4755
mutsuzların, mutlu hayatlara baktığında hissettiği engellenemez haset duygusuna hiç kapılmadan sanki yaşayan bizmişiz gibi seyrediyoruz hayatını. buraya mutsuz gelip mutlu ettiğimiz çok kimse oldu. ama buraya zaten mutluyken gelip o neşeyi bizimle paylaşan, o mutluluğa bizi ortak eden galiba ilk kişi sensin. son noktayı koyduktan sonra seni bekleyen muhtemel hayatı düşündükçe kendi kendime “oğlum bırakın lan adamın peşini artık, yaşasın cenneti” diyorum ama sonra sahada attığın her adımda hissedilen muzip piç zekanı, saha içi ve saha dışı olağanüstü farkındalığını; tonla golünü, asistini gölgede bırakacak azametteki korkunç mücadeleni, başlamadan bitirdiğin rakip ataklarını, yerli-yabancı ayırt etmeden herkesle kurduğun hiyerarşisiz abi-kardeş ilişkisini, o anda takım için yapılacak bir şey varsa ve dizinde zerre derman kaldıysa sonuna kadar yapacağına duyduğumuz güven hissini ve daha bir dolu şeyi gördükçe trafik ışığı dilencisi gibi camına tıklatıp “abi bir sene daha be” diye yalvarasım geliyor.
belki ve muhtemelen fark etmişsindir, bizim kurduğumuz manyakça bir hayal var. o hayal bir gün gerçek olduğunda sen burada olmayacaksın. ve eğer o hayal şu an üzerinde olduğumuz yolun sonunda gerçek olursa hikayenin sen varken bitmese de seninle başladığını hatırlayacağız. eyvallah abi.
belki ve muhtemelen fark etmişsindir, bizim kurduğumuz manyakça bir hayal var. o hayal bir gün gerçek olduğunda sen burada olmayacaksın. ve eğer o hayal şu an üzerinde olduğumuz yolun sonunda gerçek olursa hikayenin sen varken bitmese de seninle başladığını hatırlayacağız. eyvallah abi.