13
bir şubat tatiline denk gelen ama yanılmıyorsam cine 5'ten yayınlanan maç. sahadan çekilme haberi sonrası evimizden takip edebilmiştik saha içini, o zamanlar endüstriyel futbolun yayın kuralları hassasiyeti bu kadar artmamıştı. bu tarz bir durumda kanallar eğer hazırlık yapmışsa saha içinden bile bağlantı yapabiliyordu.
şimdiki gibi sabahtan akşama "futbol" konuşulan kanallarda koca adamların ekrana bakıp maç anlatması hatta yorum yapması olayı yoktu.
fenerbahçe teknik direktörünün sırtına vuran şeyin ne olduğuyla ilgili o akşamın en popüler palavrası kapalı bir çakı idi. sonra bir ara taş fikri ağır bastı. ilerleyen zamanda işin aslı tabi bambaşka çıktı ama 1996'dan ötürü harlanmış olan fener-trabzon rekabeti ortamında enteresan bir olaydı.
saha kenarında kar yığınları olduğunu ve akdenizli bir ada çocuğu olarak iç çektiğimizi hatırlıyorum bir de.
defalarca adamcağızın yere düşüş anı gösterilmişti televizyonlarda ama dönemin kayıt kalitesinde bir elma koçanını algılamak imkansız olduğu için sadece yere düşen bir otto bariç görüntüsü görebiliyorduk.
yıllar sonra şenol güneş bir kadıköy akşamında kendi kendine yere yuvarlanınca dalga geçilmişti uzun süre. o gün o goygoyu harlayanların önemli bir kısmı yaş itibarı ile bu maçı hatırlayabilecek durumda değildi.
ama hatırlayanların da nedense aklına gelmemiştir.
oysa fenerbahçe bu işlerin piridir...
şimdiki gibi sabahtan akşama "futbol" konuşulan kanallarda koca adamların ekrana bakıp maç anlatması hatta yorum yapması olayı yoktu.
fenerbahçe teknik direktörünün sırtına vuran şeyin ne olduğuyla ilgili o akşamın en popüler palavrası kapalı bir çakı idi. sonra bir ara taş fikri ağır bastı. ilerleyen zamanda işin aslı tabi bambaşka çıktı ama 1996'dan ötürü harlanmış olan fener-trabzon rekabeti ortamında enteresan bir olaydı.
saha kenarında kar yığınları olduğunu ve akdenizli bir ada çocuğu olarak iç çektiğimizi hatırlıyorum bir de.
defalarca adamcağızın yere düşüş anı gösterilmişti televizyonlarda ama dönemin kayıt kalitesinde bir elma koçanını algılamak imkansız olduğu için sadece yere düşen bir otto bariç görüntüsü görebiliyorduk.
yıllar sonra şenol güneş bir kadıköy akşamında kendi kendine yere yuvarlanınca dalga geçilmişti uzun süre. o gün o goygoyu harlayanların önemli bir kısmı yaş itibarı ile bu maçı hatırlayabilecek durumda değildi.
ama hatırlayanların da nedense aklına gelmemiştir.
oysa fenerbahçe bu işlerin piridir...