• 31
    futbol bir spor dalı olduğu kadar aynı zamanda bir meslek koludur. bir sektördür, eğlence aracı değildir. futbolcunun bir mühendisten, bir avukattan, bir öğretmenden farkı yoktur. futbol izleyicisi olmak, seyirci olmak, taraftar olmak başka bir şey; futbolcu açısından futbolun profesyonel bir iş kolu olduğu başka bir şey. futbolcu futbolu hobi olarak veya sağlıklı yaşam için yapmıyor. seyirci için de yapmıyor. futbolcu futbolu iş gereği sahada oynuyor. pek çoğu anonim şirket statüstünde olan ve sportif faaliyetler gösteren kulüplerin hukukçularına titizlikle hazırlattığı ve iki tarafın da menfaatine olan sözleşmeler karşılığında futbolcular, bir spor dalını mensubu olduğu kulüplerin namına futbol sahasında yerine getiriyor. burada sapla samanı ayırmak lazım. başta hatay, antep ve adana olmak üzere, deprem bölgesinde yer alan şehirlerde doğal afeti bilfiil yaşayan sporcuların mart ayına kadar istirahat etmeleri gerektiği düşüncesindeyim ancak üç şehir (hatay, antep ve adana) dışında süper ligin tamamını kapsayan bir sezonu dondurma veya sezonun yaşanmamış varsayılma senaryosuna karşıyım. bu karşıt düşüncemin galatasaray'la veya liderlikle bir alakası da yok. 10.sırada olsak yine aynı şeyleri yazardım. futbolun eğlence boyutunda veya insanların dikkatini futbola çekme gibi konularda değilim ama türkiye'nin birçok şehrinde insanlar bütün üzüntüleri ve mutsuzlukları ile beraber mesleklerini nasıl icra ediyorlarsa, sporcular da mesleklerini icra edebilmeliler. futbol sadece futbolcunun değil; şirket statüstünde yönetilen spor kulüplerinde çalışan güvenlik görevlisinden muhasebeciye, kondisyonerden tercümana binlerce kişinin maaş elde ettiği bir sektör. bu sektörü, sektörün gerektirdiği profesyonel anlayışla yönetmek gerekir. insanların bu sektörde de aylık kazançlarına ihtiyaç duyduğu gerçeği göz önünde tutulmalı. "show must go on" değil yani, "business must go on". tıpkı diğer iş kolları gibi.
  • 32
    şu anda olanlarla ülkemiz bu şekilde sınanınca aslında yaşamak da gereksiz ve saçma bir şey değil midir? insan kendini ne kadar aciz ve çaresiz hissetmiyor mu? sormuyor muyuz kendimize neden yaşıyoruz ve yarın başımıza ne musibetler gelebilir diye. ne yapalım yani? hayatın bizi geren olumsuz gerçeklerinden kaçmak için keyif veren futbolu izlemeyelim mi? insanlar keyif aldığı şeyler (çok az kalan) vasıtasıyla bırakın az da olsa deşarj olsun. bunu da çok görmeyin. gerçeklerden kaçmak istemeyen yok mu şu anda? çünkü gerçekler çok ama çok üzücü.
  • 33
    toplanan milyarlarca tl vergilerin karşılığında kendi halkına çürük binalar satan müteahhitlerin, onay veren yapı denetim firmalarının, oy zamanı gelince durumu dar olan insanlardan oy isterken onların çürük binalarının yerine sağlam yapı yapmak yerine, imar barışı getirip bu illegal yapılaşmayı legal hale getiren sorumlular kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.

    hiç bir konuda yeterliliği olmadan geldiği makamları işgal eden, yedi sülalesine yetecek kadar para kazandıktan sonra gözü doymayıp, bir de temsil ettiği insanları küçümseyen, telefonuyla oynayan, onlar ağlarken gülen siyasetçiler kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.

    üniversite eğitimi bile görmemiş insanların, eğitim öğretim müfredatlarını değiştirip durması kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.

    sırf sayıca kalabalıklar diye iktidar seçebilen, hiç bir eğitim ve yaş durumu gözetmeksizin herkese "memleketin geleceğini seçme hakkı" tanıyan yanlış anlaşılmış bir demokrasi olgusu kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.

    soma'da vefat eden madencilerin yakınlarını tekmeleyenlerin terfi alması kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.
    halkın dini duygularıyla dalga geçip, bakara makara diyenlerin prag büyükelçisi olması kadar saçma mıdır futbol? sanmıyorum.

    arkadaşlar, günlük yaşantımızda ve rutinimizde öyle saçmalıklar ile karşı karşıya bırakıldık ki, inanın bir topun peşinde koşmak aşırı mantıklı geliyor bana. dünyadaki en mantıklı işlerden biri diyebilirim hatta.

    futbol bir birleştirici unsurdur. yüzyıldır futbol sayesinde dünya halkları birbirleriyle iletişim kurdular, dövüştüler, öpüştüler,sarıldılar ve dünyada bir çok farklı kültür olduğunu anladılar.

    sen san marino'lularla empati kurmayı öğrendin, kore'nin, izlanda'nın, brezilya'nın, meksika'nın, malta'nın, ve hatta insanlığın yüzünü başka yere çevirdiği, açlık ve fakirlikle baş başa bırakılmış afrika ülkelerinin kültürlerini öğrendin.

    futbol insanları birleştirdi, ama zihinlerdeki aşırılık her şeye olduğu gibi futbola bakış açısına da zarar verdi.
  • 15
    mesela ben barcelona bayern taraftarını da anlamıyorum... cefa çekmiyor lan adamlar. çektikleri de işte şampiyonlar ligi'nde finale kalamamak, finalde elenmek vs.
    şu halimize gerçekten üzülüyorum ama gerçekten senelerdir tekrarlanan bir döngü bu: "galatasaray'ın istikrarlı başarı sürdürememe sorunsalı"
    3-4 senemiz güllük gülistanlık ardından gelen 1-2 sene de o elde edilen başarıların burnumuzdan gelmesi ile kısır döngü hep bu şekilde tekrar ediyor.
    taraftarlığın bence en güzel yanı bu hatta hayatın en güzel yanı bu. ben her sene şampiyon olsam şampiyonluk heyecanı kalmaz ki. mutluluktan da ağlamam yani o bir alışkanlık olursa. hal böyle olunca içimiz parçalanıyor ama zamanı gelince en güzel de biz seviniyoruz.
    mesela süper final'e sövdük kızdık ama süper final olmasaydı; normal sıradan bir şampiyonluk kutlanacak, kadıköy'de şampiyon olma gibi bir durumumuz olmayacaktı.
    prandelli gelmeyip o 3 leri 4 leri yemeseydik; ben selçuk ve hakan balta'nın o son dakika gollerinde hüngür hüngür ağlayıp anneme sarılmayacaktım.
    örnekler çokça bulunur futbol bazı anlarda saçma da gelebilir ama benim düşüncem sabit: "futbol hayatın simülasyonudur."
  • 40
    birleştiricidir.
    bugün siyasi görüşü, dini, mezhebi, ırkı fark etmeksizin kitleri bir araya toplayıp aynı anda sevince boğacak şey futboldur.
    örneğin bu yaz avrupa şampiyonası olsaydı ve milli takımımız da o turnuvada olacak olsaydı tüm türkiye istisnalar hariç tek yürek bir gole deli gibi sevinecekti.
    ya da 30 milyon galatasaray taraftarı var diyoruz mayıs ayında gelecek bir şampiyonluk yine kısa süreli de olsa bir sevinç ve mutluluk sağlayacaktır.
    hülasa futbol ayrıştırıcı olduğu kadar birleştirici ve büyük kitleleri aynı anda sevindirecek yegane şeylerden biridir.
  • 54
    atari televizyonu bozar, borsa kumardır, bu sene soruları tübitak hazırlayacakmış, yakışıklı değil ama sempatiksin, sorun sende değil bende gibi yıllardır söylenen bir şehir efsanesidir. çocukluğumdan beri futbolu severek izlerim ve bugüne kadar hep bana haz veren bir aktivite olmuştur. çevremdeki çoğu insan için de aynı etkiler yaratmıştır. futbol izlemenin film, dizi, tiyatro izlemekten hiçbir farkı yoktur. sigara ve kola içmekten daha faydalı bir olaydır. herhangi bir konuda eğitim almak, bir konuyu öğrenmek, icat yapmak veya bir uğraşı en iyi şekilde yapabilmek için egzersiz yapacağınız zamandan çalmıyorsa izleyin gitsin. hayır bunu diyenler sanki icat üstüne icat çıkarıyor, tuvalette bile ansiklopedi yazıyor, her gün oscarlık bir senaryo yazıyor da futbola laf ediyorlar haa.
  • 42
    futbolun kendisi için değil ama türk futbolunun iklimi, aktörleri ve rolleri için köküne kadar geçerli olan önerme. 6 şubat 2023 depremi sonrası normal zamanlarda dahi bizi bu önermeye getiren insanların pek çoğunun ne kadar düzgün, ne kadar vicdanlı, ne kadar karakterli, ne kadar yardımsever olduğuna şahit oluyoruz.

    zevk için 50 bin kişiyi kendine sövdürten, milleti tahrik etmek için sahada mastürbasyonvari hareketler yapmaktan bile çekinmeyen, türkiye'de vukuat yapmadığı stad kalmayan o "ayı" gibi adam deprem sabahı instagram'da yayın açıp ağlaya ağlaya yardım çağrısı yapmasaydı tüm türkiye hatay'ın durumundan muhtemelen 3 gün sonra falan haberdar olabilecekti.

    ya da günlük hayatında ahmet ercanlar beşlisinin bir üyesi olan, milleti birbirine düşürmek için sıkmadığı palavra kalmayan bir muhabirin sosyal medyaya düşen yardım isteklerini bir yerlere iletebilmek için kendini parçalayacağına, günde 2-3 yayına çıkıp bağış toplayacağına, millete teşvik olsun diye kendi cebinden benim 5-6 aylık maaşım kadar parayı bir seferde yardım kuruluşlarına bağışlayacağına kim inanırdı bundan sadece 1hafta önce...

    bunlar sadece aklıma gelen iki uç ve çarpıcı örnek.

    futbol gereksiz ve saçma değil. futbol bir ölüm kalım meselesi değil, ondan çok daha önemlidir.

    ancak türk futbolu iklimiyle, ailesiyle, sosyal medyasıyla, televizyon kanallarıyla ve kirli ilişkiler ağıyla kocaman bir bok çukurudur. biz de hepimiz ortalama türk insanları olarak bu çukurun müptelalarıyızdır. değil hatay'ın zeytinlik bahçeleri, memleket ikiye ayrılsa yine de bu iğrenç gerçeklik değişmeyecektir.
  • 43
    içinde bulunduğumuz olağanüstü durum sebebiyle hepimizde farklı bir pencere açıldı sanki ama aslında öyle de değil. futbol dediğiniz oyun akıl almaz paraların döndüğü bir sektör aslında. örneğin çalıştığım şirket yaklaşık 2000 kişiye istihdam sağlayan ve büyük markalara otomotiv parçası ihraç eden bir şirket ve yıllık cirosu 60-70 milyon euro civarında. bugün tek bir futbolcuya bu kadar maaş veren kulüpler var. bu büyük bir sektör. sahada oynayanıyla, medyasıyla hatta ve hatta en mikro ölçekte maç günü stadın önünde köfte ekmek satan veya nevizadede alkol satan esnafıyla devasa bir sektör. birçok kişiye ekmek kapısı bu sektör. böyle bir sektöre gereksiz ve saçma diyemeyiz. yani bu mesela otomotiv sektörü çok gereksiz ve saçma demek gibi bir şey. küçük bir olay değil futbol. gelgelelim nefret ettiğimiz ama aslında iyi olan kişilere. kısa ve net söyleyeyim tamamen profesyonellik. volkan demirel iyi bir insanmış özel hayatında onu gördük ama işini yapmayı bizim sevmediğiz metod ile yapmayı tercih etmiş. her meslek grubu böyledir aslında. kimisi iletişimini daha yumuşak kurarken kimisi daha agresif davranır. o agresif davranan arkadaş özel hayatında yumuşacık, pamuk gibi bir insan olabilir. bakın en sevdiğiniz arkadaşınızı iş yaparken görseniz belki nefret edersiniz. iş yerinde hiç anlaşamadığım ancak dışarı çıktığımızda inanılmaz makara çevirebildiğim bir mesai arkadaşım var. normal bu tür şeyler. futbol sektöründe de bu durum aslında her sektörde olduğu gibi daha fazla kazanç için yapılıyor. kapitalizm böyle. maksimum kazanç hedeflenir her zaman. o yüzden medyada o kanalların izlenebilmesi için kavga gürültü lazım. insanların bir tarafı seçmesi lazım. insanlar bir tarafı seçecekler ki oyun daha fazla izlensin, daha fazla ilgi çeksin. tüm mesele bu aslında. içinde bulunduğumuz olağanüstü dönemde de insanlar profesyonel kimliklerinden sıyrılınca hepsi sempatik geldi tabi ki ama size kötü bir haber vereyim ortalık normale dönünce bu insanların hepsi yeniden rekabetçi ve agresif pozisyonlarına geri dönecekler. sektörün şartı bu ne yazık ki.
  • 16
    --- ekşi sözlükten alıntı ---

    bitti artık bitti..
    biten ne biliyor musun ?
    size tam 12 yıldır yaptığım uşaklık bitti...
    artık sizin, birbirine benzeyen lig ve avrupa maçlarınız için peşinizden koşma dönemim bitti.
    bir karar aldım..

    artık ben, her maçta köçek gibi şifre, ülker link peşinde koşmaktan, sağa sola yalvarmaktan, kahve dumanı altında ucuz kahveci yamaklarına para vermekten istifa ediyorum..
    sizin için, şifreli kanallara para vermekten istifa ediyorum..
    artık sizin için ölen taraftar değil,..kendim için yaşayacak insanım.

    toplam zekası 'üzgünüz çok iyi oynadık ama yenildik. futbolun adaleti yokmuş, artık önümüzdeki maçlara bakacağız. bu arada hiç hakemler için konuşmadım ama...' cümlelerini aşamayan, ahlak seviyesi de takım içinde hizip kurup, saldırgan, şımarık davranışlar sergileyen, seviyesiz küfürler eden, ama yaşam standardı benden 130 kat fazla olan bu güruhun peşinden artık gitmeyeceğim..kimseyi de hava alanlarında karşılamıyacağım..

    artık, o başkanları, teknik traktörleri, 'adam gibi adam', 'imparator', 'büyük başkan' gibi sözlerle, doymayan egolarını yağlama yıkama yapmayacağım..

    çocuğumun o narin tenine, üç kat fazla ödeyerek, sizin her sene şeklini değiştirdiğiniz ve artık takımda olmayan topçusunun olduğu o polyester formaları dokundurmayacağım.

    hangi futbol, hangi spor be, artık ahlakını, kişiliğini yitirmiş, her yolu mübah gören, herkesi ezen, milyon yuro endüstrisinin uşaklar topluluğu..

    piyonluk bitti.

    --- ekşi sözlükten alıntı ---

    bazen böyle demeyi çok istiyorum ama kopamıyorum. kabul ediyorum, ben bir bağımlıyım arkadaş...
App Store'dan indirin Google Play'den alın