son 6 günde
twitter hesaplarından bizimle alakalı 9 açıklama yayınlamış olan ... ağızlı camia. sonuncusunu da bugünkü açıklamamıza cevap olarak az önce yayınladılar. bu dönemde başkanları
ali koç'un çok büyük oranda bizi konu alan 2 saatlik basın toplantısı, 2. başkanları
acun ılıcalı'nın bize sallayan açıklamaları ve teknik direktörleri
jose mourinho'nun bize sallayan açıklamaları ile sosyal medya paylaşımları oldu.
https://x.com/...560934629875/photo/1 sürecin işleyişi şu şekilde oldu;
1-
20 aralık 2024 eyüpspor fenerbahçe maçı'nda aldıkları beraberlikle ve bizim de 2 gün sonra maçı kazanmamızla birlikte puan farkı 8'e yükseldi.
eyüpspor ile oynadıkları maçta 2 takım aleyhine de skora etki edecek hatalar olmakla birlikte
fenerbahçe camiasının neferleri hatalı karar verilmemiş pozisyonları da aleyhlerine hatalı karar olarak lanse edip o maçta doğrandıklarını iddia etti.
2- taraftarları özellikle
twitter hesaplarının kullanılış şeklinden memnun değildi, yeterince agresif bir tutum gösterilmediğini ve yapı ile savaşta
* pasif bir tutum takınıldığını düşünüyorlardı.
3-
20 aralık 2024 eyüpspor fenerbahçe maçı sonrası ilk maç haftasıyla birlikte
ali koç ve ekibi taraftarlarını memnun etme yoluna gitti ve yel değirmenlerine karşı topyekün şekilde devam ettirdikleri savaşı
twitter ayağında daha agresif şekilde devam ettiriyorlar.
not: hatırladığım kadarıyla yakın dönemde
twitter adminlerini de değiştirdiler.
burada önemli gördüğüm 2 nokta var;
1-
fenerbahçe camiası'nın bitmek bilmeyen kavga açlığı:
fenerbahçe zaten şampiyonluk için yarıştığı rakipten çok daha fazla basın ve sosyal medya açıklaması yapan bir kulüp. 3 senedir bize karşı da durum bu,
trabzonspor ile yarışıyor olduklarını sandıkları sene de durum buydu. bu 3 senede zaten durmaksızın açıklama yapıyorlarken (bizim en az 5-6 katımız açıklama yapmışlardır) bu açıklama sıklığının taraftarlarına hala yeterli gelmemesi camia olarak ruh hallerini özetliyor.
2-
fenerbahçe camiası'nın olayları değerlendiriş şeklindeki çarpıklık:
trajikomik gerçek şu ki
4 ocak 2025 galatasaray göztepe maçı ve
5 ocak 2025 fenerbahçe hatayspor maçı'nda hakem kararları tam tersi şekilde olsaydı
fenerbahçe camiası tüm neferleriyle yine doğrandıklarını ve
galatasaray'ın kollandığını iddia edecekti.
örneğin
koray günter'in pozisyonundaki özne
galatasaraylı savunma oyuncusu olsa orada verilmeyen penaltı kararı köpürtülecek,
victor osimhen'in 2-3 cm'lik ofsaytinden dolayı iptal edilen golümüzün aynısı
göztepe aleyhine iptal edilse pozisyonun gol olduğu ve var şikesi ile iptal edildiği söylenecek ve
lucas torreira'nın penaltı beklenen pozisyonunda özne göztepeli oyuncu olsa pozisyonun bahsi neredeyse hiç geçmeyecekti ve yine kollandığımız iddia edilecekti.
aynı şekilde
5 ocak 2025 fenerbahçe hatayspor maçı'nda
bright osayi-samuel'in kaleciye vurduğu pozisyonun öznesi
hatayspor hücumcusu ve
fenerbahçe kalecisi olsa hem pozisyonun kırmızı kart olduğu ve hakemlerin
fenerbahçe'yi doğradığı, hem de rakiplerin
fenerbahçe'ye karşı gaddarca oynadığı anlatısıyla mağdur olduklarını iddia edeceklerdi.
kısacası
fenerbahçe camiasının mağduriyet yaşadıklarına dair fikri sahada ve saha dışında yaşananlardan bağımsız bir şekilde sabit.
ali koç döneminde iyice yerleşip kulüp dna'sının bir parçası haline gelen bu mağduriyet hissi onları delirme noktasına getirmekle birlikte potansiyellerinin de ciddi şekilde altında kalmalarına neden oluyor.
fenerbahçe bu yönüyle hep kısa çöpü çektiğini, hayatın kendisine hep haksız davrandığını düşünen ve bu düşünce yapısı yüzünden hayatını başarısız ve mutsuz olarak geçiren bir insana benzetilebilir. ülkedeki futbol iklimini bir kömür fabrikasının bulunduğu şehrin havasını kirlettiği gibi kirletiyorlar, bu süreçte bizim istediğimiz gibi kendilerini sabote ederek beter de oluyorlar. kaybet-kaybet durumu diyebiliriz.
aslında hakem yönetimlerinden medyasına, sosyal medyasından tff ve kurumlarına, siyasi destekten illegal mevzulara (karaborsa, şike vs) konuşulacak çok konu var ama onlar da başka entrylerin konusu diyelim.
temennim
günahların takımı olmaya devam ettikleri sürece gün yüzü görmeyip hep acı çekmeleri.