559
maçın istatistiklerine bakarsak:
galatasaray---------------------------------konyaspor
topla oynama %58--------------------------%42
şut 9/18---------------------------------------0/7
xg 2.29----------------------------------------0.34
rcs topla buluşma 30-------------------------10
pas 346/410----------------------------------196/279
pas isabeti %84------------------------------%70
orta 4/20--------------------------------------3/22
ofsayt 2-----------------------------------------2
korner 6---------------------------------------- 2
faul 15-----------------------------------------18
rakip yarı sahada pas 169/219---------------92/154
rys pas isabeti %77---------------------------%60
hava topu 29/43-------------------------------14/43
top kapma 15/18-------------------------------8/14
10+ pas dizisi 9---------------------------------0
ve son olarak topun oyunda kalma süresi 48 dakika 4 saniye.
maç değerlendirmesine geçersek de,
ilk yarı istediğimiz bir oyun ortaya koyamadık. penaltı pozisyonu dışında, ki onu da osimhen yoktan var etti, net pozisyon bulamadık. hatta şut bile çekemedik desek yeridir. bu sürede mücadelesini elden bırakmayan ve bir şeyler yapmak için çabalayan sadece iki oyuncumuz vardı: barış ve osimhen.
konyaspor ise orta sahayı çok çabuk geçerek zor anlar yaşattı ama belli bir yere gelip sonrasını yapacak yetenekte olmadıkları için tıkanıp kaldılar.
ikinci yarının ilk 5 dakikası ise tıpkı ilk yarıdaki gibi kötü bir oyun vardı. yusuf erdoğan'ın sağdan 60-70 metre top sürüp ceza sahamıza kadar gelmesi bir hayli sinirlendirmişti beni. muslera açıyı iyi kapatmasa veya yusuf biraz daha içe kat etse muhtemelen golü yemiştik.
50. dakikadan sonra ipleri tamamen elimize aldık. rakibe uzaktan şut imkanı tanıdık ama her seferinde bloklamayı başardık. bir iki cılız atak dışında bir şey üretemediler. biz ise kaan ve osimhen'le birkaç fırsat yakaladık ama kaleciye takıldık. gol de attık ama bu sefer de var hakemine takıldık çünkü buz gibi golü yediler.
sözün özü, ilk 50 dakikalık performansı bir kenara bırakıp, sonraki dakikalara odaklandığımızda iyi bir maç çıkardığımızı söyleyebilirim. ilk 50 dakikayla birlikte genellersek de vasattık.
ayrıca bu maçtaki galibiyet elbette önemliydi ama en önemlisi de hem gol yememek, hem de eski maçlara nazaran pek gol şansı vermemekti. bunu kısmen başardığımız için mutluyum. umarım takım halinde defans yapmayı alışkanlık haline getirerek gol yemememe serisi başlatırız.
galatasaray---------------------------------konyaspor
topla oynama %58--------------------------%42
şut 9/18---------------------------------------0/7
xg 2.29----------------------------------------0.34
rcs topla buluşma 30-------------------------10
pas 346/410----------------------------------196/279
pas isabeti %84------------------------------%70
orta 4/20--------------------------------------3/22
ofsayt 2-----------------------------------------2
korner 6---------------------------------------- 2
faul 15-----------------------------------------18
rakip yarı sahada pas 169/219---------------92/154
rys pas isabeti %77---------------------------%60
hava topu 29/43-------------------------------14/43
top kapma 15/18-------------------------------8/14
10+ pas dizisi 9---------------------------------0
ve son olarak topun oyunda kalma süresi 48 dakika 4 saniye.
maç değerlendirmesine geçersek de,
ilk yarı istediğimiz bir oyun ortaya koyamadık. penaltı pozisyonu dışında, ki onu da osimhen yoktan var etti, net pozisyon bulamadık. hatta şut bile çekemedik desek yeridir. bu sürede mücadelesini elden bırakmayan ve bir şeyler yapmak için çabalayan sadece iki oyuncumuz vardı: barış ve osimhen.
konyaspor ise orta sahayı çok çabuk geçerek zor anlar yaşattı ama belli bir yere gelip sonrasını yapacak yetenekte olmadıkları için tıkanıp kaldılar.
ikinci yarının ilk 5 dakikası ise tıpkı ilk yarıdaki gibi kötü bir oyun vardı. yusuf erdoğan'ın sağdan 60-70 metre top sürüp ceza sahamıza kadar gelmesi bir hayli sinirlendirmişti beni. muslera açıyı iyi kapatmasa veya yusuf biraz daha içe kat etse muhtemelen golü yemiştik.
50. dakikadan sonra ipleri tamamen elimize aldık. rakibe uzaktan şut imkanı tanıdık ama her seferinde bloklamayı başardık. bir iki cılız atak dışında bir şey üretemediler. biz ise kaan ve osimhen'le birkaç fırsat yakaladık ama kaleciye takıldık. gol de attık ama bu sefer de var hakemine takıldık çünkü buz gibi golü yediler.
sözün özü, ilk 50 dakikalık performansı bir kenara bırakıp, sonraki dakikalara odaklandığımızda iyi bir maç çıkardığımızı söyleyebilirim. ilk 50 dakikayla birlikte genellersek de vasattık.
ayrıca bu maçtaki galibiyet elbette önemliydi ama en önemlisi de hem gol yememek, hem de eski maçlara nazaran pek gol şansı vermemekti. bunu kısmen başardığımız için mutluyum. umarım takım halinde defans yapmayı alışkanlık haline getirerek gol yemememe serisi başlatırız.