• 3002
    "takım olma" yolunda çok büyük adımlar atmış takım. schilb yanıyor, tibor kendini buldu, diebler boşluğu bulduğu an cezayı kesiyor, micov bildiğimiz gibi, sinan zaten god mode açmış... tek eksiğimiz sinan kenarda iken veya yorulduğunda oyunu yönlendirecek bir kısa.

    ayrıca sezon başında takımı tek başına taşıyan austin daye tekrar formuna kavuşabilirse en azından el'de playoff potasına girebiliriz.

    2 ay sonrası editi: takım sıçtı, bez getirin.
  • 3006
    iç sahada yavaş yavaş o beklediğimiz çat-çat-çat seslerini çıkarmaya başlayan takım. artık sıra deplasmanlara da geldi. daha 9 iç saha maçı var ve fenerbahçe ve cska dışında orada tek ciddi, bizi kesinlikle çok zorlar diyebileceğimiz belki real madrid kaldı. 8/9 yapsak 11 galibiyet eder.

    deplasmanlara gelince, bizim euroleague'de aday olabileceğimiz 2 koltuk var o da 7. ve 8. sıralar. 3.bir koltuk olarak iyi ritim tutturur ve sakatlık yaşamazsak, aynı zamanda da russ smith yerine katkı verecek bir guard alınırsa 6. sırayı zorlayabiliriz. ergin hoca 12-13 galibiyet yetecek demişti bunun için. bana kalırsa, bizim için anahtar daçka ve efes maçlarından geçiyor. deplasmandaki daçka ve efes maçları abdi ipekçi'yi ve volkswagen arena'yı fullersek, desteğimizi verirsek o zaman deplasmanda 2 galibiyet daha çıkarıp 13'ü bulmuş oluyoruz. onun dışında benim şimdiden gözüme kestirdiğim deplasmanlar brose, unics kazan ve kızılyıldız deplasmanları. bu 3'ünden 2 sini de kazanabilirsek çok güzel olur.

    bekleyip göreceğiz, artık en azından istediğimiz, savaştığının karşılığını alan hüviyete büründü takımımız. yolu açık olsun, güzel başarılar gelsin ki euroleague'de bizi istesin, son sezon olmasın bu.
  • 3008
    bir eski model gerçek anlamda power forvete ve oyunu kurabilen guarda ihtiyacı olan takım. daye bir şekilde iyileşicek, karşı potaya bile rahat gidemez halde şuan bilek sakatlığı sebebiyle. thompson, smith yerine 2 adam işte. futbolda nasıl devre arasına ihtiyacımız varsa burda da var. arada bu 2 pozisyona çözüm lazım. sinan yokken oyun kuramıyoruz, potaya gidebilen oyuncumuz kalmıyor. birde rebound işte. tibor karartıyor oraları. ancak o savunmayla ilgilenirken birileri rebound toplamalı.
  • 3010
    sözlükte karamsar bir hava hakim olsa da ben takımdan ve ergin hocamdan umutluyum. önümüzdeki 5 maç seri yapmaya müsait duruyor. basketbola ve dolayısıyla rakiplerimize çok hakim değilim ama öyle duruyor sanki :(

    ayrıca şu cahil kardeşine seneye eurolige tekrar katılabilmemiz için gerekenleri salağa anlatır gibi anlatacak yazarlarımız vardır diye düşünüyorum :(
  • 3011
    eksik 1-2 oyuncudan ziyade, ben de bu takımın euroleague seviyesinde olmadığı konusunda hemfikirim. yani maalesef gerçek bu. şu an tek istediğim şey bu sezonun acilen bitmesi ve grubu sonuncu bitirmemek.

    lakin bunun yanında, kesinlikle en büyük eksikliğimiz, delici bir 1 numara. bakın oyun kurucu da demiyorum. o işi yapabilecek, oyunun hızını düşürecek, eli düzgün adamlarımız var. bir şekilde o eksikliği kapatabiliyoruz bir şekilde ama delici 1 numaramız yok. geçen sene mccollum da çok iyi bir "oyun kurucu" değildi ama çok iyi bir deliciydi. en kötü, götünü başını bir yerlere sokup faul alıyordu. bizim takımda şu an bunu yapabilecek bir allah'ın kulu yok.

    takım olarak çok iyi mücadele ettiğiniz zamanlarda, oyunu yakalamışken böyle bir deliciye ihtiyacınız var. rakibin gardını iyice düşürecek bu adam maalesef bizde yok. maçı yorumlayan koç güzel söyledi. artık takımlar birbirlerini çok iyi analiz ediyor. burada cska dahil her takım bu delici adama ihtiyaç duyuyor çünkü oyunun kitlendiği bir yer oluyor.

    neyse uzatmayacağım. dentmon ve russ smith gönderilip sacede bir adet delici 1 numaraya razıyım. ben artık adam yiyen uzundan falan vazgeçtim. topu eline alıp, 5 adamın da içinden geçip sayıya giden adam istiyorum.
  • 3013
    her şeyin ayan beyan olduğu klasik olarak oyun kurucu ve ribaunt sorunumuzun olduğunu en başta hoca olmak üzere herkes biliyor. tibor oldu gibi belirli bir seviyeye geldi çokta konuşmayalım mazallah bazar değmesin. fakat ne tyus ne de thompson ilerisi için iyi sinyaller vermiyor. sinan'da artık yıpranıyor ve sürekli tek başına götüremiyor. daye muazzam başladı şuan sakatlık filan derken yeni sisteme geçtiğimizde uyum sağlayamadı tam olarak onun gelmesi bir nebze sorunlarımızı çözecektir fakat yinede istenilen seviyede olamayacağız. umarım teknik ekibimiz bu işi çözer çünkü düşünüldükçe çıkılamıyor. bazılarımızın abarttıkları kadarda euroleague seviyesinden düşük olduğumuzu sanmıyorum. en az 2 tane doğru adam bulsaydık hiç böyle olmazdı ve inanıyorumki olabilecek o oyuncular sayesinde belli birde ritim ile f4 uzak olmazdı. lasme ve bir yunan pg ile her şey çok farklı olabilirdi bizim adımıza.
  • 3017
    blake schilb'in son maçlarda hücumda sazı eline almaya başlamasıyla üretkenliği kat kat artmış olan takım.

    pleiss'in son zamanlarda yükselen formu ve diebler'ın ( baskonia maçı hariç ) 3 sayı çizgisinin gerisinden alev almaya başlaması ile birlikte seyir zevki de yükselmiştir.

    alex tyus'ın fantastik blokları ve alley-oop'ları da ayrı bir hoş olmaktadır. (bkz: elıks tayıs uçuyor)

    euroleague için bu yıl biraz geç ısındık ama lig için hala önümüz açık. üst düzey bir guard transferi ile tabii ki.
  • 3018
    dolardaki kur farkından dolayı ciddi şekilde etkilenecek olan takımdır. sadece biz değil tüm takımlar elbette etkilenecek ama bu artış bizi de sağlam sarsacaktır.

    1)russ smith = 850.000 $ (kur farkından dolayı 450.000 tl fark oluştu)
    2) justin dentmon = 900.000 $ (kur farkından dolayı 468.000 tl fark oluştu)
    3) austin daye = 400.000 $ (kur farkından dolayı 208.000 tl fark oluştu)

    vs vs. şeklinde uzar bu liste...

    bu takımın bir guard ve bir uzuna ihtiyacı var. tibor pleiss biraz canlansa da o sertliği bir türlü veremiyor. thompson deseniz zaten durumu ortada. umarım bu döviz artışı bizi derinden yaralamaz da ihtiyacımız olan 2 oyuncuyu alabiliriz. euroleague'de tutunmak bizim için kolay olmayacak yoksa.
  • 3019
    futbol takımımızdan bile daha çok sevdiğim şube. ama ortada bazı gerçekler var. sen bir kere euroleague takımı bile değilsin henüz, geçelim şu an orada oynuyoruz muhabbetlerini. bu kapalı formatta seni seneye zaten şutlayacaklar, eurocup'ın yüzü suyu hürmetine oradasın. bir daha da almazlar zaten büyük ihtimalle, çok zor artık oraya giriş. senin tek ihtimalin oraya girmek için türkiye ligi'ni şampiyon tamamlamak ki bu da yüzde 80 fenerbahçe'den saha avantajını almaktan geçiyor.

    hal böyle olunca yok istanbul belediye'ymiş, yok yeşil giresun'muş, best baıkesir'miş çat çat çat tokatlayarak geçmen lazım senin bu rakipleri. ama 12 aralık 2016 istanbul bbsk galatasaray basketbol maçı'nda bu hırsın zerresini göremiyoruz şu anda malesef, bir boşvermişlik söz konusu. bu maçlar kazanılmalı. beni euroleague kesiyor kardeşim, ben fiba şampiyonlar ligi'nde seneye ipekçi'de "teker teker geçiyoruz turları" diye bağırmak istemiyorum fenerbahçe euroleague şampiyonluğunu kovalarken.
  • 3024
    malesef lig için de avrupa için de çok zayıf olduğunu düşündüğüm takım. ergin hoca'yı hepimiz destekliyoruz ama dar rotasyon ve mola almama fetişleri bu takımın gerçekten büyük problemleri.
    euroleague için bütçemizin düşük olacağı geçen seneden belliydi. peki ya lig? kabul ediyorum ki avrupa'nın en güçlü takımlarını barındırmasa da avrupa'nın en yorucu liginde oynuyoruz. bu da ergin ataman'ın o çok sevdiği dar rotasyon oyununda bize problem yaratıyor. ben bu konuda en büyük yanlışın planlama olduğunu düşünüyorum. düşünün bugüne kadar transfer konusunda, özellikle uzun rotasyonunda hep kumar oynadık. nathan jawai, sakatlıktan çıkmış chuck davis, joey dorsey bunun önemli örnekleri. eğer bu sene 30 maç euroleague'de ve sayısız maç da ligte oynayacaksan, bu kumarı oynama lüksüne sahip değilsin demektir. bu yüzden ne vereceğinden emin olunan oyuncular alınmalıydı. hocam da sanıyorum ki hatasının farkındadır.
    sonuç olarak eğer ergin hoca avrupa çapında bir koç olmak istiyorsa, kararlılık, azim, iyi oyuncu ilişkileri ve dik duruş gibi meziyetlerinin yanına iyi kadro planlamayı da eklemeli. aynı şekilde biz bir spor kulübüysek, yönetim de en azından bir selçuk inan ya da wesley sneijder bütçesini basketbol şubesine ayırabilmeli. kötü bir sezon geçirdiğimiz ortada. ancak bence yine ergin ataman'la devam edilmeli. çünkü kendisinden iyisi ya ivkovic ya da obradovic'tir ki onlara bütçemiz zaten yetmez.
  • 3025
    önünde kolay sayılabilecek euroleague fikstürü var. kolay dediğim kesin kazanırız düşüncesinde değil her sonuca gebe maçlar. işler biraz yolunda giderse takım kendini birden yukarılara taşıyabilir.

    ergin ataman sezon başına dönebilse birbirini tamamlayamayan şu kadroyu kendisi de kurmaz herhalde. ama yapacak bir şey yok artık. hoca geçen hafta oynanan pana maçını kafadan kaybederek çıkmış. hani deseler hocam boşa gelmeyin mağlubiyet yazalım itiraz edeceğini zannetmiyorum. yani oaka'da bizim şu takımın yenilmesi kadar normal bir şey yok ama biraz da yürek koymak lazım.

    ergin ataman fenerbahçe mağlubiyeti sonrası kızılyıldız hariç direkt rakiplerimizle oynamadık demişti ardından 3 iç saha galibiyeti aldı. o maçı da nasıl olsa aldık havasında oynadığımız için kaybetmiştik. dediğim gibi pana maçını da kafasında bitirmiş. şimdi sırasıyla milano, kazan(d), efes, brose, efes(d), zalgris, milano(d), maccabi maçları var. ergin ataman'ın buraya kilitlendiğini düşünüyorum veya düşünmek istiyorum. şu 8 maç içinde kesin kaybederiz diyebileceğim milano deplasmanı var. gerisinin ucu açık, her bok olur. efes ve kazan deplasmanları çok kritik. şu fikstürden sağ çıkamazsak bundan sonrası tamamen formaliteye döner.
App Store'dan indirin Google Play'den alın