resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:62
Uyruk:Hollanda
  • 1226
    ecnebilerin execution dedikleri hadisede çıkan problemleri gözardı edersek, takımı hazırlamasıyla ve rakip karşısında ortaya konulan oyun anlayışıyla galatasaray'ın 18 şubat 2010 atletico madrid galatasaray maçı'ndan avantajlı bir skorla dönmesinde en büyük payı olan adamdır. değişiklikleri beğenmeyebilirsiniz, rijkaard'ın bu maçta kullandığı oyun anlayışını kendi kalıplarınıza sokamayıp salak salak eleştiriler getirebilirsiniz, ama gerçeği sizin görmemeniz başkalarının da görmediği anlamına gelmez. frank rijkaard böyle zor durumdaki bir galatasaray'ın atletico madrid deplasmanından gollü bir beraberlik çıkarmasını sağladı. caner'in saçma ötesi faulü ve ardından leo franco'nun yumurtlaması olmasa, galatasaray bu maçtan gösterişsiz bir oyun ve bir galibiyet ile ayrılacaktı. kendilerinden genelde "bazıları" olarak bahsedilen ekmek beyinliler, doğal olarak galatasaray'ın bu eksiklerine rağmen müthiş bir futbol ortaya koyup gol yemeden ilk yarıda 3 gol atmasını, sonra frank rijkaard'ın olmayan yedekleri kullanıp müthiş değişikliklerle maçı 6-0'a taşımasını bekliyor. cem yılmaz iyi demiş, bunlar da seninle benimle aynı havayı soluyor diye. solunan hava aynı da ortaya çıkan sonuç yurdum insanının genelinde pek iç açıcı değil. bu yüzden böyle manyakları kaale almayın, beni de kaale almayın, kendi fikirlerinizi üretin. futboldan anlamayan biri olduğunuzu hissediyorsanız biliyormuş gibi yorum yapmayın. yok hissedemiyorsanız, ben futbolu biliyorum diyenlerdenseniz bir psikoloğa görünün. zira futbol bilinebilecek bir şey değil, idrak edilebilecek bir şey.
  • 1227
    18 şubat 2010 atletico madrid galatasaray maçı'nda, caner erkin'i oyundan çıkartmakla ne kimseyi küstürmüş; ne de günah keçisi ilan etmiştir. böylesine önemli bir maçta, laubalilik nedeniyle 30 saniye içerisinde 2 tane hata yapıp, takımının geriye düşmesine sebep oluyorsan, oyundan çıkartılmayı hakediyorsun demektir. eminim ki aynı durum; servet'in sarı kart gördüğü pozisyon gol olsaydı, servet'in de başına gelecekti. hemen hatırlatalım; servet, bomboş durumdaki arkadaşına pas vermek yerine aguero'ya çalım atmaya çalışır, topu kaptırır ve akabinde korner direğini orada faul yapar.

    tartışılması gereken, dos santos-emre çolak tercihidir. emre'nin bu derece üst düzey bir maçta verebilecekleri tamamen soru işareti. o yüzden bu tercihini de haklı buluyorum.
  • 1228
    bazı ciddi anlamda fanatik arkadaşlar tarafından eleştiriden muaf tutulma şerefine ulaşmış teknik adamımızdır. kaldı ki kendileri eleştirmedikleri gibi eleştirenlere de olumsuz hatta hasmane bir tavırla saldırıya geçebiliyorlar. herkes gibi rijkaard'da insandır. hata yapabilir, yapmıştır. caner çıktıktan sonra takımımız bir kişi eksik kalmıştır*. her hata cezalandırılmalıdır. ama anında cezalandırılmamalıdır. takımın için ne daha iyiyse o doğruda davranılmalıdır. dos santos maç içinde hiç bir olumlu hareket yapmamıştır.

    eleştirilerime ofsayt gösteren arkadaşlar bilsinler ki ben takımımın başarısını düşünürüm. takımım iyi durumda olsun, isterse başında scarlett johansson olsun. ofsaytlar falan gram umurumda değil. gördüğümü, düşündüğümü söylerim. caner değişikliğinden sonra sol kanadımız çökmedi mi? dos santos bizi 1 kişi eksik oynatmadı mı? arda forvette etkisiz değil miydi? dos santos'un oyuna sokulması ile daha fazla geriye dönmeye başladı. bu andan sonra daha etkili oynamadı mı arda?

    rijkaard'ın takım içinde önlem almadığı sorunlar mevcut. örneğin top bir oyuncumuzdayken diğer etrafındaki oyuncular hep markaj altında bekliyorlar. boşa kaçma diye bir olay yok. adam pas atacak oyuncu bulamıyor. bütün maç içinde bu şekilde. bütün maçlarda bu şekilde. ligin başında oynadığımız cesur oyundan genel itibar ile eser yok. kötü yapılan şeyleri eleştirir iyi yapılanları sonuna kadar desteklerim. kimse kusura bakmasın, iki yüzlü değilim. doğru gördüklerimi söyleyince ofsayt olacaksam, hiç yazı yazmayayım..
  • 1229
    18 subat 2010 atletico madrid galatasaray macindaki caner değişikligi eleştirilebilir, kendi de eleştirilebilir, bunlar sorun değil ama eleştirenler bir de öyle yapmasaydı da böyle yapsaydı desin. atletico inanılmaz derecede önde bastı ve galatasaraydan önce yoruldu bu maçta. adamlar yorulana kadar yüreğim ağzımda maç izledim. teke tekde bizim defansı her seferinde bakkala gönderen forvetleri mevcut bu takımın, serbest vuruslar penaltı gibi. fatih terimle cesaretli günler geride kaldı artık. mac galatasarayın istediği gibi bitti ve mutluyuz. uzatmalarda atak yapmaya devam eden takım galatasaraydı, hani o defans yapan takım. galatasaray bu maçta sırasını bekledi, sıra bize gelince de golü bulduk, o golün de üstüne yatmadık. demem o ki yeterince defans yeterince atak yaptık. taktik olarak daha iyi bir olasılık ben düşünemiyorum. verdiğimiz pozisyonları vermeyeceksek, barcelona falan olmamız lazım zaten. gerçi onlar da yenildi bu takıma.
    arday'ı forvet oynatması gayet normal, ileri üçlüden biri işte. demek ki antalyada en iyi forvet formasyonu buydu. zaten hangi forvet üçlüsü çıksa birisi eleştirir.
  • 1230
    at.madrid maçında eleştiri alacak bir gram hatası olmamıştır. ya da benim izleyip zihnimin algıladığı kadarı ile ortada bir hata göremedim. caner erkin oyunda bireysel anlamda iyi lakin boş alanda etkisiz kalıyor kanaatindeyim. pek fazla kovalamıyor rakip oyuncuyu. g. dos santos ise bireysel olarak top ile birlikte pek fazla katkı sağlamasa da topsuz alanda hem adam kovalayan, hem de rakibi üzerine çeken bir futbolcu. ilerleyen günlerde bunu kanıtlayan maçları hep birlikte görebiliriz.
  • 1231
    maç öncesinde servet'i oynatmasının hata olduğunu düşünmüştüm fakat, servet o hayvani fiziğiyle ve pozisyon bilgisiyle 1-2 pozisyon dışında ekürisi neill'la forlan ve agüero'yu sahadan sildi.

    böyle bir deplasmandan bu sonucun alınabilmesi için takımı defansif oynatması gerekiyordu ve o da yapması gerekeni yaptı. eminim ki elinde baros ve kewell gibi güzel iki adam olsaydı bu oyun kurgusuyla da olsa oradan galibyetle getirirdi takımı.

    caner'i çıkarması ezberleri bozmuştur, caner'in de moralini de bozmuştur fakat kanımca haklıdır. caner her ne kadar istekli ve diri olsa da alan boşaltan, bencil oynayan, takım arkadaşlarıyla yardımlaşmayan ve yediğimiz golde de olduğu gibi çaylakça hatalar yapan ve yer yer beğenimi kazansa da açıkçası dağınık oyunuyla pek de beğenmediğim bir oyuncu, suçlayamam o yüzden.

    sadece elano'yu hep oyundan çıkartması ağrıma gidiyor. ben çok üzülüyorum elano kim bilir ne hissediyordur ya.

    ha sadece dedim de keşke arda'yı en uçta oynatmasa. gerçi yerine teoride çok uygun dediğimiz keita'yı koyduğumuzda da keita alışkanlığından dolayı sürekli sağa geldiğinden onun da yapabileceği bir şey yok. o yüzden bu turu geçersek gerçek rijkaard etkisini göreceğimizi düşünüyorum.

    son olarak, şampiyonlar ligi'ni kazandı diye rijkaard'ın hiç hata yapamayacağını düşünmek aptallıktan başka bir şey değildir, onun düşünceleri senden benden farklıdır, antrenmanda futbolcularını şuraya buraya koş diye tembihliyordur da maçta olmuyordur, o yüzden eleştirin de bok atmayın, bokluğunuzu ortaya çıkarmayın.
  • 1233
    türkiye gibi ilkel kafali insanlarin nüfusun büyük cogunlugunu olusturdugu ilkel bir ortadogu ülkesine 2 gömlek bol gelmektedir. ama bir saniye, bu ülkeye ve insanlara galatasaray kültürü de ayni sekilde bol gelmektedir. zira sorsaniz 2. bayezid'in bundan 500 yil önce galata sarayi mekteb-i sultanisi'ni hangi amacla kurdurdugu hakkinda en ufak bir fikirleri yoktur.
  • 1234
    hıncal uluç'un gazına gelmiş medyanın ve hatta bir kesim galatasaray taraftarının (!) bile gazabına uğramış teknik adamdır. hayır o kadar eksiğine rağmen gidip vicente calderon'da kafa kafaya oynuyosun yine kimseye yaranamıyorsun. arakdaşlar bu adamlar 2-3 eksikli barcelona takımını yendiler... iyi oynayarak...

    maç başında umutluydum, benim hep umudum var. ben galatasaraylıyım.
  • 1235
    eleştiri yapanları galatasaraylı olmamakla suçlayan kişilerin ciddi anlamda kafamı bozduğu, eleştiriden bağımsız teknik adamımızdır. yapıcı eleştiri yardım etmektir. gidin sıfırdan ilkokula yazılın, kelimelerdeki anlamı yakalayın. kimsenin kimsenin gazabına uğradığı yok. eleştirdik diye bir yüzümüze küfür edilmediği kaldı. ligin başından beri destekliyorum. o zamanlarda da yanlış yaptıklarını söylüyordum. hala destekliyorum. yanlışlarını da söylüyorum. burada bana bu ithamlarda bulunanlar ileride düzenlenecek olası izmir buluşmasında gelsin yüz yüze konuşsun benimle bu konuyu. bir allah'ın kulu benim galatasaraylılığıma laf edemez, kalbini kırarım. yorumlarımı okuyup yazdıklarım ile ilgili tam tersi düşünenler özel mesaj atıp tartışabilirler. ama teknik adamımıza yapılan ''dozunda eleştirileri'' kaldıramayıp hakarete varan boyutlarda yorumlar yapanlar çıksın yüz yüze konuşsun. herkes desteği keserken, takım ali sami yen'de boş tribünlere maç oynarken ben izmirden lise harçlıklarımı biriktirip maça gitmiş adamım. kiminle uğraştığına dikkat edeceksin bazen.

    tekrar söylüyorum kimsenin kariyeri, tecrübesi o kişiyi hata yapmaz bir yaratığa çeviremez. elbette yapar, herkes yapıyor. dün gece caner de yaptı. bana göre rijkaard'da yaptı. bu iyi teknik adam olduğu gerçeğine etki yapmaz. iyi teknik adamları iyi yapan hiç hata yapmamaları değil, daha az hata yapmalarıdır. burada kimse takımı oynatamıyor, yollansın, gitsin şu gelsin vs. demiyor. hatalarını söylüyor, düzelmesini umuyor.onu da yapmayacaksak sözlük galatasaray karşıtları ile dalga geçip ne yaptığına bakmasızın kendi teknik kadro-futbolcu-yönetimimizi hatalarını görmezden gelip direk övmek değil, hatalarını da söylemek için var.

    kendi takımını eleştirip düzelmesini uman, çünkü daha iyi yerlerde daha iyi şekilde olabileceğini bilen adamları yine eleştirin. ama bazıları resmen hakaret etmiş. onlar laflarına dikkat etsin. döner, dolaşır kendilerine gelir..
  • 1237
    fazla değil 2007-2008 sezonuna dönüyoruz. feldkamp, bir sivas maçının 72. dakikasında arda'yı oyundan alıyor. arda yedek kulübesine oturmadan, doğrudan soyunma odasının yolunu tutuyor ve giderken de yanından geçtiği feldkamp'a el hareketleri yapıyor.

    feldkamp'tan sonraki skibbe döneminde altay maçının son 20 dakikasında ümit karan çıkarılıyor. ümit karan skibbe'ye ve yardımcı antrenör burak dilmen'e formasındaki teri gösterip, oyundan alınmaması gerektiğini söyleyip tepki gösteriyor.

    daha geçen sene hamburg maçında teknik direktörümüz bülent korkmaz 55. dakikada lincoln'ü çıkarınca yine kıyametler kopuyor. lincoln yaptığı el hareketiyle hocasını adeta tersleyerek, soyunma odasına gidiyor.

    peki düne geliyoruz. rijkaard, atletico madrid ile oynanan maçın 35. dakikasında caner'i çıkarıyor. peki futbolcudan varmı bir tepki, el kol sallama falan? yok. hani nerde o meşhur ''caner'den rijkaard'a tepki'' başlığındaki gazete manşetleri? onu da göremiyorum.

    işte dün ben bu adamın teknik direktörlüğünü, herşeyi bir kenara bıraktım. aldığı sevgiye saygıya hayran kaldım bir daha. iyi ki var, iyi ki başımızda. yolun açık olsun!
  • 1238
    dünkü maçta* caner'i yaptığı duble hata sonrası oyundan alarak hiç de öyle zannedildiği gibi gevşek bir adam olmadığını göstermiştir. görüldüğü gibi bazen herkesin gözünün önünde de ceza kesmektedir.
    ayrıca yine aynı maçta her ne kadar kötü olduğumuz söylense de rakibin hızlı forvet oyuncularını 90 dakika başarıyla 10metrekareye sıkıştırarak galatasaray' ın ilk ciddi sınavından kötü futbol, ama yıldızlı bir iyi notla ayrılmasını sağlamıştır.
  • 1240
    kendisini skibbeyle karşılaştıranlara gelsin o zaman.

    2009-2010

    takımlar o g b m a y av p
    1 galatasaray 21 14 4 3 42 22 20 46
    2 fenerbahçe 21 14 3 4 42 22 20 45
    3 bursaspor 20 12 4 4 38 19 19 40
    4 kayserispor 21 11 6 4 30 15 15 39
    5 beşiktaş 20 11 5 4 25 13 12 38

    takımlar o g b m a y av p
    1 sivasspor 21 13 6 2 34 13 21 45
    2 trabzonspor 21 12 6 3 29 18 11 42
    3 beşiktaş 21 11 6 4 33 19 14 39
    4 fenerbahçe 21 11 4 6 39 22 17 37
    5 galatasaray 21 11 4 6 43 28 15 37

    geçen sene 21. haftada galatasaray kocaeliye 5-2 yenilip skibbe gönderilmişti.
    kısaca bülent korkmaz takımı devraldığında böyleydik.
    frank rijkaard ile böyleyiz. herşey ortada.

    tanım: kendisini skibbeyle karşılaştıranların yanıldığı başarılı teknik direktörümüzdür.

    kişisel sevgimi bir kenara bırakıyorum, sonuçlar ortadadır.
  • 1241
    farkını ortaya koyan teknik direktörümüzdür. basın toplantılarında kısa, açık ve net açıklamalar ile konuyu toparlamaktadır. ayrıca oldukça genç ve karizmatiktir. 21 şubat 2010 besiktas galatasaray macindan örnek verecek olursak kendisi soruları seri bir şekilde cevaplayıp giderken mustafa denizli basın toplantısından önce olası zor soruları savuşturmak için masal anlatan dede kılığına bürünmüştür.
  • 1242
    tüm türk futbol camiasına, futbol dersi vermeye devam etmektedir. mustafa sarp'ı önemli sayılabilecek bir maçta bile kesibilen, servet çetin'in verdiği mücadeliyi tebrik edip yanında oturtabilen, oyunu bence çok iyi okuyan, örnek vermem gerekirse, 21 şubat 2010 beşiktaş maçının ilk yarısının son 10 dakasındadefans ile orta saha arasındaki boşluğu fark edip, ikinci yarıda aradaki mesafeyi kapatabilmek için mehmet topal ve barış özbek'i yakın oynatmıştır. kısacası elindeki imkanlar dahilinde başarılı işler yapmaktadır. ama televisyon yorumcuları bunları görememekte, yapmadığı şeyleri görmektedir. el insaf diyorum.
  • 1244
    disiplinine hayran olunacak bir adam. ayrıca oyunculara da "ben rotasyon yapıyorum" hissiyatını vermiş, bu yüzden de ilk 11'de çıkmayan oyuncuların sert tepkisi olmuyor. mesela servet... hafta içi avrupa maçında oynatılmış, hafta sonu lig maçında yok. şimdi bu adam kendisine tepki olarak mı algılar bunu? hiç sanmıyorum... geçen sene defansımız dökülüyor diye ağlıyorduk, bu sene defansta rotasyona gidiyoruz. defansta alternatif oluşturabilen ve de aynı zamanda akılcı hücum futbolu oynatan bir hocaya ancak hayran olunabilir. daha ilk seneden meyveleri topluyoruz, önümüzdeki birkaç sene kalırsa bizimle her şey güzel olacak.
  • 1245
    madem maçlar kötü gittiğinde sürekli rijkaard konuşuluyor, biraz da şimdi konuşalım. takım bülent timurlenk'in de bahsettiği gibi iki önemli deplasmandan avantajlı ve önemli skorlarla çıkmayı başardı, şansı yaver gitseydi iki deplasmandan galibiyetle de ayrılabilirdi.

    21 subat 2010 besiktas galatasaray maçı ve 18 şubat 2010 atletico madrid galatasaray maçı'nın ortak noktası nedir? bilmişlik taslamadan ve haddimi aşmadan iki karşılaşmada da galatasaray'ın ilk yarı kanatları iyi savunamayan, topu ayağında tutamayan ve oyunda baskıyı yiyen taraf olduğunu görüyoruz.

    hani o futbolu bilmediği iddaa edilen rijkaard var ya, yardımcısı neeskens'le oyunu o kadar iyi okuyorlar ki iki maçta da ikinci yarıda daha eli yüzü düzgün oynayan ve rakibin üzerine akıllıca giden taraf olduğunu görüyoruz.

    bu süreçte sadece birşey için kendisini eleştirebiliriz, keşke elano'yu oyundan almasa ya, cidden yakışıyor o çocuğa galatasaray forması. çocuk dedim de herif 30 yaşında ben 21 lan.
  • 1246
    --- alıntı ---

    galatasaray, baros, kewell sakatlıkları, devre arasındaki sansosyanel transferlerine rağmen taş gibi bir takım olduğunu gösteriyor. benim eleştirilerim günlük maç sonuçları ve izlediklerim üzerine. yoksa bu takım bu kadar sıkıntıya rağmen dimdik ayakta duruyor.
    tek santrafor arda, sol açık caner, oyunun iki yönünü oynayabildiğini gösteren elano, savunmanın kaptanı neill ile bütün sıkıntılara direnen bir takımdan bahsediyoruz. bu kadroyu, bu oyun şeklini yaratan adamları unutmamak lazım: rijkaard ve neeskens. ve adnan polat, haldun üstünel, murat yalçındağ. teşekkürler.

    --- alıntı ---

    http://captano.blogspot.com/...galatasaray-1-1.html
  • 1247
    5 haziran'dan beri yönetimden,futbolcusuna,taraftarına kısaca galatasaray'a büyük katkılar yapan kıvırcık saçlı futbol filozofu.
    ah bir de şu belini büken sakatlıklar olmasaydı neler olurdu kimbilir.bu kadar olumsuz koşulda bile forveti yokken elinde zorlu virajlardan usta şöför misali kazasız geçiyor tüm yollardan.tek cabası ilk geldigi günden beri dilinden düşürmediği taraftarı mutlu etmek iyi futbol oynatıp takımı.bazen üzülsek de aldıgımız yenilgilerden, beraberliklerden umutla bakmak geleceğe hep o'nun sayesinde...varsın bu sene sampiyon olmayalım ama sen uzun yıllar basımızda kal yeter ki be surinamlı...

    kıvırcık saçlarına
    ak düşmüş uçlarına
    cimbom taraftarına
    el salla frank rijkaard!!

    (bkz: yürüyedur)
  • 1250
    çok değil bundan bir ay önce oynanan gaziantep maçında taraftarımızın nonda'nın kaçırdığı gollerin üstüne tepki vermesine rağmen ve nonda o gün sahanın en kötüsü iken oyundan almamış ve 90 dakika sahada kalmasına izin vermiştir. bir insan kaybetmektense bir maç kaybetmeyi tercih ederim demiştir. bugün nonda ile belki yollar ayrıldı ama kavgasız, gürültüsüz. olması gereken bir ayrılıktı. nonda'da en ufak kötü bir söz söylemeden gitti. herkesin yüzü gülüyordu. çünkü rijkaard için nonda'nın baros'un bir ayrımı yoktur. futbolcuya mal gibi bakmayan bir hocadır. insanlık herşeyin ötesinde gelir.

    bugün 22 şubat 2010 fenerbahçe bursaspor maçı'na bakalım. taraftar guiza'yı istemiyor, oyundan çıkarması için daum'a ısrarcı şekilde mesaj vermeye çalışıyor. o dakikada guiza'yı oyundan çıkaran daum hem maçı hem de oyuncusunu kaybediyor. bu hata belki de sezonun dönüm noktası olacak fenerbahçe adına. her şeyin ötesinde bir insanı kaybediyor daum.

    işte aradaki vizyon farkı budur. eleştirirken bazı şeyleri göz önünde bulundurun. hiç birşey için olmasa bile bunun için bu adamı severim be. cansın rijkaard can.
App Store'dan indirin Google Play'den alın