2
2 yıldır ligi kırıyoruz. yenmediğimiz, ezmediğimiz takım yok. koşu her şeyi göstermez. topu koşturmak daha önemlidir. geçen senenin verilerine de baksak buna yakın çıkar eminim. sağ bekin kaan, sol bekin belli değil, göbekte sara, mertens ileride yunus haliyle koşu km bazında düştü. ancak yetenekle çok maç bitirdin. zaten bizim takımın özelliği bu.
her atlet takım da başarılı denemez. çok koşmak başarıyı getirmez. biz son iki sezonda hep şubat-mart sonrası vites arttırdık. avrupa defterini kapatıp sadece lige odaklandığımız geçen sene de vurduk geçtik herkese.
bu sene de aynısı olacak nasipse. yine vurup geçeceğiz. bir avrupa maçından sonra takımı ve hocayı yıpratmak için öne atılmış istatistiklerle takıma köstek olmamalıyız.
koşu mesafesi önemli donedir ancak başarısızlık bununla ölçülmez.
bir de şöyle açıklama yapayım. genelde ön alan presinde 6 adam kullanıyoruz. stoperleri öne çıkarıp bekleri eğer ki bekin hücumcuysa boş koridora yönlendiriyoruz. bizdeki bek sorunundan dolayı burayı atlıyorum ve geri kalana odaklanıyorum. kaldı ki kaan 50 metrede oynuyor.
osimhen-barış-mertens-yunus-sara-torreira ile ön alan presi yaptığımız an uzun vuruluyor ve takımın geriye dahi koşmasına gerek kalmadan 2 stoperimizin üstüne oynanıyor. seken toplar tehlike yaratıyor ama sekmezse ve özellikle ikinci topları alırsak atak olgunlaştırıp hücum ediyoruz. bizim oyunumuz genelde torreira ile ikinci top kazanımında etkili oluyor.
şimdi kaan çizgiye çıkamaz, sol bek depara kalkamaz, sara merkezi kontrol eder, yunus statik ee? 2 adamın kaldı atletik. osimhen ve barış sürekli toplu topsuz koşular yapıyor. bu koşulara cevap aldığımız an golü bulacak pozisyonlar üretiyoruz. demek ki oyun alışkanlığımız değişmiş. bunun da en belirgin sebebi bana göre bekler.
şimdi 2 tempolu bek ve bir tempolu orta saha transferi yaptık. hem koşu fetişi olanlar sevinecek hem de atak olgunluk fetişi olanlar sevinecek. biraz sabır, sadece biraz sabır.
her atlet takım da başarılı denemez. çok koşmak başarıyı getirmez. biz son iki sezonda hep şubat-mart sonrası vites arttırdık. avrupa defterini kapatıp sadece lige odaklandığımız geçen sene de vurduk geçtik herkese.
bu sene de aynısı olacak nasipse. yine vurup geçeceğiz. bir avrupa maçından sonra takımı ve hocayı yıpratmak için öne atılmış istatistiklerle takıma köstek olmamalıyız.
koşu mesafesi önemli donedir ancak başarısızlık bununla ölçülmez.
bir de şöyle açıklama yapayım. genelde ön alan presinde 6 adam kullanıyoruz. stoperleri öne çıkarıp bekleri eğer ki bekin hücumcuysa boş koridora yönlendiriyoruz. bizdeki bek sorunundan dolayı burayı atlıyorum ve geri kalana odaklanıyorum. kaldı ki kaan 50 metrede oynuyor.
osimhen-barış-mertens-yunus-sara-torreira ile ön alan presi yaptığımız an uzun vuruluyor ve takımın geriye dahi koşmasına gerek kalmadan 2 stoperimizin üstüne oynanıyor. seken toplar tehlike yaratıyor ama sekmezse ve özellikle ikinci topları alırsak atak olgunlaştırıp hücum ediyoruz. bizim oyunumuz genelde torreira ile ikinci top kazanımında etkili oluyor.
şimdi kaan çizgiye çıkamaz, sol bek depara kalkamaz, sara merkezi kontrol eder, yunus statik ee? 2 adamın kaldı atletik. osimhen ve barış sürekli toplu topsuz koşular yapıyor. bu koşulara cevap aldığımız an golü bulacak pozisyonlar üretiyoruz. demek ki oyun alışkanlığımız değişmiş. bunun da en belirgin sebebi bana göre bekler.
şimdi 2 tempolu bek ve bir tempolu orta saha transferi yaptık. hem koşu fetişi olanlar sevinecek hem de atak olgunluk fetişi olanlar sevinecek. biraz sabır, sadece biraz sabır.