• 1060
    az alkmaar'a iki maçta toplam;

    6.85 xg,
    20'si isabetli 43 şut,
    80 ceza sahasında topla buluşma imkanı verdik.

    korkunç istatistikler. cuesta yerine lemina oynasa, rakamlar inmiş olur ama yine düzelmez. sorun o da değil. bu takım hollanda 3. lig takımından beter defans yapıyor. sezon başından beri defansta sorun vardı, sorunlar çözüleceğine daha beter hale geliyor.

    galatasaray'da futbola maalesef simit saray dükkan sahibi ile bant fabrikatörü baktığı için çok umudum olmasa da teknik heyete bu durumun hesabını soracak biri gerekiyor. bazı kuralların gelmesi gerekiyor.

    1) transfer hocaya sorulmayacak, hele ki defans oyuncuları asla sorulmayacak. gelen adamdaki ilk kıstas top kapma özelliği olacak. takım tackle özürlüsü.

    2) teknik heyete sorulmadan kulübe güçlenecek. alan kapatma oyununu uygulayan elit hoca ve atletik hocaların tamamı kovulup yeni hocalar gelecek. (tamamı yabancı olacak)

    3) yukarıdaki tabloda defansif anlamda payı olan oyuncular; torreira, davinson, apo, cuesta, jelert, kaan, berkan. 7 isim saydım. bunların ''en az'' 5 tanesi sezon sonu gönderilecek. bu tabloda milim payı olan adamla hiçbir şeyi değiştiremezsin.
  • 1062
    problemin isimlerle çok az alakası olduğunu düşündüğüm defans.

    1- öncelikli problem bir türlü kabul edilebilir seviyeye gelmeyen oyuncu formları. dünyada çok az takım hocasına sıfırdan kadro kurdurur. çok az takım da her transfer döneminde 10 tane falan oyuncu almaya çalışır. galatasaray maalesef bunların arasında. anormal olan hocanın sisteminde sıfır hata görüp sürekli yanlış bellediği oyuncuyu değiştirme çabası. soruyorum size. abdülkerim 2 sezon önce bu kadar kötü müydü? bir ara günah keçisi seçilen köhn takımın yegane yumuşak karnı mıydı? nelsson önde basmıyor veya basamıyor diye takım boyu meselesi halloldu mu? daha bir sürü örnek sayılır da meseleyi anladınız.

    2- ikinci sorun hocanın taktik anlayışı. ön alan presine bu kadar takan bir hoca görmedim ben. dünyada 6 numarası kale önüne kadar basan bir takım da bilmiyorum ben. mertens neden ısrarla oynuyor, neden hoca vazgeçemiyor. çünkü amentümüz önde basma üzerine. mertens'ten bile bundan dolayı vazgeçilemiyor. 38 yaşındaki adam bile pres için oynuyor. onu bile beceremiyoruz gerçi. çünkü ilk maddeye geliyoruz, oyuncu formları düşük. bunun sonucunda galatasaray orta sahasında geniş düzlükler ve ovalar oluşuyor. biraz atlet bir takım da burada at koşturuyor. bana ilk az alkmaar maçında bu kadar önde basmamızı birisi açıklayabilir mi ya? neden kalemizden bu kadar açılıyoruz. neden bu kadar boşluk vermeyi göze alıyoruz. bunun rövanşı yok muydu? o zaman yapardık. her zaman aynı şey. bunu cezalandıracak takım var mı yok mu, önemli değil. rakip hiç önemli değil. galatasaray hep aynı şeyi oynuyor. rakibin kalitesi ve reaksiyonu maçı belirliyor.

    isim isim giderseniz hata yaparsınız. sorun daha çok sistem sıkıntısı. tek bir istisna var. o da sasha boey. hocaya belki de bu sarsılmaz inanmışlığı sağlatan unsur o idi. sasha boey olmadan sağlanması mümkün olmayan defansif güvenlik meselesi. hoca anlamıyor arkadaşlar, yapacak bir şey yok. ben pes ettim. üçlü orta saha diyince de 12 kişi mi oynayacağız diyor. aman ne komik.

    çözüm önerisi:
    1- üçlü orta sahaya geç. üçüncü bölge becerisi kısıtlı torreira'yı bu kadar bastırma. sara'yı rahatlat. lemina'yı oyunun lideri yap.
    2- bu kadar ön alan presi şart değil. top kazanmaktan daha çok top kaybetmemek belki daha önemli. son rize maçı bile böyle kazanıldı.
    3- bu kadar oyuncu silme, oyuncu kazanmaya çalış. oyuncuların formunu yükselt. her gelen geri gidiyor arkadaş, tesadüf olamaz bence.
  • 1063
    geri geri kaçarak oynamayan savunmadır. arada müthiş çalım atıp, topla ileri çıkmayı da başarıyorlar. daha ne istiyorsunuz arkadaşlar okan hocanın bahanelerine uyup el birliğiyle en iyi stoperinizi bu stoperlikle alakası olmayan saçma sapan özellikler yüzünden yeyip bitirmediniz mi siz? izleyin şimdi dördünü toplasan 4 iq etmeyecek stoperlerinizi.
  • 1064
    okan hocanın takım savunmasına dair hiçbir fikrinin olmadığına yemin de edebilirim ispatlayabilirim de. gerçi bana özel bir şey değil, 1.5 senedir galatasaray maçlarını izleyen herkes görüyor zaten. sorun ahmet mehmet veli değil, sorun oyun anlayışımız. bu da hücumdan başlıyor. hücumdaki oyuncularının kabiliyetlerinin farkında olmamakla başlıyor. 20 şubat 2025 galatasaray az alkmaar maçını tekrar açın izleyin; hücum ediyoruz, mertens sağ taç çizgisine basmış, jelert sol taç çizgisinde. buna ilk bakışta olağan bir yerleşim diyebilirsiniz. çoğu takım bunu yapar. hatta amacı da rakibi manüpile etmektir, savunmaların çizgiye yaklaşmasını sağlamaya çalışırsınız. sonra işte klasik half spacelere saldırırsınız ordan. yalnız bura 2 mesele var, biz kanatlarda çizgiye basıyoruz ama rakip gelmiyor. rakip 10 kişi kendi sahalarının merkezinde birbirine yakın halde duruyor. neden? çünkü o top mertens'e ya da jelert'e gelirse alıp çizgiye inemeyeceklerini biliyor. orta kalitemizin de kötü olduğu aşikar, haliyle rakip sadece top kanada gelince takım halinde kayarak baskıya geliyor. o baskı gelince de zaten olağan şekilde mertens ya da jelert ya da sallai geriye dönmek zorunda kalıyor. barış da 5 kişinin içine girip top kaybı yapıyor.

    şimdi devam ediyoruz, rakip merkezde sağlam duruyor, biz sahaya iyice yayılmışız, osimhen cezasahasında, mertens sağ çizgide, jelert sol çizgide, sallai-barış-sara-torreira 4lüsü ise rakibin 2 stoperini çıkartırsak, kalan 8 kişinin kucağında. 4'e 8 oynamaya çalışıyoruz ve yapılan her top kaybı zaten anında pozisyona dönüşüyor kalemizde. dönüşüyor çünkü top kaybı sonrası o baskıyı yapacak fizik kalite de yok. bunun da farkında değil okan hoca.

    bizim birbirimizden bu kadar uzak oynayabilecek bir futbol takımımız yok. öyle bir fizik güce, öyle bir tempoya, öyle bir dinamizme sahip futbolcular yok elimizde. yani bunu görememek, anlayamamak nasıl bir durumdur benim aklım havsalam almıyor artık. şimdi açar bulurum, süper ligde daha aylar önce bir maçta yazmıştım, bizim rakipler bir kanatta 2 pas yapıyorlatir, üçüncü pası ters kanada dönüyorlar ve orası bomboş oluyor. bugün yediğimiz gol işte. yav top bizim sağ kanadımızda taç çizgisindeydi, bi şey oldu top ordan çıktı, terse bir pas adam kaleciyle karşı karşıya. yapmayın kardeşim baskı, yaptığınız baskı değil çünkü. herkes yerini kaybediyor ama kimsede de rakiple temasa girecek güç yok.

    kalan haftalar için savunmamızı toparlayacak bir yardımcı hoca gerekiyor. öyle çok bilgili olmasına da gerek yok, temel savunma bilgilerini bilsin yeter zira belli ki ne okan buruk ne de irfan hoca'nın bu konuda hiçbir fikri yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın