resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:Al-Shabab
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 26501
    kaybettiği her maçtan sonra yönetimi eleştiren hocamız. yönetim de kendisi ile aynı tavrı benimseyip, basın önünde terim'i eleştirse ne hissederdi acaba.
    misal mustafa cengiz maç sonu çıkıp, "hoca'nın arda, babel, feghouli ısrarı takıma zarar veriyor" dese ne kadar çirkin olurdu değil mi?
    acilen her yenilgi sonrası suçu yönetime atması çok çirkin olan hocamız. evet, yönetim alma ve satma konusunda beceriksiz ama kasımpaşa'dan kat kat iyi bir kadro var elinde.
  • 26506
    hoca hakkında hakarete varan entryler görüyorum. bunlara tabii ki moderasyon müdahale edecektir. fakat olay şu:

    burada hocaya hakarete varan entry yazan kişiler yarın birgün hocayı yolda görse aynı şeyleri yüzüne söyleyemeyeceği gibi hadi diyelim söylediler sonrasında kaçacak yer ararlar.

    işte sosyal medya böyle bir mecra.

    not: bu entry’mde bahsettiğim kişiler, kesinlikle saha içini eleştiren yazarlar değildir.
  • 26507
    (bkz: 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı)

    fatih terim’in izlemeye dayanamayıp son 5 dk kala soyunma odasına gittiği maçları ben niye izliyorum? bu sefer sucu neye atacaksın hocam ya. allah aşkına.

    freud şöyle diyor: "hatalı olduğunu anlamak ve özür dilemek sadece beynini kullanabilen insanlara özgüdür."

    bunu aşağılamak için hatırlatmıyorum. sadece bir kez olsun şu hatanı kabul et başkasına suç bulma hocam. arda’yla babelle feguliyle belhandayla olmaz. fatih’le olmaz. olmaz hocam olmaz.
  • 26510
    (bkz: 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı)

    maçtan bağımsız olarak, 2019 yazında "artık bırakıp, sportif direktör vb. pozisyona geçmesi gerek" minvalinde bir şeyler yazdığım hoca. en ofsaytlarım arasında durur. maalesef görünen köy kılavuz istemiyordu. sürekli ocak-temmuz transfer devinimi içinde olduk. en çok ısrar ettiği, uğruna ipleri koparmayı göze aldığı kişi arda oldu. artık eleştirmeyeceğim. yaşanacak olanlar yaşanacak. galatasaray dan çok kendisini sevenlerde görecek. hakkında ve hakkımızda hayırlısı olsun...
  • 26511
    içinde bulunduğumuz futbol dünyasında kendisinin ayrılması sonucu en az 10 yil şampiyonluk yasayamayacagimiz hocamız. kendisini cok eleştiririm ama şuna da eminim. kaybedilen mactan sonra en az benim kadar uzuluyordur. hocam kariyerine devam ettikce galatasaray'da kalmalıdır. çünkü muhtemelen cok daha uzun yillar kulübümüze kendisi kadar dominant bir hoca daha gelmeyecektir. bugun galatasaray adina heryerde en büyük aday deniyorsa bunun ilk sebebi kendisidir. hocaya sahip çıkmak ve destek vermek şarttır. ancak bunu yaparken elestirmeyi de gereken yerde yapmamiz gerekmektedir. her insan gibi hoca da hata yapar yapacaktır. bize düşen onu hatasinda istifaya çagirmak degil. hatasini aciklamaktir. fatih terim bizdir. biz de fatih terim'iz.

    (bkz: allah kerim fatih terim)
  • 26514
    fatih terim için iyi futbol oynamanın yegane kriteri topa sahip olma oranı
    bak bir de pas futbolu var.

    özetle çok pas yapıyorsan ve topa çok fazla sahipsen iyi oynuyorsun demek istiyor.
    kanıt isteyenler hocanın maç sonu demeçlerine bakabilir.
    bir tane örnek vereyim mesela.

    (bkz: 22 ekim 2019 galatasaray real madrid maçı)

    bu maçta bizim topa sahip olma oranımız %56, madrid'in %44.
    ama maçı 0-1 kaybettik.
    ve maçın yıldızı kim?
    tabi ki yaptığı net kurtarışlar sayesinde tartışmasız fernando muslera.
    peki hoca maç sonunda yaptığı açıklamada ne demiş?
    "bizim güçlü bir oyun planımız var"

    şu maçı izleyip de galatasaray'ın güçlü bir oyun planı olduğuna hocadan başka inanan birisi var mı acaba?

    yanılmıyorsam jose mourinho kupa kazandığı bir maçtan sonra rakibin topa daha fazla sahip olması eleştirisine şöyle cevap vermişti.
    "biz kupayı alıp evimize gidiyoruz, rakip de istiyorsa topu alıp evine gidebilir"

    bak vakit ayırıp uğraşsam bu galatasaray real madrid maçı gibi 20-30 tane daha örnek gösterebilirim de, olayın prototipi bu real madrid maçı işte.

    sonra biz burada hocaya çağdışı futbol oynatıyor yazınca, modern futbola adapte olamamış yazınca hemen bir sürü arkadaş hocayı savunan entryler yazıyor, şampiyon yaptı deniliyor, mesajlar atılıyor vs.
    yahu şampiyon olunca iyi futbol mu oynanmış oluyor?
    bizim ülkemizde kötünün iyisi şampiyon oluyor zaten.

    madem öyle neden avrupa'da maaş ve kadro bütçesi bizim çeyreğimiz kadar olan takımlara bile diş geçiremiyoruz o halde?
    avrupa'yı geçtim, ligdeki dişli rakiplerle yapılan maçlarımız bile ortada, derbilerde aslan değil kedi oluyoruz mübarek.

    bak 3 senedir aynı kötü futbol sahada, ben gerçekten merak ediyorum hocanın iyi futbol oynayacağına dair ümidi taşıyanlar neye dayanarak bunu düşünüyorlar acaba.
    bak vallahi billahi merak ediyorum ya, gerçekten bak ne düşünüyorlar da emin oluyorlar acaba, bu umudun kaynağı nedir?

    acaba diyorum, finansal fair play cezasının bitmesini falan mı bekliyorlar bu umutlu arkadaşlar?
    iyi de ffp cezası kötü futbolun bahanesi değil ki.

    kadronda genç ve koşan oyuncular varken de hoca gidip arda turan'ı transfer ettiriyor mesela.
    ya da gençler dururken sofiane feghouli, ryan babel falan forma giyiyor.
    çünkü hocanın futbol anlayışına göre bu adamlar gençlere nazaran daha deneyimli ya hani, bu yüzden topu ayağında daha fazla tutabiliyorlar.
    dolaysıyla topa daha fazla sahip olduğumuz için hocaya göre de iyi futbol oynanmış kabul ediyoruz.

    yahu ffp cezası bitse hoca yarın gider seri'yi aldırır, efendime söyleyeyim teknik ama statik, koşmayan, 26-27 yaşında adamlar falan aldırır, ne bekliyorsunuz.

    hocamızın uzak geçmişine dil uzatanı allah çarpar ancak yakın geçmişini de savunmayın bir zahmet ya.
    benim için önce galatasaray gelir; vefamız bitmez ama kimsenin de sonsuz kredisi olmaz burada, olamaz.

    bana en çok koyan şey ne biliyor musunuz, 1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçında 4. hakem uzatma süresi için tabelayı kaldırıp 3 rakamını gösterdiğinde fatih hoca 2 kolunu yukarı kaldırıp tepkisini gösterdi.
    ya keşke hiç uzatma olmasaydı da o son dakikalardaki iğrenç doldur boşalt futbolunu izlemeseydik be hocam.
    3 değil 33 dakika olsa bizim takım gol atamazdı zaten.
    ingiliz züppesi steven gerard tüm dünyanın gözü önünde eliyle sana "çok konuşuyorsun" işareti yaptı, burada öfkeden ben delirdim.

    zamanında imparator lakabıyla bizi vezir eden hocam son yıllarında hep rezil eder oldun ne yazık ki.
    hocamın bu kulübe yapacağı en büyük hizmet sene sonunda görevi bırakmak olur artık.

    kendisinin devri bitti, tartışılmaz...
  • 26515
    takımları savruk ve taktiksel olarak zayıf olan teknik direktör. emre özcan'ın dediği gibi sahada bir planı yokmuş gibi duruyor. mesela savunmadan çıkarken taktiği nedir? dünyadaki bütün yüksek profilli takımları (atletico madrid hariç tamamı) ve birçok orta sıra takımı savunmadan kısa pasla çıkıyorlar. ancak hepsinin bir planı var. leedste ön libero stoperlerin arasına geliyor sol bek orta sahaya giriyor sağ bek açılıyor mesela ya da cityde walker orta sahaya giriyor. hiç kimse galatasaray savunmadan şöyle çıkıyor diyemez. kendisinin galatasarayı savunmadan hangi taktikle çıkıyor? set hücumunda oyunu nasıl genişletiyor? beklerle mi yoksa kanatlarla mı? tamamen belirsiz.

    fatih terim modern futboldan bihaber demek istemiyorum sakın yanlış anlaşılmasın. örneğin savunmadan pasla çıkmak için regista transferi istiyor ya da emre kılınç'ı city orta sahaları gibi mezzala oynatmaya çalışıyor. ancak bu tarz hamleleri yetersiz küçük taklitlerden öteye gitmiyor. galatasarayı ana planı olmadan oynatıyor.

    dün oynanan kasımpaşa maçında* yine belirsiz bir taktikle çıktık, ikinci yarıda 2 santrafora döndü ve uzun top oynamaya başladı. oyunu kim genişletecek belirsizken ters ayağıyla oyunu genişletme imkanı 0 olan linnesi oyuna aldı. bunun gibi bir çok taktiksel skandallara imza atıyor. bir başka skandalı önde basma stratejisinin olmaması. presleri kaosa dayalı, kim kime basacak belirsiz(gerçi bu kadro nasıl pres yapacak o da belirsiz).

    sonuç olarak kendisi günümüz futbolunda yetersiz bir antrenör olarak kalıyor. ben artık devrinin geçtiği kanaatindeyim.

    edit: imla
  • 26516
    ilk dört maç takım iyi giderken "oww hoca yaptı yaa" "abi adam kafasını sahaya verdi yaa" olup sonraki üç maçtan bir beraberlik çıkarınca "off yeter kovun artık bunadı" "bu adam sistem yok kem küm" diye klavyeler yağlandı tabi haterlar tarafından. kasımpaşa maçında puan kaybı kaçınılmazdı zaten nedeni ise git gel toplam 12 saat glasgow yolculuğu üstüne tempolu bir takımla oynanan sert maç elenmenin verdiği moral bozukluğu tek idman yap maça çık bunlar gayet olağan şeyler. benim bu fikstürde kızdığım iki maç 1- fenerbahçeye puan vermemiz 2- rangers takımını hiç iyi analiz edememiş olmamız.

    fatih hocaya kızdığım tek şey risk almıyor hoca veya oyuncusunu kaybetmek mi istemiyor anlamadım ama hoca bu maçta en azından sağda oğulcanla başla baktın solda arda kötü ikinci yarı babel değil keremi al gibi şeyler denemesi ama yapmıyor. cidden ya idman performansları kötü yada hoca garantiye kaçmaya çalışıyor ama geçen seneden beri yanılıyor işte olmuyor.

    bu adam elindeki oyunculara göre plan falan kuramaz ayrıca çünkü elindeki malzemeler artık limiti doldurmuş doyuma ulaşmış kafalarına göre oynuyor. o malzeme içine bakınca kendisinin istediği babel var sadece orada büyük patladı onun haricinde diagne son dakika transferi, falcao zaten iki şampiyonluk sonrası yönetimin şov yapması, belhanda ve feghouli onun döneminde alınmadı satsan satamazsın sevr anlaşması gibi kontratlar. orta sahaya dön bak kendi parlatabildiği taylan birde süpriz yumurta etebo var. zaten takımın mevkisel ve kalitesel boşluğunun olduğu çok açık. bu adamın şu an yapabileceği tek şey hadi olum oyna hadi olum kas kendini demek. yoksa sen a futbolu oynat ister b futbolu oynat 4m euro alan adam oynamak istemedikten sonra seni takar mı keyfi yerinde iki şampiyonluk almış cv si dolu adamların.

    hocayı ne zaman eleştiricem biliyor musunuz hatta yapamazsa ilk ben istifa diye yazıcam. sen git bu adama moderi jozwiakı coulibaly i (isimler random) istediği adamları al getir bu takım böyle oynasın bu isteksizlik ruhsuzluk hala olsun bir oyun planın olmasın "fatih hoca sen hadi adana huzurevine yerleş" esprisi yapıcam hatta.

    hoca olmasa galatasaray ffp varken iki şampiyonluk falan alamazdı hatta mustafa cengiz ve yönetimi bugüne kadar o koltukta kalamazdı. 10 yılda 8 şampiyonluk 1 uefa kupası sayısız yan kupası olan galatasarayın dört yıldızından neredeyse ikisini kendisi alan adam. zaten 3-4 yıla kalmaz emekli olacak bugünden istifasını isteyip istifa edince "abi united ya ferguson 20 yıl kaldı yeaa her şey şampiyonluk mu yeaa" moduna girmeyin sonra.
  • 26517
    süper ligle makas açıldığı için kasımpaşa'ya karşı * top oynatamayan teknik direktördür. evladı için emre kılınç'ı esas mevkisinde oynatmayan, hatta evladı için emre kılınç'ı yedek bırakan kişidir fatih terim.

    emre kılınç neden sol kanatta oynamaz da arda turan oynar, feghouli ısrarının nedeni nedir? neden arkasında bekleyen jesse'ye en ufak bir şans tanınmamaktadır? jesse yetersizse feghouli'yi yeterli yapan nedir? oynatmayacaksa bu adamları neden aldırmıştır? galatasaray sırf fatih terim'in evladı diye yararsız ve yetersiz arda turan'ı oynatacak kadar küçük bir takım mıdır?
  • 26518
    bahane üretmekten vazgeçmesi gereken canım teknik direktör. hocam 3 sene olacak takımın başına geleli. yok milli ara bekle, yok ocak'ı bekle, yok yazı bekle... bu olayın sonu yok.

    takımın başında olmaktan zerre keyif aldığını sanmıyorum. kendini kovdurmaya mı çalışıyor nedir?

    -geçmişe değil geleceğe yatırım yapacağız diyor genç oyuncular çok az şans buluyor.
    -evlatçılık huyunu hiç bırakmıyor.
    -pozisyonumuz olmayan maçta hakeme sallıyor.
    -yavaş oyunu hızlandırmak için bir planı var mı diyoruz, el frenini oyundan alıp başka bir el frenini oyuna alıyor.

    saymakla bitmez.

    galatasaray maç kaybedebilir ama bu kadar kötü top oynayamaz, bu olmamalı.
  • 26519
    inanılmaz bir ''yetenek aşkı'' olan hocamız. elbette yeteneği herkes seviyor ancak hocada takıntı derecesinde. yani yetenekli futbolcunun kredisi bitmiyor hocada. feghouli gibi, babel gibi. eminim babel'i oynatırken hala ''lan acaba sağa çekip bir tane yapıştırır mı?'' diye düşünüyor. hep bu ihtimal için alıyor ama yok. olmuyor hocam. aynı yollardan geçmeye gerek yok. geçen yıl kendin istediğin halde devre arasında yollamadın mı bu adamı?

    kadro dışı bırak, kes at demiyoruz ama artık lütfen radikal değişiklikler yap hocam. biz de görelim, futbolcular da görsün bir şeylerin değiştiğini.
  • 26520
    4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçında sanki arda, feghouli,belhanda ve babel'i başkası oynatmış gibi kime sallasam diye kıvranıp durdu. başarı varsa onun, başarısızlık varsa hakemdir, yönetimdir, direklerdir, çimlerdir ama asla o değildir.
    tabii ki hakem hataları da olmuştur, yönetimde başarısızdır ama hocam elinden gelen şeyler içinde başkasına suç bulma. kadroyu bi gördüm, kan beynime çıktı. dedim döndü yine "ders almam ders veririm" diyen "inadım inat" abidesi.
    istifa mı? asla, o kadar da değil. sadece eski fatih terim ol yeter. hatalarından (çabuk) ders alan, formayı hakedene veren, en kritik maçta 17 yaşındaki çocuğu gözünü kırpmadan sahaya süren, kriz anlarında çözüm üreten hoca.
    bir maç kilitlendimi, hoca da kilitleniyor. inadım inat aynı oyuncular, aynı taktik 90 dakika inatla aynı şeyleri deniyor. misal çok mu zor topu rakibe bırakarak yarı sahana çekilip kontraatak oynamak. yada bütün rakipler bize önde basma taktiğini çözmüşken yüksek top oynamak. duran top çalışmak.
    bir sözümde muhalefete, sırf çakalların eline düşmesin diye kulüp, şu yönetimin basiretsizsizliğine, beceriksizliğine göz yumuyoruz taraftar olarak
  • 26522
    burda kadro kötü hoca ne yapsın diyenler aslında terim’i savunduklarını sanıyorlar ama tam tersi hocaya hakaret ediyorlar.
    sürekli ama yönetim transfer yapmadı savunması kabak tadı vermeye başladı.
    biz de biliyoruz takımın transfere ihtiyacı var ama dün oynanan kasımpaşa maçında oynanan oyunun transferle ne alakası var acaba?
    kasımpaşa kadrosunda kim var alıp takıma koyacaksın mesela? forvetleri bile takımla tek antremana çıkmış, orta sahada aytaç kara ve en önemli silahı hocanın beğenmeyip gönderdiği yusuf.
    hoca elindeki kadro ile kasımpaşa’nın üstesinden gelemiyorsa o zaman hocanın melekelerini sorgulamak lazım. sonuçta iyi hoca kısıtlı imkanlarla başarılı olmaz mı? hoca sahadan uzaklaştı. hep bir bahane arama derdine düştü. eskiden bunlar hırslandırırdı. radikal kararlar alırdı.
    donelim maça (bkz: 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı)(bkz: 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçı)adamlar ilk yarıda resmen kalemizi bombardımana tuttu. ikinci yarı koşup,pres yapip blzl kitlediler.
    neredeyse mac boyu tehlikeli atagimiz yok.
    bakin yanilginiz surda. terim son gelisinin 4. sezon basinda.
    yani muhtemel elinde oturmus bir kadro olmasi lazim. en azindan ne yaptigini bilen, defanstan topla cikmayi ogrenmis, gol pozisyonuna girecek organizasyonlara sahip olmasi lazim.
    4 senedir ayni oyuncular antreman bile yapsa bir oyun sablonuna sahip olur.
    ama biz de her sene oyun geriye gidiyor.
    kimse ne hucumda ne defansta ne yapacagini bilmiyor.
    herkes yetenekli oyuncularin dogaclama bir seyler yapmasini bekliyor.
    transfer neden yapilir? oturmus takimin eksikleri icin yapilir. bu takima kim gelirse gelsin 3 mac sonra bu sistemsizlikte kaybolup gitmeye mahkum.
    ben ne olursa olsun bu kadronun ligin ustunde oldugunu dusunuyorum. defans, bekler ve orta saha ligde normalde 2-3 maç dışında oyunu hükmetmesi lazım ama nerde her maç ızdırap her maç kabus.
    bu takımın özellikle terim’in transferden ziyade akıl transferine ihtiyacı var.
    hep aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar alamazsınız.
  • 26523
    4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçının yaklaşık son 5 dakikasında, takımını sahada yalnız bırakan (üstelik kopmuş bir durum yok. skor 1-0) teknik direktör. maç sonrası verdiği demeçte ise her şey benim suçum söylemi ile, birinci anlamında trip atmıştır. j.f.k. suikastı aklına gelse, onu da ben yaptım diyebilirdi büyük olasılıkla.

    üzücü. türk futbolunun en başarılı teknik direktörünün içine düştüğü bu hal, en az bu maçta kendi futbolcularına ve galatasaray taraftarlarına yaptığı terbiyesizlik kadar üzücü.
  • 26524
    oynatmaya karar verdiği oyunu sevmiyorum. türk futbolunda kendisiyle özdeşleşen önde presten vazgeçmiş olmasından fena halde rahatsızım. avrupa'yla makasın aşırı açıldığı yönündeki sözlerine şiddetle katılmıyor, bu konuda kendisinin işaret ettiği ufuklara mütenakız bir tavır takındığını düşünüyor, doğru planla ve iyi bir organizasyonla çok iyi işler yapabileceğimize inanıyorum. özellikle yaşı kemale ermiş yerli futbolculara (şener, jimmy) güvenerek kadro mühendisliğinde fahiş hatalar yapabildiğini düşünüyorum. eskiden çok daha cesurca vurabildiği neşteri vurmakta artık geç kaldığını düşünüyorum.

    buraya kadarki kısım birçok taraftarın, "fatih terim taraftarı" olarak itham edilenler de dahil, zaten kabul ettiği eleştiriler. galatasaraytarihinin en büyük efsanesi hakkında konuşulduğunun şuuruyla üsluba dikkat ederek bu konularda kitap yazılsa itiraz edilmez. bunlara dayanaksız itiraz eden de hakikaten itham edildiği gibi biat kültürüyle hareket ediyordur.

    ve fakat rahatsız edici olan, insanı çileden çıkaran bu eleştiriler değil. birincisi alelade bir insandan bahsediyormuşçasına takınılan üslup. ikincisi eleştiriler inşa edilirken bilerek veya bilmeyerek gözden kaçırılan ve insaf sınırının aşılmasına yol açan önemli noktalar. üçüncüsü de hoca döneminde yaşanılan başarıların yarattığı özgüvenin sınırları aşarak kendini bilmez bir kibir haline bürünmesi.

    üslupsuzluk hayatımızın her alanına tecavüz etmiş devasa bir problem olduğundan oraya hiç girmiyorum. gözden kaçırılmasıyla insaf sınırlarının aşıldığını düşündüğüm noktalarla başlıyorum.

    bu kulüp, bir daha seçilme hırsıyla hareket eden başkanının ihtirasları uğruna 2017yazında tarihinin muhtemelen en büyük kumarını oynadı. ihtiyat akçesiyle, kariyerinin sondan bir önceki durağına gelmiş kaliteli futbolcuların ağırlıkta olduğu bir kadro kurup "rest" dedi. her parçada en garanti yolu tercih edip en önemli parçada yanlış hamle yaptıklarını gördüklerinde çalınabilecek tek kapıyı etekleri tutuşarak çaldılar. bu kumarı hoca oynamadı, oyunun yarısında "hocam yetiş kaybediyoruz" denilerek çağrıldı.

    bugün çoğunluğun "ligde şampiyon olsak ne" dediği, bazılarımızın daha da ileri giderek "şampiyonluk umrumda değil, artık gitsin" noktasına varabildiği o 2 şampiyonluk bizim için başarı bile değildi, zorunluluktu. o şampiyonlukların maddi gelirleri kasamıza girmeseydi ne hale düşeceğimizin simulasyonu az aşağı semtimizde, dolmabahçekıyılarında duruyor. dolayısıyla hiç öyle "lig şampiyonluğu da ne ya, ne oynadığımız belli değil. olmaz olsun öyle şampiyonluk" diyebileceğimiz bir lükse sahip değiliz. uzunca bir süre olacağa da benzemiyoruz.

    bu 2 şampiyonluk kazanılırken neler olduğu da sanırım unutuluyor. n'diaye satıldı, tarzının çok dışına çıkıp donk-fernando'lu bir orta sahayla pragmatist davranmak zorunda kaldı. "ben sol bekte sağ ayaklı futbolcu kullanmayı tercih etmem" cümlesini kurduktan 1 ay sonra, transferin son gününde kişisel bağlantısıyla sağ ayaklı nagatomo'yu almak zorunda kaldı. dışarıda bırakılmış donk'tan, garry rodrigues'ten, linnes'ten, sinan gümüş'ten sineğin yağını çıkarırcasına verim aldı, almaya mecbur olduğumuz şampiyonluğu aldı.

    sonraki yaz, garry satıldı, yeri kiralık ve son birkaç ayı oynamadan geçmiş onyekuru'yla dolduruldu. tahtanın kapanmasına yarım kala yeni forvet alınacağı vaadiyle kandırılarakgomis satıldı, tek santrafor eren derdiyok'la 3 kulvarda cepheye sürüldü. devre arasında "bekleyin, yazın satalım. parasını da yaz aylarında daha verimli kullanırız" denilmesine rağmen ozan kabak satıldı, istifanın eşiğine getirildi. bütün ocak ayı boyunca verdiği listede, türlü skandallar yaşanarak transfer başarısı sağlanamadı, yan semtten santrafora 10 milyon euro gömüldü. içeride tüm bu kaos yaşanırken dışarıda ağzını açsa asgari cezayı 3 maçtan başlatan federasyona karşı hemen hemen tek başına bir psikolojik savaşı yürüttü. kan gölünü yarattı, içinde yıkandı, elinde yine şampiyonluk kupasıyla çıktı.

    6 ay önce 10 milyon sayıp aldığı, yarım devrede 11 gol atan forveti için "tek hedefimiz diagne'yi satmak" demecini verenlerin galatasaray'da transferi yöneten kişiler olduğu bir ortamda 2019 yazının faturasının ne kadarı hoca'ya kesilir emin değilim. ama diyelim ki tamamı kesildi. sezon başladıktan 2 ay sonra hatasını kabul etti, "ocak'ta değişeceğiz" dedi. takımla adamakıllı çalışma fırsatını bulduğu ve sadece 2 kiralık genç transferi yapılabilen ocak ayından, arada da "fikir ayrılığı olmaz, fikir ayrılığı olursa yol ayrılığı olması gerekir" sözleriyle tehdit ve tahrik edilen fatih hoca yepyeni bir oyunla çıktı, pandemi arasına kadar doludizgin devam eden ve bizi ligin zirvesine kadar taşıyan bir dönemi yaşattı. pandemiden rezil bir durumda döndük, bir kaleciyi kaybetmekten çok daha fazlasını ifade eden bir kayıp yaşadık ve sezonu çok kötü bir yerde bitirdik.

    24 temmuz 2020 günü 2019-20 sezonunun son maçını oynadığımızda, allame-i cihan futbol ulemasından 10 yaşındaki çocuk taraftarına kadar herkesin farkında olduğu orta saha ihtiyacı, transfer döneminin bitmesine 24 saatten az kalan şu saatlere kadar giderilmedi. transfer yapmayı geçtik, 1 başkan, 2 başkan yardımcısı ve teknik direktörün olduğu toplantıda transfer hedefi olarak verilen liste, 2 tane gazeteci eskisine ertesi gün servis edildi. tüm bunlara rağmen yine "gık" demedi, "eldeki kadroyla da yarışırız, en iddialılardan biri oluruz" dedi.

    şimdi, oturup "ya hoca babel'le ne hayal ettin allasen" diyebiliriz. "emre mor'dan olmayacağı çok belli değil mi, niye vakit kaybediyorsun bununla" da diyebiliriz. "arda ne be hocam" diye sitem edebilir, kızabiliriz. takımın en kritik mevkilerinde sürekli isim değişikliği yaşanmasından ve en çok da bu sebeple bir oyun oturtulamamasından şikayet de edebiliriz. ama sanki 3 senedir başarısızlık yaşanıyormuş gibi, çok geniş imkanlar saçma sapan kullanılıyormuş gibi, her istediği olan bir adamın istedikleri bize büyük rezaletler yaşatıyormuş gibi çığırtkanlıkyapamayız, yapamazsınız.

    25 senedir, devamı gelmeyeceği belli 4 şampiyonluk (2001-02 lucescu, 2005-05 gerets, 2007-08 kalli, 2014-15 hamzaoğlu) haricinde tüm başarılarınızı yaşadığınız hocaya, hem de şampiyon olamasak kıçımızdaki dona kadar kaybedeceğimiz bir durumda "böyle oynadıktan sonra şampiyon olsak kaç yazar" diyemezsiniz. istediği alınmayan, istemediği alınan, satılmamasını istediği satılan, satılmasını istediği satılamayan bir adamı 2'sinde şampiyonluk kazanılmış 3 senenin tüm kötü taraflarının sorumlusu olarak ilan edemezsiniz. "ben artık çok sıkıldım yeaa, yerine genç hırslı avrupalı bir teknik adam gelsin" diye küstahça istekler belirtemezsiniz. tüm bunlar söylenirken "ne fatih terim düşmanlığı be, eleştirmek de mi suç" hiç diyemezsiniz.

    he, "devri geçti, modası bitti" diyebilirsiniz bak. bu başlıkta 2010'larda da çokça söylendi. "devri geçti" denen adam 2013'te şampiyonlar ligi'nde yarı final kovalarken o satırların sahipleri "imparatooğğğr" çığlıkları atmakla meşguldü. 90'larda, 2010'ların başında ve 2010'ların sonunda kaç farklı jenerasyonla, kaç farklı şekilde başarılı olabilen fatih terim'in devri geçiyor da düşmanlığının devri hiç geçmiyor çünkü.
App Store'dan indirin Google Play'den alın