• 4976
    sezon icinde cok normal sekilde yasanacak olan form dusuklugunu yasamaktadir. bunu yasayacaksak da en iyisi bu zamanlarda yasamak zaten, ligin sonlarina dogru tekrar yakalayacagimiz form olayi belirleyecek, normal lig sirasinda 10 puan fark atmadigin surece zaten puan farkinin da cok onemi yok malesef. playofflara formda girmek tek amacimiz olmali ve bunu da su siralar kafaimizi one egmeden kimseleri asip kesmeden biraz sessiz kalip sabrederek yapabiliriz. lutfen.
  • 4981
    2011-2012 sezonunu şampiyon olarak kapatacak takım. takımın bir süreliğine düşüşe geçeceğini herkes tahmin ediyordu. en kötü ihtimalle fenerbahçe yarın kazansa bile liderlikten düşmeyecek takımdır ayrıca. kimse bu takımdan ikinci yarı 17'de 17 yapmasını bekleyemez zaten. illaki birkaç maçta puan kaybedilir. ancak şikeyle falan 17'de 17 yapılır, onu da galatasaray futbol takımı yapmaz ezikler gibi.

    eskişehir-bursa-antalya maçları sıkıntılı geçti 9 puandan 2'sini aldık. artık yükselmeye geçip tekrardan vites arttırmanın zamanı. gerçi hava şartları da bu düşüşte baş etkenlerden biri. sonuçta barcelona'yı da çıkarsan karla kaplı zemine zorlanır.
  • 4988
    sanırım hepimizin içine son 2buçuk haftada bir kurt düşürmüş ve bi an önce toparlanmazsa istenmeyen şeylerin yaşanabileceği sinyallerini veren takımımdır. fazla rahatlık felaketi beraberinde getirir beyler. eğer bu sene de felaket olursa hiç kimse bize hesabını veremez.

    biz nasıl tribünde istiyorsak siz de sahada isteyeceksiniz, ısıracaksınız!

    * *
  • 4992
    sakin olması gerekir. rakipleri bir bir ceza alıcaktır. şampiyon olamasa bile, şampiyonlar ligine gidecek takımdır.

    taraftarın her kötü sonuca sinirlenmemesi gerekir. biraz sakin.

    düşüş bekleniyor muydu? evet. beklenilen düşüş, karlı havalara denk geldi, ikisi bir arada çıkıyor işte.

    bir iki maç sonra rakiplerine 3'lükleri gönderecek takımdır.

    play off'lara güzel bir puan farkıyla girecek takımdır.

    2011-2012 sezonunun şampiyonudur.

    2012-2013 şampiyonlar liginde gruplardan çıkacaktır.

    (kendimi durduramıyorum lan, modlar kapatın benim hesabı.)
  • 4995
    şu beklerine altyapıdan olur, gurbetçi yetenek olur oyuncu takviyesi/denemesi yapmasını dilediğim takımımdır. aldıkları mental eğitim ile gurbetçi daha bir tercihtir tabiki.

    getir hollandadan, almanyadan en azından bek şablonuna uyan birisini. izleyelim çocuğu, hayır ne kadar kötü olabilir hakan balta'dan, sabri'den, kaybedeceğimiz ne olabilir. zaten dipteyiz, sondayız ulan onlarla.
  • 4998
    son zamanlarda ısrarla havadan oynamaya çalışan takımım. yahu orta sahada birbirinden yetenekli oyuncular varken neden bu kadar yüksek toplarla oynamaya çalışıyoruz anlamış değilim. elmander uzun bir oyuncu ama bir hakan şükür değil. topu indirecek kadar iyi bir kafa hakimiyeti yok. bölye oluncada dakikalarca anlamsız bir futbol oynuyoruz. tabi ki fatih hocadan iyi bilecek halimiz yok tabi...
  • 5000
    2010-2011 sezonunda futbolda tarihinin en rezil performansını sergiledi. 16 yenilgi tam tamına 16. herbirinden sonra bu son deyip, maç gününe yapılacak iş bulmalarla geçen ama bu çabaların hiçbirinin fayda etmediği, her maçın ne olursa olsun izlendiği bir sezon. 16 kez formayı askısına üzgün asmak. her seferinde. başı yastığa koyunca uyuyamamanın baş sebebi. nasıl uyuyacaksın ki, her hafta daha kötü ne olabilir diyorsun ama hemen ardından cevabı kendin alıyorsun. daha fazla can acımaz daha da fazla koymaz derken biraz daha bataklığa saplanıyorsun. maçlar 3günde bir filan da oynanmıyor hani, bir mağlubiyetin acısı minimum 6 gün sürüyor. 16 hafta kötü başlıyor, pazartesi sendromunun adı esasında yenilgi sendromu. sendromun sebebi rakip takım taraftarları filan da değil, göz göze gelince gözlerini kaçırdığın renktaşların. maç muhabbetleri esnasında karşıdakinin sölemek hissettiklerini 2 saniyede anlamak, zor da değil zaten. herkeste aynı düşünceler, duygular üzüntüler. kesik kesik muhabbetler, ara ara içinde kopan fırtınaları dışarı vurabilme yeteneği. herkesin içinde sana söz yine baharlar gelecek duygusu. neleri atlatmışız, tabi ki gelecek baharlar, hep bizim olmadı mı zaten baharların tümü. düştüysek kalkarız dimi. kalkarız tabi. kalkmasak nolur ki. ne fark eder ki hem. insanların dalıp dalıp uzaklara gittikleri şarkılar bize de dokunuyor ama bizi daldıran şey farklı. annemin geçen yıl bir mağlubiyet sonrasında dediği bırak artık şunlar için üzülmeyi lafına babamın dediği gibi "atsan atılmaz satsan satılmaz" nereye atıyorsun hem. evde her hafta mutsuzluk hakim, sıkılmış tabi ki kadın o da haklı. ama düşünemiyor işte insan, umrunda da olmuyor gerçi. üzülecek düşünecek kafaya takacak bambaşka şeyler var. "ne olacak bu fenerin hali" sorusunun yerini "galatasaray'a nolucak" soruları alıyor sokakta kulağa çalınan laflar arasında. tribünlerde bank asya şarkıları filan söyleniyor hani. durum vahim, durum kötü. kimse itiraf edemiyor sıcağı sıcağına ama korku varmış çoğu kimsede, takım 14-15.sıralarda gezinirken, sonrasında mutluluktan uçalım biz denirken dökülüyor dillerden.

    neyse ki sene sonu geliyor nihayet. yaprak dökümü başlıyor. sevdiğin sevmediğin herkes ayrılıyor teker teker. korkular büyük, ya atlatılamazsa, ya kabus kaldığı yerden devam ederse. ya daha devam edecekse üzüntüler, hüzünler, ya hala dökülmemişse takım uğruna olan gözyaşlarının tümü. gidişine hazırlanılan ama gideceği günün hiç gelmeyeceği sanılan isimler de gidiyor, kangren olmuş her gün lanet edilen isimler de. yeni gelenlere alışmaya çalışılıyor, yeni gelenlerin soru işareti çok, geçmiş vukuatları göz korkutucu. acaba sorusu herkeste. kötü de başlıyoruz yeni sezona, korkular tekrar başlıyor, bitmemiş demek ki çilemiz diyoruz. her geçen gün hissediyoruz ama düzelmeyi, yavaş yavaş yenileniyor deri. birden olması isteniyor tabii ama imkansız elbet o. olabildiği kadar hızlı oluyor ama, hayal ettiğimizden daha hızlı. olabileceği kadar hızlı. geçmiş seneden gelen 16 yenilgi o kadar ağır ki sırtımızda, aşamıyoruz başlarda. tüm maçlara diken üstünde başlıyoruz ama geçiyor zamanla. neden geçmesin ki, görüyoruz sahadaki direnişi, kabullenmezliği. hatalar elbette oluyor, ama puan kayıplarından sonra canınız sağolsun dökülüyor dillerden, sinirden saç baş yolduran kapı yumruklatan şeyler de oluyor elbet ama olmak zorunda onlar da, onlarsız da olmaz. hem daha çabuk geçiyor puan kayıplarının acısı artık. 3 gün sonra yeni bir savaş var, zırhları temizlemek için zaman kısa, yeni savaşa hazır olmak için eskide takılmaya imkan yok. evde huzur hakim, dışarda sokakta otobüste okulda her yerde gözüne çarpıyor bir yerlerde arma. control edilemez bir gülümseme beliriyor her seferinde. her yerde maç skorları, maç fikstürü puan durumu hayaller filan. üzülmeye vakit yok ama hayal kurmaya her zaman var, her daim. her defasında hissediyorsun sahadakilerden gelen “sana söz yine baharlar gelecek” lafını, duymuyorsun, hissediyorsun, sabırsızlanıyorsun. geçen yıldan sonra hakkın olan şeylere kavuşma isteğini bastırmaya çalışıyorsun. bir anda olmayacak, ama olacak. bekliyoruz tüm umudumuzla sabrımızla.

    son olarak "sana söz yine baharlar gelecek"
App Store'dan indirin Google Play'den alın