sivasspor galatasaray maçında hatalıydı özellikle oyuna müdahale konusunda. evet ama çıkardığı kadro üzerinden zorlama eleştirileri komik sadece. tolga - selçuk ikilisiyle başlansaydı ve sonuç yine aynı olsaydı aynı arkadaşlar 'bak gördün mü evladını korudu donk'u yedek bekletti' diyecekti. donk - selçuk yapsaydı o bölgeyi 'yuh ya yürüyemeyen selçuk'u tolga'ya tercih etti' diyip yine evlat muhabbetine saracaklardı.

    evet allah korusun başarısız bir tabloda sorumluluk terim'indir bu net. ama eleştirileri yaparken dediğim gibi laf olsun torba dolsun şeklinde ezberlenmiş muhabbetleri bırakmak gerek. ve tabi fazlasıyla karamsar bir hava da yaratmamak lazım daha netleşmiş hiçbir şey yokken.
  • 18625
    sezon başından bu yana * birçok kısımda onlarca şeye değindik ama o kadar farklı olaylar gelişti ki bir toparlama ihtiyacı hissettim. şöyle iyice detaya girerek, derli toplu bir değerlendirme yapalım.

    1) yaz kampı süreci ve transferler

    tudor, haziran ayındaki ntvspor yayınında kendi istediği futbolun fotoğrafını taraftarlara göstermişti. baskılı, tempolu, hızlı bir takım ve aynı zamanda maça hükmetmeyi hedefleyen bir mentalite. tabi çoğumuz bu vaatleri tıpkı prandelli'nin ''agresif oynamalıyız''ı, tıpkı riekerink'in ''agresif ve hücum ağırlık ağırlıklı bir takım olacağız''ı gibi bir hayal ürünü sandığımızdan o dönemde çok önemsemedik. gomis, maicon, belhanda transferlerinin ardından mariano, ndiaye, fernando, feghouli gibi isimler de takıma katılınca acaba bu sefer olacak mı diye düşünsek de yine de kimse takımın yapacağı şekilde bir şaşalı başlangıç beklemiyordu. ancak vainqueur'un reddedilip fernando'nun tercih edilmesi orta sahadaki hareketli ve ısırgan profili, negredo'nun reddedilip gomis'in büyük bir ısrar sonucu takıma kazandırılması oyunu rakip sahaya yıkmak istediğimizi ve çok başka adreslere gitmeden stopere yaratıcı özelliği olan, bölgesel geçişte önemli rol oynayan maicon'un alınması da skor odaklı hızlı bir futbol oynayacağımızı net şekilde gösteriyordu. böylelikle çok doğru bir planlamayla istenilen futbola son derece uygun bir kemik kadro kurulmuş oldu. işin kötü yanıysa bu kadronun sadece ilk on bire yetecek genişlikte olmasıydı. çöp gözüyle bakılan serdar aziz'in bana kalırsa ligin en iyi savunmacısına dönüşmesi, tolga ciğerci'nin ciddi bir taktiksel hamle sonucu takım için olmazsa olmazlardan biri haline gelmesi de hani derler ya bizim adımıza ''mucizevi'' bir olay oldu zira şapkadan çıkan serdar ve tolga'nın ilk on bire girmesiyle beraber planlamada muhtemelen ilk on bir görülen denayer ve rodrigues hamle haline geldi.

    2) sezon başındaki futbolumuz

    birtakım tercihler yapıldı. taktiksel değişiklikler oldu:

    2.a) fernando klasik bir orta saha olarak değil stoperlerin arasındaki yardımcı kuvvet gibi görevlendirildi.

    2.b) birinci kısımla da bağlantılı olmak üzere, beklerin bir açık oyuncu gibi konumlandığı klasiğe yakın bir 5-4-1 ile maicon ve serdar'ın bek, mariano ve linnes'in açık oyuncusu olduğu 3-3-3-1 (veya 3-5-1-1) formasyonlarının maçın içinde değiştirilerek kullanıldığı bir düzene geçildi.

    2.c) muslera'yı oyunun içine sokarak rakibi öldürücü baskımızın bizi yorduğu dakikalarda top çevirerek rakibi yormayı ve onları pozisyona sokmamayı hedefledik ki hatırlarsanız ilk 8 haftalık süreçte değil akan oyunda gol yemek, rakibe gol pozisyonu şansını bile nadiren veriyorduk.

    2.d) tolga ciğerci'ye saklambaç oynattırdık ve bu oyunun sonunda da epey kazançlı çıktık. esasında tolga'yı sol açık oynatmak tudor'un sezon öncesi planlamasında yüksek ihtimal yoktu. kayserispor maçında biraz da mecburiyetten oynayan tolga'dan faydalanmak için uygulanan taktik çok işe yarayınca bu tercihte haklı olarak devam edildi. geliştirerek üstelik. burada bir kanadı feda etme pahasına, oyunun bazı bölümlerinde art arda sağ kanattan hücum edip sol taraftaki tolga'yı damla damla rakip ceza sahasına sokarak onu arka direkte pozisyonlara sokmayı başardık.

    https://youtu.be/mMk1iLbDzXY?t=25m14s karışıklığın gırla gittiği bir pozisyonda hücumun sol çizgi bölgesinde 20 metrekarelik boşluk olmasına rağmen tolga'nın nasıl da özenle rakip ceza sahasına girdiğine dikkat edin.

    https://i.hizliresim.com/XP992D.png - https://i.hizliresim.com/NZllYL.png

    ----------tolga'nın rakip ceza sahasına koşuları----------

    https://youtu.be/0Ex3Z1s3tdc?t=35s - https://i.hizliresim.com/Rn11rR.png - https://i.hizliresim.com/lO33qJ.png

    https://i.hizliresim.com/z0aaOR.png - https://i.hizliresim.com/bBkkZm.png

    https://i.hizliresim.com/9mgg7o.png - https://i.hizliresim.com/azddA7.png - https://i.hizliresim.com/qGjj0B.png

    https://i.hizliresim.com/Rn11Mj.png - https://i.hizliresim.com/6JrrAW.png

    görüldüğü üzere çalışılmış ve oyuncuyla konuşulmuş bir konu bu. çokça pozisyonda da bu ani koşuların skor olarak takımın lehine sonuçlandığını belirtelim. ayrıca gomis'in gol aktivasyonunu arttıran şey de buydu. nasıl mı?

    ---------- tolga ciğerci'nin gomis'in oyununa etkileri----------

    https://youtu.be/JsTDtQBKlMM?t=44s pozisyon bu ilişkiyi net şekilde anlatıyor. stoper ikilisinden biri tolga'nın ani koşusu sonucu gomis'i mi tutayım tolga'yı mı tutayım derken tolga'dan yana adım atınca gomis bir anda boş kalıyor ve pozisyon da gomis'in kafa vuruşu sonrası golle sonuçlanıyor. aşağıdaki pozisyonlarda da tolga ciğerci'nin koşuları sonrası gomis'in nasıl boşta kaldığını ve önünün açıldığını görebiliyoruz.

    birinci pozisyon: https://youtu.be/nrQnNJPXqZ4?t=26s

    ikinci pozisyon: https://youtu.be/JsTDtQBKlMM?t=20s

    üçüncü pozisyon: https://youtu.be/JsTDtQBKlMM?t=49s

    bakın tolga'nın olmadığı anda gomis'i nasıl kolay marke ediyorlar: https://i.hizliresim.com/767qav.png

    kısacası araya yaptığı ani koşular ve koşmasa bile sıkça ceza sahası içinde bulunmasından dolayı adam markajını bozan bir oyuncu tolga. daha doğrusu ligin devre arasına kadarki kısmında böyle görevlendirilmişti. gomis de böylelikle daha fazla boş alan bulabiliyordu. tolga'nın olmadığı maçlardaysa gomis'in tıkandığını, hatta artık son haftalarda bunu formsuzluk aşamasına çıkarttığını görüyoruz. evet, her ne kadar tolga'nın sol açık oynamasının dezevantajları da olsa kabul edelim ki hem gomis'in etkinliğini arttırmak hem de daha sıkı bir takım olmak için fernando döndükten sonra tekrar bu düzene geçilebilir. fatih hoca'nın da bundan memnun kalacağını temin edebilirim çünkü temel felsefesi olan önde baskıyı aşırı kolaylaştıran da bir oyuncu tolga.

    (buradan sonrakiler sadece sezon başı değil sezon geneli)

    2.e) daha merkezi bir ndiaye...
    osmanlıspor'dakinden daha geride oynayan bir badou gördüğümüzü herkes biliyor. elbette bunun sonucunda oyuncunun skor ve hücum katkısı düştü ancak özellikle son haftalardaki göztepe- kayserispor- osmanlıspor- sivasspor maçlarımızdaki dağınık orta sahanın o dönem nasıl da diri ve kompakt olduğunu hatırlamak gerekir. + topu kapma süremiz kısaldı + daha az gol yedik.

    3) takımın temel sorunları

    3.a) oyunu dinlendirememek: oyuncu grubumuz baskıyı ve top kapma işini gerçekten üst düzey yaptılar bugüne kadar. feghouli'nin ve belhanda'nın aynı anda forvet arkası oynadığı maçların haricinde de çokça pozisyona girmeyi başardık ancak çok önemli bir sorunumuzu sezonun dördüncü beşinci haftasından bu yana çözemedik. baskı yapmadığımız, hücum etmediğimiz anlarda topu tutup oyunu soğutmada zorluk çekiyoruz. bunu yapmaya çalıştığımızda ya top kaybediyoruz ya da topu komple rakibe veriyoruz. bunun birçok nedeni var, en başta takımın birlikte oynama alışkanlığına hala tam erişmemiş olması, ikinci olarak da önceki hocamız tudor zamanında büyük maçları gergin bir ortamda oynamamız. halbuki topu tutup oyuncularımızı dinlendirebilsek ilk dört beş haftada olduğu gibi güle oynaya kazanacaktık çoğu maçı.

    fatih hoca bu noktada çok büyük bir devrim yaptı. geldiğinden beri oyunculara aşılamaya çalıştığı birlikte oynama hevesi ve takımdaşlık nihayetinde ''8 şubat 2018 galatasaray konyaspor maçı''nda üzerimize güneş gibi doğdu. bu da toplu oyunda futbolcularımıza özgüven ve istek getirdi. özellikle maçın ikinci yarısında rakibin gole ihtiyacı olduğu anlarda topu sakince dolaştırmamız, ve bunu yaparken top kaybetmeden topa da uzun süre hakim olarak yapmamız çok değerliydi. uzunca aradan sonra topla oynama süremiz bu denli yükseğe çıktı.

    belhanda'nın biraz daha geride oynaması, ön liberoların arasında derinlik olmayıp birbirlerine yakın konumlanmaları ve takım boyunu oyunun sıkıştığı anlarda açmamız bunu sağladı.

    3.b) duran toplar: burada artık alan markajını denememiz bile yanlış olacak. kesinlikle adam adama markaja uygulayarak doğru eşlemeler yapmamız gerekiyor. ayrıca iki direk yanına oyuncu koymak, ön direk bölgesine ve merkeze uzun oyuncular yerleştirmek de önemli şeyler.

    https://i.hizliresim.com/y0NqrN.png işaretli adamlar boşta. böyle dizilince rakip oyuncular topa hamle yapmaya daha yakın oluyor çünkü rakip sadece gelen topa bakarken bizim oyuncular hem topa hem rakibe bakmak durumunda. haliyle bir oraya bir buraya bakayım derken topu kalemizden çıkartıyoruz sonunda.

    ideali buna benzer dizilimler, http://gss.gs/X0b veya sert bir adam markajı.

    4) bireysel değerlendirmeler:

    maicon: onun hücuma aktardığı paslar çok önemli bizim için. ikinci bölgeye geçişimizi hızlandırmakla birlikte geride tıkanıp yatay paslarla vakit kaybetmemizi önlüyor. tabi ki çok başka meziyetleri de var ancak herhalde en büyük katkısı hücum pasları ve attığı goller. hücum paslarını fenerbahçe'nin iki stoperiyle kıyaslayınca ortaya çıkan tablo da maicon'un bu becerisini net şekilde gösteriyor.

    -skertel
    15. hafta: 2 hücum pas, 0 isabet
    16. hafta: 7 hücum pas, 4 isabet
    18. hafta: 8 hücum pas, 2 isabet

    -roman neustadter
    15. hafta: 9 hücum pas, 7 isabet
    16. hafta: 4 hücum pas, 2 isabet
    18. hafta: 11 hücum pas, 7 isabet
    19. hafta: 6 hücum pas, 2 isabet
    20. hafta: 8 hücum pası, 4 isabet

    -ve maicon
    15. hafta: 9 hücum pas, 6 isabet
    17. hafta: 14 hücum pas, 7 isabet
    19. hafta: 20 hücum pas, 11 isabet
    20. hafta: 14 hücum pas, 8 isabet

    serdar aziz: çok sağlam bir stoper gerçekten. hala yeterince fark edilmeyen bir özelliği var ki o da şu, çoğu rakip atağını gelişmesine imkan vermeden henüz başında kestiğinden pek bir şey yapmamış gibi gözükebiliyor denayer'e kıyasla. denayer ise rakiplerini önce pozisyona dahil edip sonrasında ne yapacaksa yaptığından sanki her pozisyona müdahale ediyormuş, rakiple tek başına savaşıyormuş gibi görüntü verebiliyor ki esasında dediğim gibi bu da onun rakibe karşı zaafiyetinden kaynaklanıyor.

    denayer'in ilk on bir başladığı 12 maçta takım 17 puan kaybederken,
    serdar aziz'in ilk on bir başladığı 14 maçta sadece 7 puan kaybetti...

    belhanda: tekrardan şuraları alıntılamak gerekiyor,

    --- alıntı ---

    temel katkıları bile çok önemli takım için:

    1) bölgeler arası geçişte müthiş bir hız ve vakit kazandırıyor takıma.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=11s : merkezden topu hücum bölgesine geçirmesi 4 saniye. (25-30 metre)

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=38s : sırf kendi koşusuyla topu 35-40 metre ileriye taşıyor. top kontrolleri, paslar, koşular dahil 8 saniye.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=1m32s : başkası olsa 20 saniyeyi bulacak top akımı, onunla tek pasta gerçekleşiyor.

    peki dönelim selçuk'un yaptıklarına:

    https://youtu.be/wuDOuDrBrHI?t=13s : topu kontrol ediyor, önce bir bakınıyor etrafına, ardından ileriye doğru sürüyor topu ve geriye dönüp ilk baştaki pozisyonunda duran arkadaşına pas veriyor. 6 saniye, sıfır mesafe.

    2) mücadele gücü açısından da büyük bir fark. bir defa belhanda yerine feghouli'yi koyunca hiçbir şeyden olmasa buradan baştan kaybediyorsun zira iki oyuncunun mücadele gücünde ciddi farklar var. yanılmıyorsam çoğu maçımızda fernando ile ve serdar- maicon ikilsiyle beraber en çok ikili mücadeleye giren oyuncumuz olmuştu. bu da direnç demek. top tekniği olarak bakılıp, fark yokmuş gibi görülüyor ama bölgesel düşününce farklar söz konusu.

    3) yaratıcılık baba. hiç umulmadık anda öyle bir pas çıkartıyor ki yoktan pozisyon üretiyoruz. arada top kaybetmiyor mu? ediyor ancak belhanda olmadan da atağa çıkamıyoruz.

    --- alıntı ---

    ve bunun üzerine oynadığı konyaspor maçı var ki aman allah'ım!

    bir dönemeç olduğunu düşündüğüm için konyaspor maçını da buraya eklemek istiyorum. bana kalırsa çok önemli bir maçtı. *

    kayserispor maçının ilk yarım saatinden sonra başlayan sıkıntılı sürecimize ilaç gibi geldi gerçekten. çok ilginçtir bu zamana kadar çözülememiş birçok sorunun da çözüldüğü maç oldu. serdar aziz, belhanda ve gomis yeniden on bire sokularak oyuncuların moralini toparlamamız bir yana daha önce bahsettiğim son haftalardaki takım boyu sorununu da net şekilde geliştirdiğimizi söyleyebilirim.

    - https://i.hizliresim.com/Ygqd5a.png uzun zamandır görmediğimiz derecede kısaydı takım boyu.

    - en başta belirttiğim bir konu olan, oyunu dinlendirme konusunda iyi çalıştığımızı ve hocanın da bunun üzerine düştüğünü görüyoruz. bugün hiç olmadığı kadar soğukkanlı oynadık, hem baskı yaptık hem de yaptığımız paslarla oyunu dinlendirebildik. üçüncü bölgede de bunu yaptığımız anlar oldu. oyunsal olgunluk olarak zirve maçlardan birini yaşadık.

    - belhanda sağ olsun savunmadan hücuma çıkışımız 4-5 saniyeyi bulmadı herhalde. rakibi çabuk ekarte edince de önde baskı kurma gibi bir plan yapamadılar. geriye çekilmekten başka bir çare bulamadılar.

    dediğim gibi bu maç bizim için dönüm noktası olacak. sezon başından bu yana en güzel futbollardan birini ortaya koyduk. hem de orta sahadaki eksiklerimize, son maçta gelen mağlubiyetin yaşattığı üzüntüye rağmen. fatih hoca da gereken dersleri çıkartmış belli ki.

    yolunuz açık olsun fatih'in aslanları!

    not: gönlüm isterdi ki her konu başlığını birbirine karışmadan, gözü yormayacak şekilde koyayım ama sözlük ortamında bundan başka bir yol yok maalesef.
App Store'dan indirin Google Play'den alın