• 1576
    temiz bir şutöre ihtiyacı olan takım. misal olarak kuban'da oynayan jimmy baron işimizi fazlasıyla görür. olmadı aynı takımdan eski dostumuz simas jasaitis'e bile dilenirim. ancak ergin ataman'ın oyuncu havuzu çok geniş olduğundan hiç ummadığımız çok yönlü bir şutör de bulup getirebilir.
    bekleyip göreceğiz bakalım, benim transfere inancım hala var.
  • 1579
    göksenin köksal'ın sahalara ne zaman döneceğinin belli olmaması, henry domercant'ın sezonu kapatması, bir de üstüne lakaoviç gibi bir oyuncudan artık hiç faydalanamayacağımız gerçeği sebebiyle hedeflerimiz doğrultusunda * mutlaka transfer yapmamız gereken takımımız.

    bu oyunculardan da görüldüğü üzere eksiğimiz 2 numara. yani hem şutu olan hem de dripling yapıp sahamızdan top getirebilecek bir oyuncu. 14 aralık akşamı itibariyle ile avrupa liglerinde grup aşamaları bitmiş durumda. yani elenen takımlardan bu aşamada oyuncu koparmak mümkün. her ne kadar başkanımız ünal aysal'ın "transfer yapacak bütçemiz yok" dediği konuşulsa da bunun gerçek olmadığına inanmak isteyen biri olarak bazı opsiyonlar kafamda oluştu. işin kötüsü tam olarak bizim aradığımız bir 2 numara yok bu takımlarda ama iyi şutör bir 3 numara transferiyle belki hawkins'i 2 numaraya kaydırarak bu sorunun üstesinden gelebiliriz.

    renaldas seibutis : tam olarak bir 2 numara değil tabi ki ama süper bir sutör olmasından dolayı kesinlikle düşünülmeli. olin edirne'de ki performansı hala akıllarda.

    keith langford : euroleague 2012-2013 sezonu'nda %41 üçlük yüzdesiyle oynadı. tam bizim aradığımız adam. normal sezonun en çok faul yaptıran 5.oyuncusu. yani içeriye drive edip faul alma potansiyeli de çok yüksek. sözleşmesi hakkında hiç bir fikrim yok, armani'den oyuncu koparmakta kolay değil zira siena'nın yıllar süren hegamonyasına son vermeye çalışıyorlar.

    leo westermann : fransızların yeni tony parker'ı olarak baktıkları leo geçen sene çok iyi geçirdiği asvel'de ki sezonundan sonra avrupa'nın yetenek avcısı partizan'a transfer oldu. asist yeteneği, ortalamanın üstünde üçlük yüzdesi*, harika saha görüşüne sahip bu oyuncuyu kadromuza katarsak kendi emir preldziç'imizi de yaratmış oluruz. tek handikapı 20 yaşında olması. ama gelecek açısından enfes bir tercih olur.

    drake diener : karşınızda eurocup'ın en fazla üçlük atan ve isabet sağlayan oyuncusu var. % 48 le üçlük atıyor. avrupa'nın steve novak'ı adeta kendisi. italya'nın sassari takımında oynuyor.

    ve son olarak benim favorime gelelim :

    pietro aradori : ahanda işte aradığımız adam. geçen sezon siena'da 6. adam profilini gayet iyi oynadı. bu sene cantu'ya transfer oldu ve takımının birinci skor opsiyonu oldu. üçlük yüzdesi % 56,5. maç başına sayı ortalaması 15. tam olarak bir 2 numara değil belki ama kendisi hawkins gibi 2 numaraya da devşirilebilir çünkü top taşıma yeteneği gayet iyi. savunması gayet yeterli. lütfen ünal başkan bize bu adamı getir.

    görüldüğü gibi alternatiflerimiz (en azından bana göre) fazla değil. ama hedeflerimiz doğrultusunda transfer yapmamızın şart olduğunu düşünüyorum.
  • 1581
    göksenin köksal ve henry domercant'ın ikisinin birden uzun süreli sakatlıkları ve aynı mevkide oynamaları sonucu ciddi bir şekilde 2 numara sıkıntısı baş gösteren takım. zaten oyun kurucuda 25 dakika alıp şütorleri bulacak ve uzunları elden ve ikili oyun sonrası besleyecek bir oyuncumuz yok. engin, ender ve jamont gordon sık sakatlanma ve istikrar sıkıntısı varken ne yapılacağı ligdeki kaderimizi belirleyecek. acaba bir yerli 2 numara + arroyo transferi olur mu diye beklemedeyiz.
  • 1582
    --- alıntı ---

    eurocup son 16 maç programı

    1. hafta | 8-9 ocak 2013
    galatasaray medical park - unics kazan

    2. hafta | 15-16 ocak 2013
    crvena zvezda diva belgrade - galatasaray medical park

    3. hafta | 22-23 ocak 2013
    galatasaray medical park - ratiopharm ulm

    4. hafta | 29-30 ocak 2013
    ratiopharm ulm - galatasaray medical park

    5. hafta | 12-13 şubat 2013
    unics kazan - galatasaray medical park

    6. hafta | 20 şubat 2013
    galatasaray medical park - crvena zvezda diva belgrade

    --- alıntı ---
  • 1583
    hayatımın en anlamlı şampiyonluğunu geçen sene* futbol takımı ile yaşadım. en çok sevindiğim, en fazla stres yaptığım, en çok zaman harcadığım seneydi geçen sene. fakat geçen sene futbol takımından daha çok bu takımın şampiyon olmasını istedim. o sebepten bu sene en çok önemsediğim, aman bir şey olmasın her şey yolunda gitsin dediğim takımımız oldu. fakat en çok sorun yaşayan takım da yine bu takım oldu. domercant'in sezonu kapatmasının ardından bu sabah göksenin köksal'ın da sezonu kapatması ile en iyi skorerimiz ile en iyi birebir savunmacımızı kaybetmiş bulunuyoruz.

    eğer 2 numara rotasyonu olarak bakarsak sorun çekeceğimiz söylenemez. cenk akyol, jamont gordon, çok sıkışırsak david hawkins bile bu rotasyonda kullanılabilir. fakat dediğim gibi takımın iki en'i sezonu kapatırsa rotasyonun devam etmesinin bir önemi kalmıyor. geçtiğimiz günlerde takıma seviye atlatacak 1-2-3 numaralardan birinde oynayabilen bir yıldız transfer edeceğimiz söylenmiş yönetim kanadından. ergin ataman'da gerekirse oyuncu alacağız demişti. umarım istedikleri transferi yapabilirler.
  • 1584
    göksenin ve domercant'in sakatlığından sonra gerçekten 3 kupa hedefine ulaşılmak isteniyorsa yiğit gökoğlana harcanan bonservisin yarısı kadar bir bütçe ayrılıp ergin atamanın emrine verilmelidir yönetim tarafından.

    çok zorlu ve yorucu bir sürece gireceğiz. avrupada rakipler zorlaştı. play-off'lar geliyor. buna hazır olabilmek için ergin atamanın istediği transferin yapılması gereklidir.

    herkes ergin atamana güveniyor ama onun da işini kolaylaştırmak yönetimin işi. bu arada murat özyer ve lütfi arıboğan gibi isimlerin de basketbol için bir şeyler yaptığını görmüş oluruz belki.
  • 1589
    2012-2013 sezonunda 1-2 eurocup maçı ve 20 kasım 2012'da oynanan aliağa maçı hariç olabildiğince seyretmeye çalışıyorum takımı. bu takım olabildiğince set hücumdan kaçmalı ve saldırmaya, tempoya dayalı bir oyun planı takip etmeli. oyun kurucularımız engin atsür hariç topu elinde tutan ve hücum süresinde 10-15 saniye harcayan isimler, bu zaten yarı saha hücumunu olduğunca tıkıyor. birde ergin ataman'ın pek ikili oyunları gereken önemi vermemesi ile sete set kaldığımız 08 aralık karşıyaka maçları ve 19 aralık'ta oynanan fener maçlarını kaybettik. elden ve ikili oyun sonrası pota altına top geçiremiyoruz. galatasaray erkek basketbol takımı saldıran, sürekli hızlı hücumu düşünen bir kimliğe geçerse, ne ender arslan'ın ne jamont gordon'un topu elinde tutarak oynamasına gerek kalmaz. bunun içinse kadronun geneli müsait hawkins'i, gordon'u hatta çabuk bir ender arslan'ı kimse açık alanda tutamaz. belki uzunlarda özellikle 4 numarada macvan, dudley uyumsuz olsa da bu tempolu saldıran oyunda macvan'ın topla olan haşır neşirliği de kullanabilir ergin ataman. furkan zaten koşan uzuna en güzel örnek 22 aralıktaki gaziantep bb maçında rakip faul atarken ribaundu tipleyip ardından en önce koşup smaç vurdu. n'dong yaşı ilerlemiş olsa da ispanya'da bunları çok oynadı. dediğimi şöyle özetleyeyim 29 ekimdeki anadolu efes maçındaki tempomuz çok iyiydi ve 84-74 kazandık. 2 aralık'ta oynanan beşiktaş maçında ise ilk yarıda saldırarak oynadık. maç acayip yerlere gidiyordu. ama 08 aralık karşıyaka maçları ve 19 aralık'ta oynanan fener maçlarında saldırmayı bırakıp savunan tarafa geçince 2 maçı kaybettik. o yüzden tam sahada pres vb. şeyler deneyen rakibini abandone eden galatasaray daha başarılı olacaktır.
  • 1590
    oynadıkları basketbol ile gurur veren aslan parçalarıdır. meslektaşı kadınların sarı-kırmızılı forma giyenlerinin kendilerinden almaları gereken çok dersler vardır.

    ulan bu çocuklarda kahreden mağlubiyetler alıyor ama sağlık olsun diyebiliyor insan. çünkü sahada dolanan, mücadele yoksunu beceriksizlerden oluşan bir takım değiller. kaybetmelerinde bile bir asalet var.

    iyi ki varsınız.
  • 1591
    kimsenin sikinde bile olmayan takım. gerçekler acıdır, kimse kusurabakmasın.

    takım maçlarını maksimum 200 kişiye oynuyor. öyle ki bağıracak adam çıkmıyor bazen, salonda hocaların sesi daha fazla çıkıyor.

    yönetim oktay mahmuti'nin kellesini "başarısız" diye aldı ama bu sezon yaşadığımız sakatlıklardan sonra şubeye yine üvey evlat muamelesi yapılıyor. deplasmandaki karşıyaka ve fenerbahçe ülker maçlarında mağlubiyet bağıra bağıra geldi. şutör eksikliği can sıkıyor, maaşların bile doğru dürüst ödenmediği dedikoduları dolaşıyor. ama başkan çıkıp da iki laf etmiyor. iki aydır şutör transferi bekliyoruz! iki aydır!

    olan oktay hocaya oldu. olan bu gidişle ergin hocaya olacak.

    yazıklar olsun.
  • 1595
    şahsi görüşüm şu yöndeki; yönetim kurulu veya başkan direkt olarak amatör şubelerle ilgilenmiyor. her amatör şubenin başında bir idari menajer var. bu şubede olan bitenden de bu idare menajer sorumlu.

    bayan voleybol takımımızın başında orkun darnel var. o göreve geldiğinden beri yapılanlar ortada. takım oyuncu ve hoca bazında büyük aşamalar kaydetti. son olarak da 4'lü finalin ev sahipliği hakkını kazandı.

    erkek voleybol takımı da aynı şekilde. ligde zirveye oynar hale geldi. ( takımın başında idari menajer olarak kim var, bilgilendirirseniz sevinirim )

    diğer amatör branşlarda da zirveye oynayıp kupalar kazanıyoruz.

    gelgelelim, basketbolda işler böyle değil. şubeden sorumlu murat özyer bu işin içerisinden gelen bir isim olmasına rağmen, sanki bu işi hiç bilmiyormuşcasına davranıyor. daha doğrusu davranmıyor. parkeye insin, takıma müdahele etsin demiyorum tabi ki. ama sen idari menajersen bu takımın kadro mühendisliğinde, transfer ihtiyacında ve yönetimle şube arasındaki ilişkilerde sorumluluk alacaksın. hem bayan hem de erkek takımında sene başından beri kadro açısından sıkıntı var. bayan takımın en son maçında * gördük ki, takımda özellikle uzun ihtiyacı bariz göze çarpıyor. ligde belki istenilen sonuçlar alınamıyor ama euroleaugede başarı gelmesi için çaba harcanması lazım. erkek takımda domercant ve gökseninin eksikliği var. hem ligde hem de avrupada başarılı olacağız falan deniyor. merakım şu yönde tüm bunlara karşın, bu takımların idari menajeri hocasıyla konuşup takımın eksiklerini tespit edebiliyor mu? bu şubelerin sahipsiz kalmasında tek sorumlu tabi ki kendisi * değil. ancak hakan üstünberk'in yaptıklarını gördükten sonra, şubenin şu anki hali unutulduğunun kanıtıdır.
  • 1599
    eurocup 2012-2013 sezonu 6 maçlık grup aşaması istatistikleri aşağıdadır.

    atılan sayı: 492 sayı ile 6. sırada yer alıyoruz.
    2 sayı: % 48.8 ile 28. sırada kendimize yer bulduk. 121/248 iç saha şut denememiz var.
    3 sayı: % 41.5 ile 5. sırada bulunuyoruz. 49/118 dış atış denedik.
    serbest atış: % 80.5 ile 6. sırada yer aldık. 103/128 atış denememiz mevcut.
    ribaund: toplam 174 hava topu çekerek 27. sırada yer aldık. 116 defans* ve 58 hücum* ribaundu şeklinde ayrılıyor.
    asist: 89 asist ile 16. sırada yer alıyoruz. bu asistlerin 30 tanesi içerdeki trefl sopot maçında* yapıldı.
    top kaybı: 48 top kaybı ile turnuvanın en az hata yapan takımıyız. hatta rakiplere fark atmışız. bizden sonra gelen bilbao 62 top kaybı yapmış.
    top çalma: 45 top çalma ile 5. sırada yer aldık.
    blok sayıları: yaptığımız 21 blok ile bu alanda lideriz. rakipten ise 14 blok yiyerek 7. sırada bulunuyoruz.
    faul sayıları: 100 faul ile en az faul yapan takımız. 120 faul alarak 23. sırayı paylaşıyoruz.
    verimlilik puanı: toplam 558 verimlilik puanı ile 6. sırada yer aldık. top 16 rakiplerimizden crvena zvezda ve unics kazan; iki ve üçüncü(u: :(), ulm ise dokuzuncu sırada kendilerine yer buldu.

    32 takımın hepsi değerlendirmeye alınmıştır. istatistiklerimize bakarsak hava toplarında ciddi sıkıntı yaşadığımız görülüyor. keza iç saha şut yüzdemiz de oldukça düşük. liderden %11 gibi azımsanmayacak bir fark yemişiz. asist sayımız da ortalama, ki bana göre iyi bir yerde değiliz. en azından ilk beşte olmalıydık. 16. sırayı içerdeki trefl sopot maçıyla kurtardık zaten.

    istatistik kağıdının bu üç bölümü olumsuz yönlerimiz. diğerleri güzel, geliştirilebilir de. bunu yapabilecek potansiyelimiz var. tabii önce üzerimizdeki formsuzluğu atmamız elzem. sonrası gelecektir.
  • 1600
    kısa bir özet geçecek olursak, geçen sezon sonunda yaşananlar ve oktay mahmudi'nin ayrılışı, daha sonra çoğu galatasaraylının mesafeyle baktığı ergin hoca'nın getirilişi ve yeni bir takım oluşturulması. hepimizde soru işaretleri, kırgınlıklar ve belki de soğuma olmasına rağmen sahadaki takım bizi kazanmayı kısa sürede başardı. ama eurolig'de olmayışımızın da etkisiyle salonda bir türlü taraftar ve takım uyumunu sağlayamadık, boş tribünlere oynandı maçlar. benim için futbol takımı kadar keyif veren bir takımımız vardı, üstüste alınan galibiyetler elbette bir yerde bitecekti ki, rusya'da olaylı bir maçla başlayan düşüş, sakatlıkların da çok büyük etkisiyle devam etti ve karşıyaka, fener derbisi derken bugün de banvit yenilgisiyle sürüyor. *

    takım formsuz durumda ve sakatların yerine acil transferlere ihtiyaç var, göksenin de domercant da bu yıl bizle olamayacaklar. ama bizim yarıştığımız ve kupa beklediğimiz kulvarlarda geriye düşme lüksümüz yok, bütün bunlar sürerken devam etmemiz şart. bunda biz galatasaray taraftarına da büyük görev düşüyor, artık salonda destek verelim şu takıma, ve daha önemlisi lütfen bu yenilgiler sonrası başlamayalım adam asmaya kesmeye, eskilere özlem duymaya falan, lütfen..
App Store'dan indirin Google Play'den alın