502
bunca zamandır tam tamına her şeyiyle güzel bir kadronun kurulduğunu düşündüğüm tek sezon 23-24 sezonu yaz transfer dönemiydi.
takıma sol bek alındı, stoper alındı, orta saha göbek alındı, sağ açık, sol açık alındı, forvet alındı.
hepsinde erden timur parmağı vardı. kimse de diyemezdi ki kötü geçti. kağıt üzerinde harika bir sezon başlangıç paketimiz olmuştu.
davinson sanchez
angelinho
kerem demirbay
zaha
ziyech
tete
halil dervişoğlu
bakambu
ndombele
hem de bunu takımı koruyarak yaptı.
nelsson ve abdülkerim varken sanchez alındı. boey duruyordu, sergio, berkan duruyordu. kerem aktürkoğlu, barış, mertens, icardi hepsi duruyordu. 9 nokta transfer. hepsinin neden ve nereye alındığı belliydi. kaldı ki geçen seneki şampiyonlukta çoğunun payı var.
sonra erden timur gitti ve o mükemmel eski günlere geri döndük. 1 kişinin peşinden 3 ay koşup son güne bırakma keyfi.
bir de geçen dönemde şey çıktı. "biliyorsunuz transfer süreci kolay değil!"
1905 yılında kurulmuş kulübe 15000 tane yabancı gelirken çok kolaydı da birden 24-25 sezonu yaz transfer döneminde mi zorlaştı?
yabancı transferi yapan tek kulüp galatasaray gibi bir algı oluşturulmaya başlandı.
zor gelmesinin sebebi işi bilmeyenlerin bu işe kalkışması işte. hocan bir sistem kurar, o sisteme uygun profili söyler, scout departmanı çalışmasını yapar, yönetici bütçeye uygun geleni getirir. peki biz işin neresindeyiz?
açıkçası hiçbir yerinde. biz zurnanın zort dediği yerdeyiz.
menajer kimi önerecek diye bekliyoruz. e adamlar da haklı son gün pazarı kakalamaya çalışıyorlar. aklı olan menajer galatasray'a transfer sezonu ortasında adam önermez. hatta çoğu elini ovuşturuyordur. "bunlar beni arayacak." diyerek telefonu 7/24 açık bekliyordur.
ne yazık ki bazı şeyleri olduğu gibi kabul etmeliyiz. galatasaray bir zümrenin elinden ve o zümre sportif anlamda başarısız olmadığı takdirde ne yaparsa yapsın gitmeyecek. hem de sadece dursun ağabey başkanlığında.
takıma sol bek alındı, stoper alındı, orta saha göbek alındı, sağ açık, sol açık alındı, forvet alındı.
hepsinde erden timur parmağı vardı. kimse de diyemezdi ki kötü geçti. kağıt üzerinde harika bir sezon başlangıç paketimiz olmuştu.
davinson sanchez
angelinho
kerem demirbay
zaha
ziyech
tete
halil dervişoğlu
bakambu
ndombele
hem de bunu takımı koruyarak yaptı.
nelsson ve abdülkerim varken sanchez alındı. boey duruyordu, sergio, berkan duruyordu. kerem aktürkoğlu, barış, mertens, icardi hepsi duruyordu. 9 nokta transfer. hepsinin neden ve nereye alındığı belliydi. kaldı ki geçen seneki şampiyonlukta çoğunun payı var.
sonra erden timur gitti ve o mükemmel eski günlere geri döndük. 1 kişinin peşinden 3 ay koşup son güne bırakma keyfi.
bir de geçen dönemde şey çıktı. "biliyorsunuz transfer süreci kolay değil!"
1905 yılında kurulmuş kulübe 15000 tane yabancı gelirken çok kolaydı da birden 24-25 sezonu yaz transfer döneminde mi zorlaştı?
yabancı transferi yapan tek kulüp galatasaray gibi bir algı oluşturulmaya başlandı.
zor gelmesinin sebebi işi bilmeyenlerin bu işe kalkışması işte. hocan bir sistem kurar, o sisteme uygun profili söyler, scout departmanı çalışmasını yapar, yönetici bütçeye uygun geleni getirir. peki biz işin neresindeyiz?
açıkçası hiçbir yerinde. biz zurnanın zort dediği yerdeyiz.
menajer kimi önerecek diye bekliyoruz. e adamlar da haklı son gün pazarı kakalamaya çalışıyorlar. aklı olan menajer galatasray'a transfer sezonu ortasında adam önermez. hatta çoğu elini ovuşturuyordur. "bunlar beni arayacak." diyerek telefonu 7/24 açık bekliyordur.
ne yazık ki bazı şeyleri olduğu gibi kabul etmeliyiz. galatasaray bir zümrenin elinden ve o zümre sportif anlamda başarısız olmadığı takdirde ne yaparsa yapsın gitmeyecek. hem de sadece dursun ağabey başkanlığında.