• 26929
    oyuncularından memnun olduğum takım. bazı arkadaşlar da zaten belirtmiş. karakter anlamında, kazanma hırsı anlamında oyuncularda bir noksanlık ya da kötü niyet hissetmiyorum. bence kesinlikle uğraşıyorlar. youtuber denilen babel, dede diye kendi taraftarının dalga geçtiği falcao gibi isimler son maçın en istekli oyuncularıydı hatta. sorun oyuncuların motivasyonunda ya da çoktan tatili düşünmelerinde falan değil. sorun daha yukarılarda ne yazık ki. çalışılmış hiçbir pozisyonumuz yok, tek bir organize atak göremiyoruz. hal böyleyken oyuncular iyi niyetle mücadele etse bile ortaya rasyonel bir şey koyamıyoruz.

    düzgün çalışmıyoruz, işlevsel bir taktiğimiz yok ve bunları çözdüğümüz anda emin olun elimizdeki oyuncular da ışıl ışıl parlar. fakat bu sorunu çözebileceğine dair inancım kalmadı teknik heyete dair. bu kadro hocanın istediği oyuna uygun değil denilebilir, onu da anlarım fakat o zaman da hoca kendini değiştirsin, bu kadroya uygun bir oyun oynatsın derim. bu kadronun oynayabileceği oyunlar var çünkü. pas oyunu denilen mereti beceremiyorsak başka şey denensin. yanlışta inat bir şey kazandırmıyor.
  • 26934
    kalan 9 maçta yapabileceği tek bir şey kalan takım:

    muslera ya da savunma uzun oynayacak, rakip ceza yayına kadar falan. topu mustafa indirecek, içeriye kaçanlarla pozisyon arayacağız. indiremezse de orada basacağız. olmuyor yani ne zamandır "pasla çıkalım, topu kontrol edelim" falan. yok abi.

    nando - yedlin - luyindama - marcao - sarrachi - taylan - gedson - feghouli - oğulcan - henry - mustafa çıkacağız, bunu oynayacağız.

    kısacası, nefret ettiğim oyun olan uzun top şişirip orada karambol oyunu oynayacağız. bunu oynamak için teknik - taktik çok fazla bir şeye ihtiyaç yok. topu çıkarken en boş oyuncu mustafa'ya şişirecek, mustafa eğer ki topu arkaya kaçan henry - oğulcan ikilisinden birisine indirebilirse pozisyon, indiremez feghouli'ye indirirse orada atak olgunlaştırma / geri pas yapmadan oyun ve savunma açılmayacak.

    başka türlü pas oyunu / pozisyon oyunu falan hiç uğraşmaya gerek yok. ki olmuyor da zaten. bunu yaparsak yaparız en fazla.
  • 26935
    en büyük sorunu, heyecanın olmamasıdır. sahada sanki zorla oynuyormuş gibiler. o sebeple son 9 haftada, mucizeye imza atma şansı azdır. yani şampiyonluk şans çok düşüktür. özellikle son iki maçında saçma sapan yenilgiler almıştır. bunun devamının da geleceği sinyalini vermiştir. işin komik yanı, şampiyonluk için çekiştiği rakiplerinin hepsi birbirinden berbat.
  • 26936
    en büyük probleminin kiralık ve bu yıl sözleşmesi bitecek ve sözleşme yenilenmeyecek çok fazla oyuncusunun olmasıdır. bu futbolcular şu an takıma aidiyet hissetmiyorlar muhtemelen. sezon sonu hangi takıma gideceklerse o takıma sağlıklı bi şekilde nasıl giderizin hesabındalar. takıma aidiyeti ve uzun süreli sözleşmesi olan futbolcular da bi şekilde ilk 11 ya da kadroda düşünülmüyor.
    3 nisan 2021 hatayspor galatasaray maçını ele alalım mesela. seneye yani 2021-2022 sezonunda da takımda devam etmesi garanti muslera, mohammed ve onyekuru dışında hiç bir oyuncu yok. şener, donk, gedson, saracchi, arda, feghouli, ömer ve etebo seneye bu takımda olurlar mı kimse bilmiyor. yedekten giren oyunculara bakalım mesela babel, falcao, halil, linnes ve oğulcan. bu oyuncular seneye bu takımdayız kesin diyebiliyorlar mı mesela. ben diyemiyorum. hatta ileri gidersek bu saydığım 16 oyuncundan şener, donk, saracchi, etebo, babel ve linnese seneye yoksunuz denmiştir bile.
  • 26939
    canım hocam fatih terim kaybettiğimiz 3 nisan 2021 hatayspor galatasaray maçı sonrası güya şunları söylemiş.
    https://twitter.com/...965546469851139?s=19

    --- alıntı ---
    "futbolda her türlü sonuç var. kazanırsın, kaybedersin. ama bu oyunun izahı yok!
    hatay karşısında, galatasaray formasına yakışmayan bir mücadele vardı. durumu kabullenmeniz, gidişatı değiştirmek için sorumluluk almamanız hayal kırıklığı yaşattı.
    daha önümüzde 9 hafta, 27 puan var. sonuna kadar savaşımızı inanlarla sürdüreceğiz. bundan sonra formayı isteyen alacak, istemeyen kulübede oturacak!"
    --- alıntı ---

    ah benim hocam inan güldürüyorsun beni yaa, samimi söylüyorum güldüm okurken ve inşallah yalandır bu haber dedim içimden.
    çünkü yüzüm gülüyor ama içim kan ağlıyor.
    acının tatlı tebessümü...

    4 yıldır takımın başında, 100 küsur oyuncu ile çalıştı hâlâ aynı bahaneleri söylüyor yaa, yıllardır aynı cümleler.
    sanki bu takım bu futbolu kafasına göre oynuyor da futbolcular suçlanmış yine.
    demek ki hoca taktik olarak hiçbir şey veremiyor artık takıma ki, 4 yıldır 100 tane oyuncu da gelse bir şey değişmiyor.

    şimdi suç oyuncularda mı?

    oyuncular sahada amaçsız, plansız, haybeye top oynuyor; bu durum hocanın yüzünden galatasaray futbol takımınının genlerine işledi, boşuna oyuncuları suçlamasın hiç.
    kadroya kim alınırsa alınsın oynanan oyun de-ğiş-mez.
    kanıksadık artık.

    bir de demiyor mu, "bundan sonra hakeden formayı alacak" diye, gülüyorum dedim ama üzüntüyle beraber.
    trajikomik çünkü.

    galatasaray futbol takımı başında fatih terim olduğu sürece hep bu şekilde kötü, vasat oynamaya mahkum.
    takımımızın ligde şampiyon olması da bu gerçeği değiştirmedi.

    kuru kuruya eleştiri yapmak istemediğim için yakın zamanda uzun uzadıya sebeplerini kronolojik olarak açıklamıştım.
    (bkz: fatih terim/#3003173)

    bu takımın problemi isimler değil, sistemsizlik.
    sistemi kuran kişi de hoca.
    madem sistem değişmiyor, o zaman hoca değişecek, başka türlü galatasaray futbol takımının düzlüğe çıkmasının yolu yok.
  • 26943
    şahsen takımın durumu hakkında en çok içimi acıtan da "kötü sevicilik". daha iyi bir kavram aklıma gelmediği için, açıklamaya çalışayım:

    nereden nereye geldi bu takım...bizim hayalimiz hep avrupa oldu. fenerbahçeli galatasaray'ı yenelim yeter derken, biz şampiyonlar ligi'nde olalım, yeter diyorduk. kendimizi test etmek, üst seviyeye taşımak, oradaki rakipleri zorlamak heyecanını duyuyorduk. şampiyonlar ligi kura çekimleri en çok beklenendi bizim için. belki çok üst seviye takımlarla yarışmada zorlanacağımızı biliyorduk ama en azından uluslararası seviyede bir başaltı takım geleneği oluşturacağımıza da inanıyorduk.

    çok uzatıp, geriye de gitmeyeyim ki konu dağılmasın. o yüzden avrupa'da yakın zamanda karşılaştığımız * bize nispeten denk, hatta o dönem kendimizi üzerinde gördüğümüz brugge'den bir örnekle devam edeyim. liginde bu sezon da 20 puan farkla lider brugge. 2020-21 şampiyonlar ligi f grubunda, dortmund-lazio-zenit arasında 8 puan almış. belli bir istikrarla gitmiş yani. seneye yine şampiyonlar liginde olacak. gedikli dediğimiz, bir dönem bizim de paylaştığımız bir ünvan bu. bir de bize bakıyorum. artık avrupa'da esamemiz okunmuyor, heyecanımız uzakta kalmış, iyice lokale dönmüş buna rağmen ligi bir türlü domine edememişiz. brugge'ün istikrarı ve bizim geldiğimiz nokta aslında nasıl bir seviye kaybına uğradığımızı anlamak için basit bir örnek.

    gelelim şu anki seviyeye ve daha da korkutucu olan "kötü sevicilik" dediğim boyuta. son dönemde kendi ligimize gömüldükçe, esas yarışmamız gereken rakiplerden çok koptu bu takım. bence makas fatih hocanın bahsettiği anlamda değil, düşünsel anlamda açıldı-ki bu çok daha tehlikeli bir durum. hakemler, federasyon, zemin, ali koç, transferler, sergen yalçın...kendi dünyamıza tıkıldığımız, burada düşmanlar-dostlar yarattığımız, gündemi ve kendi lokalleşen bir kulübe doğru gidiyoruz. kafamızı gömmüş, kulağımızı dış dünyaya kapatmış gibiyiz. kaçınılmaz olarak bu vizyon kaybı, takımın futbol kalitesine de sirayet etti. şu an bu tehlikeli algının esiri olmak üzereyiz: "zaten ligde ne futbol oynanıyor", "fenerbahçe'de kötü", "kötü oynayan beşiktaş'ın sadece birkaç puan gerisindeyiz". böyle düşündükçe ve buna alıştıkça, biz en fazla kendimizi çıta olarak koyduğumuz bu kötülerin iyisi yaparız. bunun bedeli de gerçek futbol ortamından daha da uzaklaşmak ve küçülmek olur. sonra gerçek uluslararası futbol arenasına döndüğümüzde hezimet yine kaçınılmaz olur.

    o nedenle bu takımın her şeyden önce acilen özüne, kendi vizyon ve misyonuna geri kavuşması lazım. artık kötüye değil yukarıya bakması lazım. şu an bile takımdan günlük silkelenmeler bekliyoruz. bir şey olsun, takım birden o beklediğimiz galatasaray olsun. hoca bağırsın, çağırsın. olsun işte bir şeyler. biz bile vizyonumuz ve beklentilerimizde ne kadar gerçeklikten kopmuşuz. böyle yazarken bile insan daha iyi anlıyor.
  • 26944
    spor toto süper lig 2020-21 sezonu 31. haftası itibari ile;
    gol krallığı,
    asist/şut pası,
    şut/maç,
    isabetli şut/maç,
    pas başarı yüzdesi,
    başarılı pas/maç,
    oyuncu geçme/maç,
    hava topu/maç istatistiklerinin tamamında ilk 5'te oyuncusu olmayan takım.
    bir tek isabetli/şut maç kategorisinde kiralık giden diagne'nin adı var.

    artık nasıl bir durumda olduğumuzu siz düşünün.
    https://gss.gs/aCQ.jpg
  • 26947
    -----------------muslera---------------

    yedlin----luyi(donk)---marcao----saracchi--

    -------------------taylan----------------------

    --------feghouli----------kılınç(gedson)--------

    --oğulcan(kılınc)---------------------onyekuru-

    --------------mohamed(falcao)-----------------

    şeklinde çıkacağı her maçın favorisi olacak takımdır. hoca oyunculara trip atmayı bırakıp hak eden kişilere forma verirse şampiyonluk için hala bir umut var.
  • 26950
    hala ligin en az gol yiyen takımı. son haftalarda savunma ve hücumda biraz daha sorun çözücü ve konsantre olsa şu an çok rahat bir konumda olacaktı fakat şu an rahat bir konumda değil. tüm bunlara rağmen 8 haftalık serideki oynanan futbolu bu takım oynamıştır, ligin tavanını belirlemiştir, fatih terim'in önderliğinde de ipi göğüsleyecektir. inançtan öte yol yok. galatasaray bizim canımız, güvenmeye devam edeceğiz. dilerim karagümrük maçı ile müspet bir ivme yakalayacaktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın