• 426
    avrupa basketbolunun zirvesinde bulunan sirkin adıdır.

    rus takımlarının turnuvanın dışında bırakılması sonucu yeni sıralamanın nasıl olacağına dair iki seçenek üzerinde duruluyordu, biri şuana kadar oynanmış tüm maçların iptal edilip sayılmaması, diğeri ise oynanmış tüm maçların sayılıp sezon sonunda nba usulü galibiyet yüzdesine bakılarak sıralamanın oluşturulması yönündeydi. yönetimde söz ve oy hakkı sahibi takımların yaptığı oylama sonucu herkesin kendi işine göre oy kullanması(çok doğal) sonucu oynanmış tüm maçların iptali yönünde karar çıktı ve sıralama inanılmaz düzeyde değişti.

    bu kararla rus takımlarına karşı yaptıkları maçlarda +3 galibiyet durumunda olan monaco ve fener play-off için tehlikeli duruma düşerken maccabi kendini birden play-off'un içinde buldu ve kızılyıldız da durduk yere umutlandı. ruslara karşı 2 galibiyet 4 mağlubiyetle -2 durumunda olan efes ise kendini ilk 4 yapıp saha avantajını alabilecek konumda buldu. işin ilginç yanı oylama 7-6 şeklinde sonuçlandı ve tüm maçların iptali yönünde oy verenler arasında cska'da var, yani cska sayesinde tüm maçlar geçersiz sayıldı ve bu seçenek seçildi de diyebiliriz.*

    böyle bir kararı nasıl takımlara bırakırlar akıl alır gibi değil. doğal olarak herkes kendi işine gelen tablonun oluşmasını göz önüne alarak oy kullandı ve böyle bir sonuç ortaya çıktı. umarım o yok sayılan maçlardan dolayı bahiste para kaybeden birileri işi hukuk mücadelesine götürür de euroleague yönetimi altından kalkamayacağı tazminatlara mahkum kalır. ayrıca yok sayılan maçlarda kırılan rekorlar, ya da yakın zamanda turnuva tarihinde en çok asist yapan oyuncu konumuna erişen nick calathes'in iptal edilen maçlarda yaptığı istatistiklere ne olacak belli değil, ağır saçmalık.

    ayrıca oluşan bu yeni tablo sonucu playoff potasının dışında kalma korkusunu çok ciddi bir biçimde hisseden fenerbahçe için durum çok komik, tek başlarına bir turnuvaya katılsalar ikinci olurlar.*

    güncel tablo: https://pbs.twimg.com/...jpg&name=900x900
  • 428
    dünyanın uluslararası en amatör ve saçma sapan organizasyonudur. futbol ile karşılaştırmak belki haksızlık olabilir, futbolun maliyeti ve popülaritesi basketbolla kıyaslanmayacak kadar fazla ama basketboldan daha az popüler ve maliyetsiz voleybol bile daha iyi organizasyonlara sahip. bu anlamda cev'in euroleague'den daha düzgün bir oluşum olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. esasen bakıldığında euroleague denen organizasyon tarafsız bile değil. bir ülkeye bağlı diyebileceğimiz, kapsayıcı olmayan bir yapı. basketbol gibi bir branşın böyle bir durumun içinde olması bana hep çok ilginç gelmiştir.

    yalnız avrupa basketbolunun içinde bulunduğu bu "başsız" boşluğun en büyük müsebbibi fiba'dır. yönetememenin sonucu olarak avrupa basketbolunu bu oluşuma kaptırdılar. daha sonraları tekrar ipleri ellerine almaya çalıştılar ama beceremediler. benzer bir durumu uefa da yaşayacaktı ama gösterdikleri reaksiyon dolayısıyla ipleri avrupa süper ligi denen oluşuma hiç vermediler ve turnuvayı başlamadan bitirdiler. şuna emin olun ki turnuva bir kez başlasaydı uefa'nın organizasyonlarına güle güle diyebilirdiniz. böyle bir durumda aynı basketboldaki gibi futbolda da ispanyolların keyfine göre yönetilen saçma sapan bir yapı ortaya çıkacaktı.
  • 432
    aklı başında olan hiç bir camianın yatırım yapmayacağı ispanyol komedyası.

    şuraya yatılan yatırımın 1 gram dönüşü olsa her sene almanlar/ingilizler domine eder zaten. ingilizler’in takımı bile yok. bayern münih istese euroleague’in en iyi denen tüm oyuncularını tek kalemde alır. ama niye alsın? geliri olmayan bomboş bir organizasyon.

    barça ve real de prestij namına 3-5 atıyor işte, genel marketing çalışmaları için aidiyet artırıcı etken olarak görüyorlar muhtemelen.

    rotasyonunda 0 türk oyuncuyla, milyon dolar döktükleri ikinci sınıf amerikalı oyuncularla bu kupayı almaya çalışan efes’in ve fener’in de övgüye boğulması komediden başka bir şey değil.
  • 433
    https://twitter.com/.../1527541566298013697

    --- alıntı ---

    dün, euroleague ceo’su jordi bertomeu, avrupa’dan dokuz gazeteciyi kahvaltıya davet edip bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. notlarımı paylaşmak istedim. gelecek sezonki özel davetiyeler (wild card) için ispanya, adriyatik ligi ve türkiye’den adaylar olduğunu söyledi.

    türkiye’den aday = eurocup finalisti frutti extra bursaspor. fakat bertomeu, euroleague için minimum bütçe şartının 7 milyon euro olduğunu söyledi. bugünkü kurla yaklaşık 120 milyon lira. gerçekçi olmak gerekirse, bursa’nın sürekli bu bütçelere çıkması neredeyse imkansız.

    euroleague’in davetiyeleri için en önemli adaylar, tahminimce valencia ve adriyatik ligi’ni kazanmayan takımlardan biri. öte yandan bertomeu, eurocup formatının gelecek sezon da bu şekilde devam edeceğini ve katılım için minimum bütçe şartının 2.5 milyon euro olduğunu söyledi.

    bertomeu, 2023 final four’unun gelecek sezonki ev sahibiyle ilgili görüşmelerin devam ettiğini, daha önce yapılan açıklamaları doğrulayarak türkiye’nin de adaylardan biri olduğunu söyledi. f4 istanbul’da olursa, kapasite sebebiyle sinan erdem’i tercih edeceklerini vurguladı.

    bir soru üzerine ilginç bir açıklaması oldu bertomeu’nun. yenilenen santiago bernabeu stadının inşaatı bitince, stadyumda f4 düzenleme fikrini değerlendirdiklerini söyledi. yıllar önce amsterdam’da johan cruijff arena’da yapma fikrinin olmuş, fakat ekibi bu fikri onaylamamış.

    jordi bertomeu’nun verdiği şaşırtıcı bilgilerden birisi de, ortalama bütçe konusuydu. buna göre euroleague’de mücadele eden takımların ortalama bütçesi 24 milyon euro. euroleague’in bu bütçelere yarattığı kaynak ortalama %13 seviyesinde. bunu arttırmayı hedefliyorlar.

    en önemli projelerden birinin salary cap (maaş kısıtı) uygulaması olduğunu söyledi bertomeu. hedefleri maaş toplamının, takımların bütçesinde %60-65 civarında olması. şu anda %150 harcayan takımlar var ve bu şekilde devam etmek istemiyorlar.

    --- alıntı ---

    gelecek sezon fiba'nın bünyesinden çıkar ve 7 milyon euroluk bütçe vadedersek katılabileceğimiz organizasyon. camianın içinde bulunduğu durum itibariyle katılmamızı pek mümkün görmüyorum ama az da olsa bir ihtimal var gibi görünüyor. türkiye'den (halihazırda euroleague'de olan anadolu efes ve fenerbahçe beko hariç) bir takım 7 milyon euroluk bütçeyi denkleştirebilecekse o takım galatasaray'dır ve euroleague geçmişi, eurocup şampiyonluğu, kulüp kültürü, seyirci desteği vs. faktörler de masada elimizi güçlendirecektir.

    edit: tweet'i ve altındaki yorumları tekrar okudum ve sanırım yanlış anlamışım, türkiye'den tek aday frutti extra bursaspor. bütçeyi denkleştirirlerse alınma durumu sadece onlar için geçerli. yine de 3 tane wild card'ın verileceği bir senaryoda bütçe taahhüdü veren bir galatasaray'ın az ya da çok şansı olacaktır diye düşünüyorum.
  • 435
    daha önce yazmayı düşünmüştüm ancak fırsat bulamadım ve yazamadım. öncelikle anadolu efes'in şampiyonluğunu can-ı gönülden tebrik ederim.

    sözlüğümüzde de yaygın olarak denk geldiğim bir bakış açısı var bu organizasyon ile ilgili. o da ispanyolların kafalarına göre takıldığı, maddi getirinin olmadığı, biraz parayı koyan her takımın şampiyon olabildiği, gereksiz bir organizasyon olduğu şeklinde "bana göre sığ" açıklamalar.
    tabi sevmemelerine, değersiz görmelerine saygı duyarım, tercih meselesidir. ancak bir spor kulübünün ve sporseverin bakış açısının bu olmaması gerektiğini düşünürüm. elbette öne sürdüğü argümanlar tamamen yanlış diyemem ama dünyanın takımlar düzeyinde basketboldaki 2.en büyük organizasyonunu bu bakış açısıyla değerlendirip tırı vırı muamelesi yapmak da doğru değil.
    bu bana şöyle geliyor. "futbol ne saçma bi oyun. 22 kişi bi topun peşinde koşturup koca direklerin arasına zar zor topu sokabiliyorlarlar. sonra da herkes günlerce bunu konuşuyor. bence futbol oynanmasın." bunu demek gibi bişey. bu cümle de bakınca doğru ama bakış açısı olarak sporun doğasına aykırı.
    esas konuya dönersek; 2000li yıllardan sonra amerika'dan avrupa'ya ve dünyaya yayılan ve artan basketbol ilgisi, euroleague sayesinde takımlar düzeyinde uluslararası rekabet ortamının oluşmasını sağladı. organizasyonun katılım şartları, mali konuları, maç takvimi ve hakem yönetimleri konusundaki adaletsizlikler, fıba ile anlaşmazlıklar her zaman tartışma konusu. ancak her zaman güçlü takımların katılmasını sağlaması, yüksek prestiji ve sürekli kendini geliştirme ve iyileştirme çabası onu avrupa'nın 1 numaralı basketbol organizasyonu yapmaya yetiyor. özellikle lig formatına dönüp her takımın birbiriyle maç yapması; sponsorluk gelir artışı, rekabet düzeyinin daha da artması, izlenirliğin artması ve oyuncuların daha gözönünde olmasını sağladı.

    nba bu işin zirve noktası tabi. daha üst seviye oyuncular, daha çok izlenirlik, daha çok para. ancak bana göre euroleague; nba veya futbol gibi aşırı endüstrileşmediği için, olimpiyatlar için söylendiği gibi daha ham, daha yalın, daha amatör ruhla dolu bir rekabet ve mücadele barındırıyor.
    bu noktada özellikle futbolun son 10-15 yılına baktığımızda arap ve rus zenginlerin takım satın alıp sektöre daha çok para sokup iyice oyunun ticarileşmesi, amatör ruhun tamamen kayboluşu ve hep zengin kulüplerin başarılarını görmemize neden oldu. bunun basketbolda çok fazla etkisini görmememiz halen her sene bazı takımların güzel hikayeler yazabilmesine olanak sağlıyor. ayrıca nba'e gidemeyen oyuncular ve koçlar için euroleague iyi bir alternatif olmuş oldu. hatta birçokları için oraya gidişin yolunu açtı.

    takımlar açısından da bakıldığında bu organizasyonun üyesi olmak marka değeri, sponsorluk geliri, seyirci desteği, forma satışı olarak istendiği kadar olmasa da yeterli olacak ve döngüyü devam ettirecek imkan oluşmasını sağlıyor. zaten organizasyon da bunu amaçlıyor. kendini idame ettireceğin bir düzen kurabilirsen bu organizasyonun kalıcı üyesi olursun. çekişme sağlayacak kadro kuramazsan, seyirci çekemezsen, sponsor çekemezsen bu turnuvada yerin yok. karşılıklı bir çıkar ilişkisi var her iki taraf zamanla birbirinin marka değerine katkı sağlıyor. biz galatasaray olarak sadece futbol kulübü gibi davranmamız, devamlılık sağlayacak yapı kuramayışımız bu organizasyonda varolamamızın nedeni. organizasyon minimal olması gereken şartları sunmuş, sen bunlara uyman gerek. fazlası için senin mali gücün ve beklentine göre yapmana izin veriliyor. ne kadarını yaptığın ve mali geri gönüşü seni tatmin eder mi kısmı kurduğun yapının devamlılığı ile alakalı. o yüzden efes veya fener'e bu konuda çamur atmaya çalışanlar aslında hatayı yanlış yerde arıyor. avrupa'da her takım ve oyuncunun hayalidir euroleague'de oynamak. zaten sadece maddi olarak bakıldığında bizim büyük diye tabir edilen kulüplerimizin hiçbir sporu yapmaması gerek. hiçbirinde sağlam yapı kurup devamlılık sağlayamıyoruz.
    daha söyleyecek çok fazla şey var tabiki ancak kısa özetlemek gerekirse; spor sadece para kazanmak için değildir. bu noktada da anadolu efes, tofaş, vakıfbank, eczacıbaşı gibi kulüpler ilgili sporlarda ülkemizin gelişmesinde lokomotif görevi görmüşlerdir. yıllarca futbolda ülkece hiç yaşamadığımız duyguları diğer sporlarda bize yaşatmışlardır. hepsiyle gurur duyuyoruz ve iyi ki varlar.
  • 436
    uefa cl’nin takipçi sayıları 42milyon,
    bu organizasyonun ise 600bin filan...

    yani sonuçta sponsorları nesine ve frutti extra filan olan bir organizasyondan bahsediyoruz. kimsenin başarılı olmayalım dediğini sanmıyorum ama tutup da yabancı oyuncuları toplayıp 40 milyonluk takım kurup avrupa şampiyon olmak çok da matah bişey değil burada.
    yunan takımları gibi maksimum 10-15 milyonluk takım kurar yerel oyuncu ağırlıklı mücadele edersin, kazanırsan ne ala. bunun hakkı bu çünkü, diğeri ego tatmini oluyor.
    al işte kazandın finali, ne espn, fox, gel avrupa’ya bbc, reuters hiçbir yerde tek satır haber yok böyle bir maç oynandığına dair.
  • 438
    katilimcilarina maddi olarak hic bir sey vaadetmeyen para yakma organizasyonu. onun icin bu organizasyona para doken bati avrupa ulkesi goremezsiniz. karsiligi olmayan hic bir seye para yatirmazlar cunku.

    son olarak, gran canaria ekonomik sebeplerle euroleague'e katilmaya hak kazandigi halde dahil olmayacagini aciklamis.

    baskanlari kazanacaklari paranin maliyetlerinin 1/10'una denk geldigini anlatmis.

    https://www.ntvspor.net/...7e9945660500470279bd

    https://www.eurohoops.net/...-euroleague-eurocup/
  • 439
    mundo deportivo tarafından 2024-25 sezonundan itibaren dubai'den de takım bulunacağı açıklanan ligdir. bae'nin 6 yıl için toplamda 150 milyon €'luk bir ödeme yapılacağı belirtilmiş. euroleague'de yer alacak diğer takımlara da 5 yıl boyunca yıllık 1 milyon € dağıtılacakmış. bu dubai'deki basketbol takımının aynı zamanda aba ligi'nde mücadele edeceği açıklanmış.
  • 440
    https://www.hurriyet.com.tr/...gamee-uyari-42456139

    --- alıntı ---

    euroleague play-off dördüncü maçında fenerbahçe beko, monaco’ya 65-62 yenilerek final four biletini son maça bırakırken karşılaşma sonrasında gerginlik yaşandı.

    maçın bitiş düdüğüyle saha içindeki fenerbahçe beko taraftarları ve monaco oyuncular arasında tartışma yaşanırken cezalar açıklandı.

    euroleague basketbol disiplin kurulu, fenerbahçe beko'ya 30 bin euro para cezası verdi.

    tribünlere el hareketi yapan monaco oyuncusu jaron blossongame'a ise ihtar verildi.

    --- alıntı ---

    uff cezaya bak! tff daha az yozlaşmış bu avrupa kurumlarından.

    fenerbahçe'nin yaptıklarının cezasını aldığı paralel bir evren yoksa evrenin çarkından da şikayetçiyim.
  • 441
    açık konuşmak gerekirse hakem yönetiminden pazarlama stratejisine, karar alma mekanizmasından düzen işletiline ele aldığımızda her anlamıyla rakip olmaya çalıştığı nba’le uzakta yakından karşılaştırılamayacak organizasyondur.

    ancak şu var, burada oynanan topu izlemek bana ve pek çoklarına göre daha keyifli kardeşim. play-off’taki beşinci maçların üçünü de izledim, kulaklığıma gelen kemik sesinden de, parkede oynanan oyunun sertliğinden de acayip haz aldım. tribün atmosferleri de cabası.

    euroleague hey yönüyle eleştirilesi bir organizasyon ancak bunun böyle oluşu orada olmamız gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. galatasaray’a dair en çok özlem hissettiğim şey abdi ipekçi günleri. boşuna bok atmayalım euroleague’e.
  • 442
    avrupa'nın önemli spor organizasyonlarından biri.
    çocukluğumdan beri basketbol sever, takip ederim. euroleague kazanmak bir kulüp için prestijdir, daha önemlisi güzeldir. siz ilgilenmiyorsunuz diye prestiji değişecek değildir.

    avrupa'nın en popüler sporu tabii ki futbol, hatta dünyanın en popüleri. basketbol avrupa'da biraz daha ilgi gösterenlere yönelik. euroleague pazarı ne kadar büyütmeye çalışsa da bunda pek başarılı olamıyor. sonuç olarak kulüpler için kar sağlamayan bir organizasyon. bu sebeple dönem dönem bazı ülkeler büyük yatırımlar yaparken, ülke ekonomisine göre kriz dönemlerine girebiliyorlar (örn: türkiye, yunanistan, rusya).

    bizim gibi kulüpler tek kulüp ayrı branş şeklinde olduğu için basketbola para harcamak konusu hep bir soru işareti oluyor. bizim gibi, beşiktaş gibi belirli bütçelerle ilerleyenler ya da fenerbahçe gibi daha bol para harcayanlar. ben isterim ki kulüp basketbol yatırımını arttırsın ama çoğunluk boşver o parayı futbola harcayalım diyecek, ya da fener taraftarının bir kısmı, boşver basketbolu o parayı futbola harca dediği gibi. tercih meselesi. ama adam yatırım yapmış, final 4'a kalıyorsa sevinsin tabii. domine ediyor demekse biraz abartı olmuş.

    not: amerikanın en popüler sporu amerikan futboludur. twitter takipçilerine bakıp nba demek yanlış olur çünkü nba global olarak çok takip ediliyor. ben mesela nfl takip etmem ama nba'i ediyorum.
  • 444
    avrupa'nın en büyük basketbol organizasyonu.

    buradaki en değerli oyuncuyu onlar için ortalama bir havlu sallayıcısı kontratıyla amerika'daki lige götürebiliyor muyuz?
    evet.

    buradaki herhangi bir genç oyuncuyu minimum kontratla amerika'daki takımların gelişim ligine götürebiliyor muyuz?
    evet.

    buradaki basketbol sert, amerikalıların tersine gidercilerin hepsine de gülerek karşılık veriyorum. amerika'daki basketbolcular barış alper'se, buradakiler ferdi kadıoğlu.

    burada taktiksel yoğunluk ve sadakat var, amerika'da yok diyenlere de cevabım var elbette. abicim, burada kyrie ırving gibi bir freestyle'ci, jokic lebron gibi bir oyun zekası veya durant, curry gibi şutör mü var? daha doğrusu burada star var mı? tabii ki ortalama oyuncularla takım oyunu oynanacak. tabii ki taktiksel anlamda daha yoğun mücadeleler olacak.

    bebe doncic, bu ligi osurtuyordu. şimdilerde ise nba'de debelenmekle meşgul. çünkü takımı asla oturtamadılar, ve doncic diğer nba starlarından da çok farklı değil. evet süperyıldız, ama süperyıldızların süperi değil. zaten allen ıverson 2000'lerde bize gösterdi ki, öyle geçmişteki gibi çık tek başına şov yap işi bitti.

    yahu euroleague'in geçmiş yıl mvp'si* bu yıl çer çöpler arasında takas oldu. takasın ana gündemi* bile kendisi değildi. üstüne üstlük, gittiği takım* da ligin en kötü takımlarından, yeniden yapılanmaya giden bir takım.

    yani futbol açısından kıyaslama yapacaksak, nba ile euroleague arasındaki fark, premier league ile doğu avrupa ligleri arasındaki fark kadar açık.
  • 445
    genel olarak futbola karşılık nba için şampiyonlar ligi, euroleague için uefa kupası benzetmesi yapılır ancak ben buna katılmıyorum. basketbolda bir numaralı kıta amerika, iki numara ise avrupa'dır. euroleague copa libertadores gibi bir şeydir.

    birde türk insanında basketbol, voleybolda daha başarılıyız hatta biz voleybol ülkesiyiz gibi yanlış bir algı var. bizim buralarda başarılı olma nedenimiz diğer ülkeler önemsemediğinden maddi gücümüzün bu iki spora yetmesidir. formula 1 ve futbol gibi saçmalık seviyesinde paraların döndüğü yerde esamemiz okunmuyor.

    onun için uefa kupası zaferi ülke tarihindeki 2002 dünya kupası üçüncülüğü sonrası en büyük başarıdır. buna fb'nin ve anadolu efes'in euroleague zaferinden tutun voleybol milli takımının şampiyonlukları dahildir. bunların hiçbiri oynandığı gün itibariyle uefa kupası finali kadar izlenme oranı yakalamamıştır.
  • 446
    basketbolun şampiyonlar ligi değildir. uefa şampiyonlar ligi dünya futbolun zirvesidir. kadrolarında dünyanın en iyi futbolcularını bulunduran, dünyanın en iyi teknik direktörleri tarafından yönetilen, dünyanın en büyük futbol kulüplerinin kapıştığı mecradır. bunun basketboldaki karşılığı 3. sınıf amerikalı oyuncuların domine ettiği euroleague değil, nba'dir.
  • 448
    avrupa'nın en büyük basketbol organizasyonu bu. bence rakibimiz başarılı oluyor diye organizasyonu küçümsemek yerine kendimize odaklanmamız daha yerinde olur.

    ergin ataman'lı sezonlardan sonra ortada galatasaray basketbol şubesi diye bir şey kalmadı. bu bilinçli bir tercih olabilir, sonuçta avrupa basketbolu büyük ölçüde bütçeye bakıyor. biz rakiplerimize oranla belki 1/8, belki 1/10 bütçeler ayırdık basketbola. ancak bu böyle oldu diye hep böyle devam edecek diye bir şey olmamalı. galatasaray bankalar birliği anlaşmasından çıktıktan sonra finansal anlamda en rahatlamış kulüp oluyor açık arayla. o zaman bir zahmet basketbol şubesine rekabetçi bir bütçe ayırıp, euroleague wild card'ı nasıl alırız diye hesaplamaya başlamanın zamanıdır.

    abdi ipekçi'de strasbourg'u yenip eurocup'ı aldığımız maç hala aklımdadır. salonun o atmosferini unutmam mümkün değil hala arada sırada "teker teker geçiyoruz turları" diye mırıldanırım evde. galatasaray taraftarı basketbolu seviyor, hatta bana göre oaka ile birlikte avrupa'nın en korkutucu atmosferini yaratıyor. biraz canlandırın şu şubeyi, zahmet olacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın