16502
her transfer devresinde düşünmeksizin, amasız fakatsız 50 ile 100 milyon euro arası harcama yapan ve buna rağmen saha dışı her türlü yönteme başvurarak türk futbolunun her yapı taşını bir virüs gibi saran rakibine karşı 2 sezonda da şampiyonluğa ulaşan; üçüncü sezonda da 6 puanlık fark ile hedefe emin adımlarla yürümemizin başını çeken efsanemiz.
transfer eleştirisi yapılacaksa sığ rakamlar üzerinden yapılmamalı. ilk olarak değerlendirilmesi gereken faktör rakibin ne kadar harcadığı. bu rekabette var olmak için, bu rekabeti önde bitirebilmek için gerekenin asgarisini harcadığı kanaatindeyim. iki buçuk senede rakip camia her türlü taktiği denemesine rağmen başarıya ulaşamamış ve bu esnada da minimum yarım milyar euro'yu geçen bir harcama yapmış iken 2-3 tane transferin muhasebeciliğinin yapılması ve sanki yetkili imza tamamen kendisine aitmişçesine sorumlu bulunması bana makul ve mantıklı gelmiyor.
okan buruk'un kabullenilemeyen bir sakinliği var. buna en başta galatasaray taraftarı alışık değil. terim'den en büyük farkı da belki bu. fatih terim'in yapısından çok daha farklı bir insan ilişkisi yöntemi var okan hocanın. belki okan hoca da çıkıp yönetimi ateşe atabilir ya da işler iyi gitmediği anda başka bir sorumlu bularak kendisini üç beş kişiye yarandırmaya çalışabilirdi fakat bunu yapmayı tercih etmiyor. bu özellik yalnızca bununla da sınırlı değil. okan hoca mourinho'nun kışkırtmalarına cevap da vermiyor, rakibi muhatap da almıyor, hakemler konusunda dahi açıklama yaparak kendisine kulak kesilen oyuncu grubunu saha içinden uzaklaştırmıyor.
ayrıca bir hocanın oyuncuyu ben istedim açıklamasının altında mutlaka doğru yatıyor olmak zorunda değil. galatasaray medyasının hangi haberi doğru çıkıyor da bu yöndeki haberler, beyanlar kesin kabul görüyor anlamak da oldukça güç. ayrıca scout transferi diye tabir edip 3 senede şampiyonluklarla ve hoca dokunuşuyla vitrine çıkan oyuncuları okan buruk'tan 6 ay veya 1 yıl önce takıma transfer oldu diye ayrı bir yere koymak da doğru değil. okan buruk yerinde kim olsa her oyuncuyu ben istedim veya oyuncularımdan memnunum demek durumunda çünkü her maçı kazanmak, her oyuncuyu zihnen aktif tutmak ve aidiyet ile takımdaşlığı sürekli üst düzeyde korumak zorunda. gündem yaratmak için sinekten yağ çıkartmaya çalışmaya gerek yok.
okan buruk elindeki malzemeden en iyi verim alan hoca benim gördüğüm. her oyuncusunu 3-4 mevkide oynayabilecek şekle kendisi getiriyor, buna oyuncularını mızmızlanmaksızın ikna edebiliyor, aylar boyunca aslında çoğu mevkide hiç alternatifi yokken bir yolunu bulup kazanmayı başarıyor. her işi gününün şartlarına göre değerlendirmek gerekir. 21-22 transfer döneminde harcanan 30 milyon euro bonservis, o günün şartlarında bugün harcanan paradan daha büyük bir pay teşkil ediyordu pastada. kısır tartışmalar bunlar.
transfer eleştirisi yapılacaksa sığ rakamlar üzerinden yapılmamalı. ilk olarak değerlendirilmesi gereken faktör rakibin ne kadar harcadığı. bu rekabette var olmak için, bu rekabeti önde bitirebilmek için gerekenin asgarisini harcadığı kanaatindeyim. iki buçuk senede rakip camia her türlü taktiği denemesine rağmen başarıya ulaşamamış ve bu esnada da minimum yarım milyar euro'yu geçen bir harcama yapmış iken 2-3 tane transferin muhasebeciliğinin yapılması ve sanki yetkili imza tamamen kendisine aitmişçesine sorumlu bulunması bana makul ve mantıklı gelmiyor.
okan buruk'un kabullenilemeyen bir sakinliği var. buna en başta galatasaray taraftarı alışık değil. terim'den en büyük farkı da belki bu. fatih terim'in yapısından çok daha farklı bir insan ilişkisi yöntemi var okan hocanın. belki okan hoca da çıkıp yönetimi ateşe atabilir ya da işler iyi gitmediği anda başka bir sorumlu bularak kendisini üç beş kişiye yarandırmaya çalışabilirdi fakat bunu yapmayı tercih etmiyor. bu özellik yalnızca bununla da sınırlı değil. okan hoca mourinho'nun kışkırtmalarına cevap da vermiyor, rakibi muhatap da almıyor, hakemler konusunda dahi açıklama yaparak kendisine kulak kesilen oyuncu grubunu saha içinden uzaklaştırmıyor.
ayrıca bir hocanın oyuncuyu ben istedim açıklamasının altında mutlaka doğru yatıyor olmak zorunda değil. galatasaray medyasının hangi haberi doğru çıkıyor da bu yöndeki haberler, beyanlar kesin kabul görüyor anlamak da oldukça güç. ayrıca scout transferi diye tabir edip 3 senede şampiyonluklarla ve hoca dokunuşuyla vitrine çıkan oyuncuları okan buruk'tan 6 ay veya 1 yıl önce takıma transfer oldu diye ayrı bir yere koymak da doğru değil. okan buruk yerinde kim olsa her oyuncuyu ben istedim veya oyuncularımdan memnunum demek durumunda çünkü her maçı kazanmak, her oyuncuyu zihnen aktif tutmak ve aidiyet ile takımdaşlığı sürekli üst düzeyde korumak zorunda. gündem yaratmak için sinekten yağ çıkartmaya çalışmaya gerek yok.
okan buruk elindeki malzemeden en iyi verim alan hoca benim gördüğüm. her oyuncusunu 3-4 mevkide oynayabilecek şekle kendisi getiriyor, buna oyuncularını mızmızlanmaksızın ikna edebiliyor, aylar boyunca aslında çoğu mevkide hiç alternatifi yokken bir yolunu bulup kazanmayı başarıyor. her işi gününün şartlarına göre değerlendirmek gerekir. 21-22 transfer döneminde harcanan 30 milyon euro bonservis, o günün şartlarında bugün harcanan paradan daha büyük bir pay teşkil ediyordu pastada. kısır tartışmalar bunlar.
