29496
'galatasaray'ın efsanesi de iki yıl şampiyon olmayıversin, buna da hakkı yok mu?'
şu ortamda, hocayı savunanların ortaya attığı tek savunma da bu. iki yıl şampiyon olamamak...
galatasaray'ın içinde bulunduğu rezil durumdan çok bu savunma mekanizması benim sinirimi bozuyor. bu memleket öyle bir hal aldı ki artık, her konuda, her ortamda elindekine minnet edeceksin, vasata tamah edeceksin, yoklukta bile ses etmeyeceksin. bu sığ bakış açısı beni öldürüyor artık.
yahu güzel kardeşim, mesele iki sene şampiyon olamama meselesi değil. ben 22 şampiyonluk görmüşüm, uefa, süper kupa görmüşüm ve evet bunların da pek çoğunun altında terim'im imzası var, allah razı olsun. bunları görüp yaşadıktan sonra ben bir iki yıl boş geçmeye takılmam zaten. takım şampiyon oluyor, kupa kaldırıyor, iki dakika sonra viasat history açıp ikinci dünya savaşında hitler'in yediği bokları izliyorum. baktım o da sıkıyor tlc'den ev yenilemeye takılıyorum. kupa, şampiyonluk, annemizin ligi bir yerden sonra umrumda değil.
takım dört yıldır dört maç üst üste top oynamamış, forma adaletinin ırzına geçilmiş, gencecik fidanlar kenarda çürürken, yarınların bayrak taşıyıcıları küstürülüp, ununu elemiş, eleğini asmış evlatlara kol kanat gerilmesini midem almıyor. takım duran top kullanamıyor, kondisyon 60 dan sonra dibi görüyor, hücumda üçgenler, ikiye birler yok sadece doğaçlama ve oyuncunun bireysel yeteneklerine bağlı bir hücum planı daha doğrusu plansızlığı, sürekli basit sakatlıklar niye çünkü bu takım çalışmıyor da işte çalışmıyor, iki iki daha dört. mısır ligi'nden mohammed adı ilk çıktı, böyle tırt lig'den adam mı alınır dendi. sonra baktık ki, adam ilk maçlarda çılgın attı. sonra ne olduysa oldu, bizde idman olmadığı için adam gerisin geriye gitti. marcao ilk geldiğinde kemik gibiydi, zımba gibiydi. şimdi beli dönmüyor, arkasına top atıldımı eyvah ki eyvah. luyindama desen hiç sorma. hele ki onyekuru. la adam fransa'da altı ay yattı yattı. buna rağmen geldi ilk iki üç maç fırtına estirdi. bizim o müthiş idmanları yiyince yoruldu garibim tabii. bir ay olmadan onu da bitirdik. ilk haftalarda döktüren adam topa vurmayı unuttu birader.
ben iki şampiyonluk kaçmış, gitmiş orasında değilim, o kadar sığ bakmıyor. bu takım her hücresiyle, her bir olgusuyla geri gidiyor. altyapı dan bir oyuncu çıkartıp monte edemiyor, eldeki tek bir oyuncusuna değer katamıyor, futbol oynayamıyor, oyuncu satamıyor, ne iki şampiyonluğu allasen. bırakın abi bu işleri, isterse 4-5 yıl şampiyon olmasın ama bir gram ışık göreyim. bir sağ bek sakatlanıp devre dışı kaldı mı, yüzünü hemencecik transfere dönen değil altyapı ya dönen cesur adam göreyim. orta saha yok deyip ağlayacağına, benim elimde aslan gibi bartuğ elmaz var, onun gibi kaliteyi dışardan bile bulamayız diyecek babayiğit göreyim. sezon başından beri babel'den, feghouli'den umduğu medetin onda birini kerem aktürkoğlu'ndan, halil dervişoğlu'ndan umacak bir hakkaniyet göreyim. ama yok, yok allah yok. yahu çıkın da allah rızası için şu dört yılda hoca şunu da yaptı diyin bana.
tudor'la, riekerink'i savunmak değilde, bu adamlarla da dördüncü beşinci oluyorduk çok şükür. en azından gençler girip çıkıyordu, takım diriydi falan. hem hiç bir şey almıyoruz hem de dört yıldır kapris üstüne kapris çekiyoruz. sıkıldım vallahi. hocadan çok da bu vasatlığa tamah eden güruhtan sıkıldım. en azından mustafa kapı'lar, bartuğ'lar la dördüncü beşinci olsaydık da başımızı dik tutsaydık. şimdi nereden tutsan elinde kalıyor. yazık.