• 18176
    wagner love tipi bir forvefe ihtiyaci olan takim. kendisini alalim demiyorum ama ihtiyacimiz olan forvet tipidir, iki forvet oynamak istiyorsan zaten elinde farkli oyun karakterinde adamlar olacak. eren ve gomis gibi benzer kuleleri dikmeyeceksin. zamaninda hakan sukur ve saffet sancakli ikilisi bile olmadi bu. ancak hakan ve arif ile beraber fazlasiyla verim verdi. hatta bana gore adrian illie-hakan ikilisi daha verimliydi. sonuc olaracak tek forvet oynamak istiyorsan bile her turlu adam lazim. eren'in su dakikadan sonra verimli olacagini sanmiyorum.
  • 18177
    hızlı, adam geçen, topu taşıyabilen hücum oyuncularına ihtiyacı olan takım. kanat veya forvet olabilir. ama özellikle kanatlarda hem tolga gibi takım oyununa katkı sağlayacak hem de oyunun sıkıştığı anlarda şapkadan tavşan çıkarabilecek oyuncular bulmamız lazım. zor ve maliyetli olacağını biliyorum ancak özellikle deplasmanlarda başarılı olmak istiyorsak böyle oyunculara ihtiyacımız var.

    takım oyununa katkı sağlayan bir bruma olsaydı mesela bu sezon kesin şampiyonduk diyebilirdim.
  • 18178
    önümüzdeki süreçte transfer politikasının takımın yaş ortalamasını düşürme üzerine olması gereken takım. bu illaha genç transfer yapılsın demek değil, 25-29 arası da bu kategoriye dahil.

    30 yaş üzeri futbolcu alınacaksa da ne olur sözleşmeler kısa vadeli yapılsın, isim ne olursa olsun. yoksa 2-3 seneye yine patlarız. şuan beğensek de mariano,fernando,gomis gibi isimleri 2 seneye beğenmemeye başlayacağız. he umarım kendilerine çok iyi bakarlar ama köy öyle görünüyor.
  • 18180
    2017 - 2018 sezonunda; jose sosa, burak yılmaz, juraj kucka ve hugo rodallega gibi önemli eksikleri olan trabzonspor'a 2-1 yenilmiş, emre belözoğlu ve mahmut tekdemir gibi önemli eksikleri olan başakşehir tarafından ise 5-1'lik ağır mağlubiyete uğratılmış takımdır. sıradaki rakibi ise alanyaspor'dur ve rakibin elit oyuncusu vagner love'ın yanı sıra etame mbilia ve junior fernandes gibi önemli oyuncuları sakattır. hatta emre akbaba'nın durumu ise belirsizdir. lafın özü bu sene eksiği olan takımlara yenilmiştir.

    sıradaki 25 kasım 2017 galatasaray alanyaspor maçı'nda da yenilmesinden korktuğum gözümüzün nuru takımımızdır. bir yenilgiyi daha* kaldıramam...
  • 18182
    devre arasında kesinlikle ve kesinlikle etkili bir kanat oyuncusu transferine ihtiyacı olan takım.

    bu sezon şampiyonluktaki en büyük rakiplerimize bakın. başakşehir ve beşiktaş'ta kadroya giremeyen oyuncular bile bizim takımda banko oynar ve fark yaratırdı. galatasaray gibi şampiyonluğa oynayan bir takımın en iyi kanadı ve umut bağladığı adam rodrigues olamaz. yanlış anlaşılmasın kendisini faydalı buluyor ve oynamasını istiyorum çünkü bireysel olarak kenarda birşeyler yapabilecek nadir adamlardan. ama o oynamadığında böyle tökezliyorsak vay halimize. kimse de iyi kadrodan falan bahsetmesin o zaman.

    senin rakiplerinde babel, quaresma, lens, elia vs. gibi kanatlar var. biz ise paok'tan 3 milyon'a aldığımız iyi niyetli ama yetersiz rodrigues'e bel bağlıyoruz. bruma gibi bir adam vardı satıldı. madem sattınız o ayarda bir futbolcu da almalıydınız yönetim olarak. bizim ligimizde kanatlar, çalımla sıfıra inen adamlar çok iş yapar. bakın ligin başında o övdüğümüz galatasaray'ın gollerinde rodrigues-gomis imzası vardı genelde. ki bunu yetersiz dediğimiz adam yapmıştı.

    basit bir futbol izleyicisi olarak benim gördüğüm bu. bizim takımın her iki kanadına da hızlı, çalım atabilen, sıfıra inip ortalarla gomis'i topla buluşturabilen adamlar lazım. tolga oynamamalı kanatta. yetenekli adamlar oynamalı. tolga'nın yeri orası değil. devre arasına kadar ise kesinlikle feghouli ile rodrigues oynamalı kanatlarda.

    galatasaray'ın geçmişine de bakarsanız bu tarz adamların fark yarattığını görürsünüz. zamanında ribery, keita gibi oyuncular çok sevilmiş ve etkili olmuştu. bruma da öyle. çünkü bu tip adamlar kapalı defansları açabilirler. seyirciyi ve takımı bir iki güzel hareketle coşturabilirler. ilerde rakibe her zaman bir tehdit unsuru oluşturur, kart çıkmasına faul yapılmasına neden olabilirler.
  • 18184
    burdaki renkdaşların 2017-2018 sezonunda büyük maçlarda oynanan kötü ve silik oyunu kabullenememesini gayet iyi anlıyorum. yalnız işin realitesine baktığımızda deplasmanda ts ve başakşehir'e 6 puan kaybedince dünyanın sonu gelmiş gibi davranılmasını anlamıyorum. kötü oyun yüzünden eleştirelim ama amaç şampiyon olmaksa yakıp yıkmaya gerek yok. bizim 7 puan kaybettiğimiz fb, başakşehir ve ts'a, bjk de 7 puan kaybetti. üstelik iki maçı da kendi sahasında oynadı. ve hala bizim 4 puan gerimizdeler. hep söylüyorum, yine söyleyeceğim. fb, bjk, ts ve başakşehir ile toplam 8 maç oynuyoruz, diğer takımlarla 26 maç... buda 78 puan eder. büyük maçları kazanmakla şampiyon olunsaydı, fb uzak ara yapardı. takımı büyük maçlardaki kötü oyun için sonuna kadar eleştirin, eleştirelim ama amacımızı unutmayalım. son olarak 22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçını bir kenara koyuyorum. o gün resmen hakem tarafından doğrandık. olay vermediği penaltı veya belhanda'ya gösterdiği kırmızı kart değil. herif ilk 15 dk'da bütün takımı ve tribünleri sindirdi. he sinmemek lazımdı ama işte orda da takımın tecrübesizliği ortaya çıkıyor. geçenlerde bir arkadaş yazmıştı. çok karakterli futbolcularımız var evet ama böyle maçlarda melo tarzı adamlar aranıyor. fb maçında onu çok aradık mesela...
  • 18185
    büyük maçları kazanamıyor olması, olası bir şampiyonluktan sonra katılma hakkı elde edilen şampiyonlar ligi'nde hiçbir halt yapamayacağına delalet eder, nitekim şl'de tüm takımlar büyük oluyor.

    açıkçası igor tudor'a olan güvencim bir hayli sarsılmış olsa da en azından ilk devreye kadar hatalarından ders çıkartacak mı diye sabretmeyi gerektiren kredisi olduğunu düşünüyorum.

    umuyorum ki beşiktaş derbisinde 4-2-3-1 dizilişi ile oynar ve önde baskı anlayışına geri döner.
    yoksa o maçta 1 puan alsa bile yönetim ipini keser, bundan en ufak bir şüphem yok.
  • 18187
    takım 3 senedir büyük maç kazanamıyor doğru düzgün. güvensizlik olması kadar normal bir şey yok.

    2011-2015 arası madara ettiğin beşiktaş'ı 2 senedir yenemiyorsun mesela, 1 hafta sonraki maç için de umutlu değilsin.

    keza fenerbahçe, başakşehir, trabzon yine öyle.

    büyük maç kazanmadan ne takım havaya girer ne taraftar.

    onun dışında lider oyuncu yok söylemine ben de katılıyorum. bu takımın hücumda lider ve soğukkanlı bir oyuncusu yok bana kalırsa. sneijder böyle bir adamdı mesela, drogba ve elmander yine öyle.
  • 18188
    büyük maçları kazanamıyor oluşu tarihine ve büyüklüğüne yakışmamaktadır. bu durum direkt başarısızlığa delalet etmez belki ama psikolojik olarak takımı ve taraftarı yıpratır. asıl misyonumuz olan avrupa kupaları için de bize iyi şeyler vaat etmez.

    eskiden en azından fener ikili istatistiklerde üstündü. şimdi trabzon bile bize üstünlük kuruyor. kaldı ki bu takım aysal döneminde fenerbahçe'ye bile ezici üstünlük kurmuştu.

    hayır yani kadro çok kalitesiz desek o da değil. maicon, fernando, mariano, gomis gibi oyunculara en son ne zaman sahip olduk?
    o zaman sorun başka yerde. en başta teknik direktör meselesi. tudor şu ana kadar büyük maçlarda bizi eleğe çevirdi. en azından riekerink denen adamın bizdeki kariyerinde beşiktaş ve fener galibiyetleri vardı. tudor'la inanın başarısızlık olarak kimseyi kıyaslıyamıyorum.

    ayrıca sneijder, podolski, bruma gibi şapkadan tavşan çıkaran oyuncularımız da yok. takım dediğim gibi çok kaliteli ama çok özel oyuncusu yok. büyük maçlar ise özel oyuncularla kazanılır. bir de çirkef oyuncu eksikliğimiz de bunda etken. şu takımda bir melo olsaydı inanın çok şey değişirdi. böyleleri rakibi sinirlendirir, hakemi baskı altına alır ve taraftara da güven verir. tamam iyi kadro kurduk ama şöyle teferruatları hiç düşünmedik.
  • 18189
    önceki senelerde büyük maç kazanamamamız tamamen kalite eksikliğinden kaynaklanıyordu. selçuk inan, sabri sarıoğlu, yasin öztekin gibi şu anki oyuncularımızın onda biri kalitede olmayan oyuncularla bile eski halleri daha formda olan beşiktaş ve fenerbahçe'yi zorlayabiliyorduk. çünkü takımda iyi kötü bir derbi kültürü ve sabri sarıoğlu gibi deli fişek isimler vardı. şimdi bu söylediklerimden sabri dönsün falanca kişi dönsün anlamı da çıkmasın lütfen bahsettiğim şey baskın karakterli oyuncular.

    bu kadar hakem katliamına kurban gidip yine bu denli sessiz ve pısırık kalabilen bir galatasaray kadrosu daha izlememiştim. tamam hepsi çok güzel insanlar hepsi on numara insanlar ama böylesi silik karakterli olmak da takıma zarar verir. tabi mevcut siliklikle de derbi kazanamamak çok anormal değil. derbi olayını teknik direktöre de fatura edebiliriz elbette ama bu konunun etkisini de küçük görmemek lazım. sonuçta kadro çok kaliteli, ee takım diğer maçlarda kötü oynasa teknik direktörde iş yok diyelim. o da yok.

    devre arasında asamoah- gaitan falan alalım diyen taraftarlarımızı sonuna kadar anlıyorum ancak bize artık yetenekli oyuncu değil derbi oyuncusu- lider oyuncu lazım. ujfa gibi, drogba gibi ilk geldiği günden sonuna kadar takımına sahip çıkan karakterler lazım. aksi taktirde bu yumuşak oyuncularla, 10 sene daha derbi kazanamayız. isterseniz guardiola'yı getirin yine sonuç değişmez.
  • 18190
    sene başından beridir yere göğe sığdıramadığımız takımımız her zamanki alışkanlıklarını devam ettiriyor: her maç rakip ceza sahası önünden nasıl en kısa sürede kendi kalecine dönersinin dersini görüyoruz. kabul ediyorum, çok kaliteli izlettiriyorlar bize. haklarını yiyemem. nasıl dikine oynanmazın dersini görüyoruz. aynı zamanda bu ders top bir oyuncunun ayağındayken nasıl geri kalan 10 oyuncu boşa kaçmaz, rakibin arkasına saklanır dersi ile de ilişkili. yani birinden kalırsak diğerini alamıyoruz. zincir gibi düşünün. durum böyle olduğundan biz her maç ikisini de layıkıyla yapıyoruz :) topu ayağına alan her oyuncu top benden gitti gerisini onlar düşünsün kafasını çok iyi yansıtıyor, bazı oyuncuları en azından maçın belli anlarında dışarıda tutuyorum ancak hemen hemen tüm oyuncular bu konuda özel ders verebilir. saati 200 dolar fena olmaz, ha? aaaa, en önemlisini unutmuşum: nasıl gol yenir. hiç açıklamıyorum, bir güzel yeriz, muhteşem yeriz. gol yemeden maç bitiremeyiz. peki ya taçlar? of be ağzımın suları aktı. gerçi bu türkiye'nin genel bir krizi. yani ülkecek taç atmayı bilmiyoruz. bu konuyu daha fazla 'taç'landırmıyorum ve herkesi bu yazımı okumaya davet ediyorum: http://abcspor.com/tac-atamayan-ulke/ bu linki ararken yazarkenki heyecanım kaçtı. neyse artık 96-00 arasına dönemeyeceğimizden bu ve buna benzer yazıları zaten yıllar boyunca yazıcam, kimse dertlenmesin. rahat olun ya muhteşem oynuyoruz.
  • 18192
    bu sezon üçüncü bölge özelinde takımda ne eksik buldum sanırım. takımda sezon başından beri iyi bir takım oyunu var, herkes birbirine yardım ediyor, üçüncü bölgede güzel boş koşular yapıp, güzel pas yapıyorlar. fakat bu bölgeye biraz da bencil bir futbolcu lazım bana sorarsanız. maç içerisinde bazen "fink, al topu biraz çıldır" diye pas atacak biri olmalı sanki. assist isteğinden şut çekmez oldu millet.
  • 18195
    ligin %40'ı bitmişken 2017 yazında yapılan transferleri iyiden kötüye doğru sıralarsak:

    gomis/31 yaşında/2.500.000 euro - tek kelimeyle muhteşem bir transfer. hem iyi bitiriciliği olan hem de genel futbolculuk özellikleri iyi olan (hareketli ve duvar olmayı bilen) bir forveti bu paraya almak büyük başarı. bu paraya gomis'ten daha iyi bir forvet almak neredeyse imkansız.

    fernando/30 yaşında/5.250.000 euro - bu seneki ikinci muhteşem transfer. oyun zekası yüksek, dinamizmi iyi, defansif müdahaleleri başarılı, ayağı düzgün bir önlibero. hücum katkısı vermemesi sebebinin stoperlerin arasına girerek oynaması olduğunu düşünüyorum, fernando'yu forvet arkasına koysan en az belhanda kadar oynar.

    maicon/28 yaşında/8.000.000 euro - muhteşem olmasa da gayet iyi bir transfer. ilk müdahale sertliği gayet iyi, konsantrasyonu yüksek, hava toplarında çok iyi, bu sayede skor katkısı da çok iyi bir stoper. tek kusuru yerden hızlı gelişen pozisyonlara geç tepki vermesi. fakat süper lig'te beklentileri fazlasıyla karşıladı.

    mariano/31 yaşında/4.000.000 euro - iyi bir transfer olduğu tartışılmaz ama 4 milyon euro veriyorsak parlatıp daha yüksek paralara satacağımız bir isim de alabilirdik. mariano tekniği ve oyun zekasıyla gayet iyi bir bek ama yaşı itibariyle kariyeri düşüşe geçmiş bir futbolcu. eğer 2-3 yaş genç olsaydı muhteşem bir transfer olurdu.

    belhanda/27 yaşında/8.000.000 euro - lafı uzatmaya gerek yok, forvet arkası mevkisinde 8 milyon euro etmeyecek bir oyuncu. 8 milyon euro'yu verdikten sonra belhanda'dan çok daha iyi oyuncular alınırdı. ama merkez ortasahaya kayar oğuzhan gibi 8 numara oynamaya başlarsa işler değişebilir. duran topları çok iyi kullanmasaydı taraftardan ciddi manada tepki çekerdi.

    ndiaye/26 yaşında/9.000.000 euro - kesin yorum yapmak için erken ama henüz beklentileri karşıladığını söylemek mümkün değil. 9 milyon euro verilen adamın hızlıca rakibe yetişip top çalmaktan başka bir numarası yoksa ortada bir sorun var demektir. ndiaye'nin top ayağındayken soğukkanlı oynamayı öğrenip hücum katkısını artırması şart, bunu da başarabilir ve çok iyi transferler arasına girebilir diye umuyorum.

    latovlevici/31 yaşında/550.000 euro - 6 ay idare etsin diye alınan düşük maliyetli bir oyuncu ama beklentileri karşılayamadı. yine de kötü bir transfer değil çünkü sadece bir sezonluk kontratı ve düşük bir maaşı var. latovlevici'ye kötü transfer dersek de jong transferine rezalet transfer dememiz, ryan donk transferinin türkçe sözlükte tanımı olmadığı için yeni bir kelime icat etmemiz gerekir.

    feghouli ve carrasso transferlerini şimdi yorumlamak doğru olmaz, en az 9-10 maçta izledikten sonra konuşmak lazım. ama cenk ergün ve tudor'un 2017 yazında gayet iyi bir iş çıkardığı su götürmez bir gerçek.
  • 18197
    25 kasım 2017 galatasaray alanyaspor maçı yine yanıltmasın bizi lütfen.

    abi bu takım çok kontrolsüz oynuyor. deli dana gibi koşan oyuncular, son dakikalarda bir farkla önde olmamıza rağmen yapılan fütursuzca hücumlar... taraftardan puan toplamak adına kendini boşa yoran arkalarında boşluk bırakan oyuncular var. niyetlerinden şüphem yok da çok amatör görünüyoruz. ve önde olmamıza rağmen yaptığımız fütursuzca ve aceleci hücumlar eksik yakalanmamıza neden oluyor. bir gol yesek 2 puana mal olacak.

    coşku ile amatörlüğü karıştırıyoruz. gerektiğinde sakin ve mantıklı kalmalıyız. takım o yüzden büyük maçlarda güven vermiyor.
  • 18198
    deplasmanlarda olmaz belki ama kendi sahasında mutlaka feghouli, belhanda, rodrigues ve gomis hücum hattı ile oynamalıdır. gomis’in arkasındaki 3’lü saha içinde sürekli yer değiştirmelidir. evet belki tolga’nın olmaması pres gücümüzü azaltacaktır ama yasin oynayınca hücum gücümüzün nasıl arttığını 25 kasım 2017 galatasaray alanyaspor maçında gördük.
  • 18199
    takımda birkaç majör birkaç tane de minör hata var.(u: değerlendirmeler genel olsa da maç özelinde konuştuğumda 25 kasım 2017 alanyaspor maçı'nı kastediyorum.)

    majör hatalar
    1) en büyük hata belhanda'nın oynaması, hala 10 numara giymesi. içimden geçenleri yazsam pilot olurum. bu adam 10 numara pozisyonunda oynuyor, ölümcül paslar atmasını, goller atmasını bekliyoruz. kısa mesafeye arada rakip oyuncu bile yokken pas atamıyor. arkadaşının arkasına, önüne, sağına, soluna atıyor. sonra top kaybedince bir çabası da yok. planlayıp adam geçmiyor, çoğu zaman top çarpıp kendisinde kalıyor ve ceza sahasında tehlike yaratıyor. daha doğrusu yaratamıyor. galatasaray forması altında izlediğim en kötü 10 numara. top, belhanda'nın ayağına her geldiğinde sinirleniyorum, tahammül edemiyorum. öyle laubali, öyle rezil bir topçu. maç boyunca tek olumlu hareketi var; son dakikalarda rodriguez'e attığı pas. onu da açık oynayan rakibe karşı maçın son anlarında her oyuncu atabilir. bu akşam belhanda yerine başka bir 10 numara olsa maç en az 5-6 olmuştu. bu takımda kesinlikle yeri yok. yetenekli olduğu konusuna da katılmıyorum. bence aynı zamanda yeteneksiz. defansa katkı yapıyor deniyor, onun yapacağı defansı sikeyim. eğer defans istiyorsak çıkarırız onu, koyarız yerine tolga'yı. en azından sinir hastası olmayız. inşallah bir an önce defolup gider.

    2) ikinci majör hata, lato'nun ısrarla oynamaya devam etmesi. belli ki adam ısınamadı, heyecanlanıyor. kaldıramadı baskıyı. aldığı her topta oynu yavaşlatıyor, açtığı toplar ya rakibe çarpıyor ya bizimkilerin arkasında kalıyor. bir süre yedek kalmalı. ıslıklanması içimi burktu ama tepki belki kendine getirir.

    3) üçüncü majör hata oyuncu hatasından ziyade yönetim ve teknik ekip hatası. gerçi belhanda da net bir şekilde yönetim hatası, neyse.
    bu takımda en az 4 kanat oyuncusu olmalı. feghouli, rodriguez, yasin. yasin'i sayma, çünkü son ana kadar göndermeye çalıştık. sakatlık var, ceza var. yasin'i de göndermiş olsak tek kanat rodriguez olacaktı bugünkü maçta. nasıl iş? yasin'in performansı yanıltmasın, hakeza rodriguez'inki de. rakip zayıftı ve açık oynadılar. alan buldular ve oynadılar. ikisi de kilit açacak oyuncu değiller. tek galatasaray seviyesindeki kanat oyuncusu feghouli. devre arası en az 1 çok iyi kanat oyuncusu lazım.

    4) igor tudor. bugün ne kadar baskılı oynadıysak haftaya beşiktaş derbisinde yine 3-5-2 vs. bilimum gereksiz diziliş ve taktik deneyecek, bir büyük maçta daha galatasaray'ı inhibe edecek. ısrarla bekliyorum büyük maçlarda da galatasaray'ı galatasaray gibi oynatır mı diye ama beşiktaş maçı'nda inşallah yanıltır bizi. tüm büyük maçlarda aynı boku yedi çünkü.

    minör hatalar:
    1) gomis çok ofsayta düşüyor. sezon başından beri defansın arkasına koşu yapacağında ağır kalıyor. çoğu zaman önden hareketleniyor. çoğu zaman da iyi yer tutamıyor bu tip pozisyonlarda. ve bazı pozisyonları çok cömert harcıyor. çok seviyorum, tüm iyi niyetiyle oynuyor ve çok iyi işler de yapıyor. ama pas aldığı adamlarla mı anlaşamıyor yoksa gerçekten kendisi mi ağır kalıyor bilmiyorum ama şu defans arkasına yapılan koşularda artık ofsayta düşmemeli.

    2) rodriguez. tüm iyi niyetiyle oynuyor ancak yaptığı tercihler saç baş yolduruyor. buna rağmen çok yararlı. ve sistemin temel dişlilerinden. bir kere mariano'nun verimini %100 artırıyor, gomis'i daha etkili bir forvet de yapıyor. ama ah bir de bazı tercihleri doğru yapsa gol ve assist sayıları 2-3 katına çıkacak. hataları olsa da yeri ilk 11.

    3) muslera, hala yan toplara çıkmıyor. bugün yine 2-3 tehlike yaşadık, allahtan yemedik. bu kolay maçlarda telafisi olur, büyük maçlarda bu tip hatalar zor telafi edilir.

    4) n'diaye. yine iyi niyetli. elinden geleni de yapıyor. ama bu adam dany mentalitesinde. dany'nin kayıp çift yumurta ikizi falan olabilir. öyle benziyor oyun tarzı. drippling yapması ne kadar güzel de olsa, ayağından açıp kaybediyor. ya da hızlı atakta hızımızı azaltabiliyor. yaptığı pres, pas oynuna yatkınlığı, öyle ya da böyle hücuma yaptığı katkı göz ardı edilemez. ama kendisine oyun setleri çizilmeli. çok daha etkili bir oyuncu, %25 verimle oynuyor. tudor'un bu işi çözmesi lazım.

    selçuk'u bu akşam beğendim. gerektiği kadar geriye gerektiği kadar ileriye oynadı. üzerindeki sorumluluk azdı ve fazlasıyla yaptı işini. defansta da iyiydi.
    mariano zaten takımın en iyisiydi.
    maicon-serdar ikilisi güven veriyor. maicon'un topu oyna sokması, serdar'ın da bazen ilerde pres yapması güzel detaylar.
    yasin bu akşam öyle ya da böyle işini yaptı. 1 gol 1 assist. ama yukarıda da dediğim gibi kapalı takımlara karşı kilit açamaz. yine de belhanda'nın 10 katı daha faydalı oynuyor. belhanda yerine ilk 11'e girmeli.

    muslera-linnes-serdar-maicon-mariano-fernando-n'diaye-yasin-feghouli-rodriguez-gomis.
    şu 11, 4-2-3-1 dizilimiyle devre arasına kadar oynamalı. feghouli 10 numara. devre arasında da belhanda'ya bye bye, 4 tane de transfer. 3'ü ilk 11, 1 tanesi yedek. kulübeye 1 tane forvet alınmalı. ilk 11'e 10 numara, kanat ve sol bek.

    akşamki maç kimseyi yanıltmasın. tek kale oynamış olabiliriz ama rakip eksik ve zayıftı. ek olarak açık oynayan bir ekipti. sezon başında oynadığımız futboldan çok uzağız. kadronun potansiyeli çok büyük. ama %25 potansiyelle oynuyoruz.
    tudor'a büyük iş düşüyor. ama pek güvenmiyorum. beşiktaş maçı büyük gösterge olacak. saçma şeyler denemeden hücum oynatırsa beşiktaş'ı sirkülase ederiz. skor belli olmaz, atarız yeriz. ancak dominant taraf biz oluruz. bizim de istediğimiz bu zaten. yok, yine bizi inhibe ederse beşiktaş da bize en az 3 atar. şampiyon falan da olamayız. tamam derbi kazanmadan şampiyon olunur ama büyük maçların hiçbiri kazanılmadan da şampiyon olunmaz. bakalım ne yapacak, inşallah sıçmaz yine.

    ama devre arasına kadar tek şey yapılacaksa bile belhanda kulübeye. elimde olsa tribüne gönderirim ama kadro dar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın